Bellek Yanıltır mı?

Bellek her zaman gerçeği ifşa eder mi, yoksa inkâr etmek istediklerimizi unutmaya mı meyillidir. Michel Franco’nun dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali’nden ‘En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ ile dönen son çalışması ‘Hatır / Memory’ bu soruya yanıt ararken, soluk bir New York sonbaharında mevsim kadar hüzün yüklü iki ana karakterin tedirgin hayatlarının izini sürüyor.

Yetişkin bakım merkezinde sosyal hizmetli olarak çalışan Sylvia (Jessica Chastain) ile Saul (Peter Sarsgaard) mezunlar toplantısında karşılaşıyor. Herkes eğlenirken bir köşede yalnız başına oturan genç kadın yanı başında biten sakallı adamdan irkilerek uzaklaşırken Saul onu metroya kadar takip etmeyi sürdürüyor. Bu da yetmiyor, genç kadının 13 yaşındaki kızı ile birlikte yaşadığı Queens’in tekinsiz mahallesinde kapısına kilit üstüne kilit vurulmuş evin kapısında yağmur altında sabahlıyor. Sylvia genç yaşta demans hastalığından muzdarip adamın 12 yaşındayken tacize uğradığı liseliler takımından biri olduğunu düşünüyor, geçmişin korku ve dehşet yüklü anıları ile sarsılıyor. Meksikalı sinemacının kurbanın yıllar sonra tecavüzcüsü ile karşılaştığı Liliana Cavani başyapıtı ‘Gece Bekçisi / Il Portiere di Notte’ (1974) benzeri gerilim yüklü bir yüzleşme hikâyesi anlatmaya niyetli olmadığını anlamamız uzun sürmüyor. Bellek, Saul vakasında olduğu üzere bütün bütün terk-i diyar eylemiş, bazen de Sylvia örneğinde olduğu gibi unutulmak isteneni kuytu köşelerde gizleme yolunu seçmiştir. Senaryo yaralı iki ruhun, örselenmiş iki bedenin birbirlerine sığınma hikâyesine evrilirken, çiftin yakınları bu beraberliği onaylamayarak onları ayırmaya çalışacak ancak Franco hikâyeyi ucu açık bırakmayı tercih edecektir.

2015 yapımı ‘Kronik / Chronic’de ürpertici ölüm meselesinin hayatın bir parçası olduğunu olabilecek en saf biçimde anlatırken gücünü dürüstlüğünden alan farklı ve ilgiye değer bir denemeye imza atmıştı Meksikalı sinemacı. New York sonbaharının mat renk paleti ve soluk ışıklandırması altında belleği neşter altına yatırdığı son filminde belgeselcileri hatırlatan soğukkanlı üslubunu koruyor. Alamet-i farikası plan – sekanslarını izlemek bir kez daha keyif veriyor. Antonioni esintileri taşıyan bir önceki çalışması ‘Gün Batımı / Sundown’ın ardından bu kez Bergman estetiğine göz kırptığını görüyoruz. İncelikli yorumları ile filme büyük katkı sağlayan Chastain – Sarsgaard çiftinin özellikle yatak odası sahnesinde İsveçli ustanın imzasını taşıyan ‘Bir Evlilikten Sahneler / Scenes From A Marriage’ın efsanevi ikilisi Liv Ullmann ile Erland Josephson’a fiziksel olarak da ne kadar benzediğini fark ediyoruz*.

*Jessica Chastain’in Oscar Isaac ile birlikte Bergman filminin 2021 Amerikan yapımı televizyon dizisi uyarlamasında oynamış olduğunu ayrıca not etmiş olalım.

(06 Mart 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com