TRT Ortak Yapımı Kare Takımı: Gizemli Ada Filminin Galası Gerçekleşti

TRT Çocuk’un ilgiyle takip edilen çizgi dizisi Kare’nin ilk sinema filmi olan Kare Takımı: Gizemli Ada adlı animasyon filminin galası İstanbul’da gerçekleşti. Kare Takımı: Gizemli Ada filmi, TRT Çocuk’un uzman psikologları, çocuk gelişim uzmanları ve içerik editörlerinin yoğun katkılarıyla hazırlandı. Yönetmenliğini Orhan Bal’ın yaptığı filmin senaryosunu Ali Salman kaleme aldı. 2D animasyon tekniğiyle hazırlanan filmin eğlenceli müziklerini ise Burak Çambel hazırladı.

  • Basın Bülteni
  • Gala görüntüleri için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

TRT Ortak Yapımı Kare Takımı: Gizemli Ada Filminin Galası Gerçekleşti yazısına devam et

Başarılı Oyuncu Aslı Tandoğan Son Akşam Yemeği Filminde

Cumhuriyetin ilanından bir gece önce Çankaya köşkünde yaşananları, mutfakta çalışanların gözünden anlatan Son Akşam Yemeği filminin çekimlerine başlandı. Aslı Tandoğan’nın kadrosuna dahil olduğu filmde, Onur Tuna, Atatürk rolüyle izleyicilerle buluşacak. Aslı Tandoğan, Son Akşam Yemeği filminde, üstlendiği rol ile izleyiciye duygu dolu anlar yaşatacak. Yapımcılığını CineGenna Pictures’ın, yaratıcı yapımcılığını Esra Seyrekbasan’ın üstlendiği filmin yönetmenliğini Levent Onan yapıyor. Senaryosunu Ayla Hacıoğulları ve Vilmer Özçınar’ın yazdığı film, 27 Ekim’de Türkiye ve Avrupa’da vizyona girecek.

Kamera Arkası Görüntüleri Yayınlandı, Sinemalara Şenlik Geliyor: Ata Demirer Filmi Bursa Bülbülü, Herkes İzlesin Diye 06 Ekim’de Sinemalarda

Türk sinema ve televizyonunun usta senarist, oyuncu ve müzisyeni Ata Demirer’in senaryosunu yazıp, aynı zamanda başrolünde yer aldığı Bursa Bülbülü filminin kamera arkası görüntüleri yayınlandı. Oyuncular ve ekibin eğlenceli anlarının objektiflere yansıdığı görüntüler, kahkahalarla dolu, keyifli set ortamına götürüyor. Hakan Algül’ün yönettiği, albümü satış rekorları kıran müzikleri ve sürprizlerle dolu hikâyesiyle Bursa Bülbülü, 06 Ekim Cuma günü sinemalarda vizyona girecek. Film, gazino kültürünün hâlâ revaçta olduğu 1980’lerde, Bursa’da bir çay bahçesinde şarkıcılık yapan ve en büyük tutkusu kaset çıkarmak olan Cengiz’in hayatını anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Kamera arkası görüntüleri için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Roza Filmi Sarsıcı Hikâyesiyle Seyirciyi Yüzleşmeye Çağırıyor

Hamit İzol’un aynı isimli kitabından uyarlanan Roza filmi sarsıcı hikâyesiyle seyircileri sinemada kendileriyle yüzleşmeye davet ediyor. Yönetmenliğini Mustafa Kotan’ın üstlendiği, gerçek ve acı bir hayat hikâyesini beyazperdeye aktaran Roza filminden ilk görüntüler yayına verildi. Sarsıcı gerçeklerin başarılı performanslarla buluştuğu filmin fragmanı sinemaseverlere unutulmayacak bir hayat tecrübesi yaşatacağının habercisi oldu.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız: 1 / 2
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Onur Tuna: Kendimi Atatürk Olarak Görünce İnanamadım

CineGenna Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği, Levent Onan’ın yönettiği Son Akşam Yemeği filminde Mustafa Kemal Paşa’yı canlandıran yetenekli oyuncu Onur Tuna’yı makyajlı ve kostümlü olarak görenler benzerlik karşısında hayranlık ve şaşkınlıklarını gizleyemediler. Gerçekleşen değişim karşısında kendisi de çok etkilenen yetenekli oyuncu Onur Tuna “Hepimiz birer Atatürk genci olarak büyüdük, Atatürk bizim içimize işlemiş bir ideoloji. Benim için hem yeterince özenle çalışmam gereken hem de korkutan bir roldü ama makyaj ve saçla değişimler gerçekleştikten sonra Mustafa Kemal Atatürk’e benzerliğimi görünce insanın tüyleri diken diken oluyor.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Onur Tuna Saç Düzenlemesi
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Umut Etmekten Yorgun: Kuru Otlar Üstüne

Bir filmi izlerken, film seyrettiğinizi unutuyorsanız o sinemadır. Zaman da zemin de önemli değildir, sizi sarıp sarmalamıştır ve o duyguyu yaşıyorsunuzdur.

Nuri Bilge Ceylan’ın, Cannes’da büyük övgüyle karşılanan ve dakikalarca ayakta alkışlanan filmi “Kuru Otlar Üstüne”, bir köy okulunda öğretmenlik yapan Samet (Deniz Celiloğlu), Kenan (Musab Ekici) ve Nuray’ın (Merve Dizdar), sosyal anlamda sığ ve sıradan yaşamına odaklanıyor. Tabii, Sevim (Ece Bağcı) ile öğrenci ilişkileri de yer alıyor; biraz platonik, biraz zaman geçirmek biraz da çocuksu… Filmdeki tipler sıradan olmakla birlikte perdenin dışına taşan karakterleriyle etkisini uzun süre tutuyor izleyicinin üzerinde; sokakta her an yanınızdan geçip gidiveren sıradan insanlar her biri aslında. Filmde, geleneksel kötü adam/kötü kadın yok; herkesin iyi ve kötü yanları var.

Film, Akın Aksu, Ebru Ceylan ve N. Bilge Ceylan’ın ortaklaşa yazdığı senaryo demek gerekir, sadece yaz ve kışı olan bir coğrafyada geçiyor; baharı görmeyen otlar, yerdeki kar kalkarken kuruyor. Bu önemli bir ayraç: İnsanın içinde iyiyle kötü, güzelle çirkin birlikte bulunuyor; iki duygu bıçakla kesilir gibi net çizgilerle ayrışamayacağı için, yaz ile kış arasında baharın olmadığını vurguluyor.

Otların yeşermeden kurumaya dönmesi, insanın yılgınlığının anlatımından başka bir şey değil. Nuri Bilge Ceylan, daha önceki filmlerinde de yapmıştı bunu; kendisini dışarıda tutup tüm karakterlere eşit uzaklıkta durarak, onları izleyicinin yorumunda canlandırmayı seviyor.

Sıradan Hayatın İhtişamı

Samet ile Kenan aynı lojmanı paylaşan iki öğretmen, köyde zaman geçirebilecek pek bir yer yok, dolayısıyla insanların birbirleri hakkında söyledikleri öne çıkabiliyor. Öğrenciye karşı davranışları yukarıya şikayet edilince iki arkadaş arasında da nedeni apaçık bir gerilim doğuyor. Kimse durduğu yerde değildir ikinci bir görüşmede… Nuray’ı, evlenmeyi çok isteyen Kenan’la tanıştırmasına karşın, o gerilimin (ben öyle yorumladım belki de) sonucunda kendisine uygun gören Samet gerçekten de aynı insan mı diye soruyorsunuz. Veteriner ve sürekli dağlara(!) gitmek isteyen arkadaşı, okulun hizmetlisi, müdür ve yardımcısı ile diğer öğretmenler de hem iyiler hem kötü. Filmin başında, Samet için “iyi” diyenler, sonunda o “iyi”liğin ne kadarının doğru ve içtenlikli olduğunu tartmak zorunda kalıyor.

Karakterlerin tümü aslında toplumsal yapının da göstergesi. Dört yıldır köyde olan Samet, kendince alabildiğine felsefik, entelektüel ve doğru baksa da bakışı diğerleriyle hep çatışıyor. Nuray, barışçıl bir eylemde (10 Ekim 2015, Ankara Gar Katliamı) bacağını kaybetmiş ampüte bir öğretmendir, materyalist bir bakışa sahip olsa da engeli nedeniyle duygusal bir boşluğa düşmüş, ama düşüncesiyle oradan çıkamamanın sıkıntısını yaşıyor, kimseye göstermek istemese bile. Kenan, yakın bir köydendir ve ailesinin (mahalle) baskısı altında evlenmek için hemen her fırsatı değerlendirmeyi düşünmektedir. Her üçü de kendince haklıdır, her üçü de toplumun yansımasıdır, her üçü de siz değilseniz bile en yakınınızdakilerdir.

“Kuru Otlar Üstüne”yi başından sonuna başarıyla taşıyan Deniz Celiloğlu, ama Cannes’da ödülü kapan -ona oranla az rolüne karşın- Merve Dizdar oldu. Bir nedeni vardır muhakkak. Benim aklıma gelen, Merve Dizdar’ın düzeyine çıkan bir başka kadın oyuncunun olmadığı; Deniz Celiloğlu’nun ise rakipleri arasından sıyrılamadığı… Her iki oyuncu da gerçekten çok başarılı. Öğrenci duygusallığını çok iyi taşıyan ve yansıtan Ece Bağcı da unutulmamalı, alabildiğine yalın ama gözlerinde bambaşka ateşler yanan bir karakteri canlandırmış.

29 Eylül’den başlayarak gösterimde…

(25 Eylül 2023)

Korkut Akın

[email protected]

Cem Karaca Sete Çıktı

Yılın merakla beklenen filmlerinden Cem Karaca’nın Gözyaşları ekibi sete çıktı. Cem Karaca’nın hayatını anlatan filmin çekimleri sanatçının doğup büyüdüğü İstanbul Bakırköy’de başladı. Setin ilk gününde semt halkının oyunculara ilgisi büyüktü. DilberAy, Barış Akarsu: Merhaba filmlerinin ardından, Fikri Harika Production ve Aytaç Medya yapım şirketleri bu kez Cem Karaca’nın hayatını anlatan film için güçlerini birleştirdi. Danışmanlığını Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca ve yakın çevresinin yaptığı projenin senaryosunu Onur Böber, Özden Uçar ve Emrah Saltık kaleme aldı. Filmin yönetmenliğini ise ülkemizin sıra dışı yönetmenlerinden Yüksel Aksu yapıyor.

Altın Koza Sahiplerini Buldu, Türkan Şoray ve Kadir İnanır’a Sinemanın Yüzü Ödülleri Takdim Edildi

30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin ödül töreni, Sinemamızın Yüzü Ödülleri’nin sunulmasıyla yapıldı. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Film Ödülü’nü, Umut Subaşı’nın yönettiği Sanki Her Şey Biraz Felaket filmi; En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo Ödülü’nü Umut Subaşı; En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Cam Perde filmindeki rolüyle Selen Kurtaran ve Rıza Akın En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü ise Karganın Uykusu filmindeki rolüyle Ahmet Ağgün aldı.

  • Basın Bülteni
  • Kapanış Töreni görüntüleri için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Altın Koza Sahiplerini Buldu, Türkan Şoray ve Kadir İnanır’a Sinemanın Yüzü Ödülleri Takdim Edildi yazısına devam et

Taner Ölmez: Bu Film Dünyada Umut Olacak

Ampüte Futbol Milli Takımı’nın yıldızı Barış Telli’nin mücadeleyle dolu hayat hikâyesinin anlatıldığı Hayatla Barış filminin dev oyuncu kadrosu ile çekimleri başladı. Filmin kadrosunda yer alan Taner Ölmez ve Sinan Tuzcu, Barış Telli ile bir araya gelerek basının sorularını yanıtladılar. Barış Telli, “Ampüte futbolunda dünden bu güne çok yol kat ettik ve dünya şampiyonu olduk. Bu bir umut hikâyesi ve gençlere bir ışık olup onların da hayallerinin peşinden gitmelerini sağlayacak. Hep amacım bu oldu. Zorlu hayatı ben yaşadım. Ama aştıklarımla onlara neler yapabileceklerini göstermek istiyorum. Bu filmi kaybetmesinler, geri adım atmasınlar diye çekiyoruz.” dedi.

Altın Koza’da Yarışma Filmlerinden Açık Kapılar Ardında ve Suyun Üstü Seyirci ile Buluştu

30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında Çukurova Altın Koza Film Akademisi tarafından gerçekleştirilen paneller, Mert Fırat’ın konuşmacı olarak yer aldığı Oyuncu ile Nasıl Çalışılır ile devam etti. Panelin ardından Mert Fırat’ın kurucusu olduğu İhtiyaç Haritası’nı konu alan İhtiyaç Haritası Dayanışma Belgeseli gösterildi. Gösterim sonrası Mert Fırat, belgesel ekibi ve İhtiyaç Haritası yetkilileri sinemaseverlerin çeşitli soruları yanıtladı.

  • Basın Bülteni
  • Beşinci gün görüntüleri için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Altın Koza’da Yarışma Filmlerinden Açık Kapılar Ardında ve Suyun Üstü Seyirci ile Buluştu yazısına devam et

Reyhan

Abbas Rafei Sefidi’nin yönettiği ve Roshanak Gerami, Parivash Javadi, Roya Hosseini ile Ali Or’un oynadığı Reyhan (Reyhan’s Frneedom), 05 Temmuz 2024’de Skypic Film dağıtımıyla Nazin Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
Kocası cinayetle suçlanan Reyhan, kurbanın ailesini tatmin etmeye çalışmaktadır ancak Reyhan’ı sevmekte olan kayınbiraderi, onu yakalayabilmek için Reyhan’ın kocasının idam edilmesini ister. Kayınbiraderinin Reyhan’la flört için evine gittiği gece Reyhan’ın eli kana bulanırken, kocasından kaçan kız kardeşi de maktulün ailesini memnun etmek için onun yardımına koşmaya karar verir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Ferhan Baran Yazıyor: Korku ve Dehşet Yılları

1976 yılı ülkemiz için zor yılların başlangıcıdır. OPEC krizi ile başlayan uluslararası ekonomik krizin ülkemizin siyasal ve sosyal düzenini hızla felâkete sürüklediği yılardır bunlar. Bu dönemde benzer bir kaderi paylaştığımız Güney Amerika ülkelerinden Şili’yi cehennem ateşi daha erken sarmış. Manuela Martelli imzalı ‘1976’ üç yıl önce bir askeri darbe ile sosyalist başkan Salvador Allende’yi deviren Pinochet cuntasının gemi azıya aldığı karanlık … Devamı…»

Korku ve Dehşet Yılları

1976 yılı ülkemiz için zor yılların başlangıcıdır. OPEC krizi ile başlayan uluslararası ekonomik krizin ülkemizin siyasal ve sosyal düzenini hızla felâkete sürüklediği yılardır bunlar. Bu dönemde benzer bir kaderi paylaştığımız Güney Amerika ülkelerinden Şili’yi cehennem ateşi daha erken sarmış. Manuela Martelli imzalı ‘1976’ üç yıl önce bir askeri darbe ile sosyalist başkan Salvador Allende’yi deviren Pinochet cuntasının gemi azıya aldığı karanlık süreçten bir kesiti dönemi bilene bilmeyene hatırlatmak istemiş. İyi de yapmış.

Korku ve dehşet yıllarını başarılı filmleri ile gündeme getirmiş saygın belgeseci Patricio Guzmán, Sebastián Lelio ve de son Venedik şenliğinde cani generali bir vampir formunda anlatmayı denediği ‘Kont / El Conde’ filmiyle gündeme gelen ‘Tony Manero’ yönetmeni Pablo Larraín gibi Şilili ustaların izini süren 1983 doğumlu Martelli, dünya prömiyerini geçtiğimiz yıl Cannes’da yapan ilk uzun metrajında döneme kendi halinde varlıklı yaşamını sürdüren burjuva bir ev kadınının gözünden bakmak istemiş.

Film, Santiagolu doktorun karısı Carmen’in tadilatta olan yazlık evlerinin duvarı için renk seçtiği atölyede başlıyor. Orta yaşlardaki kadın boya fıçıları arasında elindeki broşürden bir Venedik gün batımının pembe kızıllığını yakalama derdindedir. Aniden sokaktan gelen bağırış çağırıştan irkildiğinde pembe boya saks mavisi zarif ayakkabısına damlar. Evet dışarda kan vardır! Yaşanan arbededen güpegündüz bir kadının askerler tarafından götürüldüğünü duyarız. Boş sokaktaki arabanın tekeri altına sıkışmış ayakkabı tekinin derdest edilen kişiye ait olduğunu anlarız.

Radyo ve televizyon yayınlarının cunta güzellemeleri ile kesildiği ülkede olan bitenden habersiz yaşayan Carmen, sayfiye evinin bulunduğu küçük kasabanın yardımsever rahibinin ricası ile bacağından kurşun yemiş yaralı bir gencin bakımını yapmayı kabullenişi hayatının dönüm noktasıdır. Gençliğinde doktor olma isteği ataerkil aile düzeninde engellenmiş, bu arzusunu İkinci Dünya Savaşı sırasında Kızıl Haç hemşireliği yaparak gidermeye çalışmış, rahibin gözetiminde görme engellilere desteğini sunmaktan geri durmamıştır o. Lakin yaşamının bu kaçınılmaz dönemecinde direnişçi Elias’a herkesten gizli olarak bakmayı kabul etmesi öncelikle onun kendi gözlerindeki bağın çözülmesine neden olacaktır.

‘1976’ usul usul yol alan, sırça köşkünde yaşayan bir kadının dehşet içinde olan biteni fark etmesi üzerinden gerilimini kuran incelikli bir yapım. Çevresinde yaşatılan zulmün, işkencenin, okyanusa atılmış faili meçhullerin farkındalığı ile uykuları kaçan Carmen’in uzaktan uzağa Hitchcock’un bizde ‘Gizli Teşkilat’ adıyla gösterilmiş ünlü ‘North by Northwest’ine göndermeler yapan, orta yaşlı burjuva kadının tekinsiz metruk yerleşimlerde Elias ve örgüt arkadaşları arasında irtibat kurmaya yönelik çabaları bir sonuç verecek midir. Hiç kimsenin güvende olmadığı bir kanlı düzende bireysel sorumluluk almadan gözyaşı dökmenin bir anlamı olacak mıdır?

Bizde de gösterilen 2004 yapımı ‘Machuca’da oyuncu olarak yer almış olan genç Martelli senaryoyu büyükannesinin 1976 yılındaki intiharından yola çıkarak yazmış. Ataerkil düzenin kendilerine anne ve ev hanımı rolünü biçtiği, tutkuları gözyaşlarında yitip gitmiş kadınları temsil ediyor Carmen. Başrolde Aline Küppenheim’ın çok parlak bir oyun verdiği bu iddiasız ama güçlü filmi görmenizi öneririm.

(22 Eylül 2023)

Ferhan Baran

[email protected]

Altın Koza’da Kuru Otlar Üstüne Rüzgârı Nuri Bilge Ceylan ve Film Ekibi Dakikalarca Ayakta Alkışlandı

Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi Kuru Otlar Üstüne Türkiye prömiyerini 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde yaptı. 76. Cannes Film Festivali’nde, Merve Dizdar’a oyunculuk performansıyla En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran film, Türkiye’de ilk kez Altın Koza’da izleyici karşısına çıktı. Film biletlerinin satışından elde edilen gelirin İhtiyaç Haritası aracılığıyla deprem bölgelerine ulaştırılacağı gösterim yedi salonda yapıldı.

  • Basın Bülteni
  • Gösterimden görüntüler için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Altın Koza’da Kuru Otlar Üstüne Rüzgârı Nuri Bilge Ceylan ve Film Ekibi Dakikalarca Ayakta Alkışlandı yazısına devam et

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu