Başrollerini Ali Sunal ve Doğa Rutkay’ın Paylaştığı Hava Muhalefeti Filmi Sinemalarda

Başrollerini Ali Sunal ile Doğa Rutkay’ın paylaştığı, Murat Kepez’in yönettiği, senaryosunu Murat Kepez, Eray Akyamaner, Uğur Güvercin ve Ayberk Sak’ın kaleme aldığı Hava Muhalefeti filmi bugün vizyona çıkıyor. Geçtiğimiz Pazartesi günü gerçekleştirdiği renkli galada seyirciden tam not alan Hava Muhalefeti filmi, görülmemiş bir kaçamak macerasının yanında siyasi gündeme hiciv dolu gönderme yapan sahneleri ile de izleyiciyi kahkahaya boğacak.

Leyla Kısa Filmi 19. Akbank Film Festivali Ulusal Yarışma’da

Mavi Bisiklet’in bol ödüllü senarist ve yapımcısı Nursen Çetin Köreken’in Drama Yapım yapımcılığında, Golfo Mistico Production ve Akşehir Belediyesi iş birliği ile amatör oyuncularla ve gerçek olaylardan senaryolaştırarak çektiği kısa filmi Leyla başarılarına devam ediyor. Yapımcılığını Ümit Köreken’in, yönetmenliğini Nursen Çetin Köreken’in yaptığı film, 19. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ulusal Yarışma Bölümüne seçilen 14 filmden biri oldu.

Kötü Ruh: Uyanış / Kan Banyosu ve Neofaşizm…

Bir filmin neyi, niye ve nasıl anlattığı önemlidir. Doğal olarak her film (her sanat yapıtı) kendince bir mesaj iletir; bu, size doğru veya yanlış gelebilir, etkisi sizin süzdüklerinizle doğru orantılıdır. Kimi zaman farklı etkiler nedeniyle ‘havaya giremeyip’ beğenmeyebilirsiniz, başkalarının çok beğendiğini…

Genel anlamıyla baktığımızda, ben korku filmlerinden pek hazzetmiyorum. Özellikle bizim ülkemizde zaten bir korku iklimi hüküm sürdüğü için, hayatın içinde de korktuğumuz için bir de filmde korkmak (ya da adrenalin yükselmesi yaşamak) istemiyorum. Bu, korku filmleri izlenmez, izlenmemeli gibi bir anlam taşımıyor kuşkusuz. Tüyleri diken diken, gözleri fal taşı gibi açılmış, tırnaklarını yiyerek, merek ve heyecanla korku filmi izleyenler büyük keyif alıyordur muhakkak. Korkmak da, o heyecanı yaşamak da, koltukta sıçramak da hayata dâhil.

“Kötü Ruh: Uyanış” bir dizi film, yıllardır izlenen, meraklılarının özlemle beklediği… Bundan öncekiler kırsal alanda geçerken; bu kez şehirde, bir binanın içinden, hatta daireden bile çıkmadan anlatılıyor. Jenerikten önceki ‘korkunçluk’ filmin habercisi… Daha film başlamadan korkmaya başlıyorsunuz…

Birbirlerinden uzak, ayrı şehirlerde yaşayan iki kardeşin bir araya gelmesi kötü ruhu uyandırır. İşin içinde, yani filmde çocuklar (özellikle de en küçük kız) olmasa belki kabûl edilebilir; ancak “kötü ruh” ne tanıdık dinliyor ne çocuk ne de ölüm. Yeniden dirilebiliyor örneğin. Genel olarak, kötü ruhlardan kurtulamayız, aman büyüklerinizin sözlerinden çıkmayın mesajı işleniyor.

Seçime bağlarsak…

Bir aydan daha az bir zaman kaldı; hem Cumhurbaşkanı seçeceğiz hem parlamentoyu oluşturacağız. Bizim merakımız kime oy verirsek yaşamamız daha iyi olur ya da kim kazanır. Bu soruların yanıtları tabii ki filmde yok, ama siz, isterseniz bu filmin mesajını o yönde okuyabilirsiniz. Anne, kardeşiyle tartışmayı çocuklar duymasın diye üç çocuğunu alışverişe yollar. Hata: Çocuklar arabayla gidip pizza alırlar (yok, pizzanın bir katkısı yok) oysa araç kullanabilmek için yaşları küçüktür, ehliyetleri olmaması gerekir. Belki de o hata (!) nedeniyle ‘kötü ruh’ uyanır ve olaylar başlar. Biz seçmenler de bu seçimde ‘hata’ ile oylarımızı heba edersek halen yaşamakta olan liyakatsiz, hukuksuz, iki dudak arasındaki ekonominin heterodoks hali devam eder.

Sonuç olarak

“Neofaşizm diye adlandırılan insanların çözümsüzlükten kendilerinin de aynı terörün içinde bulmalarına hak vermeleri” olarak nitelendirilebilir bu film. “Kendini çekiç sananlar karşısındakini her zaman çivi olarak görürmüş”. Her ne olursa olsun çözümü bireysel bilek gücünde ve aklında bulan, dayanışmaya hiç mi hiç ihtiyaç duymadan birlikte çözüm aramayan insanlar olur da o “kan banyosu”na kendileri de katılırsa kötülük sürer gider.

Filmi, adrenalininiz yükselsin diye, tırnaklarınızı kemirmek, tüylerinizin diken diken olması için izleyebilirsiniz. Rüyalarınıza gireceğini pek sanmam, ama unutmayın ki ne siz çekiçsiniz ne insanlar çivi!

21 Nisan’dan başlayarak gösterimde…

(20 Nisan 2023)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Mannu Animasyon Filminin Galası Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un Katılımıyla AKM.de Yapıldı

Avusturalya’dan gelen korkusuz koala Mannu’nun,  Çanakkale’de yaşadığı maceraları anlatan Mannu Çanakkale’de animasyon filminin galası Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla yapıldı. Galaya, eşi ve çocuğu ile katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin film sektöründe 1yakaladığı başarıya dikkat çekerek, “Film sektörü konusunda ülkemiz çok ileri seviyelerde ve dünyada ABD’den sonra en çok film ihraç eden ülkeyiz.” dedi.

Beni Sev Filminin Afiş ve Fragmanı Yayınlandı

Başrollerini Tolga Güleç, Cansu Tosun ve Özlem Maden’in paylaştığı romantik – dram filmi Beni Sev’in afişi ve fragmanı yayınlandı. Port Film ve Metropol Medya’nın ortak yapımcılığını üstlendiği, Yücel Müştekin’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu film iki kadın arasında kalmış bir adamın hüzünlü aşk hikâyesini konu alıyor. Filmde Cansu Tosun, kasabada rehberlik yapan Yasemin karakterine hayat veriyor. Tolga Güleç babasının ölümüyle yapayalnız kalan, daha önce hiç İstanbul dışında yaşamamış olmasına rağmen kasabaya taşınmak zorunda kalan Emre’yi canlandırırken Özlem Maden ise Emre’nin eski nişanlısı Burcu karakterine hayat veriyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Cannes’da TRT Rüzgârı

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ve diğer ödüller için yarışacak filmler açıklandı. Bu yıl 76. kez düzenlenecek Cannes Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde TRT ortak yapımı 3 film yarışacak. Nuri Bilge Ceylan’ın TRT yapımı son filmi Kuru Otlar Üstüne, Jessica Hausner’ın Club Zero ve Alice Rohrwacher’in La Chimera adlı filmleri festivalin ana yarışma bölümüne seçildi.

Cannes’da TRT Rüzgârı yazısına devam et

Antlaşma

Guy Ritchie’nin yönettiği ve Jake Gyllenhaal, Dar Salim, Antony Starr, Alexander Ludwig, Rhys Yates, Jason Wong, Christian Ochoa Lavernia ile Bobby Schofield’ın oynadığı Antlaşma (The Covenant), önümüzdeki aylarda CJ ENM dağıtımıyla BG Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Çavuş John Kinley’in gönderildiği son görev turunda, yolu yerel tercüman Ahmed ile kesişir. Görev sırasında ekibine yapılan saldırıdan Ahmed sayesinde kurtulan John, hayatta kalmayı başarır. Evine döndükten sonra, Ahmed’i ve ailesini geride bırakamayacağını anlar. Tüm risklere karşı John Kinley de kendi hayatını tehlikeye atarak bölgeye geri döner.

Prestij Meselesi Yeniden Vizyonda

Yılın büyük ses getiren filmi Prestij Meselesi, vizyon tarihinden birkaç gün sonra yaşanan deprem felâketi nedeniyle gösterimden kaldırılmıştı. Pek çok sinemaseverin izleyemediği filmin vizyon tarihi 02 Haziran oldu ve yeni fragmanı paylaşıldı. Komedi ile dramı harmanlayan filmde usta isimler başarılı oyunculuklarıyla övgü alırken Mahmut Kırmızıgül, Onur Gözeten ve Ali Erkin Acır gibi ilk sinema filmine imza atan genç oyuncular da yetenekleri ile dikkat çekti. Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz ve Haluk Levent’in starlığa uzanan yolculuklarını konu alan ve izleyenlerden tam not alan filmin yönetmenliğini Mahsun Kırmızıgül; yapımcılığını ise Murat Tokat üstleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Yeni fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Türk Sineması Değerlendirmesi 3 Dilde Yayımlandı

Türk sinemasının 2022 yılı değerlendirmesi; Güney Kore’de yayımlanan Culture Dergisi’nde Korece ve İngilizce olarak, İran’da yayımlanan Film Dergisi’nde ise Farsça yayımlandı. Sinema yazarı ve akademisyen Rıza Oylum’un kaleme aldığı 2022 yılında Türkiye’deki sinema sektörü incelemesini içeren yazıda; 2022’de kaç filmin vizyona girdiği, en çok izlenen filmler, Bergen filmi gibi biyografi filmlerinin çok talep görmesi, komedi filmlerinin izlenme oranında yaşanan düşüş ve korku filmlerinin üretimi üzerine yoğunlaşıldı. Yazıda, Arthouse filmlerin gişede başarı gösterememesine rağmen Kurak Günler’in başarısının altı çiziliyor.

  • Basın Bülteni: 1 / 2

Türk Sineması Değerlendirmesi 3 Dilde Yayımlandı yazısına devam et

2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Sahibi Annie Ernaux İstanbul Film Festivali’nin Konuğu Olarak İstanbul’da

42. İstanbul Film Festivali, 2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Fransız yazar ve yönetmen Annie Ernaux’yu ağırlıyor. Annie Ernaux kendi yazdığı, oğlu David Ernaux Briot ile birlikte yönettiği Super 8 Yılları adlı belgesel filmin gösterimi için festivalin konuğu olarak İstanbul’a geliyor. Aralarında Babamın Yeri, Bir Kadın, Seneler ve Kürtaj’ın da bulunduğu yirmiye yakın kitabının yazarı olan Ernaux, birçokları tarafından Fransa’nın en önemli edebi sesi olarak kabûl ediliyor.

2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Sahibi Annie Ernaux İstanbul Film Festivali’nin Konuğu Olarak İstanbul’da yazısına devam et

Karanlık Gece: İnsanın İçinde Kötülük mü Var?

Hrant Dink’in katledilmesinin ardından yüzbinlerce insanın katıldığı cenaze töreninde ve Şişli’den Yenikapı’ya süren yürüyüşte, eşi Rakel Dink’in saptaması unutulmaz: “Bir bebekten katil yaratan karanlık.”

Özcan Alper’in ödüllü “Karanlık Gece” filmi, o karanlığı aydınlatmaya çalışıyor.

“Sineklerin Tanrısı” romanını ve filmini okumuş/izlemişsinizdir (en azından duymuşsunuzdur) muhakkak. Aynı okulun gençleri bir kaza sonucu düştükleri adada bir süre sonra birbirlerine düşman olur; iktidar olmak için. Kimin gücü kime yeterse. Öykünün ana fikri “insanın kötü” olduğudur. Her olayda “Sineklerin Tanrısı”na atıfta bulunur ve insanın kötü olduğu iddia edilir. Oysa kanıtlanmıştır ki, insan iyidir, bir kurgu olan “Sineklerin Tanrısı”nın mesajı genel değildir; çoğu insan iyidir (Yeni Bir İnsanlık Tarihi, Rutger Bregman, Mundi Kitap). İnsanın iyiliğini, çevrenin, toplumun, eğitimin, gücü elinde tutan (en çok da siyasilerin kuşkusuz) etkisiyle kötülük yaşamın vazgeçilmezi olmuş.

Tam da burada, insan soruyor ister istemez… Kötülüğü yenmek için ne yapmak gerekir? Daha da önemlisi, belki de genlerimize değin işlemiş bu kötülükten nasıl sıyrılırız? Kişisel değil, toplumsal olarak kurtulabileceğimiz gerçeğini göz ardı etmeden, sadece kendi çevremize değil, dünyanın o geniş yaşamına bakmayı öğrenmeliyiz.

Nasılsınız? İçiniz nasıl, içiniz?

Bir kış gecesi, arkadaşlarıyla kartopu oynadığı için katledilen gazeteci arkadaşımız Nuh Köklü’ye adanan Karanlık Gece, bir anlamda hepimize soruyor bu ara başlıktaki soruyu. Çünkü Nuh Köklü, kimsenin aklına gelmeyecek bir nedenle, hiç yere öldürüldü. Özcan Alper, bu anlamda ahde vefasını gösteriyor, teşekkür ediyoruz. Yönetmen, ilk filmi “Sonbahar”da olduğu gibi insanın iç huzuruna ya da huzursuzluğuna, kendisiyle hesaplaşmasına odaklanıyor. Yaşanmışlık içerisinde gizlenen o vicdan muhasebesini gün yüzüne çıkarıyor. Filmi izlerken daha içinizle konuşmaya, yaşadıklarınızı hatırlayıp nasıl rahatlarız diye düşünmeye başlıyorsunuz.

Bir orman köyünde, kapalı bir yaşam süren gençlerin arasına genç bir ormancı katılır. Kuralları uygulamak, yasaklara uyulmasını sağlamak ve daha da önemlisi nesli tükenmiş denilen bir hayvanı (vaşak) aramaktadır. Kendi halindedir, ama gözler üzerindedir ve bir kulp bulunur muhakkak. Toplumun genel havası gençleri de etkilemekte, onlar da sorgulamak yerine aynı yolu sürdürmektedir. O genç orman memurunun cezasını kendileri verecektir. Aradan yıllar geçer, o gün köyden kaçan İshak, geri döndüğünde, hâlâ etkisinden kurtulamadığı o gecenin peşine düşer. Doğal olarak herkes karşı çıkar. Kimin başaracağı kasap çengeli örneği kocaman bir soru işaretidir.

Film, o gerilimi çok iyi veriyor. Alper, bu anlamda ışığı da iyi kullanarak (hep karanlık, hep karanlık) o duyguyu canlı tutuyor. Oyuncuların da filmin içeriğini iyi kavramış olmasıyla rollerine daha bir sarılmaları da filmin başarısına katkı sunuyor.

Afiş ve imaj…

Soy adaş iki yönetmenin filmiyle gündeme gelen afiş sorununa da değinmeden geçmek olmaz. Emin Alper’in “Kurak Günler”i ile Özcan Alper’in “Karanlık Gece” filmleri için yurtiçi için ayrı, yurtdışı için ayrı afiş tasarlanması tartışıldı. Bizde neden “kafa”lardan oluşan afiş kullanıldığı soruldu.

Birincisi, afiş bir duyuru aracıdır. Muhakkak ki estetik olmalıdır ama en önemlisi amaca (burada, filmi izlettirmeye) hizmet etmelidir. Çok iyi afiş tasarımcılarımız var, dünyadan ödüller toplayan… Toplumun yapısı burada da (filmde vurgulandığı gibi, bir kez daha önem kazanıyor Karanlık Gece, bu anlamda da) belirleyici. İzleyicinin gerek kültürel gerekse bilinç düzeyi yükselmedikçe duyuruların “kafa”lardan oluşmasının önüne geçmek mümkün değil. Biz, gördüğümüze inanırız, gördüklerimizi severiz. Sevdiklerimizi görmezsek filmi de izlemekten kaçınmamız doğaldır.

İki ilginç öykü var, anımsadığım… Biri roman kapağı (konumuz dışı olduğu için uzatmayacağım, ama Kemal Tahir, kapakta yer alan görüntüyü romana eklemiş… mecburen), diğeri film afişi. Erdoğan Kar’ın ilk filmi “Su” (Osman Şahin’in Sarı Yatak öyküsünden) filminin afişini Reha Yalnızcık, gerçekten öykünün içeriğini de barındıran bir tasarımla hazırlamıştı. Yaklaşık 40 yıl öncesinde de benzer bir kaygı varmış demek ki, Kar, kafalardan oluşan bir afiş yaptırdı (tasarlattı diyemiyorum, çünkü kafalardan oluşan bir afişin tasarlanması değil yerleştirilmesi mümkündür ancak). Şimdi internette yer alan afiş (tabii ki, yine kafalardan oluşuyor) ise filmin gösteriminde kullanılan değil, yenisi hazırlanmış besbelli. Bu da gösteriyor ki, kafalardan oluşan afiş hem kalıcı olmuyor hem de filmi taşımıyor.

28 Nisan’dan başlayarak gösterimde…

(19 Nisan 2023)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Onur, Başarı ve Genç Cadı Ödülleri Belli Oldu

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin her yıl sinemadaki kadın emeğinin altını çizmek ve görünür kılmak, yeni kuşak kadın sinemacıları cesaretlendirmek üzere verdiği ödüller belli oldu. 31 Mayıs – 07 Haziran 2023 tarihleri arasında yapılacak olan 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde Onur Ödülü oyuncu Tilbe Saran’a, Bilge Olgaç Başarı Ödülleri oyuncu Asiye Dinçsoy, yönetmen Belmin Söylemez ve kurgucu Selda Taşkın’a, Genç Cadı Ödülü ise oyuncu Öyküsu Özyürek’e 31 Mayıs’ta düzenlenecek törende takdim edilecek.

26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Onur, Başarı ve Genç Cadı Ödülleri Belli Oldu yazısına devam et

Ruhlar Bölgesi: Kırmızı Kapı

Patrick Wilson’un yönettiği ve Patrick Wilson, Ty Simpkins, Rose Byrne ile Andrew Astor’un oynadığı Ruhlar Bölgesi: Kırmızı Kapı (Insidious: The Red Door), 07 Temmuz 2023’de TME Films dağıtımıyla TME Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Josh ile Renai boşanmıştır ve Josh hayatını toparlamaya çalışmaktadır. Oğulları Dalton artık genç bir yetişkindir. Doğu Yakası’nda bir sanat okuluna giden Dalton babasıyla gergin bir ilişki yaşamaktadır. Dalton iblislerini kesin olarak sindirmek için, ailelerinin karanlık geçmişi ve bir dizi daha korkunç olaylarla yüzleşerek kırmızı kapının ardında gizlenen Öte’nin her zamankinden daha derinlerine inmelidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Ruhlar Bölgesi: Kırmızı Kapı yazısına devam et