Paramparça Belgeseli Blu TV’de

Lozan Mübadelesi’nin 100. yıldönümü için Orhan Tekeoğlu ve Nurdan Tekeoğlu yönetmenliğinde çekilen 2 ödüllü Paramparça isimli belgesel 18 Ocak 2024 tarihi itibarıyla Blu TV’de bir yıl boyunca izlenebilecek. Müzikleri Evrim Ateşler tarafından bestelenen, Türk – Yunan ortak yapımı belgesel Zehra Denizaslanı’nın maddi ve ailevi aşırılıklar, yoksulluk ve başarılarla dolu hayatını anlatıyor. Genç yaşta evlenen ve hem babasıyla hem de kocasıyla travmatik deneyimler yaşayan Zehra, 3. kuşak Girit mübadilidir ve Bodrum’da bir restoranı işleterek hayatına yeniden başlar. Belgesel film son olarak Meksika’da FICAA’da En İyi Aktivist Mesaj Ödülü kazanmıştı.

İyi Bir Aile Değiliz Filminden Fragman Yayınlandı

Haki Biçici’nin yönettiği İyi Bir Aile Değiliz filminin fragmanı yayınlandı. 09 Şubat’ta vizyona girecek olan film seyircileri güldürmeye hazırlanıyor. Kaan Yıldırım, Erkan Kolçak Köstendil, Sarp Apak, Derya Karadaş, Şinasi Yurtsever’in başrollerinde yer aldığı İyi Bir Aile Değiliz babalarının beklenmedik ölümüyle hayatının en tuhaf aile buluşmasına katlanmak zorunda kalan Murat ve akrabalarının başına gelenleri anlatıyor. Tüm sülale rahmetli babalarını köylerindeki aile mezarlığına defnetmek isterken Murat bu adetlerin eskide kaldığını, İstanbul’da bu işi organize edeceğini söyler ve arkası kesilmeyen komik olaylar silsilesi böylelikle başlamış olur.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Tutsak Abigail Filminin Teaser Afişi ve Türkçe Alt Yazılı Birinci Fragmanı Paylaşıldı

Türkçe altyazılı birinci fragmanı paylaşılan Tutsak Abigail’de bir grup suçlu, yeraltı dünyasının güçlü bir figürünün 12 yaşındaki balerin kızını kaçırırlar. 50 milyon dolarlık fidyeyi almak için yapmaları gereken tek şey, kıza bir gece göz kulak olmaktır. İzole bir malikanede, kızı kaçıranlar giderek artan dehşet içinde birer birer azalmaya başlar ve malikanede normal olmayan küçük bir kızla kilitli kaldıklarını keşfederler. Dehşet verici modern korku filmleri Saklambaç, 2022’nin Çığlık ve geçen yılın Çığlık 6 filminin ardındaki Matt Bettinelli Olpin ve Tyler Gillett’ten oluşan yönetmen ekibi, Stephen Shields ve Guy Busick tarafından yazılan, kana susamış yeni bir vampir filmi Tutsak Abigail geliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Ferhan Baran Yazıyor: Hepimiz Gözetleniyoruz

Almanya’da yaşayan yönetmen Ayşe Polat’ın 90’lı yıllarda başlamış olan sinema serüvenine tanıklık edemedik ancak geçtiğimiz yıl Berlinale’de dünya prömiyerini yapan ve ülkemizde başta İstanbul olmak üzere Ankara ve izmir festivallerinde ödülleri silip süpüren ‘Kör Noktada / Im Toten Winkel’ isimli son çalışması üstün bir yönetmenlik ve kurgu çalışması olarak heyecan veriyor. 1970 Malatya doğumlu Kürt asıllı sinemacı kamerasını … Devamı…»

Ülke Sineması: Peru

Beyoğlu Sineması’nın Ülke Sineması programının bu ayki konuğu Peru. İBB Kültür Dairesi Başkanlığı programlarına yer veren Beyoğlu Sineması’nda, Peru Büyükelçiliği destekleriyle 17 – 21 Ocak 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Ülke Sineması: Peru kapsamında Horoz Siklet (Peso Gallo), En İyi Aileler (Las Mejores Familias), Margarita (Margarita: Ese Dulce Caos) ve Lezzetli Kuruyemiş (Deliciosa Fruta Seca) adlı Peru filmleri gösterime sunulacak. Düzenlenecek olan etkinliğin ücretsiz biletleri İstanbul Senin uygulamasından temin edilebiliyor.

Ülke Sineması: Peru yazısına devam et

Filmin İlk Gösterimi Ünlü İsimlerin Katılımıyla Gerçekleşti, Güldüy Güldüy Show Çocuk Ekibinden Haydi Tut Elimi 26 Ocak’ta Sinemalarda

26 Ocak’ta sinemalarda izleyici ile buluşmaya hazırlanan Haydi Tut Elimi filminin oyuncu kadrosu, filmin özel gösterimi için 14 Ocak 2024 Pazar günü Soho House İstanbul’da buluştu. Duygu dolu anların yaşandığı özel gösterime, filmin çocuk oyuncuları Nil Özdemir, Ali Kerem Çömez, Zeynep Erdoğan ve Çınar Karçkay ile usta oyuncular Işıl Yücesoy, Erhan Yazıcıoğlu, Coşkun Demir, Ezo Sunal, İzzet Öz ve Doğan Akdoğan da katıldı.

Filmin İlk Gösterimi Ünlü İsimlerin Katılımıyla Gerçekleşti, Güldüy Güldüy Show Çocuk Ekibinden Haydi Tut Elimi 26 Ocak’ta Sinemalarda yazısına devam et

Sonsuz Mavi Bir Yolda: Kaptan Benim

İlk insanı anlatırken, Afrika’dan dört bir yana dağılmış denir. Bilimsel araştırmalar da öyle söylüyor. Milyonlarca yılda insan gerçekten insan olmuş, ama o dağılması (artık göç diyoruz) değişmemiş. İnsanlar, teknolojinin de, tarımın da, kentsel yaşamın da değişmesine karşın hâlâ bir yerden bir yere göçüyor. Göçün, göçmenliğin nedenleri çok; başta ekonomik kuşkusuz, ardından siyasi göçmenlik geliyor. Savaştan kaçtıkları için, iş için, aş için, aşk için, küresel iklim değişikliğiyle (ısınmanın etkisi) yakıp (yağmurların daha bir yoğun yağması nedeniyle) yıktığı evlerinden, tarım yapamadıkları, hayvan yetiştiremedikleri için yurtlarından ayrılıyorlar.

Kendilerinden önce binlerce yılda milyonlarca insan geçmiş o yollardan, büyük çoğunluğu yolda kaybetmiş hayatını, iade edilmiş ülkesine, başaramamış dönmüş geri; ama yılmadan, bıkmadan, usanmadan her gün yeniden düşüyorlar yollara.

Sorunun kaynağı değil, mağduru onlar

Günümüzün en büyük (ve büyük olasılıkla çözümsüz) sorunlarının başında geliyor. Bizim ülkemizde de belli odakların karşı çıktığı, egemen gücünse sadece “para” olarak gördüğü, sığınmacı / mülteci / göçmen (artık ne ad verirseniz) sorunu yaşanıyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki, yaşanan sorunların hiçbiri o yoksul ve çaresiz insanlardan kaynaklanmıyor, yöneticilerin haksız, hadsiz kâr hırsından, daha çok sömürmek için savaştan kaçınmamaktan, ekolojik yaşamı bile yok etmekten çekinmemekten kaynaklanıyor.

“Gecenin içinde toprak.
Gecenin içinde rüzgâr.
Hatıralara bağlı, hatıraların dışında,
gecenin içinde:
insanlar, aletler ve hayvanlar,
demirleri, tahtaları ve etleriyle birbirine sokulup,
korkunç
ve sessiz emniyetlerini
birbirlerine sokulmakta bulup,
kocaman, yorgun ayakları,
topraklı elleriyle yürüyorlardı.

Ve kadınlar
birbirlerinden gizliyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.”

Nâzım Hikmet’in ünlü Kuvâyi Milliye Destanı, her ne kadar Kurtuluş Savaşı’nı anlatırsa da, Afrika’yı Senegal’den Libya üzerinden İtalya’ya kat eden insanları da anlatıyor. Göçün, sürgünün savaştan aşağı kalır yanı yok. Matteo Garrone, senaryo yazımına da katıldığı Kaptan Benim’de, Seydou Sarr, Moustapha Fall, Issaka Sawadogo ile hayatın gerçeklerinden olan bu göçmenliği sergiliyor tüm çıplaklığıyla…

Yaşanmışlıklar belirleyici

Filmin öyküsü gerçek; Ege kıyılarında dalgaların arasındaki Alan Bebek’in yüzükoyun fotoğrafı hâlâ acıtıyor içimizi; onun gibi binler, on binler, yüz binler öl(dürül)dü. Hâlâ da insanlar göçüyor, bir ülkeden diğerine… ABD’ye girmeye çalışanlar, Endonezya’dan, Singapur’dan, Pakistan’dan yaşam sürmek amacıyla nice zorluklarla yollara düşenler… Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan ülkemize gelenleri biliyoruz. Ukrayna’dan Avrupa’ya savaştan kaçanların oluşturduğu uzun insan kuyrukları… Kaptan Benim, sadece Senegal’dan İtalya’ya geçen iki gencin öyküsü değil, onların üzerinden bütün göçmenlerin, sığınmacıların öyküsü… Anımsarsınız, hiçbir özelliği olmayan can yelekleri, simitleri, denizin hırçın dalgalarına dayanamayacak ince botlar (istiap haddinin üzerinde yolcu taşıması da ayrı bir acı) doldu kıyılar. Öldü insanlar.

Venedik Film Festivali’nde, En İyi Yönetmen dahil 12 ödül kazanan Kaptan Benim, kendilerince müzik yapmak, ünlü olmak (ve tabii, ailelerini yoksulluktan kurtarmak) için evlerinden kaçan iki arkadaşın (aslında akrabalar) öyküsü. Öylesine küçük, öylesine çaresiz ve öylesine ana kuzuları ki, bırakın gemi kaptanlığı yapmayı denizi bile görmemişler, nerede kaldı yüzmeyi bilmeleri…

Ne yönetmen ne oyuncu ne mekân ne de görüntüyü anlatmak geçiyor içimden. Öykünün can alıcılığı yeter zaten başarısını yüceltmeye…

26 Ocak’tan başlayarak gösterimde…

(22 Ocak 2024)

Korkut Akın

[email protected]