Wade F. Jackson’un yönettiği ve Laird Akeo, Debbie Bernstein, Christoph Pieczynski, Dafne Rotolo, John Anthony Wylliams, P. K. Simone, Will Turner Sanders ile Helena St-Laurent’in oynadığı Bukalemun (Persona), 14 Mart 2025’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Genç ve çok da yakışıklı bir adam, tanıştığı baştan çıkarıcı, tehlikeli bir kadın tarafından birden fazla kimliğe bürünmesi için ikna edilir. Kadının yalanlarla örülü suç ağının içine çekilen genç adam bir sonraki kurban olmamak için parçası olduğu ve bulaştığı komplonun iç yüzünü ortaya çıkarmalı, hayatta kalmalıdır.
28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
Ankaralı sinemaseverlerle 28. yılında buluşmaya hazırlanan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, bu yıl 27 Mayıs – 04 Haziran 2025 tarihleri arasında düzenlenecek. Festival kapsamında her yıl, sinemadaki kadın emeğini görünür kılmak ve kadın sinemacıları yeni üretimlerine teşvik etmek amacıyla kadın sinema emekçileri ödüllendiriliyor. Bu yıl festivalde Onur Ödülü oyuncular Hülya Darcan ve Gülşen Bubikoğlu’na, Bilge Olgaç Başarı Ödülleri oyuncu Bennu Yıldırımlar, cast direktörü Harika Uygur ile yapımcı ve festival yönetmeni Başak Emre’ye, Genç Cadı Ödülü ise oyuncu Mina Demirtaş’a verilecek. Ödüller, sahiplerine 27 Mayıs 2025 akşamı düzenlenecek açılış töreninde takdim edilecek.
28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali yazısına devam et
Üç Harfliler: Fal Filminden Fragman Yayınlandı
Yapımını TME Films ve Muhteşem Film’in üstlendiği, senaryosu ve yönetmenliği Mert Uzunmehmet’e ait olan 28 Mart 2025 Cuma günü gösterime girecek olan Üç Harfliler: Fal filminin fragmanı internet ortamında yayına verildi. Korku ve gerilim tutkunlarının merakla beklediği, falcı Müzeyyen’in gerçek hikâyesinden uyarlanan Üç Harfliler: Fal, sinema salonlarında tüyler ürpertici bir atmosfer yaşatacak. Seyircileri en derin korkularıyla yüzleştirmeye hazırlanan filmin kadrosunda Alara Eriç, Ecem Ustaoğlu, Nisa Arslan, Nazan Beyazıt, Adem Tosun, Reyhan İlhan, Oğuzhan Mengubeti, Hicran Çalı, Önem Pişkin, Yaren Bozkuş yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Abartılı Gerçeklik: Balkondaki Kadınlar
Küresel ısınma, kentlerde, ısı adası oluşturan beton yığınları arasında kendini daha çok gösteriyor ve zaten çok sıcak olan gün(ler) daha da çekilmez oluyor.
Abartı sadece havanın sıcaklığında değil, yaşamlarda da… hatta “Balkondaki Kadınlar”da da o kadar büyük ki, abartının abartısı gerilimden komediye, aşk hikâyesinden korkuya dönüp duruyor.
Üç kadın arkadaş, Marsilya’nın kendine özgü dar, ama yüksek binalarla çevrili sokaklarından birinde, balkondan hem evleri dikizliyorlar hem de kendilerince hikâyeler oluşturuyorlar. Kadınların ilki, filmin de yönetmeni olan Noémie Merlant’ın canlandırdığı, oyuncu Elise karakteri… İkinci kadın kamera karşısında erotik gösteriler yapan Ruby (Souheila Yacoub)… Üçüncüsü ise yazarlık yolunda, ilham gelmesini bekleyen Nicole (Sandra Codreanu). Üç arkadaş, gençliklerinin, heyecanlarının da etkisiyle karşı apartmanda yaşayan genç adamın evine gider, bir akşam. Bundan sonrasını anlatmak yerine izlemenizi önermeliyim; biraz şehvet, biraz erkek egemen yaşam, biraz kadın özgürlüğü, feminizm, biraz erotizm, birazdan çok gerilim ve heyecan dolu.
Filmi izlerken bir yandan kahkaha atarken bir yandan da merakla ne olacağını bekliyorsunuz. Filmin akışını “Balkondaki Kadınlar” belirliyor, dikizledikleri gibi, izleyiciyi de o dikize katıyorlar. Film; hızı, kamerası (özellikle çevrinmesi –eskiden ‘pan’ denirdi), müziği ve dar alanda (ağırlıklı olarak apartman dairesinde) hareketliliğiyle öne çıkıyor. Kadınların öfke ve yaşam sevincine katılmamak elde mi, ama jinekolojik muayenenin insanı nasıl da kötü hissettirdiğini içiniz ürpererek izliyorsunuz.
Yaşananlar gündelik hayatın dışında gibi olsa da izleyici olarak kendinizi hiç de dışarıda görmüyorsunuz, çünkü beyazperdeye yansıyanların hepsi yaşanması olası şeyler. Karısının gözünü morartan kocasının, bayılan kadına su vermesi için tekmelemesi, yetmeyip su dökerek ayıltması karşısında kadının kocasını öldürmeyi (hak ediyor kuşkusuz, bizim ülkemizde de öyle değil mi; kadın cinayetleri ya eşler, ya sevgililer tarafından işleniyor en çok) başarması gerçekten etkili. Üç arkadaşın birbirini korumaya çalışması, dayanışması da farklı değil.
İnsanın, keşke 08 Mart öncesinde gösterime girseydi düşüncesi geçiyor aklından.
14 Mart’tan başlayarak gösterimde…
(10 Mart 2025)
Korkut Akın
Ödüllü Çiğdem Filmi 07 Mart’ta Beyazperdede
Çeşitli dünya festivallerinden ödüllerle dönen ve dünya prömiyerini İskoçya’nın Glasgow kentinde yoğun bir katılımla gerçekleştiren Kurtuluş Baştimar imzalı Çiğdem filmi 07 Mart 2025 Cuma günü Türkiye’de sinemalarında gösterime girerek sinemaseverlerle buluşacak. Cannes Film Festivali ödüllü yönetmen Serge Avedikian’ın “Umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini gösteren bir eser” sözleriyle değerlendirdiği Çiğdem filmi, çocukların sesini, düşlerini ve başarılarını yine onların çaresizliğine şahit olan dağlara yazdıran çocukların filmi ve iddialı bir yapım olarak öne çıkıyor. Çekimleri, Kars’ta terk edilmiş ve âtıl bir köyde yapılan filmin konusu ise taşradaki eğitim sorunu.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
31. İFSAK Kısa Film Festivali Başlıyor
Bu yıl 31. kez düzenlenecek olan İFSAK Kısa Film Festivali, 10 – 16 Mart 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival kapsamında yarışmalı Ulusal ve yarışma dışı Uluslararası bölümler yer alacak. Özel gösterimler ve söyleşilerle sinemacılar ve izleyiciyi buluşturacak festivalde İFSAK Sinema Emek Ödülü’nün bu yılki sahibi Fransız Kültür Merkezi sinema salonunun makinisti Aleksandr Senkopovsky olacak. Festivalde ayrıca Hamit Demir tarafından verilecek bir de masterclass yer alacak. Etkinlik, 15 Mart Cumartesi Salon İKSV’de izlenebilecek. Ödül töreni 15 Mart 2025 Cumartesi günü, Salon İKSV’de yapılacak, festival 16 Mart Pazar günü kapanacak.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Beyoğlu’nda Bir İlk: Kadın ve Sanat Şenliği Başlıyor
Beyoğlu Belediyesi, kadın emeğini ve sanatını görünür kılmak için 1. Kadın ve Sanat Şenliği’ni hayata geçiriyor. Şenliğin bu yılki teması “Sinema” olacak. 04 – 07 Mart 2025 tarihleri arasında yapılacak şenlikte film gösterimleri, atölyeler ve söyleşilerle Beyoğlu, sanatın merkezi olacak. Yönetmenlerden senaristlere kadar, konusunda uzman pek çok kadın sanatçı, deneyimlerini paylaşmak ve ilham vermek için bir araya gelecek. Şenlik, 04 Mart Salı günü İBB Beyoğlu Sineması’ndaki açılış programıyla başlayacak. Açılışta, Directed By Women Türkiye Özel Gösterim Seçkisi sinemaseverlerle buluşacak.
Beyoğlu’nda Bir İlk: Kadın ve Sanat Şenliği Başlıyor yazısına devam et
İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali’nin Lansmanı Yapıldı
Sporun büyüleyici anlatım gücünü beyazperdeye taşıyan İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali, bu yıl ilk kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Belgesel sinemacı Gökçe Kaan Demirkıran’ın direktörlüğünde 20 – 23 Mart 2025 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek festivalin detayları, önceki akşam Hope Alkazar’da düzenlenen tanıtım etkinliği ile paylaşıldı, ilk yıl teması “Kan, Ter, Gözyaşı” olarak belirlendi. Demirkıran, ilk yıl olmasına rağmen iyi bir katılımla 24 ülkeden 95 film başvurusu aldıklarını söylerken, 9 kısa film ve 11 belgesel filmin yarışma finalistleri olarak seçildiğini belirtti. Festival boyunca yaklaşık 60 film izleyiciyle buluşacak.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Şeyh Galib’in Başyapıtı Hüsn-ü Aşk, Çizgi Romana Uyarlandı
Ketebe Yayınları edebiyat sahnesindeki özgün eserlerine bir yenisini daha ekledi. Yayınevi, Şeyh Galib’in Hüsn-ü Aşk adlı eserini Kaderin Kalemi başlığıyla çizgi roman evrenine taşıdı. 28 Şubat 2025 Cuma günü Türkiye Tasarım Vakfı’nda, Proje Editörü Güray Süngü’nün moderatörlüğünde, metni günümüze uyarlayan Nazar Karacan ve Görsel Sanat Yönetmeni Emre Karacan ile zamansız bir hikâyenin, hayal gücüyle buluştuğu özel bir tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Katılımcılar, Şeyh Galib’in Hüsn-ü Aşk’ından Kaderin Kalemi çizgi romanının perde arkasını keşfetme fırsatı buldular. Ketebe Yayınları, bu zamansız eseri çizgi roman formatında Şubat ayında yayınladı.
Şeyh Galib’in Başyapıtı Hüsn-ü Aşk, Çizgi Romana Uyarlandı yazısına devam et
Hepimiz Tehlike Altındayız
Aralık 1970, Rio de Janeiro sahilindeyiz. Yaz güneşinin altında insanlar plajda keyif yapmaktadır. Eunice Paiva (Fernanda Torres) denizin tadını çıkarırken tepesinden geçen helikopterin gürültüsü ile irkilir. Askeri diktatörlüğün giderek sıkılaşan pençesinde ezilen Brezilya saatli bomba gibidir. Tehlike çanları, çoluk çocuk tüm dostlara açık sayfiye evlerinden huzur yayılan 5 çocuklu aile için çalmakta gecikmez, aktif siyaseti bırakmış İşçi Partisi eski milletvekili Rubens Paiva (Selton Mello) sakin bir öğleden sonrası karısıyla tavla oynarken gizli polis tarafından evinden alınıverir.
Eunice ile büyük kızlardan Nalu ertesi gün götürülür. Genç kadın, taştan koridorları kan izleriyle dolu, kapalı kapılar ardından işkence gören tutuklularının çığlıklarının yükseldiği Rio’daki kışlada hücre hapsi süresince sorguya tabi tutulur. Günler sonra serbest bırakıldığında kocası ortadan kaybolmuş, herkesin imrendiği evinin huzuru darmadağın edilmiştir. Ailesi paramparça olan ve beş çocuğuyla ortada kalan Eunice, São Paulo’daki baba ocağına geri dönüp 25 yıl önce yarım bıraktığı hukuk öğrenimini tamamlayacak, bu süreçte yerel halkların hakkını savunan aktivist kimliğini inşa ederken, Brezilya’nın karanlık yıllarını afişe etme çabasını sürdüren başarılı bir avukat olarak hayatını baştan yaratacaktır.
‘Hâlâ Buradayım / Ainda Estou Aqui’, Brezilyalı sosyalist sinemacı Walter Salles’in Jack Kerouac’ın otobiyografik romanından uyarladığı 2012 yapımı ‘Yolda / On The Road’dan bu yana ilk uzun metrajı. Paiva ailesinin öyküsü onun için kişisel bir önem taşıyor. Salles 13 – 14 yaşlarındayken bu herkesin imrendiği saygın ailenin 5 çocuğunu tanımış. Yakın arkadaşı Nalu sayesinde ailenin içine girmiş, ülkeyi kıskacına almış diktatörlük döneminde Paiva’ların evinin müzik, edebiyat ve yaşam kültürü onun ufkunu açmış. Yıllar sonra evin küçük oğlu Marcelo’nun anıları ile karşılaştığında ailenin özelinde ülke halkına ve entelijensiyasına 20 yıl boyunca zulmü yaşatmış olanlarla hesaplaşmak ve olan biteni tüm açıklığıyla bugünkü kuşaklara aktarmak istemiş.
Salles geçtiğimiz yıl Venedik’ten en iyi senaryo ödülü ile dönen, en iyi uluslararası film dalında taze Oscar’lı çalışmasında 1998 yapımı ‘Merkez İstasyon / Central do Brasil’de gönüllerimizi fethetmiş eşsiz aktris Fernanda Montenegro’nun gerçek hayattaki kızı Fernanda Torres ile çalışmış. Gerek Torres gerekse gerçek Rubens’in o sevecen karakterini bir eldiven gibi kuşanmış olan Mello yüreğimizi derinden yaralayan müthiş performanslar sunuyor. Walles’in finaldeki güzel sürpriziyle, 89 yaşındaki Eunice’yi anne Montenegro’ya oynatıyor, böylece hem ana kızı hem de sinemasının ilham kaynağı iki dev oyuncuyu aynı hikâyede buluşturuyor. Film gerek 70’lerin dünyasını kusursuz yansıtan yapım tasarım çalışması, gerekse görüntü yönetmeni Adrian Teijido’nun 35 mm ile Super 8 görüntüleri ustaca kaynaştırdığı mükemmel çalışması ile parlıyor.
Giderek otoriterleşen günümüz dünya siyasetine, askeri ve sivil diktatörlük uygulamalarına karşı bir uyarı niteliği de taşıyan Salles’in filmi, kayıplar ve faili meçhullerle yaralanmış benzer bir toplum olarak, hiç de yabancısı olmadığımız hikâyesiyle yaralarımızı kanatıyor, dehşete kapılıyoruz. Warren Ellis’in etkileyici müziği ile hüzünlenirken, keşke Tarantino geliverse, şu makus tarihi perdede tersyüz ediverseyi arzulamaktan kendimi alamıyor, gözyaşlarımı tutamıyorum.
(07 Mart 2025)
Ferhan Baran
Pink Floyd at Pompeii MCMLWWII
Adrian Maben’in yönettiği ve David Gilmour, Nick Mason, Roger Waters ile Richard Wright’ın oynadığı Pink Floyd at Pompeii MCMLXXII (Pink Floyd: Live at Pompeii), 25 Nisan 2025′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla CGV Mars Dağıtım tarafından vizyona çıkarılıyor.
Pink Floyd at Pompeii MCMLXXII, ikonik 1972 yılı yapımı film, şimdi 4K çözünürlükte ve geliştirilmiş sesle yeniden masterlandı. Pompeii’deki antik Roma Amfi Tiyatrosu’nun büyüleyici kalıntılarında geçen film, Pink Floyd grubunun izleyici olmadan samimi bir konser verdiği anları perdeye getiriyor. Film, muazzam görseller, kamera arkası anlar ve Echoes ile One of These Days gibi unutulmayan şarkıları içeriyor.
The Weeknd Sahne Adıyla Tanıdığımız Abel Tesfaye’nin Merakla Beklenen Filmi Hurry Up Tomorrow 16 Mayıs’ta Sinemalarda
Dünyanın en çok aktif dinleyiciye sahip sanatçısı olan The Weeknd, ilk başrolünü üstlendiği Hurry Up Tomorrow adlı film ile sinema dünyasına adım atıyor. 16 Mayıs’ta vizyona girecek olan film, müzik, gizem ve gerilimi harmanlayan bir hikâye sunuyor. Sam Levinson ve Trey Edward Shults’un yönettiği film, The Weeknd’in müzik dünyasındaki başarısını sinemaya da taşıyan çarpıcı bir yapım olarak öne çıkıyor. Başrollerinde The Weeknd’e Jenna Ortega ve Barry Keoghan eşlik ediyor. Müzikal atmosferi, etkileyici görselliği ve ilginç sürükleyici hikâyesiyle Hurry Up Tomorrow, yılın en çok konuşulacak filmlerinden biri olmaya aday.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Oscar Ödüllü Yönetmen Bong Joon Ho’nun Mickey 17 Filmine İlham Kaynağı Olan Edward Ashton’un Mickey 7 Adlı Romanı İthaki Yayınları’ndan Satışa Sunuldu
Robert Pattinson’ın başrolünde yer aldığı Mickey 17 filmine ilham kaynağı olan, Edward Ashton’un Mickey 7 adlı romanı şimdi Türkçede. Mickey 7, bir “Harcanabilir”di: Buz gezegeni Niflheim’ı kolonileştirmek için gönderilen keşif ekibinin harcanabilir bir çalışanı. Eğer bir görev çok tehlikeliyse ona Mickey gidiyordu çünkü her öldüğünde, hafızasının büyük kısmını koruyarak yeni bir bedenle tekrar üretiliyordu. Altıncı ölümünün ardından Mickey 7, iş sözleşmesinin şartlarını ve neden bu iş pozisyonunun boş kaldığını çok iyi anlamıştı. Oldukça rutin bir keşif görevinde Mickey 7 kaybolunca “yine” öldüğü varsayılmıştı. Ancak, koloni üssüne geri döndüğünde Mickey 8, onun yerine göreve başlamıştı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Murat Serezli’ye Üniversite Öğrencilerinden Büyük Onur
Murat Serezli, üniversite öğrencilerinin en çok ödüle layık gördüğü oyuncular arasında zirveye yerleşti. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin düzenlediği 17. İletişim Ödülleri’nde, öğrencilerin oylarıyla En İyi Erkek Oyuncu seçilen oyuncu, aldığı ödüllerle kariyerinde önemli bir başarıya daha imza attı. Ödülün kendisi için büyük bir anlam taşıdığını vurgulayan Serezli, duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Üniversite öğrencilerinin oylarıyla verilen bir ödülün benim için kıymeti çok başka. Çünkü onlar yarını, çağdaşlığı, dinamizmi, yeni espri anlayışlarını ve beğeni nüvelerini temsil ediyor. Çeyrek asırdır sanat üreten bir kişi olarak bugünün gençleri tarafından takdir edilmek benim için olağanüstü değerli.”
Murat Serezli’ye Üniversite Öğrencilerinden Büyük Onur yazısına devam et
97. Oscar Ödülleri İçin Geri Sayım Devam Ediyor
Disney+’ın bu sene 97. gerçekleşecek olan Oscar Ödül Töreni’ni canlı yayınlayacağını açıklamasının ardından heyecan verici gece için geri sayım başladı. Son 4 gün kalan yılın en görkemli töreni 03 Mart Pazartesi günü saat 02:30’da kırmızı halı ile başlayacak ve canlı yayın saat 03:00’da ödüllerin sahiplerini bulmasıyla devam edecek. Emmy Ödüllü sunucu, Conan O’Brien, ilk kez Oscar Ödülleri’nin sunuculuğunu üstlenecek. Disney+, gecenin adaylarından Ters Yüz 2, Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık, Alien: Romulus, Elton John: Never Too Late ve Sugarcane gibi yapımları izleyicilerle buluşturuyor. Töreninin yapımcı koltuğuna Raj Kapoor otururken yönetmenliğini Hamish Hamilton üstleniyor.
97. Oscar Ödülleri İçin Geri Sayım Devam Ediyor yazısına devam et