41. İstanbul Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gerekenler

Festival üzerine bu ikinci yazımda, seçimlerinize katkıda bulunacağını umduğum, klasikler dışında kalan yapıtları içeren 14 filmlik geleneksel ‘kaçırılmaması gerekenler’ listemi takdim ediyorum.

1- ALCARRÀS:
Geçtiğimiz Berlin Film Festivali’nin en iyi filmi seçilen Carla Simón imzalı yapım, festivalde Altın Ayı Ödülü’nü alan ilk Katalanca film. Tamamen amatör oyuncuların yer aldığı film, Katalonya’daki Alcarràs köyündeki arazilerinde nesillerdir şeftali toplayan Solé ailesini merkezine alıyor. Ancak bu yılın son hasatları olma ihtimali de var, nitekim tahliye ve şeftali ağaçlarının kesilip güneş panellerinin kurulması ihtimaliyle karşı karşıya kalmaları, birbirine sıkı sıkıya bağlı aile üyelerinin arasını açıyor. Carla Simón, 2017 İstanbul Film Festivali Jüri Özel Ödülü’nü kazanan ’93 Yazı / Estiu 1993’da olduğu gibi geleneksel Katalonya’yı fon alarak sarsılmaz aile bağlarının mahrem ve dokunaklı bir portresini çizerken, ülkemizi de tehdit eden ekolojik yıkımın ayak seslerini duyuruyor.

2- KUTSAMA (Benediction):
Film, Birinci Dünya Savaşı şairi Siegfried Sassoon’un çalkantılı yaşamını, şiirsel sinemasıyla tanıdığımız usta yönetmen Terence Davies’in gözünden derinlemesine inceliyor. Birinci Dünya Savaşı’nda Alman kuvvetlerine karşı mücadele eden Sassoon, savaşın dehşetinden kurtulup cesareti için Demir Haç nişanına lâyık görülmüş, ancak cepheden döndüğünde hükümetinin savaşa devam kararını yüksek sesle eleştiren, karmaşık bir adamdır. Savaş aleyhtarı bir savaş kahramanı olarak eşcinselliğiyle uzlaşmaya çalışırken bir yandan da kurtuluşunu evlilikte ve dinde bulmaya çalışır. Paramparça bir dünyada kendini kabullenme ve huzur arayışı içinde olan bir adam olarak Sassoon’un hikâyesi, yaşadığı dönemde olduğu gibi günümüzde de anlamını koruyor.

3- ROMANCININ FİLMİ (The Novelist’s Film):
2022 Berlin Büyük Jüri Ödüllü yapım Güney Koreli usta yönetmen Hong Sang-soo’nun 27. uzun metrajlı filmi ve bazı eleştirmenlere göre, “bugüne kadar çektiği en tutkulu, sevgi dolu ve narin çalışması.” Film ilişkiler, sinema ve edebiyat ile yaşamın kendisi hakkında sohbet ederken rastlantısal karşılaşmaları çok sade bir yolla sunuyor. Bir süredir yazmayan bir kadın romancı, uzun zamandır görüşmediği genç bir meslektaşını açtığı kitapçıda ziyaret ediyor. Daha sonra bir film yönetmeni ve eşiyle karşılaşıyor. Birlikte parkta yürüyüşe çıktıklarında kendine benzer yaratıcılık sorunlarıyla boğuşan bir kadın oyuncuya denk geliyorlar. Romancı, oyuncuyu birlikte bir film yapmaya ikna etmeye çalışıyor.

4- RIMINI:
Cennet Üçlemesi’nin Avusturyalı yönetmeni Ulrich Seidl’ın Berlin Film Festivali’nde görücüye çıkan son filmi, şöhretini yitirmiş bir şarkıcı/jigolonun hem karanlık hem de komik öyküsünü anlatırken, çürümekte olan Avrupa toplumundan ilginç enstantaneler yakalıyor. Yaşlanmakta olan Richie Bravo İtalya’nın sahil kasabası Rimini’de geçkin turistlere hizmet ederek geçinirken, varlığını bile unuttuğu kızının çıkagelmesiyle hayatı değişiyor. Kış mevsiminde terkedilmiş kasvetli Rimini fonunda başroldeki Michael Thomas’ın incelikli performansı için bile izlenebilir.

5- NITRAM:
2015 yapımı biçimci Macbeth uyarlaması ile tanıdığımız Justin Kurzel’in Caleb Landry Jones’a Cannes’da en iyi erkek oyuncu ödülünü getiren son filmi, Avustralya tarihinin en kanlı olaylarından Port Arthur Katliamı’nın öncesini, “böyle bir şeyi kim yapar?” sorusundan yola çıkarak olan biteni katliamı gerçekleştiren kişinin bakış açısından aktarıyor. Nitram annesi ve babası dışında toplumdan kopuk, uyumsuz, yalnız ve küskün bir hayat sürdürürken içine kapalı, çok zengin bir kadınla arkadaş oluyor. Ancak, bu tuhaf yakınlığın tekinsiz sonu, onu ve çevresindekileri felaketlere sürükleyen yolun başlangıcı oluyor.

6- AMERICA LATINA:
Roma’nın banliyölerinden Latina, bataklıklar, ıslah edilmiş araziler, nem ve terkedilmiş nükleer santrallerle özdeşleşmiş bir kasabadır. Bu özelliksiz yerleşim bölgesinde yaşayan ve bir villa ile sevgi dolu aileye sahip nazik ve sakin dişçi Massimo, bir gün evinin mahzeninde ağzı kapatılıp dövülerek direğe bağlanmış ve dövülmüş bir kadın bulduğunda uyumlu düzeni alt üst oluyor ve hayatı aniden paranoya ve suçlulukla dolu çıkmaz bir yola giriyor. Geçen yıl İKSV çevrimiçi gösterimlerinde izlediğimiz Çirkin Masallar /Favolacce’nin yönetmenleri D’Innocenzo kardeşlerin 2021 Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan bu son filmi, gizemini baştan sona koruyan psikolojik bir dram.

7-PETER VON KANT:
Tanınmış Fransız yönetmen François Ozon, Fassbinder’in 1972 yapımı dramı Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları’nı “acı gözyaşlarını” çıkararak ve cinsiyetleri ters çevirerek baştan yaratıyor. 2022 Berlin Film Festivali’nin açılış filmi olan yapımda Petra, Fassbinder’i epeyce andıran başarılı, ünlü film yönetmeni Peter olmuştur. Peter, sürekli kötü davranıp küçük düşürmekten zevk aldığı sessiz asistanı Karl ile birlikte yaşamaktadır. Isabelle Adjani’nin canlandırdığı efsanevi aktris Sidonie’nin ona tanıştırdığı yakışıklı genç Amir ilişkideki dengeleri değiştirecektir.. Takıntı, aşağılama, ilham, ün, baştan çıkarma ve yalnızlığı ele alan film Fassbinder’e renkli ve eğlenceli bir saygı duruşu niteliğinde.

8- SÖNMÜŞ HAYALLER (Illusions Perdues):
Honoré de Balzac’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, ünlü yazarın gözde temaları üzerinden ilerleyen başarılı bir uyarlama. Her şeyin alınıp satılabileceği 19. yüzyıl Fransa’sında geçen bir insanlık komedisi. Genç şair Lucien’in büyük umutları vardır ve kendi kaderini tayin etmek ister. Taşradaki ailesinden uzakta, sanatını destekleyen kadın koruyucusunun kanatları altında büyük şehir Paris’e şansını denemeye gelir. Dünya prömiyerini 2021 Venedik Film Festivali’nde gerçekleştiren Xavier Giannoli filmi, geçtiğimiz aylarda dağıtılan Fransız Akademisi’nin saygın Cesar ödüllerini en iyi film dahil olmak üzere toplam 7 dalda kazandı.

9- YANSIMA (Vidblysk):
2020’de Atlantis ile İstanbul Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma’nın büyük ödülü Altın Lale’yi kazanan Ukraynalı yönetmen Valentyn Vasyanovych, son filminin dünya prömiyerini 2021 Venedik Film Festivali’nde gerçekleştirdi. Ülkesinin Rusya’yla savaşını irdelemeyi sürdüren sinemacı, travmanın toplumda bıraktığı derin izleri bu kez daha kişisel bir düzeyde, ailesiyle bağlarını yeniden kurmaya çalışan bir cerrahın gözünden izliyor. Yönetmenliği, görüntü yönetmenliği ve kurgusu Vasyanovych tarafından üstlenilen Yansıma’nın kahramanı Ukraynalı cerrah Serhiy, Rus güçlerine tutsak düştükten sonra salıverilir. Mütevazı evine dönüp eski eşiyle kızına kavuşsa da gördükleri ve yaşadıklarından sonra yeniden insan olmayı hatırlaması zaman alacaktır.

10- SEVGİLİ THOMAS (Lieber Thomas):
Yönetmen Andreas Kleinert, isyankâr Doğu Alman sanatçı, şair, yazar, çevirmen ve sinemacı Thomas Brasch’ın çarpıcı bir biyografisini sunuyor. Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında bile topluma uyum sağlamayı reddeden Thomas Brasch hayalperest, takıntılı ve asi ruhlu bir sanatçıdır. Yazdığı ilk oyunu yasaklanır ve çok geçmeden sinema okulundan da atılır. Kendi babası onu Stasi’ye ihbar ederek hapsedilmesine neden olur. Brasch çok çalışır, çok sever ve çok acı çeker; aşk, isyan ve ölüm hakkında yazar. Ruh halinin iyi, partilerin ve gösterişli giysilerin bolca olduğu, klişelerden uzak bir Doğu Almanya’da geçen Sevgili Thomas’ta Thomas Brasch’ı 2020 yapımı Berlin Alexanderplatz’da canlandırdığı Reinhold rolüyle hatırladığımız Albrecht Schuch canlandırıyor

11- UTAMA:
2021 Sundance Bağımsız Filmler Şenliği’nde Dünya Sineması Dramatik kategorisinde Büyük Jüri Ödülü’nü kazanmış olan film, Bolivya dağlarında Quechua’lı yaşlı bir çiftin yıllardır değişmeyen günlük rutinini izliyor. Beklenenden çok daha uzun süren bir kuraklık yaşam tarzlarını tehdit ettiğinde, Virginio ve Sisa zamanın akışına direnmek ile ona yenik düşmek arasında kalıyor. Torunları yanlarına geldiğinde üçü de kendince çevreyle, değişimin zorunluluğuyla, hayatın anlamıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Utama, fotoğrafçı ve görüntü yönetmeni Alejandro Loayza Grisi’nin yönetmenliğini üstlendiği, amatör oyuncu kadrosunun olağanüstü performanslarıyla yükselen, incelikle işlenmiş bir aşk hikâyesi ve endişe verici bir ekolojik felâket filmi.

12- DEĞERLİ TAŞLAR (Robe of Gems):
2022 Berlin Jüri Ödüllü yapımda Meksika taşrasında üç kadının kaderi, bir kadının kaybının getirdiği ıstırap ve pişmanlıkla kesişiyor. Adını bir Budist meselinden alan Değerli Taşlar’ın sarsıcı hikâyesi, boşanma arifesinde ailesinin boş evine taşınan Isabel’i, kız kardeşi kaybolan hizmetçi María’yı ve kayıp vakasını araştıran komiser Roberta’yı izliyor. Meksikalı usta yönetmenler Lisandro Alonso ve Carlos Reygadas’ın filmlerinin kurguculuğunu üstlenen Bolivya asıllı Meksikalı yönetmen Natalia López Gallardo, bu filmde “manevi bir yaradan ve onun psikolojik, görünür olmayan boyutlarından bahsetmeyi” hedeflediğini belirtiyor.

13- BIÇAĞIN İKİ YÜZÜ (Avec Amour et Acharnement):
Fransız auteur sinemacı Claire Denis’ye 2022 Berlin Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü kazandıran film tutkulu bir aşk üçgenini konu alıyor. Üçgenin üç köşesinde Fransız sinemasının üç dev oyuncusu var. Juliette Binoche, Parisli radyo programı sunucusu Sara’yı canlandırıyor. Emekli spor yıldızı sevgilisi Jean rolünde Vincent Lindon, Sara’nın Jean uğruna terk ettiği eski sevgilisi François rolünde de Grégoire Colin yer alıyor. François ile yolu bir sabah yolları kesiştiğinde Sara, hayatının aniden değişebileceği hissine kapılıyor ve sonrasında işler çığırından çıkıyor. Film, Claire Denis ile ortaklaşa senaryoda imzası bulunan Christine Ango’nun ‘Un Tournant de la Vie’ romanından uyarlanmış.

14- BEYNİMİZ YIKANMIŞ (Brainwashed: Sex-Camera-Power):
2022 Berlin Film Festivali’nin Panorama programında yer alan film, yönetmen Nina Menkes’in ‘Sex and Power, the Visual Language of Cinema’ adlı sunumunu temel alıyor. Menkes, sinemada görsel dilin sinema sektörü ve ötesindeki işe alım pratiklerinde ayrımcılığa, ücret eşitsizliğine ve yaygın cinsel tacizlere nasıl katkıda bulunduğunu 1940’lardan günümüze en ünlü yönetmenlerin filmlerinden klipler aracılığıyla gösteriyor. Çekim tasarımının nasıl da ayrımcı olduğunu gözler önüne seren son derece ilginç belgeselde, erkek ve kadın oyuncuların görüntülenme biçimleri tamamen farklı oluşuna, hatta başroldeki kadın oyuncuların bile çekim tasarımı aracılığıyla nasıl güçsüzleştirildiklerine tanıklık ediyoruz. Beynimiz Yıkanmış’ta Carrie’den Blade Runner 2049’a, Blow Up / Cinayeti Gördüm’den Lost in Translation / Bir Konuşabilse’ye birçok filmden şaşırtıcı klipler yer alıyor.

(08 Nisan 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com