Gösterimdeki filmlerin 11 – 17 Ocak 2019 seansları için tıklayınız: 1 / 2 / 3 (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 10 Ocak 2019
Aile Emektir
71. Cannes Film Festivali’nin seçkin filmleri peşpeşe gösterime giriyor. Son şenliğin Altın Palmiye ödüllü yapımı ‘Arakçılar / Manbiki Kazoku’, 90’lı yıllarda ‘Maborosi’ ile başlayan uzun metraj kariyerini ilgiyle takip ettiğimiz Japon sinemasının yaşayan ustalarından Hirokazu Kore-eda’nın son dönemindeki sevilen tarzını yansıtan dokunaklı bir aile dramı.
Filmin kahramanları, Tokyo varoşlarında küçücük evlerinde yaşayan bir ailenin bireyleri. Ufacık ve çerçöp eşya ile tıklım tıklım yuvalarında yaşam mücadelesi veren Shibata ailesinde, yaşlılık maaşı alan büyükkanne dışında, geçici küçük işlerde çalışarak eve katkı sağlıyor her bir birey. Beş kişilik ailenin doyması için bu yetmiyor kuşkusuz. Ekonomik krizle sarsılan günümüz Japonya’sına inat dükkanlardan yiyecek çalmak suretiyle yaşamlarını sürdürüyor aile. Ebeveynlerinden şiddet görmüş, soğuk havada titreyen küçük bir kız çocuğu karşılarına çıktığında onu da ailelerine kabul etmekte tereddüt etmiyorlar. Aile büyüyor ancak yasalar ve yetkililer peşlerini bırakmıyor.
‘Arakçılar’ın özgün hikâyesi Kore-eda’ya ait. 2004 yapımı ‘Kimse Farketmiyor’ ile ailelerinin ilgisiz kaldığı durumda birbirlerine destek olan çocukların dünyasına giriş yapan Kore-eda, aile bağı temasını 2013’de çektiği ve satın alındığı halde ne yazık ki sinemalarda gösterilemeyen ‘Benim Babam, Benim Oğlum’ ve 2015 yapımı ‘Küçük Kız Kardeşim’ ile sürdürdü.
Bir söyleşisinde, çağın getirdikleriyle geleneksel aile yapısının büyük ölçüde değişime uğradığını dile getiren sinemacı, sevgi ve özveriyle örülmüş aile bağlarının geçmişte kaldığını ifade ediyor. Kendi kurguladığı hikâyesinde, devletin sosyal politikalarını eleştirme niyetinde olmadığını, hali hazır durumda aile bireylerinin nasıl kenetlenebileceği üzerinde bir tartışma açmak istediğini belirtiyor. Fakir ve sınırlarda yaşayan bir aile örneğini seçerken, yoksulluğun dramını eşelemek değil derdi. Toplumda geride kalmış, görünmeyenin fark edilmesi için uğraşıyor yıllardır.
Bunu yaparken aile kavramını tartışmaya açıyor. Ailenin temeli kan bağı mıdır, yoksa ailemizi kendimiz mi seçeriz? Anne çocuğu dünyaya getiren mi, yoksa yaralarına merhem olan, Şubat soğuğunda onu koynuna alıp sarmalayan mıdır? Brecht’in ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’nde ya da Cengiz uyarlaması ünlü klasiğimiz ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın finalinde vurgulandığı gibi ‘sevgi emek değil midir’? Buradan yola çıkarak aile ‘emek’ ile inşa edilmez mi?
İşte bu soruları her bir izleyicisine sordurmak için yola çıkmış Kore-eda. Yönetmen önceki filmlerinden aşina olduğumuz klasik estetiğini sürdürürken, efsanevi Ozu’nun mirasçısı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Film plaj sekansında doruğa çıkıyor. Büyükannenin denize giren aile bireylerini seyrederken dudaklarından dökülen ‘teşekkürler hayat’ ifadesi ile sarsılıyoruz.
Kore-eda’nın gözde oyuncularının da yer aldığı filmini, Ryûto Kondô’nun uzun sekansları kadar etkileyici yakın planları süslüyor. Besteci Huruomi Hasono’nun minimalist dokunuşları bu şefkatli bakışa eşlik ediyor. Aile kavramı üzerine yeniden kafa yormak ve klişe kaçacak belki ama sıcacık bir film izlemek istiyorsanız ‘Arakçılar’ı kaçırmayın.
(17 Ocak 2019)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Lego Filmi 2
Mike Mitchell’in yönettiği ve Jason Momoa, Alison Brie, Chris Pratt ile Stephanie Beatriz’in seslendirdiği animasyon film Lego Filmi 2 (The Lego Movie 2: The Second Part), 08 Şubat 2019’da Warner Bros. dağıtımıyla vizyona çıkarılıyor.
Lego şehri Brickburg sakinleri yeni bir tehditle karşı karşıyadırlar. Uzaydan gelen Lego Duplo istilacıları her şeyi hızla paramparça etmektedirler. İstilacıları yenme ve Lego evrenine huzur getirme sorumluluğu Emmet, Lucy, Batman ve dostlarını keşfedilmemiş dünyalara, her şeyin müzikal olduğu bir galaksiye bile götürecektir. Bu görev onların cesaretini ve ne kadar özel olduklarını ortaya çıkaracaktır.
Ölümcül Labirent
Adam Robitel’in yönettiği ve Taylor Russell, Logan Miller, Deborah Ann Woll ile Jay Ellis’in oynadığı Ölümcül Labirent (Escape Room), 31 Ocak 2019’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Birden uyanıyorsunuz ve kendinizi bir odada buluyorsunuz. Pencere yok, tek bir kapı var ve o da kilitli. Sizi içeriye hapsetmiş olan kaçık kişi, doğru sırayla çözüldüğünde size odanın anahtarını ve kurtuluşunuzu sağlayacak olan bir dizi şeytani, zekice ve zor bulmaca hazırlamış. Ve zorluğu arttırmak için, saati kurmuş. Bulmacaları birer birer çözüp kaçmak için sadece bir saatiniz var, yoksa acı sonuçlara katlanacaksınız.
Köprüde Buluşmalar Work in Progress Başvuruları Başladı
Bu yıl 38. İstanbul Film Festivali kapsamında 14.sü, 11 – 12 Nisan 2019 tarihleri arasında Anadolu Efes’in katkılarıyla düzenlenecek olan Köprüde Buluşmalar, Türkiye’den ve komşu ülkelerden yapımcı, yönetmen ve senaristleri, uluslararası sinema profesyonelleriyle buluşturmaya devam ediyor. Work in Progress, Türkiye’den post-prodüksiyon aşamasındaki uzun metraj filmlerin ve belgesellerin ilk uluslararası sunumlarını yaparken filmlerin tamamlanmasına destek olmayı da amaçlıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Kaybedenler Kulübü Yolda Film Müzikleri Plak Olarak Raflarda
Kaybedenler Kulübü: Yolda’nın 23 parçadan oluşan film müzikleri albümü plak formatında raflardaki yerini aldı. Başrollerinde yine Nejat İşler ve Yiğit Özşener’in yer aldığı filmde onlara, Hande Doğandemir, Merve Çağıran, Rıza Kocaoğlu ve Sarp Akkaya eşlik ediyor. İşler’in filme özel olarak yorumladığı, Mazhar Fuat Özkan’ın “Sen ve Ben” parçası ile yine oyuncunun sesinden şiirler, gitarist Yavuz Çetin’in “Sadece Senin Olmak” ve “Benimle Uçmak İster misin?” parçalarının da yer aldığı film müzikleri albümü, Toygar Işıklı imzasıyla sunuluyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Çiçero Filminin Biletleri Ön Satışta
Yaşanmış hikâyelerin izini sürerek beyazperdeye aktaran Dijital Sanatlar Yapımevi, yüzyılın casusu olarak adlandırılan İlyas Bazna’nın hayatını filme aktardı. Kod adı Çiçero olan Bazna, İngiltere ve Almanya arasında soluk soluğa yürüttüğü casusluk faaliyetleriyle hem Türkiye’nin hem dünyanın kaderini değiştirdi. CGV Mars Dağıtım’ın dağıtımını üstlendiği 18 Ocak Cuma günü vizyona girecek olan Çiçero’nun biletleri Anadolu dahil tüm sinema salonlarında şimdiden satışa çıktı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Arakçılar
Hirokazu Kore Eda’nın yönettiği ve Lily Franky, Kirin Kiki, Sosuke Ikematsu ile Sakura Ando’nun oynadığı Arakçılar (Manbiki Kazoku – Shoplifters), 18 Ocak 2019’da Filmartı Film dağıtımıyla vizyona çıkarıldı.
Küçük hırsızlıklarla ailesini geçindiren ve mutlu bir hayat yaşayan aile babası Osamu, bir gün dışarıda donmak üzere olan küçük bir kız çocuğu görür. Başta ne yapacağını bilemese de sokakta bırakmayacağı için kızı eve getirir. Kısa süre içerisinde kalabalık eve uyum sağlayan küçük kız, kendi çocukları gibi olur. Fakat çocuklardan biri hırsızlık yaparken yakalanınca birbirinden farklı fertlerden oluşan bu garip ailenin sakladığı tüm sırlar ortaya çıkar.
Usta Oyuncunun Sesi Duygu Seli Yaşattı
Sezonun ses getiren filmi Börü’de izleyenleri gözyaşlarına boğan Atatürk sahnesinde, Ulu Önder’i seslendiren ismin usta oyuncu Tamer Karadağlı olduğunu öğrenenler büyük bir şaşkınlık yaşadı. Sahnenin sosyal medyada paylaşılmasının ardından usta oyuncuya tebrik mesajları yağdı. Bu özel sahnede Atatürk’ü seslendirenin kim olduğu büyük bir merak konusu olmuştu. Filmin yapımcısı Alper Çağlar’ın sosyal medya hesabından o özel sahneyi paylaşmasının ardından izleyenler büyük bir şaşkınlık yaşadı. Duygu dolu sahnede Ulu Önder’i seslendiren ismin Tamer Karadağlı, olduğunu öğrenenler videoya yüzlerce yorum yazdı.
- Basın Bülteni
- Özel sahneyi izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ferhan Baran Yazıyor: Üç Kadın Üç Hayat
2010 yılından başlayarak 20 yıl süreyle film çekmesi ve yurt dışına çıkması yasaklanmış olan İranlı sinemacı Cafer Panahi, 2011’de ‘Bu Bir Film Değildir’ ve 2013’te ‘Perde’yi kapalı kapılar ardında çektikten sonra dört yıl önce Berlinale’den Altın Ayı ile dönen ‘Taksi Tahran’da bizzat kendisinin kullandığı ticari taksiyle kentin ana caddelerine çıkmıştı. Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünü aldığı ‘3 Hayat / Se Rokh’da … Devamı… »