(Film Eleştirileri, Sinema Yazıları)
İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde eğitim gördü. Aynı fakültede tamamladığı Yüksek Lisans eğitimini, ‘Movie Going Patterns’ başlıklı Master tezi ile … Devamı…»
*****
Şarkı Olmadan Gün Sona Ermez
Müzik kültürüne katkıları tartışılmaz, tüm zamanların en çok satan solo sanatçısının yaşam öyküsü nasıl anlatılmalı. 42 yıllık kısa ve fakat fırtınalı hayatına çok şey sığdırmış bir pop ikonuna nasıl yaklaşmalı. Görkemli denemeleri ile geniş kitlelerin ilgisini çekmiş Avustralya asıllı yönetmen Baz Luhrmann, bu yıl Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan ve bitiminde 12 dakika süre ile alkışlanan filmi ‘Elvis’ ile bu külfetli çabanın altından kalkmayı denemiş. 50’li 60’lı ve 70’li yıllara damgasını vurmuş olan Elvis Presley ile ABD’nin 30 yıllık serüvenini koşut biçimde anlatmayı seçmiş. Sözcüsü ise Elvis’i dünyaya hediye eden efsanevi menajer olarak bilinen ‘nam-ı diğer Kardan Adam’ Albay Tom Parker. Kimi eleştirmenlerce yadırganıyor bu tercih. Albayı hikâyenin kötü adamı, yalancı, hilebaz, üç kağıtçı benzeri sıfatlarla ananlar var. Ancak feleğin çemberinden geçmiş, karnavallarda türlü numaralarla ayakta kalmış bu açıkgöz adamın Elvis’in keşfi ve yükselişindeki aslan payı reddedilemez.
Babası karşılıksız çek yazmaktan hapse düşen genç Elvis’in aileyi çekip çeviren annesi ile birlikte mütevazı bir zenci mahallesinde kurduğu yaşam, onun küçük yaştan gospellere, blues ritmine aşık olmasını, siyahların zikir havasındaki aşkın müziğiyle kendinden geçmesine yol açacaktır. Elvis 20 yaşına geldiğinde çocukluğundan aşina olduğu ezgilerle Güney’in country tarzını aynı potada erittiği 1954 yılında çıkan ilk 45’liği (That’s All Right Mama) iki ırkın insanlarını birlikte coşturacak, Louisiana Hayride’da pembe bol kostümü ile sahneye çıktığında müziğinin hareketli ritmine paralel vücut dili, yağlı saçı, kız makyajı ve kalça kıvırmalarıyla özellikle genç kızları kendinden geçirecektir. Albay bu anları “şimdiye dek gördüğüm en güzel karnaval gösterisiydi, o kızların gözünde gördüğüm ‘yasak elma’ydı O” sözleriyle dile getirecektir. Sanatçı bu dönemde B. B. King başta olmak üzere siyahi dünyanın efsaneleri ile tanışacak ve Blues’un kalbinin attığı Beale Street’te saygıyla karşılanacaktır.
Elvis çocukluğunun çizgi süper kahramanları denli güçlü ve zirvededir artık. Captain America misali ‘sonsuzluk kayası’na ulaşmaktır hedefi. Ancak yaşadığı dünya bir süper kahramanlar diyarı değildir. 50’li yılların ‘ırk ayrımcılığı’ belası Elvis’e dur diyecek, cinsel sapkınlık suçlaması ile televizyon yasağı gelecek, ardından hapis tehdidiyle susturulmaya çalışılacaktır. Saçlarını kesip üzerine üniforma geçirip 2 yıllığına deniz aşırı askerlik eğitimine yollanır ve ‘Otomatik Portakal’ misali yadellerden (Almanya) sisteme uyumlu bir ‘Amerikan evladı’ olarak dönmesi beklenir.
Filmin Elvis’in özet geçtiğim yükseliş yıllarını konu alan, iki yüzlü Amerika’ya başkaldıran parlak çocuğun öyküsünün anlatıldığı bir saatlik ilk bölümünün çok başarılı olduğunu söylemek isterim. ABD Güney’inde ateşi hâlâ küllenmemiş ‘ırk ayırımcılığı’nın beter biçimde yeniden hortladığı günümüz ile parallellikler kuran bir bölüm bu. Krolonojik bir anlatımı tercih eden Luhrmann, Elvis’in patlama dönemini kendine özgü coşkun sinemasıyla geniş perdeye aktarmış. Çok başarılı bir kurgu çalışmasının yanında zaman zaman perdeyi 7 – 8 parçaya bölmüş, Elvis’in büyük çıkışının gösterişini izleyiciye aktarmayı denemiş.
Şarkıları seslendirmese de bu film için aranmış bulunmuş Kaliforniyalı genç yetenek Austin Butler gerek aslına benzerliği, gerekse Elvis’in üzerinde çok emek verdiği belli büyüleyici sahne performansını yorumladığı bölümlerde son derece başarılı. Anlatıcı konumundaki menajerde ise yılların aktörü Tom Hanks çok başarılı makyajının da desteğiyle kariyerinin (muhtemelen ona yeni bir Oscar adaylığı getirecek) en ilginç kompozisyonlarından birini veriyor. Kurnaz, üç kağıtçı, kimilerine göre şöhretin zirvesinde kaybolmuş bir ruhu sömüren, onu tuz madeninde bir köle misali çalıştıran filmin kötü adamı, ama kanımca o bu sistemin içinde ayakta kalmaya çalışan, tüm kurnazlığı ve zavallılığı ile çarkın dişlilerinden biri.
42 yıllık kasırgalı bir yaşamı 2,5 saate sığdırmak kolay değil kuşkusuz. Nitekim Elvis’in ikinci 10 yılı ve tüm müzikseverlerin çok iyi bildiği vedası biraz aceleye gelmiş haliyle. Yine de kralın Las Vegas çıkartmasının anlatıldığı o şaşaalı son bölüm sanatçı – menajer ilişkisi ve yıldız personasının kırılganlığı üzerine önemli şeyler söylüyor. Luhrmann’ın ‘Elvis’i beklendiği üzere görkemli bir gösteri. Geniş perdede izlenmesi gereken baş döndürücü olduğu kadar hüzünlü bir yaşam hikâyesi. ‘Şarkı söylemeden gün bitmez’ diyor Elvis filmin bir sahnesinde. Kendini hiç yere inmeyen Ebabil kuşuna benzetiyor. Uçarken uyuyan, yorulduğunda kanatlarını rüzgâra dayayıp dinlenen, bir kereliğine o da ölmek için yere inen.
(23 Haziran 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
*****
Babayı Öldürmek
Alexander Sokurov’un yetenekli öğrencileri ilgiye değer filmler üretmeyi sürdürüyor. ‘Uzun Kız / Dylda’ ile beğenimizi kazanmış olan Kafkasyalı Kantemir Balagov’un ardından aynı yöreden Kira Kovalenko, geçtiğimiz yıl dünya prömiyerini yaptığı Cannes’da ödüllendirilen ikinci uzun metrajı ‘Yumrukları Gevşetmek / Razzhimaya Kulaki’ ile sinemalarımıza konuk oldu. Film, Kuzey Kafkasya’nın ücra bölgesinde yaşayan Ada’nın babasının boğucu baskısından kurtulmak için verdiği özgürlük mücadelesi üzerinden ilerliyor. Gürcistan ve Çeçenistan ile komşu olan, yeşilden yoksun kasvetli maden kasabasında hayat tek düzedir. Annenin hayatta olmadığı patriyarkal düzende sıkışmıştır genç kız. Baba evin hakimidir. Yarım akıllı erkek kardeş annesiymiş gibi bağlıdır ona. Başkent Rostov’a kapak atarak kendini kurtarmış ağabeyi Akim’in onu bu mezbeleden kurtarma umudu ile yaşamını sürdürür Ada. Çalıştığı küçük markete mal getiren Tamik’in kendisine yakınlaşmasına sırf evden kurtulmak için karşılık verir.
Yaşadıkları küçük dairenin tek anahtarını elinde tutan baba evin hakimidir. Genç kızı çalıştığı yere kendi üç kapılı arabasıyla götürür. Ada’yı kısa saçlı sever, parfüm kullanmasını istemez. Her daim dizinin dibinde ayak tırnaklarını keserken başını okşar kızının. Öte yandan, kendinden küçük erkek kardeşi Dakko’nun gece yatağına gelip ona sarılarak uyumasını durdurmaya çalışır genç kız. Komşuların dediği gibi Zaur çocuklarının üzerine titreyen örnek bir baba mıdır, yoksa kişilerin iletişim kurmakta zorlandığı, kendilerini diyalog yerine vücut dili ile daha çok birbirlerine dokunarak ifade ettikleri bu hastalıklı aile ortamında, kadınlar erkeklerin bastırılmış arzularının cinsel nesnesi midir. Kovalenko, Ada’nın ‘ailesinin tutsağı olduğunu’ belirtiyor bir söyleşisinde. En yakınlarının sıkı sıkı sarmasıyla kapana kısılmıştır o. Erkekler bir şekilde çekip gidebilirler belki ama ele geçirilmiş kadınlar için koşullar çok daha çetindir. Evlenmek suretiyle baba evinden çıksalar da bu defa koca evinin zindanında tutsak olma tehlikesi vardır.
Filmin çekildiği Mizur kasabasına komşu bir cumhuriyette yetişmiş olan 1989 doğumlu kadın yönetmen Ada’nın yaşadıklarına benzer şeyler deneyimlemiş. Bu umutsuz düzende umudu ve özgürlüğü sinema yapmakta bulduğunu söylüyor. Filmde açıkça ifade edilmese de bedeninde 2004 yılında Çeçenlerin Beslan’daki okula attıkları bombanın izlerini taşıyan Ada psikolojik olduğu kadar, fizyolojik olarak da yaralı. Ayrıca, yetiştiği ailenin kokusunu özlerken yeni bir hayata nasıl başlayabilecektir. Mahallenin tozlu arsasında araba ile gösteriler yapılan, düğün alayına silah seslerinin eşlik ettiği maço kültürün göbeğinde Kovalenko misali özgürlük hayallerine tutunabilecek midir. Babayı öldürmek o denli kolay olacak mıdır.
Filmin babanın sıkılı yumruklarıyla Ada’nın belini kavrayan kollarından kurtulmasını simgeleyen adı ile Marco Belocchio’nun 26 yaşında çektiği ve genç Alessandro’nun işlevsiz aile düzenine isyanını anlatan sarsıcı ilk uzun metrajı ‘Cepteki Yumruklar / I Pugni in Tasca’ya nazire yapıyor yönetmen. Pavel Fomintsev’in kasveti iliklerimize kadar hissettiren soluk görüntüleri, yağmur ve klostrofobik mekânlar ile bezediği gri atmosferi Ada’nın mor ceketi ya da otomobilin camında sallanan masmavi balık süsü ile renklendirirken, rengi bir savunma aracı olarak kullanmayı deniyor. Emilie Dequenne’in çarpıcı ‘Rosetta’sını anımsatan performansı ile Ada’da parlayan ve henüz sinema okulu öğrencisi olan Milana Aguzarova’ya baba Zaur’da deneyimli oyuncu Alik Karaev eşlik ediyor.
(22 Haziran 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
*****
Korku Dağları Bekler
Korku sinemasına yakın ilgisi olduğu bilinen Scott Derrickson’ın, türün ilham kaynağı ünlü yazar Sephen King’in oğlu olan Joe Hill’in aynı adlı kısa öyküsünden yola çıktığı son filmi ‘Siyah Telefon / The Black Phone’ sıcak yaz günlerinin yeni ürpertisi olmaya aday. Son dönemde pek gözde olan Retro akımının ilginç bir örneği olan film, 1978 yılında Kuzey Denver’da geçen ürkütücü gelişmeler üzerinden ilerliyor. Sakin kasabanın ergenlik çağındaki çocukları yüzü maskeli bir adam tarafından siyah bir araçla kaçırılırken olay mahalline siyah balonlar bırakılıyor. Son kurban olan 13 yaşındaki içe dönük Finney’nin, ses geçirmez bodrum duvarına asılı kablosu kesik siyah telefon aracılığıyla esrarengiz seri katilin önceki mağdurlarıyla iletişime geçmesi ile olaylar doğaüstü bir boyut üzerinden yol almaya başlıyor.
Ön jeneriğe eşlik eden fon müziğinden başlayarak 70’ler 80’ler sinemasına selam çakan film büyük ölçüde 1966 doğumlu yönetmenin çocukluk anılarından, bastırılmış korkularından ilham almış. Stephen King’in alamet-i farikası sancılı büyüme sürecinin hüznüyle iyi dengelenmiş olan oğul King’in öyküsü Derrickson için biçilmiş kaftan olmuş. Bu ürkütücü büyüme hikâyesinin ortaya çıkardığı duygulara aşina olduğunu ifade ediyor bir söyleşisinde. O da Finney’nin kız kardeşi Gwen ve diğer çocuklar gibi babası tarafından kemerle dövülmüş. Okul hayatında diğer erkek çocukların zorbalıklarına maruz kalmış. Büyüme yılları korku filmleri izleyerek geçmiş. Finney gibi o da arkadaşlarıyla dönemin olay yaratan filmi ‘The Texas Chainsaw Massacre / Teksas Cinayetler’ini konuşmuş. Televizyon ekranından aynı Finney gibi William Castle klasiği 1959 yapımı ‘The Tingler’ın ünlü banyo küvetinden fırlayan kanlı el sekansı benzeri dehşet sahnelerini izlemiş.
King’in iki kez beyazperdeye aktarılmış kült romanı ‘O / It’ örneğine benzer bir biçimde çocukluk travmalarının ete kemiğe bürünmüş hali olan şeytan maskeli adamla başa çıkabildiğinde Finney özgüvenine kavuşacaktır. Ve bu konuda gereken yardım kanlı katilin kurbanı olan ölü arkadaşların hayaletlerinden gelecektir. Derrickson’ın pek yüzünü göstermeyen seri katili oynamaya ikna ettiği Ethan Hawke ile 2012 yapımı ‘Lanet / Sinister’dan sonra ilk kez bir araya geldiği ‘Siyah Telefon’ seri katil öyküsünü ustalıkla hayalet öyküsüne bağlayan özünde dokunaklı bir büyüme öyküsü. Öte yandan Finney ve geçmişi görme yeteneğine haiz kız kardeşi Gwen’in ortak serüveni üzerinden yürüyen çağdaş bir ‘Hansel ve Gretel’ meseli. Ufacık bir bodrum katında yaratılan dehşet ve kurtuluş mücadelesi boyunca Vietnam sonrası dağılmış Amerikan taşrasının tedirgin atmosferinde kendi çocukluğunun korkuları ile yüzleşen Derrickson, cep telefonlarının henüz icat edilmediği bir dünyada yakınlık duyduğu (teoloji okumuşluğu da var) mistik güçlerin ilhamıyla bir nevi katarsis hali yaşıyor. Dehşeti ağırlıklı olarak izleyicinin hayal gücüne bırakmayı tercih eden anlatımıyla izleyicinin övgüsünü hak ediyor.
(21 Haziran 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
*****
Dışarda Kar Yağıyor
Yazıma başlık olan Ünol Büyükgönenç’in yüreğimize işlemiş klasik şarkısı, ‘zemherinin en acımasız günlerinde’ evsiz barksız yapayalnız bir çocuğun ‘sıcacık bir çörek gibi güneşi düşlediğini’ anlatır. Gerek yurt dışı gerekse yerli festivallerde övgüyle karşılanışının ardından uzun bir süre gösterime girmesini beklediğimiz ‘Okul Tıraşı’nda kar yağıyor yine. Doğu Anadolu’nun ücra bir köşesinde yatılı okulda geçen anlatıda öğrenci çocuklar bu defa aç açıkta değiller ancak yaşadıkları yer bir hapishaneden farklı değil. Haftalık toplu banyo sırasında su tası yüzünden tartışan Memo nöbetçi öğretmen tarafından soğuk su ile yıkanmaya zorlandığında en yakın arkadaşı Yusuf onu ısıtabilmek için elinden geleni yapıyor ancak gün doğduğunda düzelmeyince Memo’yu sırtladığı gibi raflarında ağrı kesiciden başka ilaç ve sağlık görevlisi bulunmayan revirin yolunu tutuyor. Baygın çocuğun acilen hastaneye götürülmesi için karın kapadığı yolların açılması beklenirken yerleşkede yaşayan her bireyin gizlediği sırlar ortaya dökülüyor.
2013 yapımı ‘Cennetten Kovulmak’ ile bilinen yazar yönetmen Ferit Karahan bu ikinci uzun metrajında ‘kendi çocukluk yıllarında benzer bir yatılı okulda yaşadığı travmatik deneyimlerin üzerine gitmeyi hedeflediğini ve gerçeğe yakın durmak istediğini belirtiyor’. Filme adını veren ‘Okul Tıraşı’ disipline riayet etmeyen öğrencilerin saçlarının tam ortadan sıfır numara kesilmesi ve bu şekilde günlük rutinine devam etmesi üzerine küçük düşürücü bir ceza biçimi. Açılıştaki banyo sahnesinden yatakhanede geçen bölümlere okulda askeri disiplini sergileyerek başlayan film, yatılı okulu bir tür cezaevi ya da kışla olarak tasvir ederken büyük resimde sistemin işleyişini daha doğrusu işlemeyişini sorgulamaya girişiyor. İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki baskısını, sistematik ve psikolojik tacize maruz kalan öğrenciler kadar öğretmenler ve diğer görevlilerin de yaşadığının altını çiziyor. ‘Esas meselesini çok fazla korku ya da baskı olan bir yerde insanların esnemek için yalanı nasıl bir direniş biçimine dönüştürdüğü üzerine inşa ettiğini’ belirten Karahan’ın filminde herkes yalan söylüyor. Yusuf yalan söylüyor. Hamza hoca yalan söylüyor. Okul müdürü yalan söylüyor. Kantinci, diğer hizmetliler, hepsi yalan söylüyor. Hiçbiri masum değil çünkü yaşadıkları düzene uyum sağlamak için bunu yapmak zorundalar.
Kimseyi iyi veya kötü olarak damgalamıyor Karahan. Herkes sisteme uyum sağlama ve ayakta kalma derdinde. Yoksul aileler çocuklarının sisteme entegre olması kaygısıyla onları yüzlerce başka çocukla aynı kalıba sokulacakları yatılı okula göndermiş, ‘tek umudumuzsun’ dedikleri çocuklarının etliye sütlüye karışmadan derslerine çalışmaları, düzene uyum sağlamalarını istiyorlar. Öğretmenler de sistem onlara bastırmayı, sindirmeyi salık verdiği için her fırsatta şiddete başvuruyor. Güçlü güçsüzü ezerek kurtlar sofrasında ayakta kalmaya çalışıyor da o beton yığını içinde herkes tutsak aslında. Eve gitmek istiyorum diye ağlayan çocuğa Kenan öğretmenin ‘Ben de gitmek istiyorum. Yapacak bir şey yok’ demesi bu yüzden anlamlı. Kara saplanmış arabayı yürütmeye çalışan öğretmenlerin çabası nafileliği simgeliyor.
Karahan tek günde geçen ve otobiyografik özellikler içeren öyküsü aracılığı ile baskının olduğu yerde doğruyu söylemenin pek mümkün olmadığı, bürokrasiye takılmış kısır döngüyü aşmanın kolay olmadığı, işlevini yitirmiş eğitim sisteminin öğrenciler kadar öğretmenlerin ruhlarında da büyük tahribata yol açtığı, herkesin suçu birbirinin üzerine atmaya çalıştığı bir ülke panoraması çizmeyi; görünürde polisin olmadığı bir anlatıda sistemin çürümüşlüğünü polisiye bir gizem unsuru üzerinden son derece yaratıcı bir tercihle vermeyi başarıyor. Yönetmen karın estetik halini yansıtmaktan özenle kaçınmış. Bembeyaz örtü ve lapa lapa yağan kar bir hapislik, mahsur kalma duygusuna hizmet ediyor. Yakın çekimler ve hareketli omuz kamerası hem ana karakter Yusuf’un çocukluktan olgunluğa geçiş sürecinin yakın takibi hem de gerilim unsurlarına katkısı nedeni ile tercih edilmiş. Daraltılmış ekran formatı klostrofobik atmosferi ve sistemin dar görüşlülüğünü yansıtabilmek için özellikle seçilmiş. Dar bir renk skalası seçimi sorulduğunda ise ‘kar beyazının aydınlatamadığı bir karanlığı renklendirmenin anlamı olmadığını düşündüm’ yanıtını veriyor Karahan.
Kendisinin geçtiği yollardan geçen çocukların öyküsü aracılığı ile çıkmazda bir ülke panoraması çizen Karahan’ın ‘okul üçlemesi’nin bu ilk yapıtının günümüz Türkiye sineması için bir yüz akı olduğunun altını çiziyor, Yusuf’ların Memo’ların ülkenin makus kaderini değiştirecekleri umuduna sarılıyorum.
(17 Haziran 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
*****
DİĞER YAZILARI
- 23.06.2022 – Şarkı Olmadan Gün Sona Ermez
- 22.06.2022 – Babayı Öldürmek
- 21.06.2022 – Korku Dağları Bekler
- 17.06.2022 – Dışarda Kar Yağıyor
- 16.06.2022 – Hayatı Akışına Bırakmak
- 09.06.2022 – Görkemli Bir Yaz Eğlencesi
- 03.06.2022 – Gün Işığı Umudu ile Gecenin İçinden Geçenler
- 02.06.2022 – Eril Şiddetin Çeşitlemeleri
- 27.05.2022 – Düşünme Sadece Yap
- 26.05.2022 – Ve Hayal Gemisi Yol Alırken
- 25.05.2022 – Bırak Güneş İçeri Girsin
- 20.05.2022 – Yas Vakti
- 19.05.2022 – Hayat Rüya İçinde Bir Rüyadır
- 07.05.2022 – İşler Çığırından Çıktı
- 06.05.2022 – Nicolas Cage Hakkında Her Şey
- 29.04.2022 – Her Şey Tekrar Ediyor
- 21.04.2022 – Saf İlkelliğin Has Sineması
- 18.04.2022 – 41. İstanbul Film Festivali’nden Değerli Taşlar
- 13.04.2022 – 41. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış
- 12.04.2022 – 41. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Filmlerini Beklerken
- 08.04.2022 – 41. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 01.04.2022 – İstanbul Film Festivali 41 Yaşında
- 29.03.2022 – Soğuk Metal, Sıcak Aşk
- 25.03.2022 – Pembe Gözlüklerin Ardından
- 17.03.2022 – İnsanlık Tarihi Sessiz Kalmayı Reddediyor
- 11.03.2022 – İnsanlığın Ortak Hafızasına Yolculuk
- 10.03.2022 – Gece, Yağmur ve Yetim Çocuklar
- 04.02.2022 – Mülteci Olmak Bir Kimlik Değildir
- 20.02.2022 – Herkes Sevilmek İster
- 13.02.2022 – Kendine Ait Bir Ada
- 12.02.2022 – Hercule Poirot Bond Misali
- 06.02.2022 – İnsan İnsanın Kurdudur
- 05.02.2022 – Sessiz Çığlık
- 29.01.2022 – Yalnızlık Paylaşılır
- 15.01.2022 – Oğlan Kıza Rastlar
- 08.01.2022 – Sahte Kahraman
- 29.12.2021 – 2021’den Benim Seçtiklerim
- 26.12.2021 – Yaşamak Yalnızca Hayatta Kalmak Değildir
- 25.12.2021 – Toksik Erkekliğin Anatomisi
- 18.12.2021 – Çocuklar Yıkıcı Bir Sorumluluktur
- 14.12.2021 – Bir Rus Kâbusu
- 13.12.2021 – West Side Story Sonsuza Dek
- 12.12.2021 – Deliliğin Sınırında Satranç
- 05.12.2021 – Wes Anderson’dan Sevgilerle
- 04.12.2021 – Kan, Ateş ve Motor Yağı
- 27.11.2021 – Barok’tan Caz’a Bir Çığlık
- 20.11.2021 – Özgürlük Zor Zanaat
- 18.11.2021 – Aynalar Yalan Söylemez
- 17.11.2021 – Hitchcock Renkli
- 11.11.2021 – Diz Kapağına Bir Kurşun
- 06.11.2021 – Hayalimdeki Sevgili
- 30.10.2021 – Cunta Düzeni
- 29.10.2021 – Güney Amerika’dan Vahşet Anıları
- 23.10.2021 – Yabancı Topraklarda Kök Salmak
- 22.10.2021 – Gösteri Bitene Kadar Nefesinizi Tutun
- 18.10.2021 – Dünyayı Kurtarmak İçin
- 09.10.2021 – Göz Oyma Sahnesi Çıkarılsın
- 05.10.2021 – Hatırlamak Yasak, Anlatmak Yasak
- 17.09.2021 – İtinayla Anı Biriktirilir
- 16.09.2021 – Geçti Babacık
- 02.09.2021 – Kırılmış Olsa da Kayıp Değil
- 31.08.2021 – Okyanus Düşlerinin Peşinde
- 18.08.2021 – Alkol Fazla Kaçınca
- 17.08.2021 – Alevlerin Ardından
- 21.07.2021 – Yeni Bir Gezegene Doğru
- 15.07.2021 – Sessiz Ol, Hayatta Kal
- 11.07.2021 – Beni Terk Edersen Seni Öldürmem Gerekir
- 10.07.2021 – 40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 4: Uluslararası Yarışma ve Diğer Bölümlerden
- 26.06.2021 – 40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 3: Çiçek İstemez ve Antidepresan Bölümlerinden
- 20.06.2021 – 40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 2: Genç Ustalar ve Belgesel Film Kuşağı
- 15.06.2021 – 40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 1: Dünya Festivallerinden Seçkisi
- 31.12.2020 – 2020’den Benim Seçtiklerim
- 05.11.2020 – Alman Banliyösünde Paranoya
- 01.11.2020 – Ve Gemi Hızla Su Alıyordu
- 18.10.2020 – 39. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Seçkisi’nden İzlenimler
- 08.10.2020 – Kim Uygar, Kim Barbar
- 03.09.2020 – Adalet ve Önyargı
- 22.08.2020 – Dünyanın Tüm Günahları
- 04.03.2020 – Varolmanın Dayanılmaz Hüznü
- 03.03.2020 – Festival Hitchcock ile Renkleniyor
- 04.02.2020 – Arılara Şarkı Söyleyen Kadın
- 03.02.2020 – Gavroche ‘Gaffar’, Colette ‘Kader’ Olmuş
- 24.01.2020 – Işık ile Pervane
- 16.01.2020 – Kadere Çalım Atan Adam
- 13.01.2020 – Benim Ülkemde Ne Arıyorsun Pislik
- 02.01.2020 – 2019’dan Benim Seçtiklerim
- 23.12.2019 – Alev Alev Bir Aşkın Hikâyesi
- 15.12.2019 – Savaş Hiç Sona Ermiyor
- 02.12.2019 – Kapitalist Düzenin Sözleşmeli Köleleri
- 05.11.2019 – Parazitler
- 17.10.2019 – Almodovar Hatırlıyor
- 08.10.2019 – Sisteme Çomak Sokanlar: Oyunbozan ve Joker
- 24.09.2019 – Sevgili Sadi’yi Bekleyen Filmler
- 02.08.2019 – Kilisenin Sessizliği
- 01.08.2019 – Bir Küba Hikâyesi
- 27.07.2019 – Günışığında Dehşet
- 22.07.2019 – Tek İstediğim Bana Acımanız
- 21.07.2019 – Gloria’nın Eski Tadı Yok
- 15.07.2019 – William Blake’in Ruhani Yolculuğu
- 14.07.2019 – Colette Yeteneğini ve Cinselliğini Keşfediyor
- 13.07.2019 – Amerika’nın Tüm Yabanıl Kuşları
- 03.07.2019 – Bu Topraklarda Her Şey Yanar Kül Olur
- 26.04.2019 – Hikâye Çin’de Geçiyor
- 04.04.2019 – 38. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Filmlerini Beklerken
- 28.03.2019 – 38. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış
- 26.03.2019 – Karanlık Tarafla Yüzleşme
- 20.03.2019 – 38. İstanbul Film Festivali’nden Öneriler
- 15.03.2019 – Sen Benim Herşeyimsin
- 14.03.2019 – İstanbul Film Festivali 38 Yaşında
- 08.03.2019 – Savaşçı Kadın
- 01.03.2019 – Zamansız Mekânsız Bir İyi İnsan
- 22.02.2019 – Göçmen Kuşlar
- 14.02.2019 – Sanatın Hası Bir Tutam Delilik İstiyor
- 08.02.2019 – Tavşanlı İngiltere Tarihi
- 07.02.2019 – Karanlık ile Aydınlık Arasında
- 31.01.2019 – Köpekleşmek Nereye Kadar
- 17.01.2019 – Aile Emektir
- 11.01.2019 – Yansın Bu Dünya
- 09.01.2019 – Üç Kadın Üç Hayat
- 08.01.2019 – Ruh ile Bedenin Mücadelesi
- 05.01.2019 – Bir Aile Fotoğrafı
- 29.12.2018 – 2018’den Benim Seçtiklerim
- 20.12.2018 – Alnımın Çizgilerindesin Memleketim
- 17.12.2018 – Kaybolmuş Bir Dünyanın Şiiri
- 07.12.2018 – Ölümsüz Don Kişot
- 04.12.2018 – Bırak Güneş İçeri Girsin
- 03.12.2018 – Asırlar Boyu Irk Ayrımcılığı
- 30.11.2018 – Dar Alanda Gergin Dakikalar
- 28.11.2018 – Çağdaş Dünyanın Köleleri
- 22.11.2018 – Politika, Ayrımcılık ve Kadın Dayanışması Üzerine Bir Soygun Hikâyesi
- 18.11.2018 – Resimli Vahşi Batı Öyküleri
- 29.10.2018 – Müze ya da Yaman Bir Yönetmenin Ayak Sesleri
- 19.10.2018 – Kaotik Dünyamızda ‘Şiir’e Yer Kaldı mı?
- 13.10.2018 – Baskıcı Toplumun Kadınları
- 12.10.2018 – Vücudumuz Bir Hediyedir
- 01.10.2018 – Ayrımcılık Dehşetine Karşı Omuz Omuza
- 18.09.2018 – Adana’nın Yarışma Filmleri Göz Kamaştırıyor
- 11.09.2018 – Adana Film Festivali 25 Yaşında
- 09.09.2018 – Arafta Kalmışlara Dair
- 12.08.2018 – Kayıp Ozanlar Kuşağı
- 27.07.2018 – Kumsaldakiler
- 16.07.2018 – Nostaljinin Hüznü, Yaşamın Güzelliği
- 06.07.2018 – Bürokratın Yalnızlığı
- 04.06.2018 – Titrerim Mücrim Gibi Baktıkça İstikbalime
- 24.05.2018 – Dünyanın Tüm Kötülükleri
- 20.05.2018 – Cannes’da Altın Palmiyeler Sahiplerini Buldu
- 06.05.2018 – Cannes Film Festivali 71 Yaşında
- 05.05.2018 – Kirli Bir Düzende Temiz Kalmak Mümkün mü
- 25.04.2018 – 37. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler
- 05.04.2018 – 37. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Filmlerini Beklerken
- 30.03.208 – 37. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış
- 21.03.2018 – 37. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 15.03.2018 – İstanbul Film Festivali 37 Yaşında
- 08.03.2018 – Hayat, Aşk ve Kadınlar
- 01.03.2018 – Sevmek Özen Göstermektir
- 22.02.2018 – Rüya Projenin Arka Bahçesindekiler
- 15.02.2018 – Zor Zamanlara Dair Bir Peri Masalı
- 01.02.2018 – İnsanlıktan Umut Kesilmez
- 25.01.2018 – Çürümüş Bir Toplumda Mutlu Olmak Mümkün mü
- 22.01.2018 – Savaş Bitse de Nefret Dinmiyor
- 12.01.2018 – Basının Özgürlüğü mü, Hükümetin Güvenliği mi
- 04.01.2018 – Van Gogh’dan Sevgilerle
- 02.01.2018 – Acı da Haz da Yaşama Dair
- 25.12.2017 – 2017’den Benim Seçtiklerim
- 23.12.2017 – Yitik Umutların Peşinde
- 11.12.2017 – Huzur Maskesinin Ardındaki Dehşet
- 30.11.2017 – Daha İyi Bir Dünya İçin
- 28.11.2017 – 20. Randevu İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 24.11.2017 – Hepimiz Bir Rüyadayız, Ölünce Uyanacağız
- 16.11.2017 – Suç ve Ceza
- 09.11.2017 – Kimse Bizi Görmek İstemiyor
- 06.11.2017 – Boğaziçi Film Festivali Parlak Bir Program Sunuyor
- 02.11.2017 – Hepimiz Birer Sürü Hayvanıyız
- 26.10.2017 – Biz Bir Şiir Okuduk
- 21.10.2017 – Büyük Kentin Küçük İnsanları
- 13.10.2017 – Haneke’nin Mutsuz Avrupa Tablosu
- 06.10.2017 – Toprak Ana’nın Çığlığı
- 01.10.2017 – 24. Uluslararası Adana Film Festivali’nin Ardından
- 24.09.2017 – Doğanın ve Kadınların İntikamı
- 22.09.2017 – Uluslararası Adana Film Festivali 24 Yaşında
- 17.09.2017 – Korku Öldürür
- 11.09.2017 – François Ozon’un Cinsellik Çeşitlemeleri
- 29.08.2017 – Halk İşi Soygun
- 17.08.2017 – Sanatın Amacı Üzerine Zihin Açıcı Bir Meditasyon
- 09.08.2017 – Yönetmenin Kafa Karışıklığı
- 22.07.2017 – Dunkirk’de Yaşam Mücadelesi Üzerine Benzersiz Bir Deneyim
- 19.07.2017 – Busan Treni’nde Dehşet
- 14.07.2017 – Celladın Çırağı
- 02.07.2017 – Güçlendikçe Zalimleşmek
- 15.06.2017 – Kimlik Arayışı, Mistisizm ve Teknoloji
- 30.05.2017 – Hizmetçi, İstanbul Modern’de Gösteriliyor
- 29.05.2017 – Cannes’da Altın Palmiyeler Sahiplerini Buldu
- 17.05.2017 – Cannes Film Festivali 70 Yaşında
- 07.05.2017 – Kamplara Bölünmüş Bir Toplumun Trajedisi
- 29.04.2017 – Hayat Uzun Sakin Bir Irmaktır
- 25.04.2017 – Aynı Rüyada Buluşmak
- 15.04.2017 – 36. İstanbul Film Festivali’nden Son İzlenimler
- 10.04.2017 – 36. İstanbul Film Festivali’nde Berlinale Rüzgarları
- 02.04.2017 – 36. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış
- 23.03.2017 – 36. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 20.03.2017 – Bir Direniş Öyküsü
- 18.03.2017 – İstanbul Film Festivali 36 Yaşında
- 13.03.2017 – Pablo Larrain’den Yaman Bir Anti-Biyografi Denemesi
- 06.03.2017 – Aile ile Helâlleşmek
- 26.02.2017 – Jim Jarmusch ve Şiir
- 20.02.2017 – Ayışığı’nda Mavi Görünür Siyah Çocuklar
- 12.02.2017 – Toni Erdmann’dan Yaşam Dersleri
- 06.02.2017 – Kederin Portresi
- 29.01.2017 – Aşağılanma ve İntikam
- 25.01.2017 – Yakın Plan Yas
- 16.01.2017 – Amerikan Gençliğine Coşku Dolu Bir Bakış
- 02.01.2017 – Düş ve Gerçek
- 27.12.2016 – 2016’dan Benim Seçtiklerim
- 22.12.2016 – Meçhul Kızlar, Toplumsal Sorumluluklar
- 16.12.2016 – 19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Lav Diaz Sürprizi
- 10.12.2016 – Can Sıkıntısı
- 25.11.2016 – Savaşın Kazananı Yoktur
- 18.11.2016 – Güzel ve Dertli Ülkeye Kederli Bir Bakış
- 11.11.2016 – Kurban olmayı Reddeden Kadın
- 03.11.2016 – Kurgulanmış Tarihin Çıkmazları Üzerine
- 28.10.2016 – Almodovar’ın 66 Yaş Dinginliği
- 20.10.2016 – Bunu Hak Edecek Ne Yaptım
- 28.09.2016 – 23. Uluslararası Adana Film Festivali: Başarılı Bir Organizasyonun Ardından
- 20.09.2016 – Koyu Gri Bir Dünyada Pembe Umutlar
- 19.09.2016 – Adana Film Festivali 23 Yaşında
- 09.09.2016 – New York’un Küçük Adamları
- 05.09.2016 – Her Aile Sırlarla Yüklü Bir Adadır
- 26.08.2016 – Bosna’da Dinmeyen Gerilim
- 10.08.2016 – Dostum Kieslowski
- 01.08.2016 – Yıkıcı Bir Aşkın Günlüğünden
- 24.07.2016 – Atom Egoyan’dan Bellek ve İntikam Üzerine
- 17.07.2016 – Michael Moore Usulü Tek Kişilik İşgal
- 10.07.2016 – Avrupa’nın Sessizliği
- 02.07.2016 – Güneyli Sinemacının Stüdyo ile İmtihanı
- 25.06.2016 – Koyunlar ve İnsanlar
- 22.06.2016 – Bir Dahaki Sefere Banka Soyacağız
- 12.06.2016 – Suya Düşen Bedenler
- 05.06.2016 – Çocukluk Korkuları Üzerine Ürkütücü Bir Deneyim
- 30.05.2016 – Yaşam ile Ölümün Tam Sınırında
- 21.05.2016 – Anne, Kız ve Sınıf İlişkileri
- 08.05.2016 – 69. Cannes Film Festivali Altın Palmiye Adaylarına Bir Bakış
- 02.05.2016 – 35. İstanbul Film Festivali’nden Bir Avuç Belgesel
- 22.04.2016 – Ölüm ile Yaşam Arasında
- 11.04.2016 – Otto Preminger: Tabulara Karşı Çıkan Sinemacı
- 09.04.2016 – Kum Saati Sanatoryumu ile Alternatif Zaman Üzerine Bir Meditasyon
- 01.04.2016 – Hou Hsiao – Hsien Usulü Hipnotik Güzellik
- 26.03.2016 – 35. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 21.03.2016 – İstanbul Film Festivali 35 Yaşında
- 08.03.2016 – Chantal Akerman ile Bir Ömür
- 01.03.2016 – Bu Bir Peri Masalı Değil
- 18.02.2016 – Saul’un Seçimi
- 12.02.2016 – Fotoğrafın Öteki Yüzü
- 04.02.2016 – Aşk ve Özgürlük
- 30.01.2016 – Sistemi Sorgulayanlar
- 20.01.2016 – Hayat Kuşun Kanadında
- 14.01.2016 – Günahkârlar Kulübü
- 08.01.2016 – Bu Öyküde Prenslere Yer Yok
- 01.01.2015 – 2015 Yılının En İyi 10 Filmi
- 27.12.2015 – Yorgos Lanthimos’un Oyunbaz Evrenleri
- 17.12.2015 – Star Wars Efsanesine Yakışan Devam Filmi
- 10.12.2015 – Üç Perdelik Steve Jobs
- 03.12.2015 – Sisli Puslu Havalarda
- 27.11.2015 – Vahşi Batı’da Bir Romeo
- 19.11.2015 – Annenin Ölümü
- 14.11.2015 – Hayal Kavuşmalar
- 04.11.2015 – Karanlıkta Kaybolanlar
- 29.10.2015 – Rosetta, Serap ve Diğerleri
- 23.10.2015 – Mustang ya da Bir Başkaldırı Öyküsü
- 16.10.2015 – Hepimiz Kısmetin Elindeyiz
- 04.10.2015 – Acımasız Olan Zaman
- 22.09.2015 – At İzi İt İzine Karıştığında
- 11.09.2015 – Cellatla Yüzleşme
- 05.09.2015 – Hiçbir Sistem Güvenli Değildir
- 23.08.2015 – David Gordon Green’in Yalnız Adamlar Albümünden
- 11.08.2015 – Klostrofobik Evlilik Gerilimi
- 04.08.2015 – Soluk Soluğa Bir Berlin Gecesi
- 27.07.2015 – Bedenlere Hapsolmuş Tedirgin Ruhlara Dair
- 19.07.2015 – Melodramın Koyu Karanlığında
- 11.07.2015 – Kapitalizme Ayak Uydurma Hikâyesi
- 03.07.2015 – Danimarkalı Yönetmenden Western’e Saygı
- 25.06.2015 – Cafer Panahi’nin Sinemaya Aşk Mektubu
- 20.06.2015 – Şiddet ve Cinsellik Altyazısız
- 04.06.2015 – Tutkuları ve Korkularıyla Yves Saint Laurent
- 23.05.2015 – Çölde Bir Aksiyon Operası
- 18.05.2015 – Aşk Zahmetli İştir
- 14.05.2015 – İçinden Kelebekler Geçen Aşk Hikayesi
- 10.05.2015 – Tehlikeli Zamanlar
- 03.05.2015 – İnsanlığın Kurtuluşu Mümkün müdür?
- 25.04.2015 – Festivalin İran Sineması Seçkisinden Vizyondaki Oryantalist Vampir Hikâyesine
- 15.04.2015 – Vahşet Anılarının Şahidi Bir Sedef Düğme
- 11.04.2015 – Festivalin İlk Haftasında Öne Çıkanlar
- 08.04.2015 – Festivalde Bruno Dumont İmzalı Bir İnsanlık Komedyası
- 02.04.2015 – Evvelden ya da Bir Ulusun Çöküşünün Kronolojisi
- 27.03.2015 – 34. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler
- 15.03.2015 – Gökten İnen Prenses
- 08.03.2015 – Devrimin Öksüz Çocukları
- 05.03.2015 – Ölüm Bizi Ayırıncaya Dek
- 01.03.2015 – Nefes Aldıkça Umut Vardır
- 25.02.2015 – Birdman ya da Aktörün Varolma Savaşı
- 22.02.2015 – Anne ve Özgürlük
- 19.02.2015 – Kadın Sanatçının Kimlik Mücadelesi
- 15.02.2015 – Alice Kaybetme Sanatını Öğreniyor
- 12.02.2015 – Martin Luther King’in Özgürlük Hayali
- 09.02.2015 – Çekirdek Aile Panikte
- 05.02.2015 – Işığı Kutsayan Sanatçının Aykırı Portresi
- 02.02.2015 – Amerikan Rüyasının Koyu Karanlığında
- 24.01.2015 – Kara Kıtadan Acı Bir Çığlık
- 25.01.2015 – Davulcunun İktidar Mücadelesi
- 21.01.2015 – 2014 Yılının En İyi Filmleri
- 16.01.2015 – Merhametli Yüce Tanrı’nın Sessizliği
- 11.01.2015 – Hollywood Ateşinde Yanmak
- 06.01.2015 – Doğa Verir, Doğa Alır
- 28.12.2014 – Varoluşa Kafa Yoran Güvercinin Gözünden
- 26.12.2014 – Mücadele ve Mutluluk
- 24.12.2014 – Oyuncunun Korkularına Dair
- 20.12.2014 – Buda’nın Ölümü
- 14.12.2014 – Özgürlük Ateşi Sönmeyecek
- 08.12.2014 – Sürüngenin Gece Yolculuğu
- 03.12.2014 – Bir Yazı Dönümü Gecesi İtirafları
- 01.12.2014 – Popüler Sinemada Devrimin Ayak Sesleri
- 12.11.2014 – Uzaya Çık, Çocukları Kurtar!
- 09.11.2014 – Selanik’te Ödüller Sahiplerini Buldu
- 06.11.2014 – Selanik Film Festivali’nden İzlenimler
- 28.10.2014 – 55. Uluslararası Selanik Film Festivali Başlıyor
- 20.10.2014 – Babalar ve Oğullar
- 17.10.2014 – Herkesin Sihire İhtiyacı Var
- 09.10.2014 – Bir Savaş Sanatı Olarak Evlilik
- 05.10.2014 – Drakula Efsanesine Alternatif Başlangıç
- 27.09.2014 – Bir Başka Kimliğin İzinde
- 22.09.2014 – 13. Filmekimi’nde Deneyimli Ustalar, Taze Keşifler
- 14.09.2014 – Filmekimi 2014’de Kaçırılmaması Gerekenler
- 09.09.2014 – Aktörün Hüzünlü Vedası
- 31.08.2014 – Sinema Bir Şenliktir
- 26.08.2014 – Sivas’ın Venedik Macerası Başlıyor
- 19.08.2014 – Anneler ve Oğullar
- 11.08.2014 – Cuma Gecesinden Pazar Akşamına
- 04.08.2014 – Kayıp Zamanın İzinde
- 31.07.2014 – Kadının Adının Olmadığı Topraklarda
- 26.07.2014 – Alacakaranlık Kuşağından Sinyal Var
- 22.07.2014 – Çölde Tek Başına
- 17.07.2014 – Bu Havai Fişekler Kaybedenler İçin
- 13.07.2014 – Kuzeyli Ustadan Tehlikeli Masallar
- 08.07.2014 – Kelly Reichardt’ın Minimalist Dünyasında Suç ve Ceza
- 05.07.2014 – Avustralya Fonunda Distopik Western
- 29.06.2014 – Edinburgh’da Kim Daha Pislik
- 22.06.2014 – Öteki Ben’in Dayanılmaz Çekiciliği
- 12.06.2014 – Ayazda Kalmış Yüreklere Bir Neşter Daha
- 05.06.2014 – Amerikan Sivil Haklar Mücadelesi Tarihine Tanıklık
- 25.05.2014 – Cannes’da Zafer Kış Uykusu’nun
- 19.05.2014 – Godzilla’nın Düşündürdükleri
- 15.05.2014 – Kopyalanmış Adam
- 13.05.2014 – 67. Cannes Film Festivali Başlıyor
- 09.05.2014 – Kayıp Evladın İzinde
- 04.05.2014 – Gerçek Bir Psikoterapi Öyküsü
- 22.04.2014 – Onur Ünlü’ye ve İnsanlık Onuruna Teşekkürler
- 18.04.2014 – Festivalin En Güzel Sürprizi
- 16.04.2014 – Festivalden Ulusal Yarışma İzlenimleri
- 13.04.2014 – Festivalin Uluslararası Yarışma Filmleri Görücüye Çıkıyor
- 07.04.2014 – Afrikalının Özgürlüğüne Giden Yol
- 05.04.2014 – Festivale Yürek Titreten Bir Başlangıç
- 29.03.2014 – Hak Hukuk Mücadelesi
- 27.03.2014 – Mayınlı Bölgeden Notlar
- 19.03.2014 – Festivalde Kaçırılmaması Gerekenler
- 16.03.2014 – Miyazaki’den Berkin’e…
- 10.03.2014 – Duvarların Parçaladığı Hayatlar
- 10.03.2014 – Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı
- 01.03.2014 – Çatısı Uçmuş Evler, Miras Mutsuzluklar
- 28.02.2014 – Costa-Gavras Çağdaş Diktatörlere Karşı
- 20.02.2014 – Muhteşem Anneler
- 16.02.2014 – Jarmusch’un Entellektüel Vampirleri
- 13.02.2014 – Beklenmedik Biçimde Belirir Aşk
- 13.02.2014 – Mary Poppins Yazarının Disney Usulü Öyküsü
- 11.02.2014 – Kurt Satıcının Önlenemez Yükselişi
- 09.02.2014 – Tek Gerçek Roma’nın Görkemli Güzelliği
- 04.02.2014 – Geçmiş ile Gelecek Arasında
- 30.01.2014 – Disney’den Feminist Bir Bakış
- 26.01.2014 – Hastalıklı Bir Toplumun Anatomisi
- 23.01.2014 – Hayat Kaybedişler Üzerinedir
- 22.01.2014 – Her Şey Hayatta Kalabilmek İçin
- 19.01.2014 – Tutunamayanların Şerefine
- 13.01.2014 – Gloria Tek Başına Dans Ediyor
- 10.01.2014 – Anneler ve Büyümesine İzin Verilmeyen Oğullar
- 03.01.2014 – Walter Mitty’nin Çağ Atlamış Gündüz Düşleri
- 29.12.2013 – Hollywood Usulü 47 Ronin
- 28.12.2013 – Gencecik Bir Gündüz Güzeli
- 26.12.2013 – Havada Devrim Kokusu Var
- 24.12.2013 – 2013’ün En İyileri
- 20.12.2013 – Küçük Bir Sinema Mucizesi
- 04.12.2013 – Hüzünlü Bir Sonbahar Sonatı
- 29.11.2013 – Bir Vampir Hikayesi
- 24.11.2013 – Küflenmiş Toplum Düzeni, Yıpranmış Birliktelikler
- 08.11.2013 – İstanbul Modern’de Hithcock Şöleni
- 07.11.2013 – Gençliğe ve Cinsel Özgürlüğe Adanmış Bir Başyapıt
- 04.11.2013 – İnsan Endişeden Yaratılmıştır
- 30.10.2013 – Frances’ın Tek Kişilik Dansı
- 25.10.2013 – Büyüklerin Dünyasında Arada Kalmış Çocuklar
- 18.10.2013 – İbretlik Bir Onur Mücadelesi
- 16.10.2013 – Yabancıların Arzuları Üzerinden Şekillenen Hayatlar
- 09.10.2013 – Moebius ya da Kim Ki-Duk Usulü Cinsellik ve Şiddet
- 26.09.2013 – Hayat Bizi Kıskanır
- 15.09.2013 – Hadi Alışverişe Çıkalım
- 08.09.2013 – Kahve Telvesinde Saklı Umutlar
- 07.09.2013 – Körü Körüne Boyun Eğmektir Öldürücü Olan
- 28.08.2013 – Amerikan Solu Geçmişle Hesaplaşıyor
- 20.08.2013 – Aile Bir Takımdır
- 19.08.2013 – Lore ya da Masumiyetin Yitirilişi
- 15.08.2013 – Stay Hungry, Stay Foolish
- 08.08.2013 – Hollywood Dehlizlerinde Kaybolmak
- 04.08.2013 – Rastgele Baltasar
- 03.08.2013 – Aktörler ve Randevular
- 26.07.2013 – Yaşlılık ve Yaklaşan Ölüme Ağıt
- 25.07.2013 – Bruno Dumont’un Gözüyle Camille Claudel
- 24.07.2013 – Bu Dünyadan Geçip Gitmeden Önce
- 16.07.2013 – Nicolas Winding Refn, Baba ile Hesaplaşmayı Sürdürüyor
- 15.07.2013 – Diren Thérèse Desqueyroux
- 01.07.2013 – Atadan Kalma Topraklar Tehdit Altında
- 30.06.2013 – Mesele Yalnızca Baldan İbaret Değil
- 22.06.2013 – Vicdani Sorumluluktan Kaçmak Mümkün mü?
- 09.06.2013 – Çam Ağaçlarının Ötesinde Üç Perdelik Trajedi
- 03.06.2013 – Hannah Arendt ile Totalitarizmin Kökenleri Üzerine
- 28.05.2013 – Soluk Soluğa İzlenen Oscarlı Bir Belgesel
- 27.05.2013 – François Ozon Aile Kurumunu Sorgulamayı Sürdürüyor
- 26.05.2013 – Cannes’da Ödüller Sahiplerini Buldu
- 25.05.2013 – Cannes Film Festivali’nde Sona Yaklaşırken
- 23.05.2013 – Cannes’da Amerikalı Bağımsızlar, Marjinal Hayatlar
- 21.05.2013 – Cannes’da Oluk Oluk Kan, Liberace’nin Işıltısı ve Roma’nın Görkemli Güzelliği
- 19.05.2013 – Cannes’da Bir Radikal ve Coen Kardeşler
- 17.05.2013 – Baz Luhrmann Usulü Gatsby
- 17.05.2013 – Cannes’da Psikoterapi ve Babalık Davası
- 15.05.2013 – Cannes’da İranlı ve Çinli Ustaların Günü
- 14.05.2013 – Cannes Film Şenliği Başlıyor
- 12.05.2013 – Cennetlik Bernie’nin İnanılması Zor Gerçek Hikayesi
- 02.05.2013 – Sınırda Yaşayan İnsanların Tutunma Çabaları
- 29.04.2013 – Yaşamın Yükünü Sırtlayan Kadınlar
- 26.04.2013 – Hollywood’a Hoşgeldin Park Chan-Wook
- 22.04.2013 – İnsan Ruhunun Dipsiz Karanlığında
- 13.04.2013 – Bir Festival Daha Sona Ererken
- 13.04.2013 – Carlos Reygadas Saf Gerçeğin Peşinde
- 09.04.2013 – Danis Tanovic’in Filmi Festivale Bomba Gibi Düştü
- 09.04.2013 – Festivalin Onur Konuğu Costa Gavras Çağdaş Diktatörlere Karşı
- 09.04.2013 – Altın Ayı Ödüllü Romanya Filmi Festivalde
- 06.04.2013 – Uluslararası Yarışmanın Altın Lale Adayları Görücüye Çıkıyor
- 02.04.2013 – Festivalin Formda Ustaları ve Parlak Bir Keşif
- 31.03.2013 – Festivalde İlk Günün Filmleri ve Bir Başyapıt
- 30.03.2013 – Festivale ‘Hafif, Çok Hafif’ Bir Başlangıç
- 29.03.2013 – Gerilim Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni
- 23.03.2013 – Tek İstediğim Beni Sevmeniz
- 16.03.2013 – Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurtlar
- 16.03.2013 – İlişkilerin Dinamiği Üzerine Çağdaş Bir Sinema Dersi
- 15.03.2013 – Festival Jüri Üyesinden Kadınlar Üzerine
- 10.03.2013 – Festivalde Kaçırılmaması Gereken Filmler
- 02.03.2013 – Sefiller ya da Müzikali Beyazperdede İzleme Deneyimi
- 24.02.2013 – Cinsellik Herkesin Hakkı
- 16.02.2013 – Uzak Doğulu Masal Anlatıcısıyla Kaldığımız Yerden
- 10.02.2013 – Aşk, İnanç, Dogmalar ve Seçimlerimiz Üzerine
- 10.02.2013 – Amerikan Halkına Moral Olsun
- 02.02.2013 – Zincirlerinden Boşanmış Django
- 26.01.2013 – Benim Annem Güzel Annem
- 26.01.2013 – Faşist Diktatöre Hayır
- 11.01.2013 – Kanunsuzluğun Kanun Olduğu Yıllar
- 11.01.2013 – Altmışlık Delikanlı Zor Durumda
- 11.01.2013 – Dünyanın Sonu Üzerine Fantastik Bir Deneme
- 04.01.2013 – Kırık Kalpler İçin Umut Işığı
- 29.12.2012 – 2012 Yılının En İyi On Filmi
- 29.12.2012 – Romandan Beyazperdeye Pi’nin Yaşamı
- 28.12.2012 – Yeni Başlayanlar İçin Anna Karenina
- 20.12.2012 – Amerikan Usulü Öldürme Üzerine İki Film
- 14.12.2012 – Suçlar, Kabahatler, Yalan Zaferler
- 14.12.2012 – Toprağın İçindeki Oyukta Bir Hobbit Yaşardı
- 06.12.2012 – Uçuş, İzleyicisini Ters Köşeye Yatırıyor
- 30.11.2012 – Küllerinden Yeniden Doğmak
- 30.11.2012 – Argo Ya da Ben Affleck’in Önlenemez Yükselişi
- 22.11.2012 – Karanlıklar Prensi Baba Olursa
- 16.11.2012 – Havana’dan İnsan Manzaraları
- 07.11.2012 – Zordur Erkeklik Halleri
- 07.11.2012 – Eli Kanlı Kutsal Aile
- 07.11.2012 – Tim Burton Tam Formunda
- 01.11.2012 – Bond Köklerine Dönüş Yapıyor
- 01.11.2012 – Babamın Sesi ya da Geçmişin Acılarıyla Yüzleşmek
- 25.10.2012 – Çağlar Boyu Adalet ve Özgürlük Mücadelesi
- 24.10.2012 – Alt Sınıfların Payına Düşen
- 20.10.2012 – Histeri ile Başetmenin Yaratıcı Yolları
- 18.10.2012 – Stop Motion Animasyon ile Korku Türü’nün Yeni Birlikteliği
- 11.10.2012 – Stalin’in Gazabından Nazi Zulmüne
- 08.10.2012 – 19. Adana Altın Koza Film Festivali: Başarılı Bir Organizasyonun Ardından
- 04.10.2012 – Seyirciler Bu Kez Kadınlar
- 03.10.2012 – Tahrip Edilmiş Cennet
- 27.09.2012 – Hayat, Aşk, Ölüm