Steven Spielberg 70’li yılların Amerikan Sineması’na yeni ufuklar açan öncü yönetmenlerden biridir. İlerlemiş yaşına rağmen düzenli film çekmeyi sürdüren sinemacı, ilk gençlik yıllarının anıları ile yüklü ‘West Side Story’nin hemen ardından ne zamandır kafasında olan öznel hikâyesini anlatmak istemiş. Annesi Leah ile babası Arnold’a adanmış ‘Fabelmanlar / The Fabelmans’ onun görsel anı defteri olmuş. Sevinciyle hüznüyle kendi geçmişi ile … Devamı…»
Aylık arşivler: Ocak 2023
Eşeğin Adı Yok
Jerzy Skolimowski’nin bir eşeğin gözünden dünya ahvalini gözlemleyen Cannes Film Festivali’nden jüri ödüllü son çalışması ‘Eo’, adını bu mazlum hayvanın Leh dilinde anırmasının fonetik karşılığından kalmış. Haliyle dilimize ‘Ai’ olarak çevrilen sıra dışı çalışma ilk bakışta Robert Bresson’un 1966 yapımı başyapıtı ‘Rastgele Balthazar / Au Hasard Balthazar’ı akla getiriyor. Bresson minimalizminin bu siyah beyaz şaheseri, türlü eziyetin reva görüldüğü masum eşeği, insanlığın günah yükünü sırtlamış İsa figürü ile özdeşleştirir. İlkel dürtülerin yönlendirdiği insanoğlunun merhametsiz dünyasını semboller ve metaforlar aracılığı ile tasvir ederken, Balthazar’ın hayatına giren insanların kader çizgisini takip eder.
Skolimowski Fransız ustadan faklı olarak adı olmayan eşeği filmin merkezine koymuş, Polonya’dan İtalya’ya sürecek olan çileli bir yolculuğun ve çağdaş dünya kargaşasının gözlemcisi yapmış. Koyu Katolik Bresson’un ruhani minimalist yaklaşımından farklı olarak doğa ve hayvan sevgisinden yola çıktığını ifade eden Skolimowski, Polonya’nın ünlü Łódź sinema okulunun geleneğinden hareketle sinematografik deneylere ağırlık vermiş. Kırmızı ışıklar altında açılan film, ‘Muhteşem Cassandra’nın eşek ile yaptığı sirk numarası ile başlıyor. Genç kadın gösteri partnerine belki de bir daha hiç karşılaşmayacağı derin bir şefkatle yaklaşıyor. Cassandra’nın mazlum hayvana vurmaya kalkan Vasil’i durdurduğuna tanıklık ediyor, hatta yüzüne küstahça sigarasının dumanını ekleyen kaba saba adamı Bresson’un yapıtında savunmasız Marie’yi tahakkümü altına alan genç serseriye benzetiyoruz. Ancak başta dediğim gibi Skolimowski eserinde insanları geri planda kullanmaya kararlıdır. Dünya denen zalimler panayırını eşeğin derin bir melankoli ile bakan kocaman gözlerinin bakış açısıyla vermeyi sürdürür.
Gösteri hayvanlarına eziyet edildiği gerekçesi ile sirk hayatından ve Cassandra’dan koparıldığında onu daha zorlu deneyimler beklemektedir. Önce bir çiftlikte yük hayvanı olarak çalıştırılır. İpinden kurtulduğunda yolu kent merkezine düşer. Mahalli futbol takımının flamalı maskotu olur, ancak rakip takımın holiganlarınca ölesiye hırpalanmaktan kurtulamaz. Yük karavanı içinde İtalya’ya yollanırken doğanın eşsiz güzelliğini parmaklıklar ardından izler. Kırlarda özgürce koşan heybetli beyaz atlara imrenmeyi sürdürür. Hayatta kalma derdindeki insanların birbirlerini boğazlamalarına tanıklık eder. Skolimowski’nin eşeği düş de görür. Bu rengarenk (ve bir bölümü dijital) anlarda, kâh doğum gününde onu havuçla besleyen, kıpkırmızı giysisi ile Gezi Parkı’ndan kopup gelmişe benzeyen Cassandra’nın şefkatli okşamaları ile avunur, kâh kendisini bir Boston Dynamics robotu olarak hayal eder.
Erken yaşında Roman Polanski’nin ünlü ‘Sudaki Bıçak’ filminin senaryo yazarı olarak sinema alemine parlak bir giriş yapan Skolimowski, hayli ilerlemiş yaşına rağmen sinematografik araştırmalarını bıkmadan sürdüren genç ve dinamik bir ruha sahip. Kariyeri boyunca teknik yeniliklere hep açık olmuş, kamera açıları ve ışıklandırmada deneyselliğini sürdürmüş olan usta sinemacı lineer anlatımı bir kenara iterek filmini düşlerin sarmaladığı epizodlar halinde çekmiş. Deneysellik hususunda torunu yaşındaki genç görüntü yönetmeni Michał Dymek’e açık çek vermek suretiyle, dron çekimleri ve elektronik flaş kullanılan düş sahnelerinin halüsinatif ruhunu inşa etmiş. Klasik müzik bestecisi Pawel Mykietyn’in tedirgin tınıları eşliğinde kaderinin peşinden sürüklenen masum yaratığın melankolik yolculuğunu izlerken, Bresson’un filmini baştan sona bir hüzün bulutu gibi sarmalayan (daha sonra Nuri Bilge’nin ‘Kış Uykusu’nda kullanacağı) duygulu Schubert sonatına nazire olarak belki, İtalya yolculuğunun bir bölümünde melankolik Beethoven tınılarına yer vermiş.
85 yaşını sürmekte olan Polonyalı sinemacının anarşik son çalışması, sondaki Isabelle Huppert sürprizi ile birlikte perdede ilgi ile izleniyor. Bunun da ötesinde, Bresson’un her izleyişte derinden etkileyen eşsiz başyapıtını bir kez daha görme arzusunu tetikliyor.
(12 Ocak 2023)
Ferhan Baran
Ferhan Baran Yazıyor: Aşkımızın Üzerine Yağmur Yağıyordu
Dünya prömiyerini yaptığı 75. Cannes Film Festivali ‘Belirli bir Bakış / Un Certain Regard’ seçkisinden en iyi yönetmen ödülü ile dönen Alexandru Belc imzalı ‘Metronom’, yağmurlu bir Bükreş meydanında açılıyor. Savaş kahramanlarını simgeleyen masif kabartmaların taş duvarlarını süslediği geniş alanın ortasında 17 yaşındaki Ana’nın ufak tefek siluetini görüyoruz. Arzu ile beklenen genç Sorin ise gökten inmiş ilahi bir varlık misali puslar içinde sağ … Devamı… »
Gran Turismo
Neill Blomkamp’ın yönettiği ve David Harbour, Orlando Bloom, Archie Madekwe ile Darren Barnet’in oynadığı Gran Turismo, 25 Ağustos 2023’de TME Films dağıtımıyla Sony Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Her şeye rağmen vazgeçmemeli, zorlukların üstesinden gelebileceğimize inanmalı ve düşündüklerimizden daha fazlasını yapabilmeliyiz. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film, Jann Mardeborough’un olağanüstü oyun yeteneklerini kullanarak profesyonel bir araba yarışçısı olma hayallerini gerçekleştirmesini konu alıyor. Jann’in koltuktan kokpite geçişini drone çekimleriyle destekleyerek izleyicilere nefes kesici zorlu bir deneyim sunuyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Gömü’nün Maceraları
2023 Yılının En İddialı Filmi Emanet Geliyor, Mustafa Üstündağ ve Tuvana Türkay’dan Muhteşem Oyunculuk
Ali İlhan’ın yönettiği Emanet filminin çekimleri tamamlandı. Mustafa Üstündağ ve Tuvana Türkay’ın başrollerini paylaştığı filmin çekimleri 4 haftada tamamlandı. Afyon Sultandağı ilçesinde çekilen film için, uzun bir ön hazırlık yapıldı. Kostümünden mekânlara, sanattan tekniğe kadar birçok detay üzerinde titizlikle çalışan sanat ekibi boş araziye plato kurup bir tamirhane yaptılar. Emanet filmi 7.6K çözünürlükte çekildi. Türkiye ilk defa bir sinema filminde Sony Venice 2 kullanıldı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Sinema -Otobiyografik Filmle- Yaşamı Kuşatıyor
Film başladığında ilk aklıma gelen Fikret Otyam’ın yakınması oldu: “Kırk yıllık fotoğrafçıyım, bir kameram bile olmadı, ama bir arkadaşım 8 yaşındaki oğluna 8 mm. film kamerası aldı doğum günü armağanı olarak.” İşte, o şanslı çocuklardan biri Steven Spielberg. Mitzi Fabelman (Michelle Williams), eşi Burt (Paul Dano) yanlarında küçük Sammy ile sinemaya giderler. Sammy ilk kez bir film izlemektedir, tabii ki, çok etkilenir. Hoş, … Devamı… »
Gerçeklerle Yarışan Hayaller…
Birçok filmi “senaryo icabı” diye küçümser insanlar. Faruk Erem’in -ki, en ünlü ve saygın avukatlardandı, ışığı üzerimize değsin- “suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar” sözünden el alırsak, senaryoyu kazıyınız altından gerçekler çıkar diyebiliriz. En saçma gelen senaryoda bile bir gerçek vardır, hem de aklın alamayacağı kadar. Yeter ki bakmak isteyin.
Yönetmen Guy Ritchie, senaryosunun yazımına da katıldığı “Servet Operasyonu”nda bir gizli (ama bırakın herkesi, rakiplerinin bile tanıdığı) ajanın yaptıklarına odaklanıyor. Orson Fortune (Jason Statham) her zaman olduğu gibi alabildiğine kan dökerek ve çatışarak “kötü”leri dize getiriyor. Bu filmdeki kötüler kim: Uluslararası silah tüccarı Greg Simmonds (Hugh Grant) ve çevresindekiler. Peki “iyi” olan? İyi pek yok aralarında aslında, ama bize “iyi” olarak sunulan devletin görevlisi Nathan Jasmine (Cary Elwes).
Haklı olarak gerçeklerle ilgisinin ne olduğunu soracaksınız. Anlatmaya çalışayım, umarım ikna edici gerekçeler koyabilirim ortaya.
Bir ay kadar önce Diyarbakır’da bir bombalı saldırı gerçekleştirildi, üzeri örtüldü, çünkü provokasyon kokuyordu. Ardından İstiklal Caddesinde bir bombalı saldırı sonrasında insanlar öldü, ne olduğu, niye yapıldığı, kimin yaptığı hâlâ belli değil. Daha önce de benzer olaylar yaşamıştık, anımsarsınız muhakkak. Anımsayamayanlar için birileri hemen giriyor devreye. Ankara’da silahlı saldırı sonucu bir akademisyen öldürüldü. Her kafadan bir ses çıkıyor, “Susurluk” deniyor (ki, o da belirsizliğini koruyanlar arasında) ne olduğu belli değil. Kendisine özel (!) bir afla cezaevinden çıkarılan bir mafya lideri vize alamadığı için silahlı arkadaşları tehditler savuruyor.
Kimin eli kimin cebinde?
İşte bu karmaşayı anlatan bir film Servet Operasyonu. Kişileri değiştirseniz yeter. Filmde silah ve para için yapılanlar bizde iktidar ve itibar (tabii, para da ayrılmazı bunların) için yapılıyor. Filmi o gözle izlemenizi salık veririm.
…ve Antalya
Servet Operasyonu İngiltere’de açılıyor, dünyanın birçok kentini dolaşıyor ama en sonunda Antalya’ya demir atıyor. Uluslararası silah kaçakçısı oldukları için hemen her yere gidebiliyorlar bunlar. Bir oyuncu, uluslararası silah kaçakçısının gözdesi, Danny Francesco (Josh Hartnett) her ne kadar karşı çıksa da ışıltılı hareketliliğe karşı çıkamadığı için katılır aralarına. Sonunda yolları Antalya’ya çıkar. İyi de olur. Çünkü Türkiye’nin de reklama ihtiyacı vardır, pandemi sonrasında. Kaleiçi’ni neredeyse sokak sokak gezen kamera kesinlikle izleyicinin aklına o güzellikleri kazıyacaktır, çıkmamacasına. Türkiye özdeşleşen “deniz, kum, güneş” keşke biraz daha fazla yer alabilseydi…
Güçlü ve gizemli bir açılışı var filmin. Ayak sesleri öylesine yüksek ve öylesine etkileyicidir ki, izleyici daha ilk kareden filmin içine girer, beyninde oluşan sorularla… Ne olacak?
Bizde ne olacağının sonucuyla filmin sonucu aynı mıdır, bilemem, ama bildiğim bir şey var: Her zaman iyiler kazanır.
(12 Ocak 2023)
Korkut Akın
Korkut Akın Yazıyor: Güçlü Hikâye, Gücü Tükenmiş Film
Çağan Irmak, yakın geçmiş üzerine yaptığı filmlerle hepimizin gönlünde taht kuran yönetmen. Özgeçmiş ağırlıklı hikâyelerini kendisi yazıyor, kendisi çekiyor. Hayatın içinden, bir başkasının belki de görmezden geldiği ayrıntıları yakalayıp tam da Yeşilçam duygusuyla aktarıyor. Sevinçle hüznü birbirinin içine geçiren Çağan Irmak, uzun bir aradan sonra film içinde film olan Sevda Mecburi İstikamet ile yine seyircinin gözbebeği olacak, yine duyguları … Devamı… »
Sadun Aksüt’ü Kaybettik
Türk Sanat Müziği bestekârlarından, tamburi, oyuncu Sadun Aksüt, 03 Ocak 2023 Salı günü hayatını kaybetti. Aksüt, besteleri, metot çalışması, şiirleri ve yayınlarıyla bilgi birikimini daima eğitim ve sanat alanına aktardı. Sanat hayatı boyunca 60 saz eseri, yaklaşık 150 şarkı ve 30 ilahinin yanı sıra Tambur Metodu, 500 Yıllık Türk Musikisi Antolojisi’nin de bulunduğu birçok kitaba imza attı. Yalı ve Sözde Kızlar adlı sinema filmlerinde rol alan Aksüt’ün cenazesi, 04 Ocak 2023 Çarşamba günü öğle vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Levent Yücel’i Kaybettik
Tiyatro ve sinema oyuncusu Levent Yücel, 03 Ocak 2023 Salı günü hayatını kaybetti. 1965 yılında Ankara’da dünyaya gelen Yücel, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirmiş ve İstasyondaki Pastane, Yıkılmadım, Arka Sokaklar, Farklı Desenler ve Tek Türkiye adlı TV dizilerinde rol alarak tanınmış ve yönetmenliğini Necmi Aydın’ın üstlendiği Aziz İstanbul adlı belgesel filmde oynamıştı. Aziz İstanbul’da ayrıca Murat Belge ve Ushan Çakır rol almıştı. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Korkut Akın Yazıyor: Metronom: Gençlik Müzikle Özgürlük Yolunda
2023 Türkiye için önemli bir yıldönümü, seçim de var üstüne üstlük. Gösterime, yılın ilk haftasında giren Metronom, geçmişten bugüne yaşananları da çağrıştırdığı için çok etkileyici geldi bana. Birkaç açıdan bakmak gerekiyor… Öncelikle 50 yıl öncesinin anımsanması açısından alabildiğine ilginç bir film. 50 yıl çok uzun bir süre sayılmayabilir, ama yaşanan değişimlerle (teknolojik gelişmeleri de katarsanız hele, müthiş) “arada … Devamı… »
Sevda Mecburi İstikamet, 06 Ocak Cuma Günü Sinemalarda
Orchestra Content’in heyecanla beklenen projesi, Çağan Irmak imzalı Sevda Mecburi İstikamet sinemalardaki yerini almak için gün sayıyor.
Film izleyiciyi geçmişten bugüne uzanan bir yolculuğa çıkarırken, Selçuk Yöntem’in hayat verdiği Selim Erensoylu’nun babalıkla yeniden tanışma serüvenini anlatıyor. Selin Şekerci’nin karakteri Suna’nın anne ve babası ile bir zaman yolculuğuna çıktığı hikâye, izleyiciyi derinden etkileyecek. Geçmişin hüzünlü anıları ile yüreklere dokunacak olan film, finaliyle kalpleri ısıtacak. Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği filmin başrollerinde Selçuk Yöntem, Selin Şekerci, Kubilay Aka ve Elif Ceren Balıkçı gibi oyuncular yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
2023’ün En Dokunaklı Hikâyesi Geliyor, Demir Kadın Neslican Filminin Fragmanı Yayınlandı
Yaşam öyküsü ile milyonlara ilham olan, erken yaştaki kaybıyla Türkiye’yi gözyaşına boğan Neslican Tay’ın yaşam öyküsünü anlatan Demir Kadın Neslican filminin fragmanı yayınlandı. Yaşama tutunma mücadelesi ve daima korumayı başardığı pozitif duruşuyla milyonlara umut olan Neslican Tay’ın hayatını anlatan filmin fragmanı duygu dolu anlar yaşattı. Demir Kadın Neslican, 27 Ocak’ta beyazperdedeki yerini alacak. Senaryosunu Nalan Merter Savaş’ın kaleme aldığı, yönetmenliğini Özgür Bakar’ın üstlendiği filmde Neslican Tay’ı Naz Çağla Irmak canlandırıyor. Filmin kadrosunda ayrıca Deniz Uğur, Mesut Akusta, Naz Çağla Irmak, Zeynep Elçin, İlker Aksum gibi isimler yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Mannu Çanakkale’de
Şenol Kılıç’ın yönettiği ve senaryosunu Mehmet Barış Günger’in yazdığı animasyon film Mannu Çanakkale’de, 14 Nisan 2023′de CJ ENM dağıtımıyla Siyah Martı tarafından vizyona çıkarıldı.
Sevimli koala Mannu, Anzak törenlerine katılmak için yola çıkan sahibinin sırt çantasına gizlice girdiğinde başına neler geleceğinden habersizdir. Kahramanımızın sahibi William, dedesinin Çanakkale Savaşı’ndan hatıra olarak gönderdiği değerli bir madalyon takmaktadır. Madalyonun peşindeki hırsızlardan habersiz, gemide İzmir’i seyrederken çıkan arbedede, Mannu ve hırsızlar, madalyonla birlikte denize düşerler.