Chris Miller’in yönettiği ve Rihanna, James Corden, Nick Offerman, JP Karliak, Daniel Levy, Amy Sedaris, Natasha Lyonne, Sandra Oh, Octavia Spencer ile Nick Kroll’un seslendirdiği animasyon film Şirinler Filmi (Smurfs). Habil’le Kabil’den, yani dünyanın ilk insanlarından bu yana iyilerle kötüler hep karşı karşıya gelmiş. Mitolojide de, efsanelerde de, romanlarda, müzikte de, sinemada da bu bir fırsat olarak görülmüş ve ana izlek olarak kullanılıyor.
Şirinler, benim sonradan tanıdığım karakterler, yaşım tutmuyor yani. Benim akranlarım için “Kaptan Grant” vardı ya da Tommiks, Teksas. Televizyondan izledim kuşkusuz, ama çok az. Üzerine okudum. “Smurf” sözcüğünün “Kızıl Bayrak Altındaki Sosyalist Adamlar” kısaltması olduğunu iddia eden yazıları yani. Tabii ki, ilgisi yoktu, ama kendi içinde (Şirinler Köyünde) oluşturdukları ortak yaşamla birbirlerine saygılı, yardımcı, sevecen oldukları kesin.
Bu kez, Chris Miller’in çektiği, girişi muhteşem Şirinler’le karşı karşıyayız. Muhakkak ki, hedef kitlesi olan filmin, onlara göre değerlendirilmesi gerekir. Renkler çok hoş, müzikler çok güzel. Animasyon da başarılı. Rihanna (Şirine) çok iyi …ama yetmez.

Sihirli dört kitabı bir araya getirebilirse “kötüler” (Gargamel ile kedisi “Azman”ı tanıyorduk; kardeşi Razamel… Kötünün de iyisi varmış ya da kötüler de “iyi” görünümlü olmak isteyebilir, çıkarları uğruna), bir kitabı kaybetmişler. Anlaşılacağı üzerine, kitabı Şirin Baba, Şirinler Köyünde saklamış. Kendisini kanıtlamak isteyen “İsimsiz” Şirin, sihir yapınca kötüler Şirinler Köyünü bulur. Sonrası, beklendiği gibi, iyilerle kötülerin savaşı. İyiler iyi niyetli hatalar yaparken kötüler o hatalardan yararlanmaya çalışıyor… Beklendiği gibi, film mutlu sonla bitiyor, tabii ki devamının geleceğini işaret ederek.
Çocukları hedefleyen bir filmde şiddetin bu denli öne çıkarılması doğru gelmedi bana. Hemen her gün özellikle kadınları öldürülen bir ülkede, filmdeki şiddeti çocuk gerçek sanabilir. Kötü, hadi, sakıncalı diyelim sözcükler de var; her ne kadar “bip”lense de çocukların anlamayacağını mı sanıyorsunuz?
(16 Temmuz 2025)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com