Elvis Filmi, The Roof at the Ritz – Carlton Istanbul’da Sinemaseverlerle Buluşuyor

Rock’n Roll’un Kralı olarak anılan Elvis Presley’nin hayatını konu alan Elvis filmi, The Roof at The Ritz – Carlton, Istanbul açık hava sinemasında gösteriliyor. Sinemaseverler, The Roof at The Ritz – Carlton, Istanbul’un muhteşem manzarası eşliğinde Presley’in hayat yolculuğunu anlatan filmi açık hava sinemasında izleyecek. 22 Temmuz Cuma günü gerçekleşecek etkinlik canlı DJ performans ile saat 18:00’da başlayacak. Birbirinden keyifli kokteyller 18:00 – 21: 00 saatleri arasında İstanbulluları bekliyor. Boğaza karşı yaz akşamlarına popcorn eşliğinde 21:00’da başlayacak Elvis filmi eşlik edecek.

Salgının Ardından İkinci Vizyon Çeyreği de Tamamlandı. Her Şeye Rağmen Sinemalar Ayakta

Sinema araştırmacısı Deniz Yavuz, Türkiye sinemalarında 31 Aralık 2021 – 30 Haziran 2022 tarihleri arasındaki, gişe verilerini inceledi ve raporları yayınladı. Bu tarihler arasında kalan 26 gösterim haftası sonucunda Türkiye sinema gişelerinde 668 milyon TL.lik hasılat elde edildi. (668.258.761,86 TL.) Sinemalarda gösterilen filmlere 2022 yılının ilk yarısında 22.880.519 adet bilet satıldı. Haftalık satılan bilet adedi ortalaması 880 bin adet olurken toplamın % 58’ini yerli filmler için satılan biletler oluşturdu.

Cesur Doğan’ı Kaybettik

Oyuncu Cesur Doğan, 10 Temmuz 2022 Pazar günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 11 Haziran 1979 tarihinde Mardin’de dünyaya gelen oyuncunun Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı merhum Prof. Dr. Turgay Aktunç’un destekleriyle oyunculuk yaşamına atıldığı biliniyor. Çok uzun seneler Aydın’da radyo ve TV programcılığı da yapmış olan Doğan, Ezo Gelin, Arka Sokaklar, Melekler Korusun, Sakarya Fırat, Akasya Durağı, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz gibi TV dizileri ile Bana Bir Soygun Yaz, Koğuş Akademisi ve Hadi Ya adlı sinema filmlerinde oynadı. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Ferhan Baran Yazıyor: Tanrıları Öldürmek

Çağımız Amerikan sinema endüstrisine damgasını vurmuş olan Marvel aleminin 29. ürünü ‘Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü / Thor: Love and Thunder’, Odinoğlu ilahi süper gücün dördüncü solo macerasını beyazperdeye taşıyor. Serinin 2017 yapımı bir önceki filmi ‘Thor: Ragnarok’, kahramanımızın gezegeni Asgard’ın yok oluşunun ardından halkı ile birlikte yeni bir yaşam arayışı ile noktalanmıştı. İnsanlarını yeni topraklara kavuşturmuş olan Thor … Devamı… »

Korkut Akın Yazıyor: Kayıtsız Kalmak İmkânsız!

Sınıfsal ve siyasal bilinciniz, size, yaşamın akışını belirleyici rolü verir. Muhakkak ki, ipler tümüyle sizin elinizde olmayacaktır, ama yorumlayabilecek ve kendinizce bir yol bulacak çözüm üretebilirsiniz. Hemen baştan belirtmekte yarar var: Çok zor, çok güçlü, çok sert ve önyargıları parça parça edip yaşamı sorgulamaya yönelten bir film “Animals” (Hayvanlar). Nabil Ben Yadir, 2021’de çektiği “Animals” filminde toplumsal inanışların, … Devamı… »

Okan Sarul’u Kaybettik

Sinemamızın genç kurgucularından Okan Sarul, 08 Temmuz 2022 Cuma günü geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti. Sarul’un çalıştığı sinema filmleri arasında Sürgün, Meryem, Benim Dünyam, Halam Geldi, Ammar: Cin Tarikatı, Süper İncir, Balayı, Siccin: Büyü Haramdır, Muska, Gulyabani, Yıldızlar da Kayar, Organik Aşk Hikayeleri, Üç Harfliler 3: Karabüyü, 4N1K, Siccin 5, Bebek Geliyorum Demez gibi filmler var. Salur’un cenazesi 09 Temmuz Cumartesi günü Tarabya Camii’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazını müteakip toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

DC Süperevciller Takımı

Jared Stern ile Sam Levine’in yönettiği ve Dwayne Johnson, Kevin Hart, Vanissa Bayer ile Natasha Lyonne’un seslendirdiği animasyon film DC Süperevciller Takımı (DC League of Super Pets), 29 Temmuz 2022’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Süper Köpek Krypto ve Superman, aynı super güçleri paylaşan ve Metropolis’te yan yana suçla savaşan, ayrılmaz en iyi arkadaşlardır. Superman ve Adalet Birliği’nin diğer üyeleri kaçırıldığında, Krypto, barınakta yaşayan bir sokak çetesini, yeni keşfedecekleri güçlerinde ustalaşarak, süper kahramanları kurtarmak için kendisiyle aynı takımda yer almaya ikna etmelidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

DC Süperevciller Takımı yazısına devam et

Sezonun En İddialı Yerli Filmi Yakında Sinemalarda, Kim Bu Aile’den İlk Teaser Geldi

Sinema salonlarında kahkaha yaşatacak Kim Bu Aile filminden ilk teaser yayınlandı. Bedran Güzel’in yönettiği filmin başrollerini Cengiz Bozkurt, Nurgül Yeşilçay, Onur Buldu, Ferit Aktuğ, Beste Kökdemir, Doğan Can Sarıkaya paylaşıyor. Film, en önemli operasyonunda başarısız olunca emniyetten ayrılan ve kendisini bu duruma düşüren çeteyi takip etmek için bir tavukçu restoranını devralarak çok başarılı olan Adem Haberdar ve ‘aile’sinin öyküsünü anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Teaser’ı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

3. Uluslararası Fotofilm Kısa Film Festivali Finalistlerini Açıkladı

Fotofilm Kültür Sanat tarafından 22 – 28 Ağustos 2022 tarihleri arasında düzenlenecek olan 3. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali (3th Fotofilm International Short Film Festival) kapsamında yapılacak yarışmanın finalistleri açıklandı. Film gösterimleri festival www.fotofilm.org adresindeki resmi web sitesinden ücretsiz olarak izlenebilecek. 3. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali’nde 45 ülkeden 110 film gösterime sunulacak. Festival kapsamında yapılan yarışmanın finalistlerini Baran Bekir Taşkıran, Berkan Beysel, Ceren Aydınonat, Ekin Su Özdemir, Malik Badalov, Mehmet Akif Meşe gibi tanınmış isimlerden oluşan ön jüri belirledi.

Antalya Film Forum’a Başvurular Başladı

01 – 08 Ekim tarihleri arasında T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenecek 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım marketi ve proje geliştirme platformu Antalya Film Forum için başvurular başladı. Antalya Film Forum’un bu yıl hem fiziki hem de çevrimiçi olarak 02 – 06 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacağı belirtildi.

Ünlü Yazar Yönetmen David O. Russell’dan Yeni Film Amsterdam İçin İlk Resmi Fragman ve Afiş Yayınlandı

Ünlü yazar ve yönetmen David O. Russell’ın son filmi Amsterdam’ın ilk resmi Film, kendilerini Amerika tarihinin en şok edici entrikalarından birinin merkezinde bulan üç yakın arkadaş hakkındaki orijinal suç hikâyesini ele alıyor. Tarihi gerçekleri, sinematik bir deneyimle kurgulayarak zekice bir araya getiren büyüleyici ve zengin bir anlatıma sahip film 04 Kasım 2022’de izleyiciyle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Sinema Bizi Kavuşturur

Gürcü yönetmen Alexandre Koberidze’nin geçtiğimiz yıl Berlin’den Fipresci ödülü ile dönen ikinci uzun metrajı ‘Gökyüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz? / Ras Vkhedavt, Rodesac Cas Vukurebt?’ ne yazıktır ki sinemalarımıza gelmedi. Vizyon gösterimlerine ara verilen bir haftada halen MUBİ’de yayında olan bu güzel film hakkında yazmak ve sinemaseverler ile paylaşmak istedim.

Bir okul çıkışının coşkulu hallerini saptayarak açılan filmin ilk bölümünde, başta sadece diz altından gördüğümüz birbirini tanımayan genç ikilinin ilk karşılaşmalarına tanık oluyoruz. Aynı günün akşamı iş çıkışında tesadüfi olarak bir kez daha yolları kesişen çiftimiz bu kez ertesi gün için bir randevu planı yapıyor. Bu sırada devrede olan anlatıcı sesin aktardığına göre ikisi de ne cesarete ne acele kararlara alışkın değildir ama kader ağlarını örmüştür bir kere. Ancak eczacı Lisa ile futbolcu Giorgi talihin onlara oynadığı oyunun farkında değildir. Kavşaktaki küçük fidanın, eski yağmur oluğunun, güvenlik kamerasının nazar uyarıları ve rüzgârın işitemedikleri ikazının ardından ertesi sabah uyandıklarında aynada başka bir yüzün kendilerine baktığı, üstüne üstlük sahip oldukları bilgi ve yeteneğin yok olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalıyorlar. Yapacak bir şey yoktur. Zaman geçer, Lisa ve Georgi her gün birbirlerini görür ve her gün birbirlerini beklemeyi sürdürürler.

Son dönemin en heyecan verici yaratıcılarından biri olan Koberidze’nin filmi klişe bir aşk tutulması ile başlamasına karşın çok farklı yönlere doğru açılan meditatif bir deneyim sunuyor. Gürcistan’ın başkent Tiflis’ten sonra ikinci büyük kenti olan, zirvesinden kar eksik olmayan görkemli Khvamli dağının eteğinde kurulmuş, içinden coşkulu Rion ırmağının geçtiği antik Ktoisi bölgesini mekân alan yapım, bir şehir senfonisi tadında Ktoisi’de günlük yaşamın ritmini perdeye (ekrana) taşımayı deniyor. Yazılı tarihi M. Ö. 3. yüzyıla dek uzanan şehir dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerinden biri. Sinemacı kenti tüm geçmişi ve el değmemişliği ile aktarıyor bizlere. Binalar, evler, eşyalar hayli yıpranmış belki ama asırlık ağaçların gölgesindeki köprülerde konuşlanmış kahveleri, heykelleri, kadim gelenekleri, büyük büyük babaanneden kalma yemek tarifleri ile doğallığını koruyan bu eşsiz beldenin insanları (ve de hayvanları) bir o kadar sıcak ve cana yakın.

Gürcü yönetmen çeşitli anlatım biçimlerini, stilleri ve üslûpları deniyor filminde. Önceki uzun metrajından (onun da uzun bir adı vardı: ‘Yaz Bir Daha Geri Gelmesin’) aşina olduğumuz üzere yine bir anlatıcı kullanmış. Görmediğimiz şeyleri bize anlatan ‘Binbir Gece Masalları’nın ‘Şehrazat’ına benzer dış ses önce hikâyeyi, atmosferi tanımamıza yardımcı oluyor. Daha sonra bir şehir hikâyesi anlatır gibi mekânları, görmüş geçirmiş müzik okulunu, Beyaz Köprü’yü, eski tiyatro binasını tarif ediyor. Bazen de çok kişiselleşiyor ve yönetmenin sesine dönüşerek seyirci ile etkileşime giriyor. Bunlardan en dikkat çekeninde, aşık çiftin fiziksel değişimi öncesi bizden ilk sinyalde gözlerimizi kapatmamızı ve ikinci sinyalde yeniden açmamızı istiyor. Bu huzurlu dingin hayatı resmederken yaşadığımız çağın vahşeti, hayvanlara yapılan zulüm, açgözlülük yüzünden çıkan orman yangınlarından duyduğu kederi dile getiriyor. Günün birinde bunca vahşet olurken sen ne yapıyordun, oturup film mi çekiyordun diye soracak olan çocuklarına ne cevap vereceğini bilememenin tedirginliğini yaşıyor.

Sinemanın ve bir o kadar da futbolun insanları bir araya getirdiğini ve kaynaştırdığının altını çiziyor. Toplu halde film seyretmenin ve kafelerde birlikte maç izlemenin (kendi ifadesi ile) ‘eşsiz paralelliğinden’ dem vuruyor. Film izlemenin hayatımıza kattığı keyfe selam ederken, sinefillik ve futbol sevgisinin duygusal toplaşmasını, insanları birbiri ile buluşturmasını yüceltiyor. Okul çıkışı ile açılan ve sinema tarihinin ilk filmi olarak kabul edilen ‘Lumière Fabrikası’ndan Çıkan İşçiler / Sortie des Usines Lumière à Lyon’dan esinlendiğini düşündüğüm ilk sahne bu açıdan anlamlı. Sinemacının ilerleyen bölümlerden bazılarını (örneğin Lisa’nın dondurmacıda işe başladığı sahnede) sessiz film tadında konuşmasız ve piyano eşlikli fonda çekmesi de öyle.

Bir söyleşisinde ‘sihir denilen şeylere, gerçek olamayacak kadar garip olduğu düşünülen doğaüstü gelişmelere alan açmayı, bunların günlük hayatımızın bir parçası olduğunu dile getirmeyi hedeflediğini’ dile getiriyor Koberidze. Günlük hayatın kendisinin heyecan verici olduğundan dem vururken, buna süper dramatik ya da aşırı heyecanlı bir şeyler eklemeye gerek olmadığını ekliyor. Filmin adına gelince, öncelikle neyin daha önemli olduğunu işaret etmesini istemediğini ve bu uzun adı Leo Messi’den ilham aldığını belirtiyor. Attığı 3 golle Arjantin’i 2018 Dünya Kupası’na taşıyan yıldız futbolcunun her gol attığında gökyüzüne bakması, onun bir şeyle olan bağını ifade eden bu evrensel jesti sinemacıyı hep heyecanlandırmış. ‘Yukarı baktığında herkesin gördüğü farklıdır. Filmde herkes bu sorunun cevabını bulur diye düşündüm.’ diyor.

(14 Temmuz 2022)

Ferhan Baran

[email protected]