41. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Filmlerini Beklerken

41. İstanbul Film Festivali’nin ‘Uluslararası Altın Lale Yarışması’ filmleri merakla bekleniyor. Bu yıl yarışma jürisinin başkanlığını Bent Hamer yürütüyor. ‘Yumurtalar’, ‘Mutfak Sohbetleri’ ve ‘Factomum’ gibi kimi yapıtları daha önceki yıllarda festivalde gösterilen Norveçli auteur sinemacının Amerika’da çektiği son filmi ‘Aracı / The Middle Man’ bu yılın programına alınmış. Filmlerinde bolca mizah olduğunu ama komedi olmadıklarını belirten Hamer’in 15 Nisan saat 18:30’da Yapı Kredi Kültür Sanat’ta festival izleyicisi ile buluşacağını buradan duyurmuş olalım. Uluslararası Yarışma jürisinin öteki simalarına gelirsek, bu yıl festivalde ‘Intregalde’ adlı son filmi gösterilen Romanyalı yönetmen Radu Muntean, festivalde 2017 yapımı ‘Kaybolma’ ile tanıyıp sevdiğimiz, bu yıl ‘Yarına Kadar / Ta Farda’ ile programda yer alan İranlı sinemacı Ali Asgari, yapımcı Marie-Ange Luciani ve Venedik Günleri sanat direktörü Gaia Furrer diğer üyeler olarak ekibi tamamlıyor.

Uluslararası Yarışma seçkisi 10 filmden oluşuyor. Geçtiğimiz aylarda Berlin’den Fipresci ödülü ile dönen Bertrand Bonello imzalı ‘Coma’ pandemiye dair şimdiye kadar yapılmış en inandırıcı ve etkileyici filmlerden biri olarak dikkat çekiyor. Film pandemiyle sokağa çıkma yasaklarının tetiklediği sosyal ve ekolojik kaygıları amansızca özümsüyor ve yansıtıyor. Neredeyse soyut bir karışık teknik deneme fantezisi olan film, Bonello’nun kızına yazdığı film-mektuptan ve filozof Deleuze’ün “asla başka birinin rüyasına girme, tehlikeli olabilir” sözünden esinlenmiş.

Gaspar Noé’nin önceki filmleri gibi prömiyerini yine Cannes’da yapan ‘Vortex’ hayata, yönetmenin kendi ölümlülüğü üzerine de düşündüğü son derece kişisel bir pencereden bakıyor. Fransız sinemacı kıl payı ölümden döndüğü bir beyin kanaması atlatıp pandemide de Covid’e yakalanmasının ardından gerçekleştirdiği bu projede, “her yaşam formunun kendi tünelinde yaşadığını” anlatmak üzere neredeyse baştan sona, bölünmüş ekran tekniği kullanıyor; filmdeki iki kameradan birinin arkasında bizzat kendisi yer alıyor. Gerilim-korku türünün ustalarından Dario Argento’nun başrolünü paylaştığı film, yaşlılık ve bunamadan muzdarip sevgi dolu bir çiftin son günlerine odaklanıyor.

İngiliz sinemacı Peter Strickland’ın yarışma seçkisinde yer alan yeni filmi ‘Flux Gourmet’ garip ama göz alıcı karakterler, renkler, elektronik müzik ve önceki filmlerinden 2012 yapımı Berberian Sound Studio gibi sesle dolu, aşırı stilize ve bol yemekli bir komedi. Mutfak ve beslenme performansına adanmış bir enstitüde, çeşitli yiyeceklerin seslerini araştıran bir kolektif kendilerini güç mücadelelerinin, sanatsal kan davalarının ve sindirim bozukluklarının ortasında buluyor.

2014’te yönettiği ‘Blind / Körlük’ ile İstanbul Film Festivali’nin büyük ödülü Altın Lale’yi kazanan, özellikle Joachim Trier ile ‘Tekrar / Reprise’den son dönemin hayli ilgi gören ‘Dünyanın En Kötü İnsanı / Verdens Verste Menneske’ye birçok filmin senaryosuna imza atan Eskil Vogt’un yazıp yönettiği ikinci film ‘Masumlar / De Uskyldide’ dünya prömiyerini 2021 Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde yaptı. Yetişkinler için, çocukların dehşet verici gizli dünyalarına bir yolculuk vaat eden yapım, Kuzeyin aydınlık yaz mevsiminde geçiyor ve büyüklerin bakmadığı, görmediği anlarda dört çocuğun oyun oynarken karanlık, doğaüstü güçlerinin ortaya çıkıp gizemli ve ürkütücü olaylara yol açmalarını anlatıyor.

Ukraynalı sinemacı ve siyasal aktivist Oleh Sentsov’un ilk gösterimi 2021 Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünün kapanış filmi olarak gerçekleştirilen son çalışması ‘Gergedan / Nosorih’ Ukrayna’nın “vahşi 90’lı yıllarında” hayatta kalmaya çalışan Gergedan lâkaplı genç bir gangsterin suç dünyasında hızla yükselişi ve kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığında, kurtuluş için bir şans arayışı üzerinden ilerliyor.

Cezayirli-Brezilyalı sinemacı Karim Aïnouz imzalı ‘Dağların Denizcisi / Marinheiro Das Montanhas’ yönetmenin Marsilya’dan bir tekneye binerek Akdeniz’i geçip ilk defa babasının memleketi Cezayir’e gidişi üzerine. Aïnouz annesi Iracema’nın anısı ve bir kamera eşliğinde çıktığı bu yolculuğu bize, Akdeniz’i geçişinden Kabiliye’deki Atlas Dağları’na varışına ve dönüşüne kadar tüm ayrıntılarıyla aktaran, gezi günlüğü, fotoğraflar ve arşiv malzemelerini birleştiren annesine ilettiği görsel bir mektup niteliğinde.

2021 Sundance jüri ödüllü ‘Leonor Asla Ölmeyecek / Leonor Will Never Die’, bir zamanlar sektörde gayet etkin ve önemli bir senarist olan Leonor’un, kaza geçirdikten sonra komaya girişi ve kendisini 4:3 formatındaki tamamlanmamış filminin aksiyon kahramanı olarak buluşu üzerinden ilerliyor. Artık en çılgın hayallerini şahsen yaşayabilecek ve hikâyesinin mükemmel sonunu keşfedebilecektir. Görüntü yönetmeni Martika Ramirez Escobar’ın bu ilk yönetmenlik denemesi, 1970’lerin ve 80’lerin Filipin aksiyon filmlerine bir saygı duruşu niteliğinde.

Litvanyalı yönetmen Dovile Sarutyte imzalı ‘Hayat Üzerine Bir Film /
Ilgo Metro Filmas Apie Gyvenima’
sevilen birinin ölümüne verilen tepkinin ne kadar öngörülemez olduğu fikrinden yola çıkmış. Filmin ana karakterine adını veren Dovile’in hayatı babasının ölümüyle sarsılıyor. Ancak cenaze törenini bir an önce halletmesi gerektiği için yas tutacak zaman yoktur. Töreni babasının anısına layık, mükemmel bir şekilde gerçekleştirmeye çalışan Dovile her ayrıntıyla ilgilenirken kendini giderek tuhaf kişilerin arasında ve daha tuhaf durumların içinde buluyor ve çocukluk anıları aklına üşüşmeye başlıyor. Cenazenin ‘başarılı’ olmasının sevinci, geçici de olsa yasını gölgede bırakabilir. İşte bu zıtlık, başlangıç noktası ölüm olsa da yaşamaya devam edenlerle ilgili bu hikâyenin dramatik eksenini oluşturuyor.

Bir diğer yarışma filmi olan ‘Rüyalar Diyarı / Land of Dreams’ Amerika’da yaşayan İran doğumlu sanatçılar Shirin Neshat ve Shoja Azari’nin kendi kişisel yolculuklarından ilham alıp efsanevi senarist merhum Jean-Claude Carrière’in son senaryosundan yola çıkarak yönettikleri gerçeküstü bir taşlama. Çok da uzak olmayan bir gelecekte geçen filmde, sınırlarını kapamış ve her zamankinden daha yalıtılmış bir Amerika’da özgür olmanın keşfi üzerine bir deneyim.

Ülkemizden festivalin uluslararası yarışmasına dahil edilmiş olan ‘Birlikte Öleceğiz’, Hakkı Kurtuluş ile Melik Saraçoğlu’nun ortaklaşa yazıp yönettikleri son çalışmaları. Yönetmenlerin bu üçüncü birlikteliklerinin ürünü olan yapım, çok sevmekle beraber birbirlerine hiç kimsenin çektirmediği kadar acı çektiren bir çiftin tüm güzellik ve çirkinliğiyle onları yalnız bırakmayan İstanbul’da, varlıklarını sürdürebilmek için hem kendileri hem de çalkantısında gitgide boğuldukları şehirleriyle mücadeleleri üzerine. Merakla beklediğimiz bu ilginç film festivalin ‘Ulusal Yarışma’ seçkisine de dahil edilmiş.

(12 Nisan 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com