Çağdaş hayatın kargaşası içinde çocuklarımıza yeterli vakit ayırabiliyor muyuz. Yoksa onları tabletlerine indirilmiş bilgisayar oyunları ile baş başa bırakmak işimize mi geliyor. Ebeveyn olmakla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan işkolik Gemma, annesi ile babasını elim bir trafik kazasında kaybeden küçük yeğeninin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldığında işler daha da karmaşık hale dönüşüyor. Kendisini geleceğin oyuncak şirketi olarak lanse eden Funki’nin parlak elemanı olan genç kadın, vasilik yaptığı 9 yaşındaki Cady’nin de yüreklendirmesi ile üniversite yıllarında tasarlamış olduğu yapay zekâ robotu yeni bir düzenleme ile şirket onayına sunmaya karar veriyor: Cady yaşlarında bir çocuk boyutlarında üretilen M3GAN (tam adıyla Model 3 Üretken Android) ebeveyn destekçisi pahalı bir oyuncaktan fazlası, ailenin parçası olacaktır.
Dünya sinemalarıyla eş zamanlı olarak bizde de gösterime giren ‘Megan / M3gan’ popüler korku ve gerilim türünün çok izlenen filmlerine imza atmış, 2000 yılında Jason Blum tarafından kurulmuş Blumhouse firması ile ‘M3gan’ prototipinin fikir babası, ‘Testere’ serisinin yaratıcısı yapımcı yönetmen James Wan’ın işbirliği sonucu kotarılmış. Oyuncak endüstrisindeki kıyasıya rekabet göz önüne alınarak taklit edilemeyecek kadar gelişmiş bir model olarak düşünülen ve 21. yüzyıl teknolojisinin zirvesi olarak piyasaya sunulacak olan M3gan, kendi başına zihni olan bir yapay zekâ tasarımıdır. Eğitici, aynı zamanda harika dinleyicidir. Sabrı hiç tükenmeden çocukları saatlerce kendi masalları ile oyalayabilir. Onlara görgü kurallarını hatırlatır, kısaca bir dadının ötesinde hem oyun arkadaşı, hem öğretmen hem de koruyucu olarak hizmet verir.
Cady’nin terapisti bağlanma teorisinden yola çıkarak Gemma’ya ebeveyn kaybının ardından küçük yeğeni ile duygusal bağı onun kurmasını ısrarla önerecektir gerçi. Ancak Gemma yeni tasarımının sarhoşluğu içinde Cady’nin tüm sorumluluğunu Megan’a devretmekte sakınca görmez. Küçük sahibini ne pahasına olursa olsun dışardan gelecek olan tehlikelerden uzak tutmak için programlandığında bunu çok ciddiye alan yapay zeka ebeveynin yerini alacak ve anılarını bile muhafaza ettiği küçük Cady’yi korumak için gözü hiçbir şey görmeyecektir.
Şeytani güçlerin esir aldığı çocuklar ya da oyuncaklar benzeri korku gerilim sinemasının hayli ilgi uyandıran alt türlerinde popüler başarıyı yakalamış olan Blumhouse, bu kez doğa üstü yetilere sarmadan yakın bir gelecekte hayata geçebilecek bir öykünün izini sürmüş. M3gan, ‘2001: A Space Odyssey’in rayından çıkmış robot ‘Hal’ karakteri misali yetki ve sorumluluğu ile zihni kapasitesi güçlendirildiğinde önüne çıkanı ezip geçmeye başlıyor. Kendi aksanı ile mırıldandığı David Guetta’nın ünlü şarkısındaki gibi ‘Titanium’dan yapılmıştır, vursan da, ateş de etsen yıkılmazdır o. ‘Bu dünyada bize zarar vermeye çalışanlar olacak, ne kadar kaçmaya çalışsak da. İnsan varlığını sürdürebilmek için hergün öldürüyor, Cady’ye gerçek hayatı göstereceğim’ tarzında savunmalar ileri sürüyor kimi zaman. Yine de kontrolsüz gücün korumaya çalıştıklarına da zarar vermeye başlaması kaçınılmazdır.
‘M3gan’ ebeveynlerin çocukları başından atmak için tasarladığı keşiflerden, yapay zekalı dünyanın kimi tehditlerine ya da psikolojide bağlanma meselesine uzanabilecek hayli ilginç açılımları olabilecek, yeterince derinleşse bambaşka yerlere gidebilecek ilginç bir proje. Ancak çok daha basit, şeytanlı saçmalıklara girmeden gerilimi üst düzeyde tutan bir seyirlik hedeflenmiş. Bu açıdan Yeni Zelandalı yönetmen Gerard Johnstone iyi bir iş çıkarmış. Filmin gelişmiş androidinin tasarımında CGI destekli kukla kullanımının yanı sıra oyuncu olarak yer alan 10 yaşındaki yetenekli dansçı Amie Donald, ürkütücü ve komik ‘ölüm dansı’ ile şimdiden türün antolojilerinde yer almayı hak etmiş.
(13 Ocak 2023)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com