Karımı Gördünüz mü?

Bülent Pelit’nin yönettiği ve Peker Açıkalın, İvana Sert, Nuri Alço ile Coşkun Göğen’in oynadığı Karımı Gördünüz mü? 06 Nisan 2018’de Derin Film dağıtımıyla Aras Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Ünlü iş adamı Hakkı Geçer, oldukça gösterişli karısı Makbule Geçer ile yaz tatiline çıkar. Birçok turistik tesisi, yatı olan Hakkı, karısının farklı bir yerde tatil yapmak istemesine bir anlam veremezken, onun bu arzusunu kırmaz ve yerine getirir. Özel araçlar otelin önüne yanaşır, otel müdürü Selçuk, kapıda karşılar. Hakkı, etrafa laf yetiştirmeye çalışırken, karısının yanında olmadığını fark eder, koca tesisin içinde karısını aramaya başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Karımı Gördünüz mü? yazısına devam et

Tatlı Bela (Yönetmen: Cem Sürücü)

Cem Sürücü’nün yönettiği ve Gökhan Keser, Selen Seyven, Serkan Kuru ile Yıldırım Öcek’in oynadığı Tatlı Bela, 15 Haziran 2018’de Derin Film dağıtımıyla Metronom Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Arda, Erdem ve Fırat çocukluktan beri birlikte olan üç arkadaştır. Üç kafadar sıradan hayatlarına devam ederken, bir gece kapılarının önüne bırakılan bir bebekle birlikte hayatları bir anda değişecektir. Ela bebeğin kime ait olduğunu bulmaya çalışan Arda, Fırat ve Erdem bir yandan rutin hayatlarına devam etmeye çalışırken, bir yandan da hayatların da ilk kez aldıkları bebek bakıcılığı sorumluluğu yüzünden komik durumlara düşerler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Tatlı Bela (Yönetmen: Cem Sürücü) yazısına devam et

If İstanbul’da Yarın: 16 Şubat 2018 Cuma

17. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde 16 Şubat Cuma günü yılın biyografik anlatılarından Professor Marston & The Wonder Women, 21:30’da Cinemaximum Akasya Salon 6’da. İstanbul’daki kentsel dönüşümün izini süren, İtalyan yönetmen Giulia Frati’nin İstanbul’a dair yazılmış şiirsel belgeseli İstanbul Yankıları (Istanbul Echoes), 19:00’da Cinemaximum Akasya Salon 3’de gösterilecek, gösterme yönetmen Frati de katılacak ve seyircilerin sorularını yanıtlayacak.

If İstanbul’da Yarın: 16 Şubat 2018 Cuma yazısına devam et

Ne Var?

Ozan Denklik’in yönettiği ve Ozan Denklik, Ömer Koç, Emre Yılmaz ile Gürkan Demirtaş’in oynadığı Ne Var? 16 Mart 2018’de Derin Film dağıtımıyla Ozan Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
Birbirleriyle çok iyi anlaşan ve aralarında çok güçlü bağları olan üç genç vardır. Hayatları rutin bir şekilde geçmektedir ama bir gün gençlerden biri onları falcıya gitmeye ikna eder. Falcı gençlerin falına bakar ve bir hazine görür. Onlar da bu hazineyi aramaya karar verirler. Hazineyi ararlarken başta mafya olmak üzere birçok aksilikle karşı karşıya kalırlar. Karşılaştıkları bütün aksiliklere rağmen yılmadan hazineyi bulmaya çalışırlar.

15. Geleceğin Sineması

Türkiye çapında sinema öğrencilerinin daha kaliteli filmler yapmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirilen 15. Geleceğin Sineması Yarışması’na başvurular başladı. Stüdyo ve yapım aşaması ile yapım sonrası teknik ekipman imkânı sağlamayı amaçlayan Geleceğin Sineması’nda bu yıl senaryolar için 30 Mart, filmler için 08 Haziran 2018 tarihlerine kadar yapılacak başvuruları, her biri alanında marka haline gelmiş usta isimler değerlendirecek. 15. Geleceğin Sineması Jürisi, Yönetmen Abdullah Oğuz başkanlığında Vildan Atasever, Caner Özyurtlu, Zafer Külünk, Ceylan Özgün Özçelik, Serdar Kökçeoğlu ve Selçuk Yavuzkanat gibi isimlerden oluşuyor.

15. Geleceğin Sineması yazısına devam et

Türker İnanoğlu’nun Afişlerle Türk Sineması Kitabının Lansmanı Yeşilçam’ın Yıldızlarını D & R’da Buluşturdu

Türker İnanoğlu’nun Türk sinema tarihine ışık tutan Başlangıcından Bugüne 1914 – 2018 Afişlerle Türk Sineması kitabının lansmanı D & R Kanyon’da gerçekleşti. Kültür, sanat ve eğlenceyi tek bir çatı altında birleştiren D & R, sinemaya desteğini de sürdürüyor. Kanyon’da yapılan kitap tanıtımında sinemamızın sevilen oyuncuları Cüneyt Arkın, Türkan Şoray, Göksel Arsoy, Müjdat Gezen, Nehir Erdoğan, Zafer Ergin ve Özgür Ozan, usta ismi bu özel gününde yalnız bırakmadı.

Türker İnanoğlu’nun Afişlerle Türk Sineması Kitabının Lansmanı Yeşilçam’ın Yıldızlarını D & R’da Buluşturdu yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Suyun Sesi -The Shape of Water-

Hemen baştan, film adlarının izleyici için belirleyici olduğunu söyleyerek başlamalıyım. Deyim değilse, çevirisi bizim dilimizde farklı (amaçlananın dışında) bir anlam taşımıyorsa o çeviri kullanılmalı… Belki de en iyisi hiç çevirmemek, buna da bağlı olarak kafaları karıştırmamak gerekir. Sinema izleyicisi, -bizim ülkemizde ağırlıklı olarak ekonomik nedenlerle- televizyonla birlikte hedef kitlesini belirledi. Daha akılcı, daha seçici ve bir o kadar da … Devamı… »

İtalyanların Oscar’ına Ferzan Özpetek’in Napoli Velata Filmi Damga Vurdu

İtalya’da gişe rekorları kıran ve bir başyapıt olarak değerlendirilen, yönetmen Ferzan Özpetek’in son filmi Napoli Velata, İtalya’nın Oscar’ı olarak bilinen, 21 Mart’ta düzenlenecek David di Donatello ödüllerinde 11 dalda aday gösterildi. Özpetek En İyi Yönetmen dalında aday gösterilirken, başrol oyuncuları Allessandro Borghi En İyi Erkek Oyuncu, Giovanna Mezzogirono En İyi Kadın Oyuncu, Filippo Corticelli ise En İyi Görüntü Yönetmeni dallarında yarışacaklar.

Rüya Projenin Arka Bahçesindekiler

Günümüzün en yaratıcı yönetmenlerinden biri Sean Baker. Amerikalıların pek de görmek ve bilmek istemediği marjinal yaşamları filmlerinde sergilemesiyle ünlü. Geçtiğimiz yılın en ilgiye değer yapımlarından biri olan sinemacının altıncı uzun metrajı ‘The Florida Project’in Cinemaximum sinemalarının arthouse salonlarında gösterim şansı bulması başlı başına sevindirici bir hadise.

If Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilen 2015 yapımı bir önceki filmi ‘Tangerine’ ile ülkemizde sınırlı bir hayran kitlesi edinen yönetmenin daha önce çektikleri sinemalarımıza uğramadı maalesef. Yoksul Amerikalıların yaşam mücadelesini dile getirir Baker. 2000 yılında, kırsal Amerikan erkeklerinin tutum ve davranışları üzerine ‘cinéma verité’ (gerçeğin sineması) tarzında çektiği ilk uzun metrajı ‘Four Little Words / Dört Kısa Kelime’ adını taşır. Kendine has ‘yeni gerçekçilik’ esinli yarı dokümanter tarzını inşa ettiği denemelerinden 2004 yapımı ‘Take Out’, mafyaya olan borcunu ödemek üzere para bulmak üzere bir gün boyunca koşturan Çinli kaçak işçinin; 2008’de çektiği ‘Prince of Broadway’ varlığından haberi bile olmayan oğlu kucağına verilen sokak satıcısı siyahi Lucky’nin; 2012 yapımı ‘Starlet’ bir porno yıldızının öyküleri etrafında şekillenir. Avrupa’dan Ken Loach ustayı örnek alan, Dardenne kardeşlerin dünyasıyla gözle görülür bir akrabalığı olan Baker sineması ‘Tangerine’ ile daha geniş bir izleyici kitlesince fark edilmeye başlar. iPhone ile çekilen bu film, iki transseksüel seks işçinin kaotik Los Angeles sokaklarındaki zorlu bir günü ve gecesi üzerinedir.

Baker bağımsız sinemacıların en bağımsızı ünvanını kesinlikle hak ediyor. Yaklaşık 20 yıldır yazar dostlarıyla ortaklaşa filmlerinin senaryolarını oluşturuyor, çok düşük bütçelerle çekiyor, daha sonra kendisi kurguluyor. 35 mm çektiği ‘The Florida Project’ bugüne kadar en çok ses getiren denemesi. Bizde Türkçe isim konulmamış ancak özgün adının tam karşılığıyla ‘Florida Projesi’ olarak dilimize çevirdiğimiz yapımda, bu defa Amerika’nın güneyine, Florida’nın güneşli rengarenk iklimine yollanıyor Baker; Orlando’nun varoşlarında, Disneyland eğlence diyarının arka bahçesindeki motellerde yaşayan yoksul Amerikalıların dünyasına. Filmin özgün adı hem yönetmenin yeni projesini adlandırıyor, hem de Walt Disney’nin yok pahasına ele geçirdiği Florida bataklığında hayata geçirdiği Disney World projesinin kod adı olmasıyla çifte anlam kazanıyor.

Film boyunca bu rüya fabrikasının hemen arkasına konuşlanmış ucuz motellerin dünyasına dalıyoruz. Dış cephesine mor rengin hakim olduğu Magic Castle (Büyülü Şato) isimli, garsonluk, satıcılık ya da seks işçiliğiyle aylık kira parasını toparlamaya çalışan insanların ikamet ettiği motel odalarından birinde yaşıyor 7 yaşındaki Moonee ile 22 yaşındaki annesi Halley. İsmine aldanmayın, ucuz barların, dondurmacıların, sıradan hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu, Disney düş fabrikasına geçiş yolu üzerinde bir mekân burası. Genç yaşında çocuk sahibi olmuş Halley işsiz. Gününü kira borcunu ertelemeye çalışmakla ya da taklit parfümlerle turist kazıklamaya bakıyor. Çaresiz kaldığında odasına adam alıyor.

Ancak bu basit mahalle, çocuklar için sınırsız bir eğlence ve macera cenneti. Moonee ve arkadaşları sıcak yaz güneşi altında koştururken ya da türlü yaramazlıklarla ortalığı birbirine katarken son derece mutlular. Motel yöneticisi Bobby babacan bir figür. Hem binanın hem de bu unutulmuş ruhların gözeticisi konumunda. Çocuklar elektrik şalterini kapattığında ya da ortalığı karıştırdıklarında bile sevecen. Moteldeki günlük kaosu kontrol altında tutan, ebeveynleri olmadığı zaman onları gözeten, bölgeye yaklaşan yaşlı pedofilleri bertaraf eden yine o.

Türlü imkansızlıklara karşın çocukların eğlence dolu günlük maceralarının sahnesidir bu ucuz motel ve çevresi. Alabildiğine özgür çocukluklarını yaşamaktadır onlar. Moonee ile anne-kız yerine abla-kardeş olmuş Halley, onun evsiz kalmaması, karnını doyurması ve eğlenmesi için herşeyi yapmaya hazırdır. Ama bu koşullarda küçük kız her an bir risk altındadır. Bunun tedirginliğini film boyunca bizler de duyumsarız. Moonee ile yakın arkadaşı Scooty, Huckleberry Finn ile Tom Sawyer misali serüvenlerini yaşarken, sosyal güvenlik görevlileri bir gün kapıda bitecektir.

Baker kolaylıkla sert ve acıtıcı olabilecek bir hikâyeyi, yaşam sevinci ve umutsuzluğu çok başarılı bir biçimde dengeleyerek anlatmasını bilmiş. Duygu sömürüsü tuzağına asla düşmüyor. Karakterlerini yargılamıyor, onlara sevgiyle yaklaşıyor. Yaklaşan trajediye rağmen, genç anne ve küçük kızının yaşama pembe gözlüklerle bakışını sevgiyle resmediyor. Bu acımasız ve zor hayatı çocukların gözünden anlatıyor. Örneğin Moonee yıkanırken banyoya dalan adamın şeklini şemalini göstermiyor izleyiciye, kamera küçük kızın şaşkın ifadesine odaklanıyor.

Filmlerinde sürekli olarak ilk kez kamera halktan kişilere yer vermiş olan Baker, bu defa iki parlak keşifte bulunmuş. 7 yaşındaki enerji topu Brooklynn Prince ile instagram yıldızı Bria Vinaite deneyimli oyunculara taş çıkartan performanslar sergiliyor. Yönetmen ilk kez ünlü bir profesyonel ile çalışmış. Otel yöneticisi Bobby, usta aktör Willem Dafoe’nun kariyerinin en nadide parçalarından biri olarak hafızalara kazınacak. 80 başlarının popüler Kool & The Gang parçası ‘Celebration’ ile hayatı kutsayan film, doğru çevirisiyle ‘Okulu Kırmak’ anlamına gelen Truffaut’nun ünlü ilk başyapıtı ‘Les Quatre-Cent Coups’yu hatırlatan güzelim finaliyle kapanıyor. Adım adım Amerikan sinemasına alternatif bir anlatım inşa etmekte olan Sean Baker’ı keşfetmek ve Yeni Dünya’nın gizli evsizlerinin yaşamlarına tanık olmak isterseniz ‘Florida Projesi’ni kaçırmayın.

(22 Şubat 2018)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Engin Akyürek’in Başrolde Olduğu Çağan Irmak’ın Yeni Filmi Çocuklar Sana Emanet’in Afişi Çıktı

Son dönem Türk Sinemasının unutulmaz filmlerinin ardındaki isim Çağan Irmak, yeni filmi Çocuklar Sana Emanet’te gizem dolu bir hikâye ile seyirci karşısına çıkacak. Filmin başrolünde yıldız oyuncu Engin Akyürek yer alıyor. Akyürek’e Şerif Sezer, Hilal Altınbilek, Birsen Dürülü, Ogün Kaptanoğlu ve Osman Alkaş gibi isimlerin eşlik ettiği film bol sürprizli kurgusu ve sürükleyici konusuyla izleyenleri şaşırtacak. Çocuklar Sana Emanet’in Reprodüksiyon imzasını taşıyan afişi, filmle ilgili küçük ipuçları verirken gizem dolu görsel diliyle de seyircide şimdiden merak uyandırıyor. Çağan Irmak’ın yeni filmi Çocuklar Sana Emanet, 23 Mart’ta sinemalarda.

Cebimdeki Yabancı’dan: İnsan Aşık Olduğunu Nasıl Anlar?

Serra Yılmaz’ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu Cebimdeki Yabancı’dan Sevgililer Günü’nde bir sahne paylaşıldı. Aşkı sorgulatan filmden paylaşılan sahnede oyuncular, ne kadar aşık olduklarını telefonda konuşma süreleri üstünden anlatıyorlar. Ay tutulması ve de eşsiz İstanbul manzarası eşliğinde romantizmin yaşandığı sahnede, cep telefonlarıyla iletişimin aşkı ve ilişkileri nasıl şekillendirdiği de tüm sarsıcılığıyla gözler önüne seriliyor.

  • Basın Bülteni
  • Sahneyi izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Dünyanın Bütün Parası

Ridley Scott’un yönettiği ve Michelle Williams, Christopher Plummer, Mark Wahlberg ile Charlie Plummer’ın oynadığı Dünyanın Bütün Parası (All the Money in the World), 23 Şubat 2018’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Amerika’nın sayılı zenginlerinden olan Paul Getty’nin 16 yaşındaki torunu kaçırılır. Fidye olarak 17 milyon dolar istenmektedir. Paul Getty Jr.’ın annesi Gail, fidye için milyarder kayınpederine gider ancak Paul Getty cimriliğiyle ünlenmiş biridir ve fidyeyi yüksek bulur. Oğlunun hayatını kurtarmak isteyen Gail için, dede ve fidyeciler arasında ortak noktayı bulmak zor olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Dünyanın Bütün Parası yazısına devam et

Kırlangıçlar Susamışsa

Muhammet Çakıral’ın yönettiği ve Murat Sarı, Burak Sarı, Hamit Demir ile Ali Dursun’un oynadığı Kırlangıçlar Susamışsa, 23 Şubat 2018’de Trapezunta Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan Murat, fotoğraf ve belgesel filmler çekmektedir. Köyde dingin bir hayat sürmekte olan Murat, yeğeni Burak’a kırlangıçların gizemli hikâyesini anlatır. Amcasından etkilenen Burak, kendi düş dünyasındaki kırlangıçlar için yuva yapmaya başlar. Öte yandan, Murat’ın kendi hayatı ile ilgili bir takım sıkıntıları vardır. Köyde kalmakla gitmek arasında kararsızlıklar yaşadığı bir dönemde yaylaya ilginç bir adam gelir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Kırlangıçlar Susamışsa yazısına devam et

14. Ankara Japon Filmleri Festivali

14. Ankara Japon Filmleri Festivali, 16 – 22 Şubat 2018 tarihleri arasında, Japonya Büyükelçiliği ve The Japan Foundation işbirliği ile gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında Perde Açıldığında (Maku ga Agaru – When the Curtain Rises), Yonosuke’nin Hikâyesi (Yokomichi Yonosuke – A Story of Yonosuke), Romans (Romansu – Round Trip Heart), Benim Aşk Hikâyem (Ore Monogatari – My Love Story), Senin Adın (Kimi no Na wa – Your Name), Pop in Q (PoppinQ), One Piece Film: Gold (Wan Pisu Firumu Gorudo) adlı filmleri sinemaseverler Japonca seslendirmeli, Türkçe ve İngilizce altyazılı olarak Büyülüfener Sineması’nda ücretsiz olarak izleyebilecek.

14. Ankara Japon Filmleri Festivali yazısına devam et

Kerem Akça’nın Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı: 2000 – 2016 Dönemi Adlı Kitabı Yayınlandı

Sinemamızda 2006 yılında üretilen film sayısı 34’e sıçradı ve istikrarlı bir yükselişle 2017’de 151’e ulaştı. Bu gelişme “Amerikan ana akım sineması kuşağı” olarak nitelendirebileceğimiz yeni bir kuşağın doğmasına kadar uzandı. Abdullah Oğuz, Taylan Kardeşler, Ömer Faruk Sorak ve Mahsun Kırmızıgül’ün öncülük ettiği bu dönemi Hollywood Kuşağı olarak adlandıran sinema yazarı Kerem Akça, günümüzde yerli sinemayı Hollywood tarzına yaklaştıran bu gelişmeyi, Ocak 2000 ile Aralık 2016 tarihleri arasında çekilmiş Hollywood etkisindeki 64 popüler “Türk filmi” üzerinden değerlendirip Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı: 2000 – 2016 Dönemi adlı kitabında etraflıca yorumluyor.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu