Annenin Ölümü

Nanni Moretti’nin bu hafta vizyona konuk olan son filmi ‘Annem / Mia Madre’ yönetmenin kariyerine damgasını vurmuş birçok çalışması gibi otobiyografik dokunuşlarla yüklü. Üretken İtalyan usta bir kez daha bir film yönetmeninin sancılı üretim sürecini perdeye taşırken kişisel aile problemlerini eş zamanlı olarak gündeme getiriyor.

Önceki bazı çalışmalarından farklı olarak bir kadın oyuncuyu alter-ego’su olarak seçmiş Moretti bu kez. Çağdaş İtalyan sinemasının öne çıkan isimlerinden Margherita Buy tarafından yorumlanan kadın yönetmenin işçi sorunlarını gündeme getiren son filminin çalışmaları sürmektedir. Sancılı çekim sürecinin problemlerine kişisel aile sorunlarının eklenmesiyle yoğun stres altında bunalıma giren Margherita özel hayatı ve kariyeriyle hesaplaştığı bir dönemde gerçeklik, anılar ve düşler arasında gidip gelmektedir.

Moretti gibi kariyerini emekçi sınıfın haklarını savunan toplumsal gerçekçi filmler yapmaya adamış olan kadın yönetmen setteki mükemmeliyetçi kavgasını sürdürürken Amerika’dan gelen eski Hollywood yıldızının kaprisleri ile zıvanadan çıkar. Yakın ilişkileri de sorunludur üstelik. Kendisinden genç oyuncu sevgilisiyle ilişkisini yeni bitirmiştir. Kızının ergenlik sorunlarının da ötesinde esas problemi annesinin hastalığıdır.

Annesi ölmektedir Margherita’nın. Bir zamanların el üstünde tutulan Latince öğretmeni anne solunum ve kalp sorunlarıyla dönüşü olmayan yola girmiştir artık. Bizzat Moretti’nin canlandırdığı erkek kardeş çalışma hayatına ara vermiş yaşlı kadının bakımını üstlenmiştir. Annesinin vedasını kabullenmişe benzemeyen Margherita ise her zamanki yetersizlik hissi ve kaygılarıyla boğuşmaktadır.

Nanni Moretti’nin ölümle imtihanı ‘Annem’ ile sürüyor. 1993 yapımı ‘Sevgili Günlük / Caro Diario’nun son bölümü sinemacının lenf sistemi tümörüyle yüz yüze gelişinin endişeli tasviridir. Başyapıtı ‘Oğul Odası / La Stanza del Figlio’ (2001) beklenmedik evlât kaybının hüzün yüklü hikâyesini olağanüstü bir sakinlikle anlatır. Senaryosuna ortak olduğu ve başrolü üstlendiği 2008 yapımı Antonello Grimaldi filmi ‘Sessiz Kaos / Caos Calmo’ bir kez daha zamansız bir ölüm, genç yaşta eş kaybı ile baş etmek üzerinedir.

Annenin kaybı ise şüphesiz her birey için önemli bir dönüm noktasıdır. Özellikle yaşlar ilerledikçe kaçınılmaz olan anne kaybına yaklaşımı yine son derece sakin ve ağırbaşlı Moretti’nin. İtalyan sinemacı’nın 1998 yapımı ‘Aprile’de yer vermiş olduğu antik diller öğretmeni annesi Agata’yı bundan beş yıl önce ‘Habemus Papam’ın çekim sonrası çalışmalarıyla cebelleştiği dönemde kaybetmiş. Kariyeri boyunca kişisel yaşamından ayrıntılara tanıklık
etmiş olduğumuz Moretti bu defa (adını ‘Ada’ olarak değiştirdiği) yaşlı annesinin şahsi eşyalarını, giysilerini kitaplarını kullanıyor ve bu zorlu dönemini perdeye aktarırken izleyicisini güçlü bir karakterle tanıştırıyor. Uzun yaşamı süresince birçok öğrencisinin ufkunu açmış, Lucretius’un, Tacitus’un bilgelik yüklü dizelerini kuşaktan kuşağa aktarmak suretiyle onlara hayatı öğretmiş, geçmişi konu edinen söyleşilerden sıkılan yarını hep yarını düşünen idealist öğretmen Giulia Lazzarini’nin mükemmel yorumuyla bu güzel filmin baskın karakteri olarak öne çıkıyor.

Ölümü konu edinen bir film olmasına karşın Moretti’nin umut yüklü diğer işleri gibi neşeden kahkahadan payını alıyor ‘Annem’. Karikatürize Hollywood eskisi aktörde İtalyan asıllı oyuncu John Turturro, canlandırdığı karakterin tüm tuhaflığı ve kırılganlığıyla filmin mizah dozunu yükseltiyor. Onunla birlikte ‘La Dolce Vita’nın Via Veneto’sunu ziyaret ediyor, eğlenceli doğum günü partisinde Torturro’nun Fellini filmlerinden fırlayıp gelmişe benzeyen set ekibinden Saraghinavari etli butlu kadınla çılgın dans gösterisine tanık oluyoruz. Moretti’nin gözde bestecisi Arvo Part’in yanısıra Philip Glass, Olafur Arnalds, Leonard Cohen, Nino Rota gibi müzik adamlarının ezgilerinden oluşmuş ‘Annem’in müzik bandı da mükemmel.

(19 Kasım 2015)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com