Okyanus Düşlerinin Peşinde

‘Dust Bowl’ ya da ‘Dirty Thirties’ olarak adlandırılan 1930’lu yıllar, şiddetli toz fırtınalarının ABD’nin kırsal bölgelerine önemli derecede ekolojik ve tarımsal zarar verdiği bir dönemdir. Büyük Ekonomik Bunalım yıllarının zor koşullarına aşırı kuraklık da eklenince, bu dönemde sayısız çiftçi ailesi okyanusa ulaşma özlemi içerisinde göç etmek zorunda kalmıştır. Bu tozlu yıllar usta yazar Jonh Steinbeck’in birkaç kez sinemaya uyarlanmış ‘Gazap Üzümleri / Grapes of Wrath’ ile ‘Fareler ve İnsanlar / Of Mice and Men’ adlı romanlarına konu olmuştur. Dönemi ustaca betimleyen bir diğer sinema eseri olarak 1978 yapımı Terrence Malick filmi ‘Cennet Günleri / Days of Heaven’ anılabilir.

Sinemalarda sessiz sedasız gösterime giren ‘Düşler Ülkesi / Dreamland’ tam da bu dönemin göbeğinde 1935 baharında geçen bir hikâye üzerinden ilerliyor. Binbir ümitle ücra Bismark kasabasına göç eden Baker ailesi, verimsiz topraklarda aradığını bulamamıştır. Bu toprakların lanetli olduğunu düşünen baba John, oğlu Eugene henüz 5 yaşındayken Mexico Körfezi’nin bereketli kıyılarına ulaşmak üzere ailesini terk eder. Yalnız kalan anne yeniden evlenir ve yıllar geçer.

Eugene 17 yaşına geldiğinde koşullar farklı değildir. Fırsatını bulanlar bu çorak topraklardan bereketli Kaliforniya kıyılarına göç etme peşindedir. Babasının yıllar önce göndermiş olduğu posta kartındaki büyülü okyanus manzarası onun hayallerini süslemektedir. Üvey baba evinde yaşamanın mutsuzluğu içinde, bakkaldan gizlice aşırdığı dedektif ve süper kahraman öykülerinin düş dünyasında gezinip durmaktadır.

Dönem yoksul ve mutsuz insanların devridir. Bonnie ve Clyde benzeri kaybedecek hiçbir şeyi olmayan genç insanlar banka soymak suretiyle köşeyi dönme gayretindedir. Komşu Missouri’de gerçekleşen son soygun, aralarında küçük yaşta bir kız çocuğunun da bulunduğu 5 kurbanla kanlı bir bilanço bırakmıştır geriye. Soygunculardan erkek olanı aldığı kurşun yarasıyla hayatını kaybetmiş, sevgilisi Allison Wells bacağında bir kurşunla izini kaybettirmeyi başarmıştır.

Genci yaşlısı kasabalı erkekler genç kadının yakalanması için konmuş 10.000 dolarlık ödül için sürek avına girişir. Lakin Allison aynı gece bizim ailenin pek kullanılmayan ahırında Eugene’in karşısına çıkacaktır. Genç çocuk elinde silah yaralı bir hayvan gibi inleyen genç kadına gönüllü olarak yardım ederken, merakla okuduğu dedektif romanlarının heyecanlı iklimine adım atacak, Allison’un deyişiyle bu çirkin ve zorlu hayattan okyanus hayallerine ulaşmayı deneyecektir.

İlk gösterimini 2019 Tribeca Bağımsız Filmler Festivali’nde yapmış olan ‘Düşler Ülkesi’ yönetmen Miles Joris – Peyrafitte’nin ikinci uzun metrajı. 2016 yapımı ilk filmi ‘As You Are / Olduğun Gibi’ ile Sundance’de Jüri Özel Ödülü kazandığında henüz 23 yaşında olan genç sinemacı, yeni çalışmasında da ergenlik ile erkeklik arasındaki köprüyü katetme yolundaki ana karakterinin öyküsüne eğiliyor. Çok izlenmiş televizyon dizileri ‘Peaky Blinders’ ve ‘Animal Kingdom’ ile tanınan genç İngiliz oyuncu Finn Cole, Eugene karakterine hayat vermiş. Filmin yapımcılarından biri olan son dönemin parlayan kadın oyuncularından Margot Robbie ise efsanevi Bonnie Parker’ın ruh ikizi kanun kaçağını canlandırıyor.

Filmin kimi boşluklar barındıran senaryosu belli klişeler üzerinden ilerliyor. Ancak genç yönetmen bu zaafı görsel yetkinliğiyle kapatmasını becermiş. ‘Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız / A Girl Walks Home Alone at Night’ın becerikli görüntü yönetmeni Lyle Vincent’ın ile işbirliği iyi sonuç vermiş. Terrence Malick’den ödünç alınmış renk paleti, Fritz Lang’ın kara filmlerinden esinlenilmiş ışıklandırma ve hareketli kurgusuyla iyi bir iş çıkarmış genç yönetmen. İki kaçağın bir motel duşunda geçen ve karakterlerden birinin uzunca bir süre kadraj dışında kaldığı yaklaşık 7 dakika uzunluğundaki plan sekans ise gerçekten çok başarılı. Kurak topraklara aylar sonra ilk yağmurun düştüğü final sahnesi de bir o kadar etkileyici. Filmin müziklerinde Patrick Higgins ile birlikte imzası olan Joris – Peyrafitte’in yeni işlerini takip etmekte yarar var diyorum.

(31 Ağustos 2021)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com