Sadi Bey’in Ağaçları

Sadi Bey, ikinci baharının birkaç yaz mevsimini Kınalıada’nın İstanbul’a bakan yüzündeki caddede bulunan bir binada geçirdi. Caddedeki binaların 1. ve 2. katlarında oturan vatandaşların bazıları, denizi daha iyi görek deye önlerindeki kamuya ait arazilerde bulunan ağaçların dallarını vahşi bir şekilde kırdılar. O manzaradan bir fayda gelir mi ben bilemem, ama yaptıkları Sadi Bey’in Ağaçları köşesinin onlara ithaf edilmesine sebep oldu. Cenab-ı Allah, her iki cihanda muratlarına erdire veya erdiremeye. Yeni eklenen ağaçları:
Yıldız Korusu, Beşiktaş, İstanbul
Tepebaşı Caddesi, Çatma Mescit Mahallesi, Beyoğlu, İstanbul
Hilo, Havai, Amerika
Filmlerden: Kestirme Yol (Meek’s Cutoff)

Ferhan Baran Yazıyor: Daha Çok Hiçlik

Çağımızın tuhaflıklarını kendine özgü absürd kara mizahıyla yorumlayan Romen auteur Radu Jude, Locarno’dan ödülle dönen son çalışması ‘Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin / Ni Aştepta Prea Mult de la Sfarşitul Lumii’, İstanbul Film Festivali’nin en ilgiye değer işlerinden biriydi. Film yaygın gösterime girmedi ama İstanbul Modern’in yılın ses getiren 5 filmine ayırdığı sezonun son seçkisinde sinema perdesinde izlenebiliyor. … Devamı…»

Ferhan Baran Yazıyor: Hayalet Sürücü

Kadıköy Belediyesi’ne bağlı Sinematek / Sinema Evi sezonu dünya sinemasının önemli klasiklerinden ‘Hayalet Fayton / Körkarlen’ ile noktalıyor.* Sessiz dönemde ‘İsveç sinemasının Altın Çağı’ olarak bilinen öncü figürlerinden Victor Sjöström’ün Nobelli yazar Selma Lagerlöf’den uyarladığı 1921 tarihli yapım, 20’li yılların bitimine doğru en üstün yapıtlarını verecek olan sessiz dönemin ilk başyapıtlarından biri olarak anılıyor ve bugün hâlâ … Devamı…»

Evren Sabit Değilse Siz de Değilsiniz

Amerikan sinemasının kıdemli bağımsızlarından Richard Linklater imzalı ‘Hit Man’ 2001 yılında ‘The Texas Montly Article’da Skip Hollandsworth imzasıyla yayınlanmış makalede hikâye edilen ‘sahte tetikçi’ Gary Johnson’ın gerçek yaşamından esinlenmiş. 43. İKSV Festivali’nin açılış filmi olan yapım, Nietzche’den bir alıntıyla başlıyor. New Orleans Üniversitesi’nde psikoloji ve felsefe dersleri veren Johnson (Glen Powell), ünlü filozofun “varoluştan en büyük verimi, en büyük mutluluğu alabilmenin sırrı ‘tehlikeli’ yaşamaktır” deyişini aktarıyor öğrencilerine. “Risk alıp konfor hayatından çıkmalarını, bu kısa hayatı tutkuyla yaşamalarını” öğütlüyor onlara. Oysa banliyödeki mütevazı evinde ‘id’ ve ‘ego’ adını verdiği kedileriyle birlikte yaşayan genç adam ev hayatından mutlu gözükmektedir.

Gary sorular ve fikirler dünyasında yaşamayı sevse de elektronik ve dijital işlemlerdeki yeteneğini kullanmak suretiyle New Orleans emniyetinde yarı zamanlı ve gizli olarak çalışarak gelirine katkıda bulunmayı ihmal etmiyor. Emniyetteki zorunlu eğitimden sonra genelde kiralık katil vakaları için kamera ve mikrofon düzenleri kurarak gizli kayıtlar yapmaktır görevi. Sahte tetikçi olarak çalışan iş arkadaşı Jasper taşkın bir davranışı nedeni ile açığa alındığında onun pozisyonu Gary’ye teklif ediliyor. Farklı bir deneyime atılmak zorunda kalmak ürkütücüdür başlarda, ancak ilk deneyiminde oynadığı tetikçi rolünde çok başarılı olunca, zamanla tetikçiyi müşteriye göre şekillendirmenin dayanılmaz eğlencesini keşfediyor. Lise yıllarında utangaçlıktan piyeste bile rol alamamışken şimdi sahnesini bulmanın keyfini yakalayan genç adam, sorunlu kocasından kurtulmak için tetikçi arayan güzeller güzeli Madison (Adria Arjona) ile çekici Ron kimliği altında karşılaştığında aşk bacayı saracak, genç adam yüreğinin ve tutkularının götürdüğü istikamete doğru hızla yol alacaktır.

Gönül çelici bir kara romantik güldürü görünümünün altında engin denizlere yelken açan bu güzelim bağımsız yapımın zekice kaleme alınmış senaryosu Linklater ve Powell’ın ortak imzasını taşıyor. Film kişiliğimiz üzerine yaman bir sorgulamaya girişirken, hafif eğlence fonunda benliğimizin kurgusal bir yapı olup olmadığını tartışıyor. Var olanın bir yanılsama, bir oyun ya da edinilmiş bir rol olup olmadığı üzerine sorular sorarken, kişiliği oluşturan temel özelliklerin ileri yaşlarda bile değiştirebileceğini savunuyor. Bunun için düşünmek yerine somutlaştırmanın gerekliliği üzerinde duruyor. Bu noktada ilgiyle takip ettiğimiz birçok yazarın kendi hayatlarında yaşamadıklarını roman karakterlerine giydirdiklerini düşünerek gülümsüyoruz.

Gary sahaya indiğinde takıldığı insan tiplerine kendisi de inanamıyor. Gerçeğin farklı bakış açılarının birleşmesiyle şekillendiğini, ahlaki ya da epistemolojik anlamda hiçbir şeyin mutlak olmadığını seziyor. Sonuçta vardığı nokta evren sabit değilse kişiliklerin de sabit olamayacağı oluyor. Kalıbına girdiği kişiye dönüşürken aşkın iyisiyle kötüsüyle hep riskli olduğunu keşfediyor. Sevginin nasıl nefrete dönüştüğüne ve cinayetin tek çıkış yolu olarak görüldüğüne tanıklık ettiğinde bizler de bu konu üzerine çekilmiş George Stevens imzalı 1951 yapımı ‘İnsanlık suçu / A Place In The Sun’ ya da Woody Allen klasiği ‘Maç Sayısı / Match Point’i anmadan edemiyoruz.

Bizde ‘Tetikçi’ anlamına gelen çevirisi yapılmadan özgün adıyla gösterilen ‘Hit Man’ Powell ve Arjona ikilisinin çekici cazibesinden de güç alan son dönemin en güzel sürprizlerinden biri. Gerçekliğin zaman içinde hayal edilemeyecek şekillerde değişebileceği üzerine alçakgönüllü bir manifesto, “kendiniz için istediğiniz kimliğin izini sürün, kim olmak istiyorsanız tutkuyla vazgeçmeden o olun” diyen açık bir çağrı.

(15 Haziran 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Engelsiz Filmler Festivali 2024 Başladı

Oniki yıldır sinemaseverlerle buluşan Engelsiz Filmler Festivali, programında yer alan Defin (Burial), Bir Ailenin Kısa Hikayesi (Brief History of a Familly) ve Kısa Film Yarışması kapsamındaki filmlerin Paribu Cineverse ANKAmall Sineması’ndaki gösterimleriyle başladı. Kısa Film Yarışması’nın birinci bölümündeki filmlerin gösteriminin ardından, izleyiciler Seyirci Özel Ödülü için oylarını kullandı. Seyirciler, oylarını Braille Alfabesi ile basılan pusulalarla da kullanabiliyorlar.

Engelsiz Filmler Festivali 2024 Başladı yazısına devam et

Rizk’in Oğulları 3

Tareq El Eryan’ın yönettiği ve Ahmed Ezz, Asser Yassin, Amr Youssef ile Asmaa Galal’ın oynadığı Rizk’in Oğulları 3 (Welad Rizk 3: El Qadia – Sons of Rizk 3), 05 Temmuz 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Damas Production tarafından vizyona çıkarılıyor.
Rizk’in oğulları, hayatlarında yeni bir başlangıç yapmak isterler. Eski dünyalarını geride bırakarak bir araba galerisi işletme hayallerini gerçeğe dönüştürmeye çalışırlar. Ancak eski düşmanları Sakr ve Şerbeeni, galeriyi havaya uçurunca büyük zarara uğrar ve hayalleri yok olur. Karşılarına yeni bir şans çıkar ancak yeraltı dünyasının en kötü şöhrete sahip suçlusu Sultan El Ghoul’la karşı karşıya kalmışlardır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Kabusa Yolculuk

Jeff Seeman’ın yönettiği ve Hannah Fierman, Damian Maffei, Abigail Esmena ile Chaney Morrow’un oynadığı Kabusa Yolculuk (Terror Trips), 05 Temmuz 2024’de Bircan Film dağıtımıyla Bircan Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Altı arkadaş, Korku Gezileri adında bir iş kurar. En meşhur korku filmlerinin çekildiği yerlere turlar düzenleyen ekip, kısa sürede büyük bir başarılar elde eder ve rotalarını Avrupa’ya çevirirler. Korkunun gerçek olduğu noktaların peşine düşen ekip, bu süreçte beklenmedik olaylarla karşılaşır. Kızgın insanlarla dolu bir kasabada aralarından birisi kaybolunca kendilerini bir anda korkunç bir kâbusun içinde bulurlar

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Kabusa Yolculuk yazısına devam et

Şeytanın Ruhu

Steve Wolsh’un yönettiği ve Arielle Raycene, Ellie Gonsalves, Danielle Mathers ile Monica Sims’in oynadığı Şeytanın Ruhu (Kill Her Goast), 05 Temmuz 2024’de A90 Pictures dağıtımıyla Gris Ppoductions tarafından vizyona çıkarılıyor.
Film, arkadaşlarıyla evde parti yaparken kendisini korkunç bir kâbusun içerisinde bulan genç bir kızın hikâyesini konu ediyor. Tupp ailesinin evi, Aura’ya babası tarafından mezuniyet hediyesi olarak verilir. Hayallerindeki eve kavuşan Aura, heyecanını arkadaşlarıyla paylaşmak için evinde bir parti düzenlemeye karar verir. Ancak eğlenceli başlayan parti, davetsiz misafirlerin ortaya çıkmasıyla kâbusa dönüşür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Zuhruf Saye

Leo Yılmaz’ın yönettiği ve Derya Şen Akbacak, Sedat Atcılar, Yiğit Yengin, Mehmet Atcılar, Aygül Hanalyyeva, Efe Cin ile Büşra Fındık’ın oynadığı Zuhruf Saye, 05 Temmuz 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Wediacorp tarafından vizyona çıkarılıyor.
“Kim, Rahman’ın zikri olan Kuran’dan yüz çevirirse biz ona yanından ayrılmayan bir şeytanı musallat ederiz.” Zuhruf Saye, karanlık ve esrarengiz sırlarla dolu geçmişi nedeniyle ölümcül bir kaderle yüzleşmek zorunda kalan Ahmet’in gizemli hikâyesini konu ediniyor. İhanet, intikam ve lânetin hüküm sürdüğü filmde Kartal, gerçek gücünü keşfetmek için ölümcül bir mücadeleye girişmek zorunda kalır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Yorgos Lanthimos’un Son Filmi İçin Geri Sayım Başladı

Dünya Sineması’nın en iyi yönetmenlerinden Yorgos Lanthimos’un son filmi Merhamet Hikâyeleri’nden yeni fragman paylaşıldı. Dünya prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nde yapan ve festivalde Jesse Plemons’a En İyi Erkek Oyuncu dalında ödül kazandıran film, 05 Temmuz’dan itibaren sinemalarda gösterime girecek. Merhamet Hikâyeleri, kendi hayatının kontrolünü ele geçirmeye çalışan ve seçeneği olmayan bir adamın hikâyesini beyazperdeye taşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Sayara: İntikam Meleği, 21 Haziran’da Sinemalarda

Türünün nadir örneklerinden biri olan, korku – suç ve aksiyon öğelerini bir arada barından Türk filmi Sayara: İntikam Meleği, 21 Haziran’da sinema salonlarındaki yerini alacak. İzlemesi cesaret gerektiren filmden dikkat çeken bir fragman yayınlandı. Yapımını Inter Yapım’ın, uluslararası dağıtımını Inter Medya’nın üstlendiği Sayara: İntikam Meleği’nin yönetmenliğini ve senaristliğini  Can Evrenol  üstleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

14. AB İnsan Hakları Kısa Film Yarışması

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenen 14. Avrupa Birliği İnsan Hakları Kısa Film Yarışması, insan hakları temalı, en az 3, en fazla 10 dakika uzunluğunda belgesel, kurmaca, animasyon türlerinden birinde çekilen kısa filmleri bekliyor. Katılacak filmlerin, Yarışma başvurularının 01 Kasım 2024 günü 18:00’den önce gönderilmesi gerekiyor. Sanatın hayatımızı şekillendirmedeki gücünü göstermek için düzenlenen yarışmayı kazanan kısa filmler, 14. Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günleri’nde sinema salonlarında gösterilecek.

14. AB İnsan Hakları Kısa Film Yarışması yazısına devam et