Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

Hayatta Kalmak Yeterli Değil, Önemli Olan Yaşamak: Bridget Jones: Onun İçin Çıldırıyor

Bir kadın, hepimiz gibi, yaşamın içerisinde kendine tutunacak bir dal arıyor ve günlüğüne notlar alıyor. Gerçi son dönemde, epeydir, bir şey yazmamış. Hepimizin tanıdığı bir kadın bu. Bridget Jones, daha önce kitaplarıyla ve filmleriyle maceralarını okuduk, izledik. Bu kez, “Onun için çıldırıyor”. O kim? Kim olsun istersiniz?

Bridget Jones film serisi, Helen Fielding’in aynı adlı kitap serisinden uyarlanan romantik komedi filmlerinden oluşuyor, ilk filmi çok sevilince devamı çekildi (şeyyy, önce yazıldı tabii).

Başından beri yaşamını bir türlü istenilen düzene (!) sokamayan İngiliz bir kadının öyküsü aslında bu. İlk filmde söylediği gibi, “Evrensel olarak kabul görmüş bir gerçektir ki, hayatınızın bir kısmı iyi gitmeye başladığında, diğeri muhteşem bir şekilde parçalanır”. Mahalle baskısının -işyerindeki ve çevredeki arkadaş(lık)ların- yaşamı ne denli yokuş aşağı götürdüğünün göstergesidir anlatılan. Birileri bir şey söyler ama o söylenen hiçbir şeye uymuyordur, mecburen siz görüşünüzü değiştirirsiniz ama bu kez de içiniz rahat etmez. Kulaklarınızı tıkasanız da sesleri beyninizde uğuldar, mimikleri hep gözünüzün önündedir. Bırakıp kaçmak istersiniz, ama mümkün değildir. Sahi, siz kaçabildiniz mi hiç?

Gerek kitapları gerekse filmleri izleyicinin olumlu bulması nedeniyle aradan geçen 24 – 25 yılda, kahramanlar da yaşlanmış, belki biraz durulmuş belki daha da sorunlu olmuş ama romantik komedi olarak hep istenmiş, hep aranmış ve yeniden beyazperdeye gelmiş.

Jones, (Renée Zellweger), sevimlidir, kusurludur, çocuklarıyla ilgilidir hatta işini bile onlar için bırakmıştır ve artık 50 yaşını geçmiştir. Eşi ölmüş, iki çocuğuyla yalnız kalmıştır. Eski sevgilisi Daniel Cleaver (Hugh Grant) ile uzun yıllara dayanan dostlukları ve çocuklar nedeniyle bir arada olurlar. Çocukların okulundaki veliler güzel dulu baş göz etmenin yollarını ararlar. Onların etkisiyle bir çöpçatanlık sitesine kayıt bile olur. Yakışıklı, hayalperest ve

arkadaşlarının bile etkilendiği çok genç biriyle birlikte olur. Belki de “onun için çıldırıyor”daki o, bu gençtir. Yıllar sonra yaşadığı bu deneyim onu mutlu etse de uzun süreli değildir, çünkü genç sadece “hevesli”dir. Yine yapayalnızdır… Jinekoloğundan başka danışacağı kimse de yoktur; köpeğini bile ona muayene ettirir, zorunluluktan. Kendisine söylenenlerden etkilenir ve yeniden işe döner.

Burada belirtilmesi gereken çocukların ruh durumudur. Onların babasızlığı, daha doğrusu yalnız yaşayan bir annenin ev ve romantizmle örülü dünyası dengesizliğin ana etkenidir.

14 Şubat’tan başlayarak gösterimde…

(13 Şubat 2025)

Korkut Akın

[email protected]

Bremen Mızıkacıları

Alexey Nuzhny’nin yönettiği ve Yuliya Peresild, Konstantin Khabensky, Irina Gorbacheva, Dmitriy Dyuzhev ile Sergey Burunov’un oynadığı Bremen Mızıkacıları (The Bremen Town Musicians), 28 Şubat 2025’de A90 Pictures dağıtımıyla Kunay Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kasabalardan birinde Trubadur, bir Prenses’e âşık olur ve Kral’ın güvenini kazanmak için bir plan yapar. İlk olarak Kral’ın kızını güldürmeleri gerekmektedir, ancak Prenses’le karşılaşmalarının tehlikeli bir maceraya dönüşmesi de mümkündür. Trubadur ve arkadaşlarına karşı sinsi düşmanlar, entrikalar ve çeşitli tuzaklar vardır ama aşk için mücadele etmeleri şarttır.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Ozi: Doğanın Koruyucusu, 07 Mart’ta Sinemalarda

İnanılmaz Aile, Vol-İ (Wall-E), Yukarı Bak, Ratatouille, Kayıp Balık Nemo filmlerinin animasyon ekibinden muhteşem bir macera, 07 Mart’ta gösterime giriyor. Yapımcıları arasında Leonardo DiCaprio’nun da yer aldığı Ozi: Doğanın Koruyucusu’nda ailenin, dostluğun, doğayı korumanın önemi keyifli bir macerayla anlatılıyor. Animasyonunun seslendirenleri arasında Oscar’lı oyuncu Laura Dern ve Emmy ödüllü Donald Sutherland gibi isimler yer alıyor. Bir olay sonucu ailesinden ayrı düşen küçük Ozi, ormanda, yabani hayatı koruyan gönüllüler tarafından bakılmaktadır. Bir gün ailesinin yaşadığını fark eder, onları bulmak için büyük bir maceraya atılır.

I’m Still Here: Hâlâ Buradayım

Walter Salles’in yönettiği ve Fernando Torres, Selton Mello, Maeve Jinkingsz ile Fernanda Montenegro’nun oynadığı I’m Still Here: Hâlâ Buradayım (Ainda Estou Aqui – I’m Still Here), 28 Şubat 2025’de TME Films dağıtımıyla Sony Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Rio de Janeiro, 1971. Brezilya askeri diktatörlüğün sıkılaşan pençesinde eziliyor. Bir gün eski milletvekili Rubens Paiva ordu tarafından gözaltına alınır, daha sonra eşi Eunice de tutuklanır. Eunice günler sonra serbest bırakılır, ancak Rubens ortadan kaybolmuştur. Beş çocuğuyla ortada kalan Eunice, ailesinin paramparça oluşuyla aktivist,  avukat ve kahraman olarak kendini baştan yaratmak zorundadır.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

I’m Still Here: Hâlâ Buradayım yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Dalgalar ve Kefenler

M.Ö. 800 ila 600 yılları arasında yazıldığı düşünülen Homeros’un İlyada’nın devam niteliğindeki ünlü destanı Odyssea, Yunan kral Odysseus’un Truva’nın düşüşünden sonra vatanı İthaka’ya dönüşündeki serüvenlerle dolu uzun yolculuğunu anlatır. İtalyan bağımsız sinemacı Uberto Pasolini’nin tutkunu olduğu dev yapıttan sinemaya uyarladığı son filminde Odysseus’un 10 yıl süren Truva seferinin ardından bir ikinci 10 yıl süresince … Devamı…»

Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya

Marvel’i başından beri taşıyan, hemen her filmi belli bir seyirci seviyesini yakalayan dizisi Kaptan Amerika, bu kez cesur olmaksızın yeni bir dünya ile karşımızda. Evet, yeni, çünkü biraz politik sos (hep vardı ama bu kez biraz daha fazla) biraz yeni oyuncular ile eski karakterlerin birçoğuna veda edip “Kırmızı” Hulk ile farklılık yaratıyor.

Film, önce, başarılı bir girişle kuşkusuz, son dönemde İsrail’in, Hamas saldırıları arasında, çağrı cihazlarını patlatmasını anımsatıyor. Sanki filmle birlikte tasarlanmış gibi, çünkü hangisinin diğerini tetiklediğini bilmemiz mümkün değil. USA Devlet Başkanı Thaddeus Ross (Harrison Ford) ile birlikte çalışan “yeni” Kaptan Amerika Sam Wilson (Anthonie Mackie) yeni bir -ki, son dönemde bulunan ve elektronik gelişmenin temeli sayılan olmazsa olmaz madenler gibi- buluşun “düşman” eline geçmesini istemiyorlar. Düşman ise, burada diğer devletler ama asıl Japonya (İkinci Dünya Savaşına gönderme sanılsa da değil, elektronikte tek rakip olduğu için).

Filmin en belirgin mesajı, derin devlet. Sadece bizde olduğu sanılan ama bütün ülkelerin başının belası derin devlet, ne yönetim dinliyor ne hukuk ne de dünya barışı… Başkan’ı bile zor durumda bırakan derin devlet, aslında her şeyi ne denli kendi çıkarına kullandığını da gösteriyor. Öyle ki, filmi izlerken kimin derin devletin yanında, kimin karşısında olduğunu anlayabilmek kolay değil, birkaç kez ters köşeye yatırdı, tıpkı iyi penaltı atan topçular gibi.

Kaptan Amerika, yanındaki arkadaşları olmaksızın, sadece Joaquin Torres (Danny Ramirez) ile yeni giysileri, yeni silahları, yeni hareketleriyle yepyeni bir karakter çiziyor. Yapabilecekleri sınırsız neredeyse. Başkan Ross, doğal olarak Kaptan Amerika’ya inanıyor, ancak geçmişinde onun da karanlık noktaları var. Derin devleti -tam olarak değilse de- ele geçiren “düşmanlar” dünya barışının önündeki en büyük engel oluyorlar. Tabii ki, Kaptan Amerika engelliyor. Öyle de olması gerekir, çünkü Malkoçoğlu yenilmez! Nereden çıktı Malkoçoğlu diye sormayın, o da kırk ok yer ölmezdi, Kaptan da aynı…

Galiba yine başa döneceğim… Yapay zekâ, gelişen teknolojiyle yapılan hilelerle kolay bir dönem beklemiyor hiçbirimizi. Aşmak kolay mı? Her birimiz birer Kaptan Amerika ya da Malkoçoğlu olmak zorundayız, başka çaresi yok.

Marvel filmlerinin görsel işitsel gücü bu filmde de kendini gösteriyor. Çatışmalar, kavgalar (ama Kırmızı Hulk biraz daha uzun olsaydı keşke, yani işlenebilirdi), savaşlar (havadakiler gerçekten nefes kesici), yani aksiyon dorukta. Oyuncular da çok iyi, ama diyaloglar için aynı şeyi söylemek zor.

14 Şubat’tan başlayarak gösterimde…

(12 Şubat 2025)

Korkut Akın

[email protected]

Vina: Kötü Ruh

Aggy Umbara’nın yönettiği ve Delia Husein, Yusuf Mahardika, Lydia Kandou, Nayla D. Purnama, Gisellma Firmansyah, Pritt Timothy, Fahad Haydra, Septian Dwi Cahyo, Imran Ismail, Ridwan Kainan, Khadijah Aruma ile Ozan Arkananta’in oynadığı Vina: Kötü Ruh (Vina: Sebelum 7 Hari – Vina: Before 7 Days), 07 Mart 2025’de CJ ENM dağıtımıyla Siyah Beyaz Movies tarafından vizyona çıkarıldı.
Cirebon’da bir motosiklet çetesinin vahşetinin kurbanı olan Vina, ölümünün bir kaza olarak etiketlenmesini kabul etmeyi reddetmektedir. Ruhu, olayın ardındaki gerçeği araştırmak ve ortaya çıkarmak için olaydan önceki yedi gün içinde araya girer.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Ferhan Baran Yazıyor: Sevgili mi Köle mi

‘Anlamsızca koşturduğumuz, çoğu zaman tökezlediğimiz bu hayatta yaşadığımız güzel anların değerini bilmek gerekir’ diyor Iris (Sophie Thatcher). Kara bulutların dağıldığı böyle iki anı olmuştur onun: Josh (Jack Quaid) ile markette karşılaştığı ve onu öldürdüğü zaman. ‘Kusursuz Arkadaş / Companion’ işte böyle ilginç bir itirafla açılıyor. Derken aşıkları başka iki çiftle birlikte göl kenarındaki gösterişli bir malikanede geçirilen hafta sonu … Devamı…»

Ozi: Doğanın Koruyucusu

Tim Harper’in yönettiği ve Amandla Stenberg, Djimon Hounsou, Donald Sutherland ile Laura Dern’in seslendirdiği animasyon film Ozi: Doğanın Koruyucusu (Ozi: Voice of the Forest), 07 Mart 2025’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir olay yüzünden ailesinden ayrı düşen küçük Ozi, ormanda, yabani hayatı koruyan gönüllüler tarafından bakılmaktadır. Bir gün hediye gelen tablet sayesinde ailesinin yaşadığını fark eder ve onları bulmak için ormanda büyük bir maceraya atılır. Ozi’nin ailesine kavuşmak için çıktığı bu cesur ve eğlenceli maceraya dostları maymun ile gergedan da katılır.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Ozi: Doğanın Koruyucusu yazısına devam et

2. Sanat Dünyamız Film Günleri 25 – 27 Ocak 2025 Tarihleri Arasında Bir de Buradan Bak Başlığıyla İzleyicilerle Buluştu

Sanat Dünyamız Dergisi’nin 2024’te 50. yılını kutlamak amacıyla başlattığı Sanat Dünyamız Film Günleri bu yıl ikinci kez 25 – 27 Ocak 2025 tarihleri arasında düzenlendi. Küratörlüğünü sinema yazarı Engin Ertan’ın üstlendiği, seçkide, arşiv materyallerini kullanarak bir anlatı oluşturan kısa ve uzun metraj filmler, videolar bir araya getirildi. Seçkideki filmler ve videolar, arşiv materyalleri aracılığıyla resmi anlatıları ve muktedirlerin hikâyelerini sorunsallaştırırken ve tarihe farklı yerlerden bakmayı öneriyordu. Bu nedenle seçkinin başlığı Bir de Buradan Bak olarak belirlendi. Etkinlikte gösterimlerin yanı sıra yönetmen Andreas Lang, Rêzan Mîr Uğurlu ve Uğur Bayazıt ile gösterim sonrası söyleşi yapıldı.

2. Sanat Dünyamız Film Günleri 25 – 27 Ocak 2025 Tarihleri Arasında Bir de Buradan Bak Başlığıyla İzleyicilerle Buluştu yazısına devam et

29. Türkiye Almanya Film Festivali Jürileri Açıklandı

07 – 16 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 29. Türkiye Almanya Film Festivali’nde, üç uzman jüri ve izleyicilerin oylarıyla toplam 9 ödül verilecek. Bu yılki uzun metraj film jürisinin başında uluslararası üne sahip sinema eleştirmeni Klaus Eder yer alıyor. Jürinin diğer üyeleri ise İzmirli tanınmış yönetmen Caner Alper, İstanbullu yıldız oyuncu Meltem Cumbul, İstanbullu ünlü oyuncu Sema Poyraz ve Nürnbergli Uluslararası İnsan Hakları Film Festivali Direktörü Andrea Kuhn’dan oluşuyor.

29. Türkiye Almanya Film Festivali Jürileri Açıklandı yazısına devam et

Zombi İstilâsı

Steven Pierce’in yönettiği ve Ellen Adair, Mitzi Akaha, Jeremy Holm ile Corbin Bernsen’in oynadığı Zombi İstilâsı (Herd), 28 Şubat 2025’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Jamie geçmişinin ağır yükünden kurtulmaya çalışan genç bir kadındır. Yaptığı yolculuk esnasında kendisini ölümcül bir salgının ortasında bulur. Bu salgın enfekte olan insanların kana susamış birer zombiye dönüşmesine neden olmaktadır. Issızlığın ortasında saldırgan ve korkutucu zombilerden kaçmaya çalışırken Jamie aşkı için hayatta kalmak zorundadır. Bazıları yaşamak için, bazıları kontrolü tümüyle ele geçirmek için mücadele vermektedir.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Zombi İstilâsı yazısına devam et

Beyoğlu Sineması’nın Ülke Sineması Kuşağında Nordik Film Günleri 07 – 09 Şubat’ta

İstiklal Caddesi’nin simge yapılarından Beyoğlu Sineması, yoğun ilgi gören Ülke Sineması kuşağında, Nordik Film Günleri’ne ev sahipliği yapacak. Etkinlik seçkisi, 07 Şubat Cuma akşamı saat 19:00’da Benedikt Erlingsson’un yönettiği İzlanda yapımı Woman at War ile başlayacak. Program kapsamında 08 Şubat Cumartesi günü 15:00’te Espen Sandberg imzalı Norveç yapımı Amundsen, 19:00’da ise yönetmenliğini Virpi Suutari’nin yaptığı Finlandiya yapımı Bir Zamanlar Ormanda gösterilecek. 09 Şubat Pazar günü saat 15:00’te Ruben Östlund imzalı İsveç yapımı Hüzün Üçgeni, saat 19:00’da ise Gustav Möller’in Danimarka yapımı Suçlu filmleri izleyiciyle buluşacak.

Beyoğlu Sineması’nın Ülke Sineması Kuşağında Nordik Film Günleri 07 – 09 Şubat’ta yazısına devam et

Dalya ve Kırmızı Kitap

David Bisbano’nun yönettiği ve Agustina Cirulnik, Mora Kind, Gustavo Barrientos ile Mariana Correa’nın seslendirdiği animasyon film Dalya ve Kırmızı Kitap (Dalia y el Libro Rojo – Dalia and the Red Book), 07 Mart 2025’de TME Films dağıtımıyla TME Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Dalia daha henüz küçük bir kızken, babası yazdığı romana ona bir övgü olsun diye yeni bir karakter ekler: Bir keçi. Yıllar sonra, babası kitabı yarım bırakarak vefat edince, Dalia kitabın ana karakterleri tarafından kaçırılır ve bir portal aracılığıyla onu kurgu dünyasına sokarlar. Karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmek için orada sahip olduğu tek gerçek arkadaşı sadık keçisidir.

  • Basın Bülteni
  • Teaser: 1 / 2
  • IMDb

Dalya ve Kırmızı Kitap yazısına devam et

Restore Edilmiş Klasik Filmlerden Oluşan Seçkisiyle Kundura Klasikleri: Canavarların Altın Çağı 22 Şubat Tarihine Kadar Beykoz Kundura’da Sinemaseverleri Ağırlıyor

Repertuvar sineması geleneğini yaşatan Kundura Sinema, restore edilmiş klasik filmlerden korku sinemasının unutulmaz yaratıklarını ve ikonik figürlerini bir araya getirerek ‘Kundura Klasikleri: Canavarların Altın Çağı’ seçkisiyle 22 Şubat tarihine kadar sinemaseverlerle buluşmayı sürdürüyor. Bu özel programda katılımcılar gotik atmosferlerin ve unutulmaz canavarların altın çağını beyazperdede yeniden keşfetme fırsatı bulacak. Tek bir biletle iki film izleme imkânı sunan programın biletlerine Passo üzerinden ulaşılabiliyor.