Lore ya da Masumiyetin Yitirilişi

12. Filmekimi’nin yaklaşık iki hafta sonra açıklanması beklenen programı merakla beklenirken, etkinliğin geçen yılki listesinin ilginç filmlerinden Avustralya-Almanya ortak yapımı ‘Lore’, Ağustos sürprizi olarak sinemalarda. Bizde ‘Savaşın Gölgesinde’ ismiyle gösterime giren, aslında savaş sonrası acıları üzerine bir deneme bu. Filmin uyarlandığı İngiliz yazar Rachel Seiffert’in 2001’de yayımlanmış ‘The Dark Room /Karanlık Oda’ adlı romanı, benzer birçok örnekten farklı olarak, II. Dünya Savaşı ertesine Alman cephesinden ve sıradan insanların, sivil halkın gözünden bakar. Romanı oluşturan ve her biri ana karakterin adını taşıyan tematik olarak bağımlı öykülerin ikincisinde, Nazi ebeveynleri hapse yollanmış 12 yaşındaki Lore’un, kendinden yaşça küçük ikiz kız kardeşleriyle birlikte hayatta kalma mücadelesi anlatılır.

Avustralyalı yönetmen Cate Shortland, bizde de gösterilmiş ilk filmi ‘Tepetaklak / Somersault’dan (2004) sonra çektiği bu ikinci sinema filminde, Lore’un (Hannelore’un kısaltılmışı oluyor) yaşı 15’e çıkmış, kardeşlerin sayısı dörde yükselmiş. Savaş Almanya’nın yenilgisiyle sona ermiş, Beyaz Rusya’da savaşmış Nazi subayı baba ile annenin gönülden bağlı oldukları Führer’leri bir sığınakta intihar etmiştir. Taşıyabilecekleri eşyaları yanlarına alır ve kaçarlar. Önce baba ortadan kaybolur, ardından anne Amerikalı askerler gelmeden kendi teslim olmaya gider, kucaktaki bebeğini büyük kız Lore’a teslim ettikten sonra. Bundan sonrası beş kardeşin yüzlerce kilometre ötede Hamburg’da yaşayan büyükannenin çiftliğine ulaşma çabası üzerinedir. Kara Ormanların tekinsiz karanlığında sürdürülen bir hayatta kalma mücadelesidir bu. İtilaf Devletleri tarafından dört bölgeye bölünmüştür Alman yurdu. Trenler durdurulmuştur. Orman tehlikelerle doludur.

Shortland’in ülkesinde ödüllere boğulmuş ilk filmi, evinden kaçan 15 yaşındaki Heidi’nin büyüme öyküsü üzerineydi. Yönetmen bu kez aynı yaşlardaki Lore’un hikâyesiyle, çok farklı bir dönem ve koşullarda, bizden Reha Erdem’in ‘Jîn’ini hatırlatan acılı bir başka büyüme hikâyesine yöneltiyor kamerasını. Lore kardeşleriyle birlikte savaş sonrasının cehennemi atmosferinde, ölümle, öldürmeyle ve bir de soykırım gerçeğiyle yüz yüze geliyor, masumiyet yitiriliyor. ‘Lore’ bu açıdan bir büyük aldanışın, aldatılmış bir ulusun şaşkınlığının da filmi.

Adam Arkapaw’ın görüntü çalışması etkileyici. Doğanın büyüleyici güzelliğiyle, (Bruno) Dumont sertliğindeki yakın plân vahşet görüntüleri eşliğinde savaş dehşetinin bir büyük tezat olarak aktarılışı başarılı.

(19 Ağustos 2013)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com