TAYF Uluslararası Kısa Film Festivali 2023

TAYF Uluslararası Kısa Film Festivali 2023, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi tarafından 20 – 23 Şubat 2023 tarihleri arasında düzenleniyor. Festivalin amacı, kısa film yaratıcılarını teşvik etmek ve sinema sanatının yapı taşı olan kısa filmlerin görünürlüğünü arttırmak olarak açıklandı. Uluslararası ve ulusal katılımcılara açık olan festivalde dört farklı kategoride oniki ödül verilecek. Festivalin ödül töreni 23 Şubat 2023 Pazar günü İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Cevdet Uysal Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. Festival kapsamında düzenlenecek yarışmanın jüri başkanlığını yönetmen Murat Saraçoğlu yapacak.

TAYF Uluslararası Kısa Film Festivali 2023 yazısına devam et

13. Sinepark Kısa Film Festivali

13. Sinepark Kısa Film Festivali başvuruları 20 Kasım 2022 Pazar günü itibariyle açıldı ve 20 Ocak 2023 tarihine kadar devam edecek. Tür sineması alanında Türkiye’nin detaylı faaliyet gösteren tek kısa film festivali olan Sinepark Kısa Film Festivali bu sene de Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleşecek. 2007 senesinden beri Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından yürütülen festivalde bu sene de yedi ana kategoride toplam on altı ödül verilecek ve kategori kazananları festivalden para ödülü ile ayrılacak. Festivalde filmler Komikaze, Alabora, Çarpışan Aramalar, Labirent, Animasyon Treni, Korku Tüneli ve Atlı Karınca kategorilerinde yarışacak.

13. Sinepark Kısa Film Festivali yazısına devam et

Barış Akarsu: Merhaba’ya Bursa’da Büyük İlgi

Sesi, şarkıları ve yorumuyla milyonların gönlünde taht kuran Barış Akarsu’nun yaşam öyküsünü anlatan Barış Akarsu: Merhaba filmi vizyona girdiği 18 Kasım’dan bu yana sinemaseverlerin ilgi odağı oluyor. Barış Akarsu: Merhaba’nın oyunculu gösterimlerinin ikincisi ise dün (19 Kasım) Bursa’da yapıldı. Barış Akarsu’yu canlandıran İsmail Ege Şaşmaz, Bursa’da iki farklı sinemada sinemaseverlerle buluştu, sohbet etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.

Suç ve Ceza’da Kurak Günler Yoğunluğu

GAİN Medya ana sponsorluğunda düzenlenen 12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde Emin Alper’in yönettiği Kurak Günler, İstanbul prömiyerini yaptı. 19 Kasım 2022 Cumartesi günü, saat 19:00’da, Atlas 1948 Sineması’nda gerçekleşen gösterimin ardından film ekibi, izleyicilerin sorularını cevapladı. 12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali soru cevap bölümünde bir izleyicinin “Filminizde, herkes umut taşımasına rağmen dünyada adalet mekanizması değişmiyor mu demek istediniz?” sorusu üzerine filmin yönetmeni Emin Alper şunları söyledi: “Hepimiz bir şeyler yapacağız. Mücadele devam ediyor ve edecek demek istedik.”

2. Uluslararası Distopya Film Festivali Başladı

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla ve BKM Mutfak’ın iş birliğiyle Uluslararası Bağımsız Sinema ve Sanat Derneği tarafından Hatice Aşkın’ın direktörlüğünde düzenlenen 2. Uluslararası Distopya Film Festivali, seyircisiyle buluşmaya başladı. 19 Kasım 2022 Cumartesi günü AKM Yeşilçam Sineması’nda gerçekleşen festival programında ilk olarak Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda yer alan kısa filmlerin gösterimi yapıldı. Gösterimlerin ardından ekip söyleşisi gerçekleştirilirken, etkinliğin moderatörlüğü festivalin program direktörü ve sinema yazarı Kerem Akça tarafından üstlenildi.

2. Uluslararası Distopya Film Festivali Başladı yazısına devam et

Dünyanın Tüm Ötekileri

Luca Guadagnino’nun Venedik Film Festivali’nden yönetmen ve oyuncu ödülleri ile dönen son filmi ‘Kemikler ve Her Şey / Bones And All’ yağlı boya çizimlerle açılıyor. Kırsal Amerika ıssız bozkırlarının resmedildiği çalışmalar soluk soluğa bir yol serüveninin habercisi gibidir. Siyahi babası ile kader birliği yapmış Maren’in kısa hayatı kasabadan kasabaya göç ederek geçmiştir. Çekmiş gitmiş annesini hiç tanımaz. Ona ait hiçbir anı, bir fotoğraf bile yoktur. Babası da annesi hakkında konuşmaz. İçe dönük genç kız okulun popüler kızlarından bir davet aldığında, babasının geceleri yattığı odanın kapısını kilitlemesi onu durdurmaz. Homoerotik bir yakınlaşma üzerinden ilerleyen kızlar partisi, Maren’in yakın arkadaşının ojeli parmağını nerdeyse koparacak şekilde arzu ile ısırması kızlar kadar izleyiciyi de dehşete düşürür. Soluk soluğa eve dönüşü babası için bir sürpriz değildir. Doğası gereği tıpkı annesi gibi Maren de insan eti ile beslenme ihtiyacı duymaktadır. Yapacakları tek şey taşıyabilecekleri üç beş eşyayı yanlarına alıp polis gelmeden önce Virginia’yı ve yaşadıkları alüminyumdan fakir evlerini bir an önce terkederek başka bir kasabaya kaçmaktır.

Maren 18’ine geldiğinde baba pes eder. Doğum belgesini ve olan biteni anlattığı bir teyp kasetini (film 80’li yıllarda geçiyor) kızına bırakarak ortadan kaybolur. Kendi yolunu çizmek için yola çıkan Maren derin Amerika’nın izbe kasabalarından geçerek Minnesota’da yaşayan annesinin izini sürmeye kararlıdır. Bu uzun yolculukta kendi gibi insan eti yiyenler ile karşılaşacak, onları kokularından tanımayı öğrenecek, ona şefkatle yaklaşan çılgın Lee’ye aşık olacaktır.

Camille DeAngelis’in 2015’te yayımlanmış ödüllü ‘genç yetişkin’ romanından, yönetmenin gözde senaristi David Kajganich’in uyarladığı film, dehşetengiz açılışının ardından hikâye boyunca seyri kolay olmayan kanlı sahneler ile sürmesine karşın Guagnino’nun elinde tipik bir korku gösterisine sapmadan yönünü şefkat yüklü bir aşk hikâyesine çeviriyor. Bu belki de fazla aşırı örnek üzerinden doğası gereği dışlanmış, toplum dışına itilmiş tüm ötekilerin derdi üzerine bir söyleme evriliyor. ‘Beni Adınla Çağır / Call Me By Your Name’ ile Timothée Chalamet’yi sinema evrenine tanıtan İtalyan sinemacı, bu kez aynı şeyi kırılgan Maren’i canlandıran Taylor Russell ile gerçekleştirmiş, deli dolu Lee’yi canlandıran her daim gözdesi Chalamet ile birlikte çıkış yolu arayan genç kızın çaresiz arayışını ön plana çıkarmış. Filmin en akılda kalıcı iki yorumu ise eski tüfeklerden geliyor. Kenarı tüylü fötr şapkası, uzun saçları at kuyruğu örgülü, beslendiği insanların saçlarını birbirine bağladığı örgüyü yanından ayırmayan, insan öldürmeyi sevmeyen ve de ölmekte olan insanların kokusunu uzaktan alabilme yeteneğine haiz yaşlı ‘yiyici’ Sully’de deneyimli oyuncu Mark Rylance’in performansı olağanüstü. Keza kısa rolünde harikalar yaratan pasaklı Jake’de yine unutulmaz bir aktör Michael Stuhlbarg harikalar yaratmış. Yiyici olmayan müridi Brad (yönetmen David Gordon Green) ile takılan Jack filmin adını da açıklıyor izleyiciye. Beslenmenin doruğunda bedenin son kemiğine kadar yendiği aşkın anı ifade ediyor ‘Kemikler Ve Her Şey’. Bu kadarı da olmaz diyenleriniz çıkacaktır. Haklısınız bu film herkese göre değil. Lakin, doğası gereği ötekileştirilmiş insanların çaresizliğini her midenin kaldıramayacağı bir metafor üzerinden irdeleyen bu çizgi dışı yapım, görüntüleri, kurgusu ve müzik bandı ile titiz bir çalışmanın ürünü olarak ilgiyi hak ediyor.

(26 Kasım 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Black Panther: Yaşasın Wakanda İçin Bilim Virüsü ile 200 Öğrencinin Katıldığı Özel Bir Gösterim Düzenlendi

Gençleri bilim ve teknoloji ile buluşturan bir sosyal girişim olan Bilim Virüsü tarafından Black Panther: Yaşasın Wakanda filmi için özel bir söyleşi ve gösterim yapıldı. Bu etkinlikle dördüncü yaşını kutlayan yeni nesil öğrenme platformu Bilim Virüsü’nün kurucusu Şule Yücebıyık ve alanlarında önemli başarılara imza atan üç bilim insanı ve kadın girişimci ile “bilim ve teknolojide kadın gücü” üzerine gerçekleşen sohbete yaklaşık 200 kadar öğrenci katıldı.

Müstakbel Damat Haftanın En Çok İzlenen Komedi Filmi Oldu

11 Kasım’da vizyona giren, başrollerini İlker Ayrık, Erdal Özyağcılar, Hande Soral’ın paylaştığı, kadrosunda ayrıca Ayça Erturan, Ahu Sungur, Suat Sungur, Ferdi Akarnur, Bilge Şen, Nilgün Kasapbaşoğlu ve Yücel Erten gibi isimlerin paylaştığı Müstakbel Damat filmi ilk haftayı gişede galip bitirdi. Oyuncuları geçtiğimiz günlerde İstanbul, Adapazarı, İzmir, Adana, Antalya’daki AVM.lerde seyircileri ile buluşan filmin galaları ve söyleşileri de bir hayli kalabalık geçiyor.

Barış Akarsu: Merhaba’ya Sevgi Seli

Bir dönem Anadolu rock müzikte fırtınalar estiren, sesi, şarkıları ve yorumuyla milyonların gönlünde taht kuran Barış Akarsu’nun yaşam öyküsünü anlatan Barış Akarsu: Merhaba filmi dün vizyona girdi. 15 Kasım’da Levent Paribu Cineverse Kanyon Sineması’nda düzenlenen galaya yoğun bir katılım olmuş, ünlüler ve Barış Akarsu’nun hayranları filmle ilk kez burada buluşmuştu. Büyük beğeni toplayan ve galaya gelen konuklardan tam puan alan filmin başrol oyuncusu İsmail Ege Şaşmaz, dün (18 Kasım Cuma) İstanbul’da Marmara Park ve Torium alışveriş merkezlerinde izleyicilerle bir araya geldi. Ünlü oyuncu Bursa, Bartın, Manisa ve İzmir’de düzenlenecek gösterimlere de katılarak söyleşiler yapacak.

Alt Sınıfların Öfkesi

Altın Palmiye ödüllü Ruben Östlund yapıtı ‘Hüzün Üçgeni’ne kardeş geldi. Mark Mylod imzası taşıyan ‘Menü / The Menu’, İsveçli sinemacı gibi büyük burjuvaziyi topa tutuyor. Zenginler topluluğu bu kez gizemli Hawtorn adasındaki ultra lüks restoranda toplanmıştır. Aralarında gurme iş adamları, genç borsacılar, eski kurt Hollywood aktörü ve yemek eleştirmenlerinin bulunduğu 12 kişilik grup, kişi başı 1.250 dolarlık zengin menüyü beklerken, ünlü şef Slowik (Ralph Fiennes) adada yetiştirilmiş bitkiler, taze kesilmiş etler ve yeni avlanmış deniz ürünleriyle onları şaşırtmaya hazırdır. Hassas lezzet profillerinin tadına varabilmek için yemek öncesinde sigara içmemeye özen gösteren davetliler, karizmatik şefin askeri disiplin ile yönettiği mutfak ekibinin hazırladığı şok edici sürprizlerle sarsılmaya hazırdır artık.

Seth Reiss ile Will Tracy’nin kaleme aldığı senaryonun über zengin sınıfın erişilmez dünyasına, doymak bilmez iştahına bakışı, Östlund kara mizahının ötesinde müthiş bir öfkeyi barındırıyor. Yetenekli bir aşçı iken mutfak sanatını varlıklı sınıfın hizmetine sunarak yükselmiş olan Slowik’in burnundan kıl aldırmaz müşterileri, gizli sırlar ve saklı günahlar tabak sunumları ile deşifre edilirken akşamın gerilimi adım adım yükselmektedir. Bardak taşmıştır artık ve gecenin bundan sonrası davetliler için hayatta kalma mücadelesine dönüşecektir.

Daha önce ‘Taht Oyunları / Game of Thrones’, ‘Entourage’, ‘Succession’ gibi bol ödüllü televizyon dramalarında yönetmenlik görevi üstlenmiş olan Mylod, sürrealizmin babası auteur sinemacı Luis Buñuel imzalı ‘Yok Edici Melek / El Angel Exterminador’un ana esin kaynağı olduğunu belirtiyor bir söyleşisinde. Amerikalı sinemacının tek mekânda ilerleyen filmi gün karardıkça şok edici süprizlere doğru yol alırken, Hitchcock’un ünlü klasiği ‘İp / The Rope’ta olduğu gibi gece bastırdığında gerilim doruğa tırmanıyor. Varlıklı bireylerin başına neler mi geliyor, o kısmı filmi seyredecek olanlara bırakalım. Finaldeki cümbüşü, üzerinden yağ damlayan nefis çizburgerine iştahla gömülmüş, kazara topluluğun arasına sızmış Nebraskalı Margot (Anya Taylor-Joy) ile birlikte izleyebilirsiniz.

(25 Kasım 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Barış Akarsu: Merhaba’ya 19 Kasım Cumartesi (Yarın) Bursa’da Oyunculu Gösterim Düzenleniyor

Bir dönem Anadolu rock müzikte fırtınalar estiren, sesi, şarkıları ve yorumuyla milyonların gönüllerinde taht kuran ve talihsiz bir kaza ile hayatını kaybeden Barış Akarsu’nun yaşam öyküsünü anlatan Barış Akarsu: Merhaba filmi, bugün tüm Türkiye’de vizyona girdi. Filmin oyunculu gösterimlerinin ikincisi Bursa’da yapılacak. Filmin başrol oyuncusu İsmail Ege Şaşmaz, 19 Kasım Cumartesi akşamı 18:30 seansı öncesi sinemaseverlerle saat 18:00’de Bursa Özdilek Cinetime Sineması’nda bir araya gelecek. Sevilen sanatçı, burada sinemaseverlerle sohbet edecek ve onların filmle ilgili sorularını yanıtlandıracak ve birlikte hatıra fotoğrafı çektirecek.

Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu

Nurullah Yenihan’ın yönettiği ve Ezel Kalkan, Öykü Kılıçaslan, Fatih Özkul, Deniz Salman, Ufuk Yüksel ile Ekinsu Karaata’nın seslendirdiği animasyon film Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu, 09 Aralık 2022’de CJ ENM dağıtımıyla Siyah Martı Animation Studios tarafından vizyona çıkarıldı.
Gizlice ağaç eve giren iki hazine avcısı, yanlışlıkla geçmişe gidince Nasreddin Hoca ve çocuklar onları geri getirmek üzere peşlerinden giderler. Hazine avcıları orada hapse girince her şey halloldu düşüncesiyle geri dönerler fakat geri geldiklerinde dünya tamamen baştanbaşa değişmiştir. Hayatlarını eski haline döndürmek için mecburen tekrar geçmişe gitmek zorunda kalırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu yazısına devam et

Endüstri Günleri VisionIST 19 Kasım’da Başlıyor

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde Endüstri Günleri VisionIST, Atlas 1948 Sineması’nda 19 Kasım Cumartesi günü saat 13:30’da gösterilecek olan Saraybosna Safari filminin ardından düzenlenecek panelle başlıyor. Festival Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in moderatörlüğünde Can Candan, Gözde Kural ve Kanita Pruscanovic’in konuşacağı panelin konusu Savaşların Yol Açtığı İnsan Hakları İhlallerinin Sinemada Belegelenmesi olacak.

İKSV Galaları, Penelope Cruz ve Antonio Banderas’ın Son Filmi Resmi Yarışma ile Geri Dönüyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen İKSV Galaları, özel gösterimlerine kaldığı yerden devam ediyor. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Resmi Yarışma, vizyon öncesi 29 Kasım Salı günü 21:30’da Nişantaşı City’s CineWam Sineması’nda gösterilecek. Resmi Yarışma, Penelope Cruz ve Antonio Banderas ile Arjantin’in en tanınmış oyuncularından Oscar Martinez’i başrollerde buluşturuyor. Yönetmen ikili Gaston Duprat ile Mariano Cohn, Saygın Vatandaş’ta (El Ciudadano Ilustre) edebiyat dünyasını hicvettikten sonra bu kez de sinema dünyasının perde arkasını acımasız bir dille alaya alıyorlar.

İKSV Galaları, Penelope Cruz ve Antonio Banderas’ın Son Filmi Resmi Yarışma ile Geri Dönüyor yazısına devam et

12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Törenle Başladı

Her yıl ‘Adalet’ temasıyla, düzenlenen Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin 12.si Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşetirilen açılış töreniyle başladı. Festivalin 12. yılına gelene kadar birçok konuyu gündeme getirdiklerini anlatan festival başkanı Adem Sözüer yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “Adalet yolunda atılan adımların özel bir yolu var. Dünyanın neresinde antidemokratik ve baskıcı rejimler ve popülist söylemler varsa ilk önce kadın haklarına saldırıyor. Kadın haklarını sınırlamak istiyor ama başarılı olmuyor. Bu sınırlama sadece baskıcı rejimlerde değil demokratik olduğunu söyleyen ülkelerde, batılı ülkelerde de oluyor.” dedi.

12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Törenle Başladı yazısına devam et