11. Uluslararası Antakya Film Festivali: Deprem Yaralarını Gülen Filmlerle Saracak

Antakya yerle bir olduğu o büyük depremden çıkalı daha bir yıl bile olmadı. Birçok eksiği var. Birçok zorunlu, temel ihtiyaçlar karşılanamıyor bile. İnsanlar öyle çaresiz, öyle mahzun, öyle umutsuz ki… üzerlerine yapışan o kem talihin ve sosyoekonomik, sosyotültürel ve sosyopolitik tozlarını silkinip atmak için ufak bir işaret bekliyor.

İlkokul yıllarından anımsadığım bir metin var: “Almanya, İkinci Dünya Savaşının ardından önce tiyatro binaları inşa etti; hastane ve yol daha sonra yapıldı. Çünkü sanat, tüm yaraları saracak en iyi ilaçtır.” Kimin yazısı anımsayamasam da aklıma mıh gibi çakıldı bu söz.

Sinema şifadır…

11. Antakya Uluslararası Film Festivali, tam da bu koşullarda, sadece Antakyalılara değil, depremden etkilenen herkese bir şifa olmak için, “Antakya varsa ben de varım” sloganıyla 13 – 19 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Festival koordinatörü Atakan Metin, alışılagelen konforun bulunmadığı, bulunamayacağı bir festivali yapacaklarını, ancak sinemanın şifa veren o sihirli dünyasıyla umutları dirilteceklerini açıkladı. Çok akılcı bir kararla, festivali il, ilçe ve bütün büyük konteynır yaşam alanlarına yaydıklarını söyleyen Festival Başkanı Mehmet Oflazoğlu, festival destekçilerine teşekkür etti.

Gülümseyin sinema geliyor…

En önemli duyuruyu festivalin uzun metraj bölümünün başkanlığını yürüten Murat Şeker yaptı. Şeker, hemen tüm festivallerde asık yüzlü filmlerin seçkilere alındığını; Antakya’nın bu yılki durumu nedeniyle insanların gülmeye ihtiyacı olduğunu; buna bağlı olarak da bir pozitif ayrımcılıkla güler yüzlü filmleri seçtiklerini söyledi. Katılmamak elde mi Şeker’in bu düşüncesine…

Meral Orhonsay Sinema Onur Ödülü’ne, Vadullah Taş ise Sinema Emekçi Ödülü’ne değer görüldü. Ödüle değer görülen iki sanatçı da, Antakya’nın böylesi bir etkinliğe ihtiyaç duyduğunu, bunun rehabilitasyon yolunda bir ilk adım olacağını dile getirdi.

11. Uluslararası Antakya Film Festivali, diğer tüm eksikliklere karşın deprem yaralarını sarmakta olmazsa olmazımız olmalıdır. Sürdürülebilir bir mutluluk için sinemadan vazgeçilemez.

Aklıma takılanlar…

Basına dağıtılan film listesinde bir sözcüğe takıldı kafam. Her filmin bir “müdür”ü var. İyi de neden yönetmeni yok! Aslında oradaki müdür, müdür değil yönetmen. Ancak Google translate, “director”ı müdür olarak çevirince filmleri yönetmen değil müdür çekmeye başlamış. Bu, aslını sorarsanız başka metinlerde de çıktı karşıma, ama bir film festivalinin metninde, doğrusu yadırgadım.

Bir de gündemden bir konu var… Festival sorumlularının, konum ve görevleri nedeniyle Antalya Altın Portakal’da yaşanan yasaklama, sansür ve festivalin iptal edilmesine değinmemesi belki normal karşılanabilir, ama sinemacıların yaşananlara bir tepki göstermemesi kabul edilebilir bir şey değil, bana göre. Susma sustukça sıra sana gelecek!

(05 Ekim 2023)

Korkut Akın

[email protected]

Engelsiz Filmler Festivali Kısa Film Yarışması’nın Jüri Üyeleri Belli Oldu

Engelsiz Filmler Festivali tarafından kısa film türünün gelişimine katkı sağlamak ve bu alandaki kısa film üretimi artırmak için üçüncü kez düzenlediği Kısa Film Yarışması’nın jüri üyeleri belli oldu ve açıklandı Dijital sanatçı, yazar ve yapımcı Michael Achtman, EYE Filmmuseum kısa ve deneysel film sorumlusu Edith van der Heijde, dijital sanatçı, küratör ve sanat danışmanı Çağlar Kimyoncu bu yıl yapılacak Kısa Film Yarışması’nın jüri üyeleri olarak belirlendi. Festival, Puruli Kültür Sanat tarafından 20 – 26 Ekim 2023 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştiriliyor.

Engelsiz Filmler Festivali Kısa Film Yarışması’nın Jüri Üyeleri Belli Oldu yazısına devam et

Okan Çabalar Komedide Parlamaya Devam Ediyor

Komedinin yıldızlarından Okan Çabalar son filmi Güven Bana ile seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Yönetmenliğini Selçuk Aydemir’in yaptığı Güven Bana 13 Ekim’de vizyona giriyor. Annelerini kaybettikten sonra hasta babalarına bakmak zorunda kalan iki kardeşin başından geçenleri anlatan filmde Okan Çabalar hayat verdiği Sercan karakteriyle çok güldürecek. Sercan, borç para aldıkları tefecinin başlarına açtıkları beladan kurtulmaya çalışırken kardeşini ve kendisini daha beter durumların içine sokacak. Canlandırdığı başarılı tiplemelerle komedinin önemli isimlerinden biri olan Okan Çabalar Güven Bana ile salonların yerini alacak.

Argylle: Gizli Casus Filminin Afiş ve Fragmanı Yayınlandı

Argylle: Gizli Casus filminin afiş ve fragmanı internet ortamında yayına verildi. Yönetmenliğini Matthew Vaughn’ın üstlendiği, başrollerinde Bryce Dallas Howard, Sam Rockwell, Henry Cavill, John Cena, Dua Lipa, Bryan Cranston, Sofia Boutella, Catherine O’Hara ve Samuel L. Jackson’ın yer aldığı filmde çok satan casusluk romanları serisinin münzevi yazarı Elly Conway için mutluluk evde bilgisayarı ve kedisi Alfie ile bir gece geçirmektir. Ancak Elly’nin gizli ajan Argylle’ı ve onun küresel bir casus örgütünü çözme görevini konu alan kurgusal kitaplarındaki olaylar, gerçek hayattaki bir casus örgütünün gizli eylemlerini yansıtmaya başladığında, evdeki sessiz akşamlar geride kalır.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Efsanevi Yönetmen Ridley Scott, Napolyon Filmine Bir General Gibi Hazırlandı

19. yüzyılda yaşayan ve tüm Avrupa’yı etkisi altına alan ünlü Fransız imparatoru Napolyon’un inişli çıkışlı yükselişini ayrıntılarıyla anlatan Napolyon filmi için geri sayım başladı. Joaquin Phoenix’in Napolyon’u canlandırdığı filmin efsanevi yönetmeni Ridley Scott, vizyon öncesi film hakkında açıklamalarda bulundu; Bonapart gibi tarihin en başarılı askeri generallerinden birini anlatmak için bir general gibi hareket etmek gerektiğini söyledi.

Öğretmen (Yönetmen: Bilal Kalyoncu)

Bilal Kalyoncu’nun yönettiği ve Ufuk Özkan, Asuman Dabak, Necmi Yapıcı, Bilal Hancı, Onur Dilber ile Ulaş İnan Torun’in oynadığı Öğretmen, 20 Ekim 2023’de TME Films dağıtımıyla TRT Sinema, AKC Sinema TV tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, fanatik Fenerbahçeli bir öğretmen Trabzon’a tayin olursa ne olur? Trabzon’un Çaykara ilçesine tayin olan koyu Fenerbahçeli bir öğretmenin gözünden anlatılacak olan trajikomik olaylar, ezeli Trabzonspor – Fenerbahçe rekabetinin sertliğini beyazperdeye getirirken aynı zamanda mesleğine aşık bir öğretmenin öğrencileri için yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını seyirciye gösteriyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman

Öğretmen (Yönetmen: Bilal Kalyoncu) yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Umut Etmenin Yorgunluğu

‘Kuru Otlar Üstüne’ kardan tipiden gözün gözü görmediği, rüzgârın tehditkâr bir uğultuyla kulaklarda çınladığı beyaz örtünün üzerinde yol almaya çalışan otobüsün görüntüsü ile açılıyor. Arabadan inen Samet öğretmen, yarıyıl tatili sonrası Erzurum’un ücra köyüne vazifesinin başına dönmektedir. Ailesinin yanında geçirdiği kısa dinlenme dönüşü lojmanda birlikte kaldığı ev arkadaşı Kenan öğretmene getirdiği soğuk sıkım zeytinyağından … Devamı…»

Korkut Akın Yazıyor: Kasa Hep Kazanır: Emeklilik Planı

Filmin adını duyunca, gerek toplumun gerekse siyasetin gündeminde de emeklilere maaş artışı yer alıyor olunca, ister istemez filmi bizimle doğrudan doğruya bağdaştırdım. Galiba bir tek bizim emeklilerimizin maaş sorunu var; filmdeki emekli Caymen Adalarında keyif çatıyor. Film boyunca bizim sorunumuzla ilgili üç beş cümle edecek mi diye bekledim… tamam, tamam, itiraf ediyorum, çok abarttım. Ama insan yaşadıklarının … Devamı… »

Bas Gaza Bas

Til Schweiger’in yönettiği ve Luna Schweiger, Michael Kessler, Til Schweiger ile Tina Ruland’ın oynadığı Bas Gaza Bas (Manta Manta: Zwoter Teil – Manta Manta: Legacy), 27 Ekim 2023’de Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bertie, araba yarışı kariyerine son vereli uzun zaman olmuştur. Şimdilerde işleri iyi gitmeyen bir tamirhane işletmektedir. Banka Bertie’yi haciz göndermekle tehdit ettiğinde her şey allak bullak olur. Fakat Bertie oldukça cesur bir plan yapar. Araba yarışında kazanacağı birincilik ödülü bütün finansal problemlerini ortadan kaldıracaktır. Bir ay içerisinde külüstür Opel Manta’sını süper bir yarış arabasına dönüştürmelidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Her Şeye Rağmen’e Muhteşem Gala

Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği ve Avrupa’da “Müthiş Türk” olarak anılan iş insanı İlhan Doğan’ın hayat hikâyesini anlatan Her Şeye Rağmen filminin galası önceki gece Levent Paribu Cineverse Kanyon Sineması’nda yapıldı. Sinema, sanat ve cemiyet hayatından kalabalık bir davetli grubunun katıldığı gala gecesinde 7 salonda film izlendi. Adana’da başlayıp Hollywood’a kadar uzanan hikâyesiyle ilgi çeken filmde, İlhan Doğan’ı, Erkan Petekkaya ve Sinan Akdeniz canlandırıyor.

Her Şeye Rağmen’e Muhteşem Gala yazısına devam et

İçimdeki Şeytan

Bishal Dutta’nın yönettiği ve Megan Suri, Neeru Bajwa, Mohana Krishman ile Vik Sahay’ın oynadığı İçimdeki Şeytan (It Lives Inside), 29 Aralık 2023’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Siyah Beyaz Movies tarafından vizyona çıkarıldı.
Muhafazakâr ailesiyle birlikte banliyöde yaşayan Hintli – Amerikalı bir genç olan Sam, okula adapte olma konusunda sorun yaşar. Sam, okula kabul edilmek ve tüm sınıf arkadaşlarının beyaz olduğu bir okula uyum sağlamak için kendi kültürünü ve ailesinin geleneklerini reddeder. Ancak en yakın arkadaşına mitolojik kötü bir ruh musallat olunca Sam, onu nasıl yeneceğini bulmak için kökleriyle yüzleşmek zorunda kalır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

İçimdeki Şeytan yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Umut Etmekten Yorgun: Kuru Otlar Üstüne

Bir filmi izlerken, film seyrettiğinizi unutuyorsanız o sinemadır. Zaman da zemin de önemli değildir, sizi sarıp sarmalamıştır ve o duyguyu yaşıyorsunuzdur. Nuri Bilge Ceylan’ın, Cannes’da büyük övgüyle karşılanan ve dakikalarca ayakta alkışlanan filmi “Kuru Otlar Üstüne”, bir köy okulunda öğretmenlik yapan Samet (Deniz Celiloğlu), Kenan (Musab Ekici) ve Nuray’ın (Merve Dizdar), sosyal anlamda sığ ve sıradan yaşamına odaklanıyor. … Devamı… »

Umut Etmenin Yorgunluğu

‘Kuru Otlar Üstüne’ kardan tipiden gözün gözü görmediği, rüzgârın tehditkâr bir uğultuyla kulaklarda çınladığı beyaz örtünün üzerinde yol almaya çalışan otobüsün görüntüsü ile açılıyor. Arabadan inen Samet öğretmen, yarıyıl tatili sonrası Erzurum’un ücra köyüne vazifesinin başına dönmektedir. Ailesinin yanında geçirdiği kısa dinlenme dönüşü lojmanda birlikte kaldığı ev arkadaşı Kenan öğretmene getirdiği soğuk sıkım zeytinyağından Egeli olduğunu çıkardığımız genç adam ‘kendi tabiriyle’ nasıl da düşmüştür buralara. Geldiği ilk dakikadan itibaren sadece gitmek vardır aklında. Gençliğinin dört kıymetli yılını bu uzak toprakların insanlarına adamış ve artık yetmiştir. Kendi ulaşamadıklarının parıltısını gördüğü kız öğrencisinin beklenmedik hamlesi Kenan ile onu amirleri karşısında zor duruma düşürünce birikmiş kızgınlığı kör bir öfkeye dönüşür. Filmin ikinci bölümüne doğru Ankara’daki Barış Mitingi’nde sağ bacağını kaybetmiş Nuray öğretmenin devreye girişi ile iki erkek dışardan emniyetli görünen kuru ve kırılgan dünyalarını sorgulamaya başlayacaktır.

İlk izleyişten beri üzerimdeki yoğun etkisini sürdüren Nuri Bilge Ceylan eserinin, başyapıt yetkinliği ile yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada gördüğü büyük ilgi ve övgüyü hak ettiğini baştan söylemeliyim. Filmin Ceylan’ın ‘Üç Maymun’dan beri (2008) birlikte olduğu Gökhan Tiryaki yerine ilk kez Cevahir Şahin ve Kürşat Üresin ikilisi ile çalışmasının ürünü olan görselliği parmak ısırtacak düzeyde. Eşi Ebru Ceylan ile yazar Akın Aksu’nun ‘Ahlat Ağacı’nda başlayan ve Aksu’nun zengin köy öğretmenliği anılarından beslenen senaryo metni için de aynı şeyler söylenebilir. Ceylan’ın artık büyük ustası olduğu oyuncu yönetiminin rehberliğinde Deniz Celiloğlu, Merve Dizdar, Musab Ekici başta olmak üzere, irili ufaklı tüm yan karakterlerin zengin yan öykücüklere hayat veren oyuncu performansları filmin çok başarılı bir diğer özelliği. Öğrenci Sevim rolünde ilk kez izlediğim gencecik Ece Bağcı ise gerçek bir keşif olarak umut veriyor.

Klasik Rus edebiyatı başyapıtlarının izinde bir roman filme dönüşmüş olan yapım, 197 dakikalık uzunluğuna karşın zamanın nasıl geçtiği farkedilmeden izleniyor. Oysa zaman çok ağır ilerliyor bu topraklarda. Derslerin de, teneffüslerin de, gecelerin de ona çok uzun geldiği Nuray öğretmen filmin en can alıcı sekansında tembelliğini ve işlevsizliğini bireysel özgürlük olarak sunan Samet’e karşı toplumsal dayanışmanın gerekliliği savunuyor. Lakin sanki uzun yıllar yaşamış gibi ‘umut etmenin yorgunluğu’ vardır üzerinde. Dizdar, Cannes’da ödüllendirilmiş müthiş yorumunda yaşadığı trajedinin ardından ‘elinde kalanın ne olduğunu’ bilmek istiyor, kapağı İstanbul’a atmak ve buralardan kurtulmak isteyen Samet’in erkeklik oyunlarından birine yem olmak pahasına olsa da.

Aksu ve Ceylanların ‘kuşların bile uğramadığı metruk bir değirmene’ benzettiği, amaçsızlığını ve boşluğunu gittiği her yere taşıyacak olan Samet’in mutsuzluğu ve aydınlık gözükmeyen geleceği ile yüzleştiği o müthiş finalde kış gitmiş, baharı görmeden yaz gelmiştir. Ceylan çiftinin filmin dokusuna yerleştirdikleri gerçeği perdeleyen fotoğraflar misali unutulmuşluğu gizleyen bembeyaz kar örtüsünün altında yeşermeden kuruyan otlar misalidir o. Ferit Karahan’ın unutulmaz ‘Okul Tıraşı’ndaki öğretmenler gibi, bu topraklarda harcanıp gidecek olan Sevim’ler gibi. ‘Kuru Otlar Üstünde’ Nuri Bilge’nin karamsarlığının doruğuna çıktığı bir başyapıt. Sinema ile edebiyatın güzide birlikteliği, bir roman olarak da okunabilecek bu sinemasal yetkinliğin seçimlerin ardından ‘umut etme yorgunluğu’nu derinden deneyimleyen bizlerin ruh haline cuk oturmuş olması, Nuri Bilge’nin kendisinin de dahil olduğu açık hesaplaşmayı daha da sarsıcı kılıyor.

(27 Eylül 2023)

Ferhan Baran

[email protected]

Kasa Hep Kazanır: Emeklilik Planı

Filmin adını duyunca, gerek toplumun gerekse siyasetin gündeminde de emeklilere maaş artışı yer alıyor olunca, ister istemez filmi bizimle doğrudan doğruya bağdaştırdım. Galiba bir tek bizim emeklilerimizin maaş sorunu var; filmdeki emekli Caymen Adalarında keyif çatıyor. Film boyunca bizim sorunumuzla ilgili üç beş cümle edecek mi diye bekledim… tamam, tamam, itiraf ediyorum, çok abarttım. Ama insan yaşadıklarının beklentisi içinde oluyor ister istemez.

Amerika’da beş aydır süregelen senarist (daha sonra oyuncular ve kamera arkası çalışanlarının da katılımıyla büyüyen) grevi sürerken yönetmen Tim Brown’un grevi kırarak yazıp yönettiği Emeklilik Planı’nda Nicolas Cage, Ashley Greene, Ron Perlman, Jackie Earle Haley ve Ernie Hudson rol alıyor. Bu çerçevede, Emeklilik Planı bir grev kırıcı film, oyuncuların da katıldığı… Cage’in on yıldır görmediği, duymadığı kızı, kocasının kendisini kurtarmak amacıyla sakladığı bir taşıyıcıyı (film boyunca bellek ile hard disk deyip durdular, görünce anlıyorsunuz ki, bildiğiniz taşıyıcı) kızıyla (yani Cage’in bilmediği torunuyla) ona gönderir. Sonrası aksiyon. Tabancalar sürekli ateş kusuyor, tüfekler patlıyor, insanlar ölüyor…

Filmin bizim emekliliğimizle ilgisi olmasa da bizim yönetimimizle (aslında tüm yönetimlerle) doğrudan bağlantısı var. Bir suç örgütünün, uyuşturucudan insan kaçakçılığına, fuhuştan ihale dümenlerine kadar her şeyde parmağı var (Bizde de, biliyorsunuz, bir siyasi ayağı bulunamadı, herkesin bilmesine karşın.) Bu suç örgütünü hem suçüstü yapmak hem de çökertmek için devletin yaptığı bir planmış meğer yaşananlar. Böyle anlatınca merak katsayısı yükseldi bende de yazarken. Emniyetin, istihbarat örgütlerinin (burada CIA ve FBI anlamında) ve siyasetçilerin içinde bulunduğu bir labirentte yaşanıyor her şey. Emniyet müdürünün vali olma amacıyla onca ölüme yol açması, bilmem sizde ne gibi bir duygu uyandırır.

Oyuncuların gücü tutuyor aslında filmi ayakta bir bakıma… Bobo, (Ron Perlman) neden kötü adam olmuş? Nicolas Cage (iki kimlikli, eski bir istihbaratçı, onun için hangi adını kullanmalıyım bilemedim; Dede diyelim) niye erken emekli? Thalia Campbell (torun Sarah) sordukça herkes afallıyor.

Film sadece aksiyon olarak görülmemeli, hoş bir komedi yanı da var; her aksiyonun gizemli tarafı vardır, burada da dozunda… Yine de unutulmaması gerekenleri yukarıda okudunuz.

Amerika’daki senarist ve oyuncuların grevi, 27 Eylül’de anlaşmayla sona erdi.

29 Eylül’den başlayarak gösterimde…

(26 Eylül 2023)

Korkut Akın

[email protected]

Geleceğin Sinemaseverleri Çocuklar İçin Seçkisinde Buluşuyor

Engelsiz Filmler Festivali, ilk yılından bugüne kadar yeni nesil sinemacılara esin kaynağı olmayı ve onların hayal güçlerini geliştirmeyi amaçladığı Çocuklar İçin seçkisinde bu yıl Thorsten Dröbler ve Manuel Schroeder’ın Paolo’nun Mutluluğu (Paolo’s Happiness), Britt Raes’in Luce ve Kaya (Luce and the Rock), Augusto Schillaci’nin Atlıkarınca (La Calesita) ve Madeleine Homan’nın yönettiği Kürk (Fur – Vacht) adlı filmlere yer verecek.

Geleceğin Sinemaseverleri Çocuklar İçin Seçkisinde Buluşuyor yazısına devam et

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu