Ferhan Baran Yazıyor: Memleket Gibidir Okul

Polonya göçmeni Carla Nowak’ın yeni göreve başladığı sıfır tolerans ilkesine bağlı ilköğretim okulunda disiplin ön plandadır. Arka arkaya yaşanan hırsızlık olayları kurumda huzuru kaçırırken bir Türk öğrenci önyargıya dayalı bir biçimde suçlanır. Öğrencilerin bireysel özgürlüğünü savunan idealist Carla, yabancı kökenli öğrencisine uygulanan ayrımcı uygulamadan büyük rahatsızlık duyar ve olayı bireysel olarak araştırmaya karar verir. Sınıfında … Devamı…»

Şeker ve Şiddet

Çağımızın en önemli sinemacılarından Yorgos Lanthimos’un Venedik Film Festivali Altın Aslan ödüllü son şaheseri ‘Zavallılar / Poor Things’i merakla bekliyorduk. Beklediğimize değdi. İskoçyalı Alasdair Gray’in 1992’de yayımlanan aynı adlı çizgi dışı romanından uyarladığı son çalışması, sinemacının İngilizce dilinde çektiği ‘İstakoz / The Lobster’ ve ‘Sarayın Gözdesi / The Favourite’in ardından anarşist ve sinik tavrının tavan yaptığı bir başyapıt.

‘Zavallılar’ çağdaş bir Frankenstein öyküsünden yola çıkıyor. Babadan bilim adamı Dr. Godwin Baxter (Willem Dafoe) köprüden atlayarak intihar eden genç bir kadını yeni dünyaya gelmiş bebeğin beyni ile yaşama döndürüyor. Sıra dışı bir zihniyete sahip babanın kesip biçtiği deney ürünü oğul, bu defa kendisi bilimin sınırlarını zorlamış ve tanrısal (ön adına dikkat!) girişiminde soyadını verdiği Bella’yı (Emma Stone) yaratmıştır. Günde 15 kelime öğrenen Bella beden yaşı ile zihin yaşının çakışma sürecini, deney şartlarının kontrol altında tutulduğu dış dünyanın tehlikelerinden uzak, korunaklı ve de eğlenceli bir ortamda tamamlar. Beyni hızla gelişirken Bella yaşadığı malikanenin çatısından gözlemlediği dünyayı keşfetme arzusu ile dolup taşmaktadır. Cinselliği uyanmaya başladığında doktor babası genç kızı asistanı Max (Rammy Youssef) ile evlendirme kararı alır ve onların her daim aynı evde yaşamalarını ister. Gelgelelim uçkuruna düşkün avukat Duncan Wedderburn (Mark Ruffalo) cazip çocuk kadını tecrübeye, temasa, özgürlüğe açmak, göz alıcı yaratığı dünyaya salıvermek niyetindedir. Jerskin Fendrix’in uyumsuz müziği ile açılan ilk bölüm bu noktada siyah – beyazdan renkliye döner ve Bella’nın hayata yelken açtığı müthiş serüveni başlar.

Lizbon’da dünya dediklerinin ‘coşkulu zıpzıp’ (furious jump) adını verdiği seks oyunları ve bir nefeste yutulan şekerlemeler yanında öfke ve şiddetten ibaret olduğu gerçeğiyle tanışması uzun sürmeyecektir. Wedderburn ‘sadakat bana göre değil, bana aşık olmanı istemem’ dese de başka erkeklerin genç kadına ilgisi onu çılgına çevirir ve genç kadını daha kolay kontrolü altında tutmak için İskenderiye seferini yapan gemi yolculuğuna çıkarır. Lüks yolcu gemisinde tanıştığı entelektüel Harry (Jerrod Carmichael) İskenderiye durağında onu dünyanın tüm yoksulluğu, emek sömürüsü ile tanıştırır. İnsan doğasının onulmaz zalimliğine tanıklığı onun çocuk kadınlıktan deneyime, bilgiye, eleştirel düşünceye akışının başlangıcı olur. Dünyanın sınırlamalarını kavramaya başladığı bu dönemde Harry’den ‘kendini gerçeklerle koru, dinlere, kapitalizme, sosyalizme hiçbir şeye inanma!’ öğüdünden hareketle ‘paranın bir hastalık olduğu’ gerçeği ile buluşur. Kendi kendisinin üretim aracı olduğu keşfettiği süreçte Fransız kerhanesinin alabildiğine leş, bazen eğlenceli seks buluşmalarında komik olduğu kadar hüzünlü insanlık manzaralarına tanıklık eder. Bella yorulur, hırpalanır ama şeker dükkanına düşmüş aç çocuk misali herşeyin tadına bakar, herşeyi deneyerek büyümeyi seçer. Özgürlük arayışı bir çoğumuz gibi onu da yalnız ve bitkin bir serüvenciye dönüştürür bazen. İşte o zaman ‘arayışlarımın yükünden kurtulmak beni rahatlatacaktır belki’ cümlesini kurar. Bella’nın kişisel ve sosyal bilinci geliştikçe ona cinselliğin kapılarını açan cazip partnerine olan ilgisini kaybedecektir.

‘Köpek Dişi / Kynodontas’ yönetmeninin gözde teması ‘kontrol’ tüm ihtişamıyla sahnededir. Duncan ve sonrasında hayatına giren erkeklerin kontrol altına almaya zorladığı Bella özgürlük mücadelesinde kararlıdır. İnsanlık ahvalini, dikte ettirilen kuralları sorgulamaktan hoşlandığını her söyleşisinde dile getirmiş olan Lanthimos kuralları eğip bükmenin, onlar ters yüz edildiğinde neler olacağının tasavvuru ile eğlenmektedir. Yalnızca ‘Tanrı’ dediği yaratıcı babası genç kadının duygusal yolculuğuna ve hayata özgürce yelken açmasına mani olmayacak ve yaşama gözlerini yumarken bilimsel mirasını kızına emanet edecektir.

Gray’in çizgi dışı metninden yola çıkarak daha önceki çalışmalarında ustalıkla inşa ettiği kendine özgü sinema evreninde ihtirası ve zalimliği ile insan ruhunu didik didik etmeyi sürdürüyor Lanthimos. Ömer Behiç’in (Kırık Hayatlar / Halit Ziya Uşaklıgil) ‘insanlar! insanlar! hepsinin göğsü yırtıcı bir hayvanın zulümlerini saklıyor’ çaresizliğindeki onulmaz melankoliye yer yoktur onda, ama tespit aynıdır: insan ’vahşet saçan bir varlıktan’ başka bir şey değildir. Raskolnikov’u çağrıştıran alter egosu Harry, felsefenin vakit kaybı olduğundan dem vurarak ‘felsefe ile iyileşme fikrinin gaddar hayvanlar olduğumuz gerçeğinden kaçmaktan ibaret olduğunu’ dillendirecektir. Film, erkekler dünyasının taleplerine karşı duran ve onlara ‘ben senin fethedilecek toprağın değilim’ deme cesaretini gösteren Bella’nın kişiliğinde sinemada kadın özgürlüğünün en güçlü manifestolarından biri aynı zamanda. Lanthimos’un ‘en pozitif, en umut dolu filmim’ nitelendirmesi bu yüzden anlamlı.

Tuhaf Yunan Dalgası’nın öncü isminin bugüne değin çektiği Anglosakson sermayeli en yüksek bütçeli filminde kendine özgü sinemasının tuhaflığı ve hınzır nüktesinden ödün vermemeyi sürdürüyor. ‘Zavallılar’ biçimsel büyüleyiciliği ile göz kamaştırırken, çocuk kadınlıktan bilim insanlığına uzanan süreçte her planda var olan Emma Stone kusursuz performansı ile tam anlamıyla yıldızlaşıyor. Mutlaka izlenmeli.

(16 Şubat 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

7. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Yarışacak Filmler Belli Oldu

Kadın Yönetmenler Derneği tarafından 26 Şubat – 02 Mart 2024 tarihleri arasında düzenlenecek 7. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nin finalist filmleri belli oldu. Ön jüri, 55 ülkeden gelen 374 film arasından finalistleri belirledi. 27 ülkeden 77 filmin yarışacağı ve gösterileceği filmler Institut Français de Turquie, İstinyePark Teras Renk Sineması ve Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde sinemasever izleyicilerle buluşacak. Ayrıca bu yıl ilk kez düzenlenecek İzmir’den Karakter Yaratmak Proje Geliştirme Atölyeleri ise İzmir Ticaret Odası’nda yapılacak.

7. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Yarışacak Filmler Belli Oldu yazısına devam et

Illumination’dan Heyecanla Beklenen Çılgın Hırsız 4 Filminin Teaser Afişi Yayınlandı

Yedi yıl sonra gelen ilk Çılgın Hırsız filminde, dünyanın en sevilen süper kötüsü, Kötü Karşıtı Birlik Ajanı Gru, Çılgın Hırsız 4 filminde heyecan verici, cesur yeni bir Minyon kargaşası devri için dönüyor. 2022 yazında gişe rekorları kıran, dünya çapında neredeyse 1 milyar dolar kazanan Minyonlar 2: Gru’nun Yükselişi fenomeninin ardından tarihin en büyük global animasyon serisi şimdi Gru ile kızlarının, Gru ailesinin yeni üyesi, babasına eziyet etmeye kararlı Gru Jr.’ı kucaklarına almasıyla yeni bir bölüme başlıyor. Gru, yeni bir düşman olan Maxime Le Mal ve onun tehlikeli kız arkadaşı Valentina ile karşı karşıya kalır ve ailece kaçmak zorunda kalırlar. Çılgın Hırsız 4 filminin afişi yayınlandı.

İki Yüzlü

Bülent Terzioğlu’nun yönettiği ve Gökçe Özyol, Aslıhan Karalar, Levent Sülün, Betül Dinçer’in oynadığı İki Yüzlü, 22 Mart 2024’de Özen Film dağıtımıyla EMN Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Melisa, erkek arkadaşı Sarp’ı ailesiyle tanıştırır. Davet üzerine eve gelen Sarp zekâsı, bilgisi ve davranışlarıyla kısa süre içinde ailenin gönlünde taht kurar ve karakterinin altına gizlediği kişiliğini ortaya çıkararak aileye kâbus yaşatmaya başlar. Ailenin kurtulması için bir mucize gerekmektedir. O mucize ise, hasta olduğu için evin üst katında yatağında bulunan küçük hasta, Toprak olur. Sarp’ın dikkatinden kaçan bu detay, ailenin kurtuluşu olarak ortaya çıkar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

İki Yüzlü yazısına devam et

Kral Şakir’in Son Filmi Kral Şakir: Devler Uyandı Vizyona Giriyor

Grafi 2000 Prodüksiyon yapımı Kral Şakir: Devler Uyandı animasyon filmi sinemalarda vizyona giriyor. Kral Şakir’in altıncı filmi olan Kral Şakir: Devler Uyandı, günümüzde en çok tartışılan konu olan yapay zekâ devrimini ele alıyor ve teknolojiyi doğru şekilde kullanmanın önemine değiniyor.  Kral Şakir: Devler Uyandı filmi CJ ENM Türkiye tarafından Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 16 Şubat Cuma günü sinemalarda gösterime girecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenen 85 dakikalık film Şubat ayı içerisinde Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere, Belçika ve Avusturya’da da gösterime sunulacak.

Beterböcek Beterböcek’in İlk Posteri Yayınlandı

Efsanevi yönetmen Tim Burton’ın 1988 tarihli doğaüstü komedi filmi Beterböcek’in (Beetlejuice) devam filmi Beterböcek Beterböcek’in (Beetlejuice Beetlejuice) ilk posteri yayınlandı. 36 yıl aradan sonra gelen devam filminin posterinde “Bekleyiş Sona Eriyor” yazarken, sinemaseverler şimdiden filmin gösterim tarihini sabırsızlıkla beklemeye başladı. Orijinal kadrodan Michael Keaton, Winona Ryder ve Catherine O’Hara’nın yer aldığı filme, Monica Bellucci, Jenna Ortega, Willem Dafoe ve Justin Theroux gibi yeni isimler eklendi. Tim Burton’ın yeniden yönetmen koltuğunda olduğu Beterböcek Beterböcek, ülkemizde 06 Eylül 2024’de sinemalarda olacak.

Beterböcek Beterböcek’in İlk Posteri Yayınlandı yazısına devam et

30 Yıl Sonra Yeniden Bir Araya Gelen C Takımı, 16 Şubat’ta Vizyonda

2024’ün merak edilen komedi filmlerinden C Takımı, 16 Şubat’ta sinemaseverlerle buluşuyor. Yönetmenliğini Bora Onur’un yaptığı C Takımı, 30 yıldır arkadaş olan altı kişinin yaşadığı maceraları konu ediniyor. Lise yıllarından beri arkadaş olan Yağmur, Murat 131, Süslü İbo, Ferdi Hoca ve Kuru Ahmet’ten oluşan C Takımı’na eski mahalle kabadayısı hırsız Necmi de dahil olur. Ancak Necmi’yi intikam almak amacıyla gruba dahil edilen takımın planları düşündükleri gibi işlemez. Yolun sonunun nereye varacağından bihaber olan grup, kimi zaman engebeli kimi zamansa kolay geçen bu yolculukta türlü türlü maceralar yaşarlar.

Sessiz Bir Yer: Birinci Gün

Michael Sarnoski’nin yönettiği ve Joseph Quinn, Lupita Nyongo, Djimon Hounsou ile Alex Wolff’un oynadığı Sessiz Bir Yer: Birinci Gün (A Quiet Place: One Day), 28 Haziran 2024′de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
İzole bir kırsalda sakin bir yaşam sürmekte olan bir ailenin yaşadığı korkutucu olaylar perdeye geliyor. Filmde, sese duyarlı varlıkların harekete geçmesini önlemek için en ufak bir ses yapmaktan kaçınmakta olan iki küçük çocuklu ailenin, durgun sessizliğin içinde çıkan bir ses sonucu hayatlarının kâbusa dönmesinin konu edildiği Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) filminin öncesi beyazperdeye geliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2 / 3 / 4
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Sessiz Bir Yer: Birinci Gün yazısına devam et

Şebnem Özinal: Hayatımız Roman

Güzel oyuncu Şebnem Özinal, 08 Mart tarihinde beyazperdede gösterime girecek olan, rol aldığı Hayatımız Roman isimli filminin heyecanını yaşıyor. Özinal, Çanakkale, Lâpseki’de roman mahallesinde çekimleri tamamlanan film için “En eğlenceli setimdi.” ifadesini kullandı. Başarılı oyuncu, “Tüm karakterleri oynayacak sanatçılar rollere çok uygun şekilde seçildi. Yönetmenimiz senaryoyu seyirciye geçirmek için elinden gelen çabayı sarf etti ve son derece sıcak, samimi, gerçekten romanları anlatan, belki de ilk kez böyle bir film çekildi. Ben bu filmin çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Romanların da bu filme yakından ilgi göstereceklerini düşünüyorum.” dedi.

Evli Çift Komedisi Kahkaha Tufanı Estirecek, Şahan Gökbakar’dan: Erdal ile Ece

Türk sinema tarihinin en sevilen oyuncularından olan Şahan Gökbakar, yeni filmi Erdal ile Ece de sinema salonlarında kahkaha tufanı estirmeye hazırlanıyor. Şahan Gökbakar’ın Seda Türkmen ile birlikte başrollerini paylaştığı filmde, günümüz evlilik ilişkilerinde sıkça rastlanan, acı tatlı çalışmalar, ilişkideki iniş çıkışlar, komik ve eğlenceli bir dille gözler önüne seriliyor. Yaşanan olayları hem kadın, hem de erkek gözüyle perdeye aktaran Erdal ile Ece’de her sinemasever kendinden bir şeyler bulacak. Şahan Gökbakar ve Togan Gökbakar’ın birlikte yazdığı senaryodan çekilen film izleyiciye keyifli iki saat vadediyor.

Amerika’nın Çöküşünü Anlatan İç Savaş Filmi, Geleceğin Bir Fragmanı mı?

ABD’de Anayasa Mahkemesi’nin Meksika sınırında dikenli tellerin kaldırılabileceğine karar vermesi üzerine gerilim tırmanırken, hafta başında 25 eyalet valisi Teksas Valisi Greg Abbott’un ‘anayasal meşru müdafaa hakkını destekleyen’ ortak bir bildiri yayımladı. Teksas valisi Greg Abbott ile federal hükümet arasında göçmenler konusunda başlayan bu gerilim, yakın zamandada gösterime girecek İç Savaş (Civil War) filminin öngörüsel bir programlama, yani halkı olacaklara hazırlayan bir film mi olduğu sorusunu gündeme getirdi. Yakın gelecekte geçen hikâyede, 19 eyaletin birlikten ayrılmasıyla ABD’nin çöküşün eşiğine gelişi konu alınıyor.

Kötülüğün Sıradanlığı ya da… İlgi Alanı

Sinema görsel bir şölen. Her ne yaparsa, her ne anlatırsa görselliği öndedir ve ağırlık da o izlediklerinizde olacaktır.

Ancak Jonathan Glazer’in İlgi Alanı (The Zone of Interest) filmi sessizliğiyle ve kokusuyla inanılmaz güçlü ve bir o kadar da değerli bir gerilim yaratıyor. İkinci Dünya Savaşında, ünlü toplama kampı (aslında cezaevi olarak inşa edilmişse de), imha etme ve krematoryum olarak kullanılan Auschwitz’te dünyanın gördüğü en büyük kitle kıyımını sadece ses ve kokuyla aktarıyor.

24 saat düzeniyle çalışan o iğrenç insan öğütme merkezinden makinelerin tekdüze sesi hep kulaklarda… Kurtulmak ne mümkün! İnsan nereye kadar alışabilir? Gelir gelmez evi de bahçeyi de rahatlığı da çok seven büyükanne dayanamayıp kaçıyor.

Çok yıllar önce Sam Peckinpah’ın (Bring Me The Head Of Alfredo – Bana Onun Kellesini Getirin) filmini izlediğimde bunca yoğun duymuştum filmden yükselen kokuyu, şimdi, “İlgi Alanı”ndan sonra hâlâ burnumda o koku. (Bu arada, Yavuz Turgul’un Av Mevsimi filminde ‘çaylak’ polisin ellerini yıkasa da çıkaramadığı ceset kokusunu unutmamalı…) Glazer, o kokuyu hissettiriyor.

Rudolf Höss (Christian Friedel), Auschwitz toplama kampının komutanıdır, eşi Hedwig (Sandra Hüller) ve çocuklarıyla birlikte geniş bir avlu içinde yüzme havuzu da bulunan, sera yapabildikleri, çiçek yetiştirebildikleri, kovan kurup bal elde edebildikleri evlerinde -görünüşte- çok da mutludurlar. Evleri yüksek beton duvarlarla çevrilidir ve üzerinde dikenli teller vardır. Duvarlar evi değil toplama kampını korumaktadır aslında. Komutanın işi kolay, getirilip yakılarak yok edilen Yahudilerden kalanları evine gönderip ailesinin de rahat etmesini sağlamaktadır. Kimi zaman bir astragan kürk, kimi zaman altın dişler, kimi zaman iyi kıyafetler gelmektedir. Kadının yardımcıları Yahudiler arasından seçilmiştir, hepsi sonlarının ne olacağını bildiklerinden pür dikkat işlerini yapmaktadır.

Arada yanlışlıklar da olmaz değil… Bir gün derede yüzerlerken bir kemik bulan komutan çocuklarını apar topar çıkarır ve neredeyse kazırcasına yıkanırlar. Bahçedeki çiçekler insan külüyle sulanır. Çocukların en büyük oyuncağı altın dişlerdir. Komutanın titizliği de göz ardı edilmemeli… Yönetmen bazı şeyleri göstermese de anlatmayı iyi başardığı için derme çatma ve alabildiğine kirli bir çeşmede yıkanması iyi bir detay. Bu arada, filmde neredeyse hiç detay plan yok. Geniş planlarda kampın bacalarından çıkan kara dumanlar göze çarpıyor.

Biz izleyici olarak sadece tanıklık ediyoruz yaşananlara. Alabildiğine güçlü bir gerilim var zaten filmde, ister istemez gözlerinizi bile yummaktan kaçınıyorsunuz, kaldı ki başka bir şey… Sinemanın başarısı.

16 Şubat’tan başlayarak gösterimde…

(14 Şubat 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Dune’un Başrol Oyuncusu Timothee Chalamet: En Çok Gurur Duyduğum Proje Bu Olabilir

Frank Herbert’ın ünlü romanından uyarlanan ve gösterime girdiği dönemde gişe rekorları kırarak, altı Oscar Ödülü kazanan Dune filminin bir sonraki bölümü olan Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two) için geri sayım başlarken, filmin oyuncuları Timothee Chalamet, Zendaya, Florence Pugh ve Javier Bardem canlandırdıkları karakterler hakkında merak edilenleri yanıtladılar. Filmin başrol oyuncusu Timothee Chalamet, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki’de Paul karakterinin çocuksu figürden çıkıp olması gereken adama dönüşümünü izleyeceğimizi söylerken, “En çok gurur duyduğum film projesi bu olabilir.” yorumunu yaptı.