Yılın En Büyük Projesi Deliler’in İlk Görüntüleri Heyecan Yarattı

Türk sinemasının dünya çapında bir prodüksiyon ile beyazperdeye taşıdığı Deliler filminden ilk görüntüler yayınlandı. Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyayı titreten ordusunun, en önde giden cesur savaşçılarını, Deliler’i anlatan film, göz kamaştırıcı sahneleriyle 23 Kasım’da seyirciyle buluşacak. Başrollerini Erkan Petekkaya, Cem Uçan, Yetkin Dikinciler, İsmail Filiz ve Nur Fettahoğlu’nun paylaştığı filmin diğer oyuncu kadrosunda Hakan Yufkacıgil, Gökçe Özyol, Rüzgar Aksoy, Gülşah Şahin Uçan, Demet Tuncer, Kamil Güler, Namık Rüstemhanlı, Mehmet Pala, Mehmet Ali Karakuş, Baran Öztürk gibi isimler yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Teaser’ı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali Başvuruları Başladı

14 – 16 Aralık 2018 tarihleri arasında düzenlenecek olan Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali şartnamesi ve başvuru formu internet sitesi www.dostlukfilmfestivali.com ile sitenin İngilizce versiyonu www.amityfilmfestival.comda yayınlandı. Fethi Gemuhluoğlu’nun herkesle dost olmak felsefesinden hareketle yola çıkan ve ilk kez gerçekleştirilecek Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali, Kısa Metraj Film Yarışması ana yarışma kategorisinden oluşuyor.

Fanatik Fenerbahçeli Çakallar Şevket Çoruh, Murat Şeker, İlker Ayrık, Murat Akkoyunlu ve Timur Acar Çekim Arasında Soluğu Fenerium’da Aldı

Çakallarla Dans 5’in Yönetmeni Murat Şeker ve serinin fenomen karakterleri Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Murat Akkoyunlu ve Timur Acar, Dünya Fenerbahçeliler Günü’nde takımlarının Ali Koç imzalı yeni sezon formalarını Maraton Alt Fenerium Mağazası’ndan aldılar. Filmin yönetmeni Murat Şeker, “2010 yılında başladığımız Çakallarla Dans macerasının 5. filmini çekiyoruz. Sevenlerimizi Çakallarla Dans serisinin en komik filmi bekliyor. Takdir izleyicimizindir.” dedi.

1. Kızkalesi Film Festivali

Bu sıralar, Akdeniz’in yumuşak başlı sularıyla çevrelenmiş tarihi Kızkalesi’nde bir hareketlilik var. Masmavi denizin ortasında, Antik Roma Kenti Korykos’tan kalma 1000 yıllık kalede, yılın en güzel zamanında; sinemaseverlerin denize, tarihe, sinemaya, söyleşilere, ödüllere doyacağı bir film festivali hazırlanıyor. Erdemli’nin Kızkalesi Mahallesi’nde, tarihi deniz kalesinin içinde, 6 – 8 Eylül 2018 tarihlerinde gerçekleşecek 1. Kızkalesi Film Festivali’nde film gösterimleri, ödüller ve söyleşiler sinemaseverleri bekliyor. 3 kategoride 9 ödül verilecek festivalde yarışacak filmler hakkında ayrıntılı bilgiye festivalin web sitesinden ulaşılabiliyor. Festival kapsamında düzenlenecek yarışması için son başvuru tarihi 15 Ağustos 2018.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Tanıtım Filmi

1. Kızkalesi Film Festivali yazısına devam et

Kumsaldakiler

Tunus asıllı Fransız yönetmen Abdéllatif Kéchiche, 66. Cannes Film Festivali’nin tartışmasız galibi olarak ayakta alkışlanmış ‘Mavi En Sıcak Renktir’den tam beş yıl sonra yeni çalışması ‘Kısmet, Sevgilim: İlk Şarkı / Mektoub, My Love: Canto Uno’ ile sinemalarımıza konuk olurken, kariyerini takip edenler için hiç de yabancı olmayan anlatımıyla gençliğe ve cinsel özgürlüğe bakışını tazeliyor.

Tüm yapıtı İstanbul Film Festivali programlarında yer almış bulunan Kéchiche’in (Keşiş olarak okunuyor) ilk yönetmenlik deneyimi ‘Kabahat Voltaire’de / La Faute A Voltaire’ (2000), Paris’te zor bir yaşam sürdüren Afrika kökenli yasadışı mülteciler üzerinedir. En iyi film ve yönetmen dallarında Cesar ödülünü aldığı 2003 yapımı ‘Kaçak / L’Esquive’de varoş yaşamından hareketle genç kuşakları anlamaya çalışır. 2007 Venedik şenliğini ayağa kaldıran unutulmaz kuskus güzellemesi ‘Balıklı Bulgur / La Graine et Le Mulet’ ile, 35 yıllık hizmetinin sonunda paçavra gibi bir kenara atılmış Kuzey Afrika kökenli göçmen Süleyman’ın şahsında işçi sınıfının çığlığını duyurur. 2010 yapımı ‘Siyah Venüs / La Vénus Noire’, 19. yüzyıl başlarında Londra ve Paris’te ucube olarak sergilenen Güney Afrika’nın ‘Hottentot’ kabilesinden dev boyutlu Saartjie Baartman’ın gerçek öyküsünden hareketle sömürü düzenini kıyasıya eleştiren bir insan hakları manifestosuna dönüşür.

2013 yapımı ‘Mavi En Sıcak Renktir’ ya da Fransızca özgün adının (La Vie d’Adèle – Chapitre 1 & 2) çevirisiyle ‘Adèle’in Hayatı – Bölüm 1 & 2’de, cinsel olgunlaşma sürecindeki liseli Adèle ile güzel sanatlar okuyan kendisinden yaşça büyük Emma’nın tutkulu birlikteliğini cesur sahneler aracılığıyla anlatır. Öğretmenliğe yeni başlayan ve ilk aşkının hüznünü taşıyan Adèle’in geleceği nasıl şekillenecek, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü Kéchiche hikâyenin devamını çekmedi henüz. Ancak ana karakterlerinin yıllara yayılmış öykülerini anlatma geleneğini devam ettirmekte kararlı. Son filminde, Arapça kader, kısmet anlamına gelen ‘Mektoub’ kelimesinin yanına İngilizce ‘Sevgilim’ kelimesini konduruyor ve sonrasında İtalyanca ‘Birinci Şarkı’ (nam-ı diğer ‘Birinci Bölüm’) anlamındaki kelime ekiyle hikâyenin devamının geleceğini haberliyor. Nitekim, kış aylarında geçen ‘İkinci Şarkı’nın çekimleri tamamlanmış bile.

‘Kısmet, Sevgilim’ yönetmenin cinsel özgürlük, sınıfsal kodlar, sanat ve iktidar ilişkileri üzerine çok katmanlı okumaya açık bir önceki çalışması ‘Mavi En Sıcak Renktir’ düzeyinde değil belki. Ancak ilgiyle izlenen ve planlanan üçlemenin tamamlandığında bir nehir filmler serisi olarak klasikleşeceğini düşünüyorum. Laurent Cantet’nin Cannes büyük ödüllü ‘Sınıf / Entre Les Murs’ filminin yazarı François Bégaudeau’nun ‘La Blessure, La Vraie’ adlı otobiyografik romanından yola çıkmış sinemacı. Seksenli yıllarda 15 yaşındaki Leninist François’nın yerini Tunus asıllı üniversite öğrencisi Amin almış. Paris’e tıp tahsiline gitmiş genç adam, garsonluk yaparak geçimini sağladığı büyük kentten ‘kendi deyimiyle’ güneşini ve renklerini özlediği aile ocağına (‘Balıklı Bulgur’a da mekân olmuş Akdeniz kıyısındaki sahil kasabası Sète’e) dönüş yapıyor. Tıp öğrenimi O’na göre değildir, sinemacı olma derdindedir.

Teni ısıtan ve arzuyu kışkırtan sıcak yüz güneşi altında insanları, genç kızları, genç erkekleri gözlemler Amin. Fingirdek komşu kızı Ophélie’ye olan ilgisini içine atar. Yüzünden eksilmeyen tebessümüyle kendi romantik ve farklı dünyasında yol alır. Yaz tüm eğlencesi ve baştan çıkarıcılığı ile sürerken, karşılıksız aşklar ve kırık kalpler birbirleriyle teselli bulma umudu taşır uzayıp giden kumsalda.

‘Kısmet, Sevgilim’ adı üzerinde hayatın bir kader, kısmet işi olduğu duygusunu taşıyor. Ana akım seyirliklerdeki türlü dramatik gelişmeleri beklemeyin bu filmden. Kéchiche tüm filmografisinde kendine özgü ritmini koruyan bir sinemacı. Beş yıl önce Cannes’daki ödül gecesindeki konuşmasında, yaptığı her işte ‘vakte ve zamana ihtiyaç duyduğunu’ belirtmişti. Örnek aldığı büyük Japon usta Ozu’nun yapıtları gibi insan doğası üzerine müthiş bir gözlem içeren filmlerinin süreleri oldukça uzun (‘Kısmet, Sevgilim’ tamı tamına üç saat sürüyor). Sıkça kullandığı omuz kamerası ve yakın planlar, Marco Graziaplena’nın ustalıklı görüntü çalışması karakterlerin duygu dünyalarını son derece etkileyici bir biçimde taşıyor perdeye.

1994 yazında geçiyor film. Nimet mi yoksa lanet mi olduğu tartışılır günümüzün teknolojik alışkanlıklarından 25 yıl kadar öncesine, akıllı telefonların, sosyal medya uygulamalarının hayatı işgal etmediği, Amin’in VHS kasetten sessiz Rus klasiklerini izlediği, kaleme aldığı kendi filminin senaryosunu daktilo ile yazdığı, fotoğrafların banyo edildiği daha masum bir dönemde geziniyor, üç saat süresince genç adamın gözlemlerine, hayal kırıklıklarına, çağını belki de çoktan tüketmiş romantik arayışına eşlik ediyoruz.

Gamsız yaz eğlencelerinden, Tunus asıllı cemaatin bol dedikodulu gündelik yaşamlarından kesitleri, kışkırtıcı yaz flörtlerini uzun sekanslar halinde aktarıyor sinemacı. Kimi zaman tekrara düşüyor ama bütününde bir dönemin duygusunu kusursuzca yakalıyor. Amin’in kuzuların doğum sahnesini fotoğrafladığı harikulade bölüme Cecilia Bartoli’nin yorumladığı Mozart imzalı ‘Laudate Dominum’ eşlik ediyor. Finaldeki yaklaşık yarım saat süren ve coşkunun zirve yaptığı disko sekansında müziğin ve kıvıran kalçaların gölgeleyemediği tek başınalığın hüznünü iliklerimize kadar hissediyoruz.

(27 Temmuz 2018)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Mission: Impossible – Yansımalar

Aksiyon filmlerinin en büyük özelliklerinden biri (ama sadece biri) merak uyandırmasıdır. Kim ne yapacak, nasıl yapacak, ne zaman yapacak, sonuç ne olacak diye tırnaklarınızı kemirttirir film boyunca. Başarılı olan bir aksiyon filminin devamı olmasının nedeni (tabii, biri) yine budur.

Mission: Impossible, bu altıncı filmiyle yine aynı tat, aynı heyecan ve aynı merak ile gösterimde…

Kimin eli kimin cebinde…

Tom Cruise ile özdeşleşen Ethan Hunt, bu kez ikinci kez yönetmen koltuğunda -ama farklı bir dille, yeni bir anlatım deneyen- Christopher McQuarrie var. Bilindiği üzere McQuarrie, filmin senaristi de… çekim sırasında bile değişiklikler yaptığı, oyuncuları dinamik çizgide tuttuğu belirtiliyor, filmin çevresinde…

Birtakım gizli örgütler var, bazı yasal ama yasadışı örgütlenmeleri olan (CIA, FBI, MI5, MI6 gibi) kurumlara sızıyorlar. Onların kavgasını pürdikkat izliyoruz. Dost olarak görünen biri azılı düşman olabiliyor, düşman ise belki bazen duygusuyla hareket edip dost yandaşı görünüyor. Bu filmde, daha öncekilerden yola çıkarak, “şu, şu, şu düşman, Ethan’ı kandırmaya çalışıyor” dedim, ama ağırlıklı büyük çoğunluğu ters çıktı.

Doluya koyun almasın…

Yukarıda da değindiğim gibi bu tür filmlerin temelinde yatan merak bu filmde daha bir öne çıkıyor. Filmin adından da fark edileceği gibi (Yansımalar), bir duygusallık var. O duygusallık seyirciye de geçiyor. O anlamda başarılı… İlgimi çeken bir başka nokta ise aksiyonların gerçeğe yakınlığı… Yüreğinizin ağzınıza geldiği anlar çok. “Kahraman”ın bu hataya düştüğü görülmüş şey değilse de, Ethan hata da yapıyor. Zaten film bir hatanın sonuçları üzerine kurulu…

IMF olmazsa olmaz…

Bu IMF, bildiğiniz para fonu değil, ama ondan aşağı kalır yanı yok. Her şeyi biliyorlar ve yapıyorlar. Gözünüz kapalı güvenebileceğiniz iki kişi, zaten Ethan da izleyici gibi gözü kapalı inanıyor… En güzeli de mizahi yanları… Film boyunca giderek yükselen gerilimin içinde nefes alacak fırsat da sunuyorlar, gülümseterek.

Bu tür aksiyon filmlerde doluya koyuyorsunuz almıyor, boşa koyuyorsunuz dolmuyor. Olur mu, olabilir mi diye düşünürken bir bakıyorsunuz, olabilirmiş. Sinema da hayatın bir parçası değil mi?

Mission: Impossible – Yansımalar, Yönetmen Christopher McQuarrie, Tom Cruise, Henry Cavill, Ving Rhames, Simon Pegg, Rebecca Ferguson, Sean Harris, Angela Bassett, Vanessa Kirby… 27 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…

(26 Temmuz 2018)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Ünlü İsimler Eski Köye Yeni Adet Galasında Buluştu

Başrollerini Bülent Emrah Parlak, Füsun Demirel, Burcu Gönder Parlak, Haki Biçici, Nail Kırmızıgül ve Gülhan Tekin’in paylaştığı Eski Köye Yeni Adet adlı komedi filminin galası önceki akşam Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda gerçekleşti. Filmin oyuncularının tam kadro katıldığı galaya ünlü isimler yoğun ilgi gösterdi. Senaryosunu ve yönetmenliğini Ferit Karahan ile Gülistan Acet’in üstlendiği Eski Köye Yeni Adet, 20 Temmuz 2018 Cuma günü vizyona giriyor.

Ünlü İsimler Eski Köye Yeni Adet Galasında Buluştu yazısına devam et

Sıkı Dostlar

Richard Linklater’ın yönettiği ve Steve Carell, Bryan Cranston, Laurence Fishburne ile J. Quinton Johnson’un oynadığı Sıkı Dostlar (Last Flag Flying), 27 Temmuz 2018’de Filmartı Film dağıtımıyla Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Doc, eski bir askerdir ve kendi gibi asker olan oğlunun ölüm haberini alır. Oğluna karşı son görevini yerine getirmek için 30 yıldır görmediği eski asker arkadaşları Sal ve Richard’ın kapısını çalar ve yanında olmalarını ister. Üçü de çok değişmişlerdir ama yine de hiçbir şey onların yan yana durmalarını engelleyemez. Doc, Sal ve Richard çıktıkları bu yolculukta hayatı tekrar birlikte deneyimleyeceklerdir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Yeşilçam Film Gösterimleriyle Zorlu PSM’de Nostaljik Yaz Akşamları

Sinemaseverlerin yaz sezonundaki yeni buluşma noktalarından biri olan Zorlu PSM Amfi, 25 Temmuz – 12 Eylül 2018 tarihleri arasında Çarşamba akşamları saat 20:00’de Yeşilçam film gösterimlerine ev sahipliği yapacak. Programda Neşeli Günler, Çöpçüler Kralı, Mavi Boncuk ve Hababam Sınıfı gibi sinemamızın en sevilen kült filmleri yer alacak. Ücretsiz olarak gerçekleşecek yerli film gösterimleriyle Zorlu PSM’de nostalji rüzgarı esecek.

Yeşilçam Film Gösterimleriyle Zorlu PSM’de Nostaljik Yaz Akşamları yazısına devam et

Siccîn 5

Alper Mestçi’nin yönettiği ve Rüya Önal, Merve Ateş, Özgür Hacıer ile Ece Koroğlu’nun oynadığı Siccîn 5, 17 Ağustos 2018’de TME Films dağıtımıyla Muhteşem Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Tuhaf davranışlarıyla dikkat çeken Hale, annesi, akli dengesi bozuk babaannesi ve halası Azra’yla Nevşehir’de tarihi ve ürkütücü bir evde yaşamaktadır. 12 yaşındaki Hale’nin babası daha o doğmadan ortadan kaybolmuştur. Hale bir gece korkunç bir kâbus görür; hiç görmediği babası onu eski bir eve çağırmaktadır. Bu ev yıllar önce yasak bir ayinin yapıldığı, dedesinin eski evidir. Bu kâbustan sonra Hale’de değişimler başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Siccîn 5 yazısına devam et

Sıfırın Altında: Dağdaki Mucize

Scott Waugh’un yönettiği ve Josh Hartnett, Sarah Dumont, Mira Sorvino ile Kale Culley’in oynadığı Sıfırın Altında: Dağdaki Mucize (6 Below: Miracle on the Mountain), 03 Ağustos 2018’de Bir Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Eski bir sporcu olan Eric, insanlardan uzaklaşıp, geçmişindeki sorunlarla yüzleşmek için California’nın Sierra Nevada dağlarında bir evde inzivaya çekilmiştir. Usta bir snowboard’cu olmasına rağmen, bir gün büyük bir kar fırtınasına yakalanıp dağ zirvesinde kaybolur. Yakınları ve kurtarma görevlileri ona ulaşmaya çalışırken, Eric sekiz gün boyunca dondurucu soğukta savaşmak zorunda kalacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Çakallarla Dans 5’te Yeni Aşk

Çakallarla Dans sinema filmleri serisinin son filmi Çakallarla Dans 5′in oyuncu kadrosuna katılan iki yeni karakter Leyla (Naz Çağla Irmak) ve Sinan’dan (Uraz Kaygılaroğlu), dolu dolu bol sürprizli bir aşk izleyenleri bekliyor. Yakışıklı ve sempatik oyuncu Uraz Kaygılaroğlu ve güzel oyuncu Naz Çağla Irmak yeni karakterleriyle çok dikkat çekiyor. İkili çekimler sırasında gülmekten zorlandıklarını dile getirdi. Çakallarla Dans 5, 09 Kasım’da sinemalarda gösterime girecek.

Adana Film Festivali’nden Cannes ile Ortaklık

22 – 30 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacak 25. Adana Film Festivali’nin, bu yılki ortağı Cannes Film Festivali’nin 57. yaşını dolduran en köklü bölümü Semaine de la Critique. 1962’de başlayan bölüm tarihinde Tevfik Başer’den Şahin Kaygun’a, Serdar Akar’dan Mehmet Can Mertoğlu’na uzanan yerli yönetmenin adını duyurduğu önemli bir platform olmuştu. Bölüm, ilk film ve ikinci film göstererek genç yetenekleri keşfetme özelliğiyle biliniyor. Tarihi boyunca Bernardo Bertolucci, Wong Kar Wai, Alejandro Gonzalez Innaritu, Guillermo Del Toro, Fernando Solanas gibi önemli yönetmenleri sinema piyasasına armağan ederek de bu özelliğini perçinledi.

Adana Film Festivali’nden Cannes ile Ortaklık yazısına devam et