Beyazperde ve Ekranların Efsanevi Oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan Kırk Yıllık Samimi Gözlemler

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yapılan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu. 1985 yılından itibaren sinema filmleri ve TV dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz filmleri arasında Yengeç Sepeti, Bir Kadının Anatomisi, Akrebin Yolculuğu gibi filmler var. Mehmet Aslantuğ, Antalya’dan 3 kez En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldı.

Beyazperde ve Ekranların Efsanevi Oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan Kırk Yıllık Samimi Gözlemler yazısına devam et

Atlas 1948’de Sanatla Dolu Bir Kış

Beyoğlu’nda film festivalleri, gala, ülke sinemaları ve vizyon filmlerinin yanı sıra sahne sanatları ve konserlere de ev sahipliği yapan Atlas 1948 Sineması’nda bu ay Hiçbir Şey Yerinde Değil vizyon filmi ile Eksik, Herkesin Bildiği Sırlar, Kırık Plak, Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor, Leyla ile Mecnun Değil, 12 Numaralı Adam ve Yalnız oyunları sanatseverlerle buluşacak. İstanbul Sinema Müzesi de bu ay Sen Balık Değilsin ki performansına sahne olacak. Burak Çevik’in yönettiği ve 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Yönetmen dahil 3 ödül kazanan Hiçbir Şey Yerinde Değil, İstanbul prömiyerini Atlas Sineması’nda yapacak.

Altın Portakal’da Film Ekipleri Seyirciyle Buluştu

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, seyircilerle film ekiplerini bir araya getirerek sinema ruhunu beslemeye devam ediyor. Festival kapsamında 07 Ekim’de ilk buluşmalar yaşandı; belgeselden kısa filme, ilk filmden usta işi örneklere, yerli – yabancı dokuz yapım, ekiplerinin de katılımıyla seyirci karşısına çıktı. Festivalde 07 Ekim günü Ulusal Uzun Metraj Yarışması’ndan iki filmin, Mukadderat ve Hatırladığım Ağaçlar filmlerinin ekipleri seyirci karşısına çıktı.

Altın Portakal’da Film Ekipleri Seyirciyle Buluştu yazısına devam et

Sinemanın Sorunlarına Çözüm, Sinema Çalıştayı’nda

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinemanın güncel sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla meslek örgütleri, dernekler, sendikalar ve sinema akademisyenlerini bir araya getiriyor. Festival kapsamındaki Sinema Çalıştayı’nda buluşacak katılımcılar, Türkiye’de sinemanın güncel sorunlarını farklı başlıklar altında ele alacak. 10 – 12 Ekim tarihlerinde Su Hotel’de gerçekleşecek Sinema Çalıştayı’nda sinema filmlerinin yaratım, yapım ve dağıtım sürecine ilişkin temel sorunlar toplam dokuz oturumda tartışılacak. Çalışma grupları, düzenlenecek oturumlarda ilgili başlıkları değerlendirerek bildirgeler hazırlayacak.

Hayat Sanatı Taklit Ediyor

20. Yüzyıl Rus edebiyatının doruk yapıtlarından biri olan Mikhail Bulgakov romanı ‘Usta ile Margarita / Master i Margarita’nın yepyeni bir uyarlama ile sinemalarımızda gösterime girmesi güzel bir sürpriz.

Mikhail Lockshin’in yönettiği filmin ülkemizde basına gösterilmeden sessiz sedasız gösterildiğine bakmayın. Sovyet yaşam tarzına yönelik sert eleştirilerinin yetkililerin kabul edemeyeceği bir noktaya geldiğinde yapıtlarının yayımlanması fiilen yasaklanmış olan Bulgakov’un yaşamının son günlerine dek üzerinde çalıştığı, ancak ölümünden yıllar sonra, o da sansürlenmiş haliyle 1966’da yayınlanma imkânı bulacak olan çileli eserinin son sinema serüveni bir asrın ardından Rusya’yı hayli karıştırdı. Putin yönetimi ve yandaş basın 1930’lu yılların karanlık Stalin diktatörlüğünde geçen anlatı ile günümüz Rusya’sı arasındaki paralelliklere fazlasıyla takılmış olmalı ki, Amerikan vatandaşlığını ve Ukrayna işgalini kınayarak ülkeyi terkedişini bahane ederek Rus asıllı Lockshin’i terörist ilan etmeye kadar vardı iş. Ancak tüm bunlar filmin Rus izleyici tarafından büyük ilgiyle görmesinin önüne geçemedi. Halkın yasaklanır endişesiyle sinemalara akın ettiğini ve bitiminde filmi alkışlara boğduğunu biliyoruz.

Tüm bunlar Bulgakov’un ‘her iktidar toplum üzerinde baskı kurar’ söylemini doğruluyor. Günümüz Rusya’sında yazarlar, sinemacılar ve farklı disiplinlerden sanatçılar üzerindeki baskılar, yasaklamalar ve sürgünleri düşündüğümüzde ‘tarih tekerrür ediyor’ diyebiliriz. Ya da filmin yarattığı tartışmalardan yola çıkarak, çağdaş bir baskıcı rejimin ifade özgürlüğünü sansürleme çabasını 100 yılın ardından ‘hayat sanatı taklit ediyor’ şeklinde yorumlayabiliriz.

Bulgakov’un Stalin diktatörlüğünün karanlık yıllarında geçen kült romanı üç farklı ve yarı bağımsız anlatıdan oluşur. Kara Büyü profesörü ya da Şeytan’ın cisme bürünmüş hali olan Woland ile maiyetindekilerin (bunlara dev bir fantastik kedi de dahil) 1930’lu yıllarda Moskova’ya gelişi, Yahudilerin Romalı valisi Pontius Pilatus’un -kitapta Yeshua Ha-Notsri olarak geçen- Hazreti İsa’yı yargıladığı bölümler ve yazarın alter egosu Usta ile sevgilisi Margarita’nın aşk hikâyesi iç içe geçmiş olarak nakledilir.

Lockshin’in filmi 500 küsur sayfalık romanın bire bir uyarlaması değil. Daha önce Netflix’de gösterilen 2020 yapımı ‘Titanic’ tarzı sınıflararası bir aşk hikâyesini anlatan ilk uzun metrajı ‘Gümüş Patenler / Serebryanye Konki’ ile bilinen genç sinemacı Bulgakov’un üç temel anlatısının bileşimine toparlayıcı bir meta unsur eklemiş: Usta’yı Bulgakov olarak yorumlarken, yazarı canlandıran Evgeniy Tsiganov’un Bulgakov ile benzerliğinden yararlanmış.

Film görünmez Margarita’nın Usta’nın baş düşmanlarından tiyatro eleştirmeni Latunsky’nin dairesine sızması ve ortalığı karıştırması ile başlıyor. Daha sonra bir yıl öncesine dönerek Usta ile tanışıyoruz. Pontius Pilates’in ünlü Hz. İsa yargılamasını konu alan son oyununun prömiyer öncesi provasına geliyor yazar. Ancak dinci gericiliğin propagandasını yaptığı, İsa ve Hristiyanlığı ele

alarak rejimi eleştirdiği gerekçesiyle oyun programdan çıkartılıyor. Usta akabinde yazarlar birliği ‘Masselit’ten atılıyor. Okura ulaşamayacağını bildiği halde esin perisi Margarita’nın teşvikiyle fantastik kurgusunu oluşturmayı sürdürüyor, kültürel ortamlarda ispiyonlayacak adam arayanların hırs tuzakları ve haksız yere kapatıldığı tımarhanede başına gelenlere rağmen.

‘Usta ile Margarita’ hazmı kolay olmayan bir metin. Film de romanı bilmeyenler için özel bir çaba istiyor. Ancak bu emeğin karşılığında Lockshin’in kurgusu keyifli bir deneyim sunuyor. Gerçek hayatta çift olan Evgeny Tsiganov ile Yulia Snigir’in tutmuş kimyası , Woland’da Alman oyuncu August Diehl’in nihilist yorumu zevkle izleniyor.

Bulgakov aynen Usta gibi yaşarken kendisine verilmeyen huzurlu sessizliğe kavuşmuşken, hüzünlü olduğu denli hınzır ve komik anlatısının 100 yıl sonra ortalığı nasıl karıştırdığına başka bir alemden tanıklık ederek keyifleniyordur belki. Bu vesileyle korkuyu yenerek baskıcı otoritenin gücünü kırmak için üreten dünyanın tüm cesur sanatçılarına selam gönderiyoruz.

(14 Ekim 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Nurgül Bayram’ın Yönettiği Belgesel, Gençlik Tiyatrosu 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Gösterildi

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ilk gününde Ulusal Yarışma filmlerinden Ayşe ile Galata, Ulusal Belgesel Özel Gösterim kapsamındaki Gençlik Tiyatrosu ile Oya’nın gösterimleri sonrasında film ekipleri, izleyicilerin sorularını cevaplandırdı. Festivalin Belgesel Özel Gösterim programında yer alan Gençlik Tiyatrosu’nun AKM Perge Salonu’nda düzenlenen söyleşisinde, yönetmen Nurgül Bayram ve belgesel katılımcıları Aslı Öngören, Yasemin Arpa, Kenan Mortan soruları cevapladı.

Nurgül Bayram’ın Yönettiği Belgesel, Gençlik Tiyatrosu 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Gösterildi yazısına devam et

Japonya’nın En Cesur Kahramanları, Dördüncü Filmiyle Beyazperdede: My Hero Academia: You’re Next, 11 Ekim’de Vizyonda

Kōhei Horikoshi tarafından yazılan süper kahraman serisinin yeni filmi My Hero Academia: You’re Next beyazperdede seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. My Hero Academia’nın son filminde, Japonya’nın cesur kahramanları, yeni bir tehditle karşı karşıya kalıyor ve dünyayı kurtarmak için Dark Might’a karşı kıran kırana bir mücadele başlıyor. My Hero Academia: You’re Next, 11 Ekim’de sinemalarda vizyona giriyor.

Altın Portakal’ın Büyük Buluşması Başladı; Filmler, Seyirciler, Ekipler Hep Birlikte Salonlarda

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali hasreti dindirdi; salonlar, filmlerine, film ekiplerine ve seyircilerine kavuştu. İlk günde Ulusal Yarışma filmlerinden Ayşe ile Galata, Ulusal Belgesel Özel Gösterim kapsamındaki Gençlik Tiyatrosu ile Oya, Uluslararası Yarışma Dışı bölümünden Dirty Boy’un gösterimleri sonrasında ekipler soruları cevapladı. Ayşe’de down sendromlu kardeşiyle yaşarken aldığı evlilik teklifiyle önemli bir dönemece gelen Ayşe’nin dokunaklı hikâyesi anlatılıyor.

Altın Portakal’ın Büyük Buluşması Başladı; Filmler, Seyirciler, Ekipler Hep Birlikte Salonlarda yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Joaquin Phoenix’ten Şarkılar Dinlediniz

Todd Philipps imzasını taşıyan 2019 yapımı ‘Joker’ klasik bir Batman filminin ötesinde, benzersiz bir karakter yaratma sürecini perdeye taşıdığı için çok beğenilmişti. Namı diğer Arthur Fleck’in kendi gibileri çöp olarak niteleyen sistemle hesaplaşması vurucuydu, küçük adam Arthur’un başkaldırısını örgütlü bir devrim hareketine dönüştürme çabası etkileyiciydi. Sonuç her açıdan olumluydu, Venedik’ten Altın Aslan ile dönen yapım hem … Devamı…»

Ferhan Baran Yazıyor: İnsan İnsana Eziyet Eder

Christian Tafdrup’ın yazıp yönettiği 2022 yapımı ‘Speak No Evil’ Kuzey Avrupa sinemasından çıkmış en tedirgin edici filmlerden biridir. Michael Haneke’nin ‘Funny Games’inin ürperticiliği ile yarışır olan Danimarka yapımı film sinemalarımıza gelmedi ama özgün hikâyenin aynı adı taşıyan 2024 model Amerikan yeniden çevrimi bizde ‘Sakın Ses Çıkarma’ adıyla sınırlı salonda olsa da gösterimini sürdürüyor. Özgün yapım farklı … Devamı…»

Monte Cristo Kontu

Alexandre de La Patelliere ile Matthieu Delaporte’nin yönettiği ve Pierre Niney, Bastien Bouillon, Anais Demoustier ile Anamaria Vakrtolomei’nin oynadığı Monte Cristo Kontu (Le Comte de Monte Cristo), 18 Ekim 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Masum denizci Edmond Dantes, haksız yere zindana atılır. Yıllarca esaret altında yaşayan Dantes, hayatta kalma iradesini bilge bir mahkûmdan öğrendiği bilgiler ve devasa bir hazineyle özgürlüğe kavuşma hayaliyle güçlendirir. Hapisten kaçtığında artık o eski masum genç değildir. Monte Cristo Kontu adıyla döner, tek amacı vardır: İhanet edenlerden hesap sormak.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Monte Cristo Kontu yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Zamanı Durdurmak

Francis Ford Coppola final opusunu ‘geçmişimizi ve itibarımızı koruyabilir miyiz, yoksa eski Roma gibi açgözlü bir ihtişamın kurbanı mı olacağız?’ sorusu ile başlatıyor. Üstadın yaklaşık 40 yıldır hayata geçmesi için çalıştığı veda projesi ‘Megalopolis’te New York kentini New Rome olarak adlandırması, başlıca ana karakterlerin Romalı tarihi şahsiyetlerin ismini taşımaları bu yüzden. Yeni Roma şehri değişmek zorundadır. Dünyaca ünlü Nobelli mimar, … Devamı…»

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Coşku Dolu Bir Törenle Hikayemiz Birlikte Diyerek Başladı

Türkiye’nin en köklü sinema şenliği, Antalya’da bir kez daha sinema ruhunu ateşledi. 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 05 Ekim’de geleneksel kortejle başladı. Sinema ve TV dünyasının sevilen isimleri, Antalya sokaklarında seyircilerinin sevgi ve hayranlık dolu coşkusuyla karşılandı. Korteje Salih Güney, Cihat Tamer, Gülsen Tuncer, Mehmet Özgür, Şahnaz Çakıralp, Kaan Çakır katıldı. Açılış gecesi ise Serhat Kılıç’ın muhteşem sahne gösterisiyle başladı.

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Coşku Dolu Bir Törenle Hikayemiz Birlikte Diyerek Başladı yazısına devam et

İhsan Taş: Türk Sineması Yeşilçam’a Çok Şey Borçlu

20 Eylül’de vizyona giren ve gişede fırtına gibi eserek tüm rakiplerini geride bırakıp zirveye yerleşen Dedemin Gözyaşları filmi, Türk sinemasının gururu olmaya devam ediyor. Başrollerini Halil Ergün, Erkan Petekkaya, Ali Kürşat Uzun, Cem Kılıç, Seda Tosun, Turgay Tanülkü ve Aliye Uzunatağan gibi birbirinden ünlü isimlerin paylaştığı Dedemin Gözyaşları tam 20 hafta sonra hafta sonu gişe listesinde zirveye yerleşen ilk yerli film olarak büyük bir başarıya imza attı. Türk sinemasının Yeşilçam’a çok şey borçlu olduğunu belirten filmin yapımcısı ve yönetmeni İhsan Taş, sinemamıza dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

0000 Kilometre’de Fragman Yayınlandı

Beyza Alkoç’ın kitabından aynı adla sinemaya uyarlanan 0000 Kilometre’de filmin başrol oyuncuları olan Ahmet Haktan Zavlak ve Derya Pınar Ak’ın Paris’teki çekimleri, sinemasever izleyiciler tarafından çok beğenildi. İki teaser beğeni yağmuruna tutulduktan sonra yayınlanan fragmana da yorum yağdı. Birçok yorum gelen fragman, sinematografik resimleri ile her izleyeni ekrana kilitledi.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

 

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu