(Film Eleştirileri, Sinema Yazıları)
İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde eğitim gördü. Aynı fakültede tamamladığı Yüksek Lisans eğitimini, ‘Movie Going Patterns’ başlıklı Master tezi ile… Devamı…»
*****
37. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Filmlerini Beklerken
37. İstanbul Film Festivali’nin ‘Uluslararası Altın Lale Yarışması’ filmleri heyecanla bekleniyor. Bu yıl yarışma jürisinin başkanlığını João Pedro Rodrigues yürütüyor. Portekizli deneyimli yönetmeni festivalde ilgiyle izlenmiş ‘Erkek Gibi Ölmek’ (2009) ve Locarno’dan en iyi yönetmen ödüllü geçtiğimiz yıl İstanbul Film Festivali’nde uluslararası dalda Altın Lale’yi kazanan ‘Ornitolog’ gibi filmlerinden tanıyoruz. Yunan Yeni Dalga Sineması’nın öncü ismi Yorgos Lanthimos’un filmlerinin değişmez oyuncularından aktris Angelika Papoulia, Berlinale 2018’in hayranlık uyandıran ve bu yıl bizim festivale de konuk olacak olan üç ödüllü ‘Mirasçılar’ın Paraguaylı yazar yönetmeni Marcelo Martinessi, Ferzan Özpetek’in ilk uzun metrajı ‘Hamam’ filmiyle edindiği uluslararası şöhretin ardından sinema ve televizyon için 100’ü aşkın film müziine imza atmış besteci Pivio ile Talinn Black Night Film Festivali kurucusu ve direktörü Estonyalı akademisyen Tiina Lokk jürinin diğer üyeleri olarak ekibi tamamlıyor.
Uluslararası Yarışma seçkisi 11 filmden oluşuyor. İlk gösterimini Locarno Film Festivali’nde yapan ‘Köpek / Chien’, tüm umudunu tüketince köpek olmaya karar veren bir adamın hikayesi. Fransız yönetmen Samuel Benchétrit’in kendi romanından sinemaya uyarladığı film, kişiliksiz, ruhsuz, insaniyetini kaybeden bir toplumun mizahi portresini, görünmez olmayı seçen bir adam aracılığıyla çizmeyi deniyor. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde yapan ‘Western’de yönetmen Valeska Grisebach’ın Avrupa’nın bugününe dair önemli tespitleri var. Sinemacı filmin adından hareketle Western ikonografisini kullanarak Avrupa’nın güncel ‘yabancılık’ tartışmasını masaya yatırıyor. Endonezyalı kadın yönetmen Mouml Sury imzalı ‘Katil Marlina’, Japon samuray ve Amerikan westernlerinden esinlenmiş, etkileyici görselliği ve müzikleriyle öne çıkan feminist bir western. Marlina’nın dört perdelik serüveni, Berlin’de yarışan son filmiyle feminist övgülere boğulan jüri üyesi Martinessi’nin dikkatini çekeceğe benzer.
Yarışmanın ilgiyle beklenen filmlerinden bir diğeri olan İran yapımı ‘Ev’, bedenini tıbbi araştırmalar için bağışlayan babasının vasiyetini rahatsızlıkla karşılayarak yerine getirmek istemeyen genç kızın tereddütleri üzerine kurulu. İlk uzun metrajında yönetmen Asghar Yousefinejad tek mekânı olağanüstü değerlendirmiş. Bükreş’in kenar mahallelerinde geçen ‘Bir Mahalle Hikayesi’, birçok yönüyle tabuları yıkan alışılmadık bir aşk hikâyesi anlatıyor. Sırbistan doğumlu Bosnalı kadın yönetmen Ivana Mladenovic’in filmi, 40’lı yaşlardaki utangaç antropolog Adi ile eski suçlu Alberto’nun sınıf ilişkilerine çarpan yasak sevdaları üzerine. Bol ödüllü ABD yapımı ‘The Rider’, kendini oynayan bir kovboyun gerçek yaşamından aldığı kesitten yola çıkarak Amerikan tipi erkekliğin gerçekçi bir eleştirisine girişiyor. Chloé Zhao’nun görsel dünyasıyla Terence Mallick’den esinler taşıyan filminin 16 mm çekimleri Danimarka’nın küçük bir kireçtaşı madeni kasabasında yapılmış. İki erkek kardeşin hayat mücadelesi üzerine kurulu ‘Kış Kardeşleri’, İzlanda asıllı yönetmen Hylnur Palmason’in ilk uzun metrajlı çalışması.
Polonya’dan gelen Andrzej Jakimowski imzalı ‘Bir Zamanlar Kasım’da’, orta sınıfların kendilerini bir anda toplumun en alt tabakasında bulmalarının an meselesi olduğu gerçeğini gazetecilere özgü bir yaklaşımla dile getiren ilginç bir sosyal dram. Yine seçkide yer alan ‘Cocote’, Dominik Cumhuriyeti’ndeki gelenekler, sınıf çatışmaları, şiddet eğilimi ve ahlaki yozlaşmayı irdeleyen bir hikaye üzerinden ilerliyor. Latin Amerikan sinemasında yeni ve güçlü bir soluk olarak övgü toplayan yönetmen Nelson Carlo de Los Santos Arias birçok oyuncusu amatör olan filmini 35 mm çekmiş. Gerilim filmleriyle dikkat çeken yönetmen ikili Juliana Rojas ile Marco Dutra’nın birçok festivalden ödülle dönen yeni filmleri ‘Görgü Kuralları’, iki kadının ön planda olduğu, fantastik ile sosyal gerilimi bir arada kullanan çağdaş bir müzikal. Başrollerinde Angola asıllı Portekizli dansçı ve oyuncu Isabél Zuaa’nın dikkat çektiği film annelik, toplumsal sınıf, aile kavramlarını tartışmaya açarken, bedensel değişim ve cinsel arzu gibi kavramları ele alıyor.
Uluslararası yarışma seçkisi bizden bir filmle sonlanıyor. Dünya prömiyerini Berlinale 2018’in Forum bölümünde yapan Burak Çevik imzalı ‘Tuzdan Kaide’, aynı rüyanın tekrar tekrar anlatıldığı, zamandan kopmuş, mekânı belirsiz bir yolculuğun filmi. Esme Madra, Nihal Koldaş, Nazan Kesal gibi sinemamızın kalburüstü kadın oyuncularının yer aldığı yapım, Reha Erdem’in fantastik denemesi ‘A Ay’ ile Kutluğ Ataman imzalı ‘Karanlık Sular’ın izini süren bir atmosfer denemesi olarak dikkat çekiyor.
(05 Nisan 2018)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
*****
37. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış
‘Ulusal Altın Lale Yarışması’ sinemamızın son hasadından öne çıkan örneklerin izleyici karşısına çıkacağı, 37. İstanbul Film Festivali’nin ilgiyle takip edilen bölümlerinden biri. Bu yıl yönetmen Pelin Esmer’in başkanlığını yapacağı yarışma jürisinin diğer üyeleri, Nuri Bilge Ceylan filmlerinin değişmez görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki, oyuncu Selen Uçer, şair Küçük İskender ve Paris merkezli serbest gazeteci ve sinema yazarı Barbara Lorey de la Charrière’den oluşuyor. Jüri, Altın Lale en iyi film, yönetmen, Onat Kutlar adına Jüri Özel Ödülü, erkek oyuncu, kadın oyuncu, senaryo, görüntü yönetmeni, kurgu ve özgün müzik dallarında ödül veriyor.
Yarışma seçkisi 13 filmden oluşuyor. Bunlardan Semih Kaplanoğlu imzasını taşıyan ‘Buğday’ şimdiden sinema tarihimize geçmiş önemli bir film. Geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden Adana Film Festivali’nden Jüri Özel ödüllü ‘Körfez’, Emre Yeksan’ın çok başarılı ilk uzun metrajı, yine prömiyerini Adana’da yapmış ‘Sofra Sırları’ ise deneyimli sinemacımız Ümit Ünal imzalı mükemmel bir kara komedi. Yarışma seçkisine dahil olup festivalin hemen öncesinde vizyona giren ‘Kelebekler’, geçtiğimiz Ocak ayı içinde Sundance Bağımsız Filmler Festivali’nin Dünya Sineması bölümünün dramatik dalda büyük ödülünü kazandı. ‘Gişe Memuru’ ve hayli ses getirmiş ‘Sarmaşık’ ile tanınan Tolga Karaçelik imzalı film, 30 yılın ardından babalarının çağrısı üzerine köylerine dönen üç kardeşin tuhaf serüvenini anlatıyor. Geçmişle hesaplaşmanın hüznünü absürd komedi ile sarmalayan, çok iyi yazılmış ve oynanmış film yarışmanın favorilerinden.
Merakla beklenen bir diğer film olan ‘Yol Kenarı’, Tayfun Pirselimoğlu imzasını taşıyor. Çözümlenemeyen ölümler ve gizemli doğa olayları ile sarsılmış cinnetin eşiğindeki bir kasabaya gelen ve Mehdi olduğuna inanılan genç adamın gizemli hikâyesini siyah beyaz çekmiş usta sinemacımız. Tansu Biçer, Taner Birsel ve Ercan Kesal gibi isimler bu filmin ağır topları olarak dikkat çekiyor. 2013’te ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ ile Altın Lale’yi kazanan Onur Ünlü, bu yıl ‘Put Şeylere’ isimli çalışmasıyla yarışmaya renk katacağa benzer. Absürd tarzıyla tanınan yönetmenin filmi, 54. Antalya Film Festivali’nin İstanbul’da düzenlenen alternatif ulusal seçkisine de dahil olmuş ve sinemacıya en iyi yönetmen ödülünü kazandırmıştı. İstanbul’un Cihangir semtinde yaşayan bir grup sanatçının karmaşık öyküsünde yine zaman ve mekanla oynayarak deneysel bir anlatım tutturmuş Ünlü.
2014 yılının ilgiye değer yapımlarından ‘Neden Tarkovski Olamıyorum’un yaratıcılarından iki adet film var yarışmada. Yarışma seçkisinde izleyeceğimiz ‘Halef’ yönetmen Murat Düzgünoğlu’nun ‘Neden Tarkovski…’nin ardından çektiği yeni uzun metrajı. Film, hayvanların dünyaya yeniden gelmiş insanlar olduğuna inanılan, tavaf edilen dergâhlar, şifalı taşlar ve muskalarla örülü mistik dünyada, hayata rasyonel bakan mistisizme, mistik bakan Halef’inse şüheciliğe kaymasıyla taşların yerinden oynadığı gizemli bir serüven vaadediyor. Aynı filmde oyuncu olarak yer almış Vuslat Saraçoğlu ise ilk yönetmenlik denemesi ‘Borç’ ile toplumsal sorumluluk ve iyilik hallerimizi sınavdan geçiren ilginç bir hikâyeden yola çıkıyor.
‘Kırık Midyeler’in yönetmeni Kenan Kavut, Jale Arıkan başrolünde yer aldığı yeni filmi ‘Kaçış’ta savaşta ailesini kaybeden ve ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli göçmenin yaşadıklarından yola çıkarak, çağımızın yakıcı mülteci sorununa parmak basıyor. Ulusal yarışma seçkisi bir dizi ilk filmle tamamlanıyor. Bunlardan Banu Sıvacı imzalı, Sofya Film Festivali’nden taze ‘en iyi yönetmen’ ödüllü ‘Güvercin’, Adana’nın kenar mahallelerinden birinde ağabeyi ve ablası ile birlikte yaşayan ve kuşlarından başka bir dünyayı tanımayan Yusuf’un çevresinde şekillenmekte. Dünya prömiyerini Berlinale 2018’in Forum bölümünde yapan Burak Çevik imzalı ‘Tuzdan Kaide’, aynı rüyanın tekrar tekrar anlatıldığı, zamandan kopmuş, mekânı belirsiz bir yolculuğun filmi. Esme Madra, Nihal Koldaş, Nazan Kesal gibi sinemamızın tanınmış oyuncuları filmin kadınlardan oluşan oyuncularından bazıları.
Mehmet Ali Konar’ın Kürtçe ve Türkçe dillerinde ilk yönetmenlik denemesi ‘Renksiz Rüya / Hewno Bereng’, 90’lı yılların karanlık politik atmosferini küçük Mirza’nın yaşam ritmi ve farkındalığı üzerinden anlatırken, Abdurrahman Öner’in ilk uzun metrajı ‘Aydede’, küçük bir kasabada yaşanan platonik aşk ve miras kavgasına, yine bir çocuğun, annesi ve yaşlı dedesi ile birlikte yaşayan küçük Bekir’in gözünden tanıklık ediyor.