Tolga Sarıtaş ve Afra Saraçoğlu Geri Sayımda

Merakla beklenen Kötü Çocuk için geri sayım başladı. Büşra Küçük’ün genç jenerasyonu adeta büyüleyen Kötü Çocuk hikâyesi 20 Ocak’ta sinemalarda olacak. Film, kendisini doğduğu gün terk eden babasının ortaya çıkmasıyla hayatı değişen Kayla’nın Meriç ile tanıştığı gün başlayan macera ve aşk dolu hikâyesini anlatıyor. Başrollerini Tolga Sarıtaş ve Afra Saraçoğlu’nun paylaştığı filmde, baba karakterini Sarp Akkaya anneyi ise Tülin Özen oynuyor.

Geçtiğimiz Yıl Yarışmada, Bu Yıl Jüride

Dünyanın dört bir tarafından seçilen 50 eserin yer aldığı Atlas Ödülleri Uluslararası Film Festivali, geçtiğimiz yıl Nerdesin Aşkım? (Where are You, My Love?) isimli kısa filmi ile jüriden İnsan Hakları Ödülü alan Merve Gezen, bu yıl 15 – 31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen festivale Kısa Film jüri üyesi olarak gidiyor. Festival, yeni çıkan film yapımcıları tarafından çekilen bağımsız filmleri ve bu yapımcıların keşfedilmesine olanak sağlayan çevrimiçi bir platform sunuyor. Ocak ayında düzenlenen bu festival 35 uluslararası filmi bir araya getiriyor. Atlas Ödülleri’nin sunumuyla sonuçlanan festival ayrıca küresel bir kitleye mükemmel bağımsız filmler sergiliyor.

Hayal Perdesi Dergisi’nin, Ocak – Şubat Tarihli 56. Sayısı Çıktı

Hayal Perdesi Sinema Dergisi’nin Ocak – Şubat 2017 tarihli 56. sayısı çıktı. Yeni sayının dosya konusu Amerikan sinemasında ve dizi filmlerinde İslamofobi. Kaptan Fantastik’in kapağa taşındığı son sayının Vizyon sayfalarında Sonsuzluk Ormanı, Meçhul Kız, Babamın Kanatları ve Vizyon Ötesi bölümünde Doktor Strange incelendi. Söyleşi bölümünün bu sayıdaki konuğu Genç Pehlivanlar’ın yönetmeni Mete Gümürhan. Müzik Kutusu’nda Leonard Cohen, şarkılarının çalındığı filmlerle anılıyor. Yeşilçam dünyasında Orhan Erçin ele alınıyor. Neden Film Seyrediyoruz bölümü konuğu ise Akademisyen Oğuzhan Ersümer.

Yönetmen Utku Çelik’ten İkinci Kitap: Değirmen

Çektiği kısa filmlerden sonra ilk uzun metrajı Mavi Adam’ı 2014’te seyirciyle buluşturmuş olan Utku Çelik’in ikinci kitabı Değirmen geçtiğimiz haftalarda yayınlandı. Lis Yayınları tarafından basılan kitap, 90’ların başında, yağmalanmış ve sadece bir değirmenin ayakta kalmış olduğu köyde 4 gencin birbirlerine tutunarak yaşadıklarını konu ediyor. 1983 İstanbul doğumlu Utku Çelik Mavi Adam isimli ilk uzun metraj filminden sonra 2015’te Karanlık Yoldaki Gölge romanını yayınladı. Şu an üzerinde çalıştığı, hapisteki gazetecilerle ilgili bir kısa film çalışması ve onunla birlikte ilerleyen 2 kısa film projesi daha var. Çelik, Vipsaş’ta dijital restorasyon sanatçısı olarak çalışıyor.

Selma Ersöz’ü Kaybettik

Türk Sanat Müziği’nin sevilen seslerinden ve TRT Sanatçısı Selma Ersöz, 09 Ocak 2017 Pazartesi günü hayatını kaybetti. 1940 yılında İstanbul’da doğan Selma Ersöz 1964 yılında TRT Radyosu’na girmişti. Selma Ersöz, Türk Sanat Müziği’nin diğer usta yorumcuları Münir Nurettin Selçuk ve Sabite Tur Gülerman gibi çok kıymetli sanatçılarla birlikte çalıştı. Değerli sanatçı, Orhan Aksoy yönetmenliğinde çekilen ve başrollerini Hülya Koçyiğit, Yusuf Sezgin, Cahit Irgat, Nevin Aypar ve Semih Sezerli’nin paylaştığı 1966 yılı yapımı Dertli Gönüller adlı filme söylediği şarkılarla katkıda bulunmuştu. Merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Anayurt Oteli, Groupama Desteğiyle Yenilenerek 36. İstanbul Film Festivali’nde İzleyici ile Buluşacak

Groupama, on yıldır İstanbul Film Festivali işbirliğiyle sürdürdüğü Türk Klasikleri Yeniden projesi ile Türk sinemasının önemli yapıtlarının yıllar sonra yenilenerek tekrar sinemalarda gösterime hazır hale getirilmelerini sağlıyor. 36. İstanbul Film Festivali, Türk Klasikleri Yeniden bölümü kapsamında yapılacak özel gösterimde bu yıl Ömer Kavur’un yönettiği, başrollerini Macit Koper, Serra Yılmaz, Orhan Çağman ve Şahika Tekand’ın paylaştığı, Osman Alyanak, Kemal İnci, Cengiz Sezici, Songül Ülkü, Ülkü Ülker, Arslan Kacar, Osman Çağlar ve Orhan Başaran’ın da rol aldığı Anayurt Oteli yenilenmiş kopyasından gösterilecek.

Twitter’ın Altın Küre’si

Altın Küre Ödülleri Pazar gecesi sahiplerini buldu. Törene en fazla ödülü alan Aşıklar Şehri (La La Land) filminin yarattığı heyecanın yanı sıra Meryl Streep’in yaptığı konuşma damgasını vuran olaylardan oldu. Ödül töreni her zaman olduğu gibi en çok Twitter’da yoğun yankı buldu. Birbirinden ünlü film ve oyuncu, ödüllerini kucaklarken Twitter’da konuşuldu. Gecenin hakkında en çok tweet atılan filmleri La La Land, Moonlight, Zootopia, Nocturnal Animals ve Deadpool oldu.

2016 Vizyon Raporu: Türkiye Sinemaları ve Endüstrisinde 2016

Antrakt Sinema Gazetesi adına sinema yazarı ve araştırmacı Deniz Yavuz’un her yıl hazırladığı vizyon raporlarının 2016 Vizyon Raporu: Türkiye Sinemaları ve Endüstrisinde 2016 başlıklı raporu tamamlandı. Rapor, Türkiye’deki film dağıtım şirketlerinin özel izni ile oluşturuluyor. Veriler üzerindeki tek söz sahibinin dağıtıcı firmalar olduğu belirtiliyor. Antrakt Sinema Gazetesi 1988 yılından bu yana, verileri, sinema sektörü yararına, herhangi bir ticari beklenti olmaksızın sinema sektörüne servis ediyor.

Öteki Sinema Okurları Seçti: Yılın En İyi Korku Filmi: Siccîn 3

Öteki Sinema’nın geleneksel yıl sonu anketi olan ve tür sinemasına olan ilgiyi arttırma amaçlı olarak düzenlenen okur anketinde oylama dün gece bitti ve sonuçlar bugün açıklandı. Öteki Sinema okurlarının 2016 seçimi, Alper Mestçi’nin yönettiği, başrollerini Büşra Apaydın, Adnan Koç, Cem Uslu’nun paylaştığı Siccîn 3 filmi oldu. Siccîn 3 aynı zamanda bu yılın en iyi gişesini (277.596) yapan korku filmi oldu. Filme özellikle kadın izleyiciler büyük ilgi gösterdiği görüldü.

Onat Kutlar Kadıköy’de Anılıyor

1995 yılında The Marmara Oteli’nde gerçekleşen patlama sonucu yaşamını yitiren şair, yazar ve sinema insanı Onat Kutlar, ölümünün 21. yıldönümünde Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği bir etkinlikle anılacak. Gecede, Onat Kutlar’ın yaşamını Filiz Kutlar, Ali Sirmen, Işıl Özgentürk ve Hülya Uçansu anlatacak. Şems Trio ve Film Müzikleri Orkestrası da, Onat Kutlar’ın senaryosunu yazdığı filmlerin müziklerini seslendirecek.

Onat Kutlar Kadıköy’de Anılıyor yazısına devam et

Merve Gezen: Kadına Yönelik Şiddeti Konu Alan Film Scrabble’da Erkekler Kadınlara Göre Filme Daha Çok Katkı Sağladılar

Önceki filmi Nerdesin Aşkım? ile katıldığı festivallerden başarı ile dönen Merve Gezen’in, sosyal ve ekonomik açıdan birbirinden farklı dört kadını, Scrabble oyununun başına oturtarak kaderlerini ve trajik sonlarını masaya yatırdığı yeni filmi Scrabble, 2016 yılında festivalden festivale koştu. Yeni filmiyle beğeni alan yönetmen Merve Gezen, Pera Sinema’ya verdiği röportajında “Scrabble’da erkekler kadınlara nazaran çok daha duyarlı davrandılar ve onlar bu filmin yapılmasında çok büyük katkı sağladılar. Aslını sorarsanız işin garip tarafı destek için görüştüğümüz hiçbir kadın olumlu bir geri dönüş yapmadı.” diyor.

Aşıklar Şehri, Altın Küre Ödüllerine Damgasını Vurdu

Bu yıl 74.sü yapılan Altın Küre ödüllerine Aşıklar Şehri (La La Land) filmi 7 dalda ödülle damgasını vurdu. Aşıklar Şehri, En İyi Film, Erkek Oyuncu (Ryan Gosling), Kadın Oyuncu (Emma Stone), Yönetmen (Damien Chazelle), Senaryo (Damien Chazelle), Müzik (Justin Hurwitz) ve Şarkı (City of Stars) ödüllerini kazandı. Filmde, trafiğin sıkışık olduğu bir gün, Sebastian ve Mia Los Angeles’da bir otobanda tanışırlar. İkisi de imkânsıza yakın olan hayallerine odaklanmışlardır. Sebastian 21. yüzyılda insanların geleneksel jazz müziğini umursamasını sağlamaya çalışmakta, Mia ise sadece bir oyuncu seçmesinde şansını denemek istemektedir.

Yılın Kadınları If İstanbul’da Buluşuyor

16 Şubat’ta başlayacak If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nden tüyolar gelmeye devam ediyor. Natalie Portman ve Lily Rose Depp’i buluşturan büyüleyici fantastik Planetarium, İstanbul galasını If İstanbul’da yaparken, Lone Scherfig’in Gemma Arterton’ı başrole taşıdığı romantik komedisi Their Finest ve Michelle Williams, Kristen Stewart, Laura Dern ve Lily Gladstone’un muhteşem oyunculuklarıyla da çok konuşulan Certain Women, Türkiye’de ilk kez If İstanbul’da gösterilecek.

Yılın Kadınları If İstanbul’da Buluşuyor yazısına devam et

Amerikan Gençliğine Coşku Dolu Bir Bakış

‘American Honey’ tipik bir Andrea Arnold filmi. Boğucu taşra ortamında çıkış yolu arayan gencecik kızlardan bir diğerinin hikâyesine odaklanıyor yine. Mekân farklı bu sefer. Ancak derin Amerika’nın uçsuz bucaksızlığında yönünü bulmaya çalışan 18 yaşındaki Star’ın, İngiliz taşrasının gri kasvetindeki kıstırılmışlığını hip-hop ile yırtmaya çabalayan ‘Akvaryum / Fish Tank’in Mia’sıyla okyanus ötesi akrabalığı çok belirgin.

Aile içi istismar ve yoksulluktan ibaret sıkışmış hayatını ani bir kararla geride bırakan Texas’lı kızın hayatı keşfi üzerine gençliğin enerjisiyle yüklü bir yol filmi bu. Alışveriş merkezinde karşılaştığı gençlerden oluşan gruba katılıyor genç kız. Artık kimselerin okumadığı çeşitli dergileri pazarlamak üzere toplanmış, Star gibi yoksul ve dağılmış ailelerin boşta gezen çocukları oluşturuyor grubu. Kendilerinden yaşça daha büyük patronları Krystal ile baş satıcı ve çömezlerin eğitmenliği görevini üstlenmiş Jake ile birlikte yola koyuluyor ekip. Güney’den Ortabatı’ya uzanan rota doğrultusunda kasaba kasaba, ev ev dolaşarak ve türlü ikna yöntemlerini kullanmak suretiyle dergi aboneliği satmaya çalışıyorlar uzun bir yolculuk boyunca.

İngiliz sinemacının kişisel kıtayı keşif hikâyesi bu aynı zamanda. Amerika’nın farklı yüzlerine tanık ediyor bizleri Arnold. Petrol zengini kovboyların tuzu kuru hayatlarından kesitleri, küçük kasabaların dağılmış evlerindeki küçük çocukların Büyük Depresyon yıllarına benzer yoksunluk tabloları izliyor. Dergi aboneliği pazarlamacılarına ilişkin 2007 yılında New York Times’ta çıkan bir makaleden esinlenerek projesini oluşturduğunu belirtiyor yönetmen. Hazırlık aşamasında irili ufaklı 6-7 tane yol seyahati yaptığını ve daha önce filmlerden aşina olduğu Amerika’nın uçsuz bucaklığında keşfe çıktığını söylüyor. Ana karakterini ve ikisi dışında oyuncularını önceki projelerinde olduğu gibi sokakta, yollarda bulmuş yine. Kıtanın dört bir yanından otantik yüzler eşliğinde film öncesi ve çekim sırasında gerçek bir deneyim yaşamış. Ekip aynen filmde olduğu gibi küçük bir minibüsün içinde kilometrelerce yol tepmiş. Ucuz motellerde birlikte kalmış, birlikte partilemişler geceleri. Bir mekândan diğerine giderken minibüs içinde doğaçlama çekimlere devam edilmiş, yeni bir şey öğrenildiğinde ya da yeni bir oyuncu ekibe dahil olduğunda başlangıç senaryosunda değişikliklere gidilmiş.

Son Ken Loach şaheseri ‘Ben, Daniel Blake’te de imzası bulunan İrlandalı usta görüntü yönetmeni Robbie Ryan’ın küçük dijital kameralardan 35 mm’liklere uzanan seçimleriyle yakaladığı doğal görsellik yönetmenin en büyük destekçisi olmuş. Müzik filmin bir diğer ayrılmaz parçası. Arnold müziği gençlerin hayatla ve kendileri arasındaki iletişimi sağlayan birincil unsur olarak kullanıyor. Star’ın çekici Jake ve arkadaşlarıyla karşılaştığı alışveriş merkezinde Rihanna’nın ünlü şarkısı ‘We Found Love’ eşliğinde kaynaşıyor genç bedenler. Filme adını da vermiş olan Lady Antebellum’un marş haline gelmiş country şarkısı ve diğerlerini hep birlikte coşkuyla söylüyorlar doluştukları minibüsün içinde.

Ana karakterin evreni keşfe çıkışının büyüleyicili hikâyesini çok etkili bir biçimde aktarıyor Arnold. Doğayla bütünleşiyor Star. Yaban arısını havuzda boğulmaktan kurtarıyor. Bir diğerini tutsak olduğu mekândan doğaya salıyor. Jack’in hediyesi kaplumbağayı suya bırakarak onu özgür kılıyor. Belgeselimsi doğaçlama çalışma tutkulu bir aşk hikâyesiyle taçlanıyor. Star ile Jake arasında yaşanan bedensel tutku, sinemacının ‘Uğultulu Tepeler / Wuthering Heights’ uyarlamasında olduğu gibi tüm doğallığıyla yansıyor perdeye. Star rolüyle ilk kez kamera karşısına çıkan Sasha Lane, Hollywood deneyimlerinin ardından bağımsız bir projede yer almayı kabul etmiş Shia LaBeouf, Krystal’de Elvis Presley’in torunu olarak da bilinen Riley Keough ve deneyimsiz tüm oyuncu ekibi harika bir iş çıkarıyor.

Samimi ve aşkın bir genç enerjiyle yüklü ‘American Honey’nin geniş bir dağıtım ve etkin bir tanıtımla çok daha kalabalık bir genç izleyici kitlesine ulaşmasını dilerdim. Gençlerin onu halen gösterimde bulunan nostalji ve Oscar avcısı muhafazakâr ‘Aşıklar Şehri / La La Land’den çok daha fazla seveceklerini düşündüğümden.

(16 Ocak 2017)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com