Altın Değerinde Bir Komedi: Rüya Senaryo, 26 Ocak’ta Vizyonda

Başrollerinde Nicolas Cage ve Julianne Nicholson’ın yer aldığı, Kristoffer Borgli imzalı eğlenceli komedi filmi Rüya Senaryo çok yakında beyazperdede olacak. Sıra hikâyesiyle sinemaseverleri heyecanlandıran filmde, Nicolas Cage daha önce görmediğimiz kadar komik bir rolde karşımıza çıkacak. Günümüzde kolayca kavuşulan şöhreti alaycı bir yaklaşımla ele alan Rüya Senaryo, 26 Ocak’ta sinemalarda seyirciyle buluşacak.

Ayla Algan’ı Kaybettik

Sinema ve tiyatro oyuncusu Ayla Algan, 04 Ocak 2024 Perşembe günü hayatını kaybetti. 1937 yılında İstanbul’da doğan sanatçı lise eğitimi sonrası tiyatro eğitimini almak üzere Amerika’ya giderek, New York Actors’ Repertory Theatre’ın öğrencisi oldu. 1960’da Türkiye’ye dönen Algan, İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncusu oldu. 1961 yılında Tarla Kuşu oyunuyla ilk kez sahneye çıktı. 1965 yılında Sadri Alışık’la birlikte oynadığı Ah Güzel İstanbul filmi sinemamızın en önemli kült filmlerinden biri olmuştur. Cenazesi, 06 Ocak 2024 Cumartesi günü Teşvikiye Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhumeye Tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Cem Yiğit Üzümoğlu, Aşk Mevsimi ile Hem Güldürecek, Hem Hüzünlendirecek

Yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği, senaryosunu Ali Tanrıverdi ile Murat Şeker’in birlikte kaleme aldığı Aşk Mevsimi, 02 Şubat’ta vizyona girecek. Seyircilerin kalbine dokunacak bir aşk hikâyesini konu alan filmde Ali Yaman’a hayat veren Cem Yiğit Üzümoğlu heyecanını hiç kaybetmeyen sevimli bir karakterle gönüllere taht kuracak ve sinemaseverleri çok duygulandıracak.

Devlet, Örgütler ve Cüneyt Arkın: Arıcı: Ölüm Kovanı

Adam (Jason Statham) arıcıdır ve komşusu yardımsever Eloise (Phylicia Rashad) bir çağrı merkezinin siber saldırısıyla dolandırılınca intihar eder. Buraya kadar bir sorun yok, zaten film bu olayın üzerinden örülüyor. Arıcı, aslında bir gizli örgütün “emekli” elemanıdır. Arkadaşının intikamını almak için harekete geçer. Tamam, öyküyü artık siz tamamlayabilirsiniz; çünkü filmde Statham varsa vurdulu kırdılı aksiyonun dorukta olduğu bir film izliyoruz demektir.

Adam, önce o çağrı merkezini bulur; öyle kolay değildir bu, çünkü onlar da en az bir örgüt titizliğiyle ve alabildiğine güvenlikli olarak gizlenmiştir. Ancak gerek devletin ilgili birimlerinde gerekse emeklisi olduğu örgütün içinde hâlâ arkadaşları vardır ve onların izini bulur. Tabii ki, şiddetin doruğunda sahneler arasında çağrı merkezini ve bulunduğu binayı yakar, kaçabilen canını kurtarmıştır.

Cüneyt Arkın bunun neresinde?

Çağrı merkezi sahibi, dolandırıcı Derek Danforth (Josh Hutcherson) ile onların da tepesindeki Mickey (David Witts) da boş durmayacak, kendilerinin bir merkezine saldıran Adam’dan intikam alacaktır; gerçi geriden daha birçok merkezleri vardır ama zararın neresinden dönülse kârdır. Cüneyt Arkın burada giriyor filme… Tabii ki, Cüneyt Arkın’ın kendisi değil… Onun filmlerde saçının bile dağılmadığını biliyorsunuz; herkesi öldürür ama karşısındakiler ne kadar gaddar ve keskin nişancı olsa da vurulmaz asla (vurulduğunda da ayakta kalır tabii, “mutlu son”a ulaşana dek). Statham da bir ordunun arasına dalar, yakar yıkar, öldürür ve sıyrık bile almadan sıyrılır oradan. Yeni sinema anlayışının gereği uzaklara gider, çünkü film tutarsa devamı çekilecektir muhakkak.

Şiddet şiddeti doğurur

CIA, FBI, Devlet Başkanı ve onu koruyanların katil ruhlu güvenlikçileri (burada yoktu, ama MOSSAD, KGB de dâhil edilebilir hiç kaygılanmadan) insanların arasındalarmış, hiç günahsız insanlar da ölecekmiş, her yer darmadağın olacakmış diye düşünmeden sürekli silahlarını ateşler ve birbiri ardına mermi yakarlar (siz bir merminin ne kadara mal olduğunu biliyor musunuz? Neyse, Türkiye’ye girmeyelim şimdi.)

İşin içinde devlet ve onun gizli açık örgütleri varsa orada ne huzur olur ne de şiddet tükenir. Anladınız siz, siber dolandırıcılar da, onlarla mücadele eden polis ve diğer gizli örgütler de devletle iç içedir. Aksiyondan hoşlananlar, verilmek istenen mesajdan kendilerine bir ders çıkarmayı sevenler çok beğenecektir Arıcı: Ölüm Kovanı (The Beekeeper) filmini

12 Ocak’tan başlayarak gösterimde…

(11 Ocak 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

TRT Ortak Yapımı Tay 2: Ebabil Takımı Filmi 12 Ocak’ta Vizyona Giriyor

TRT ile Siyah Martı ortak yapımı olan Tay 2: Ebabil Takımı ile macera kaldığı yerden devam ediyor. İlk filmi ile sinemaseverlerin büyük beğenisini toplayarak yarım milyonu aşkın seyirci tarafından izlenen film, vizyondaki ilk dört haftasında da gişede lider olmuştu. Serinin ikinci filmi olan Tay 2: Ebabil Takımı ise 12 Ocak 2024 Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak. Tay bu yeni macerasında hem zorluklarla karşılaşacak, hem de önemli bilgiler ve dersler öğrenecek. Cesaret, dostluk ve kararlılık gibi değerlerin de vurgulandığı filmin senaryosunu Ayşe Sevim ile Ayşe Şahinboy Doğan beraber kaleme alırken filmin müziklerini ise Burak Çambel hazırladı.

Cem Karaca’nın Gözyaşları, Uzun Fragman Yayında, Bütün Şarkıları İsmail Hacıoğlu Seslendirdi

Tamirci Çırağı, Islak Islak, Namus Belası, Sevda Kuşun Kanadında gibi pek çok şarkısı yediden yetmişe herkesin dilinde olan efsanevi isim Cem Karaca’nın hayatını anlatan Cem Karaca’nın Gözyaşları, 26 Ocak Cuma günü vizyon yolculuğuna başlıyor. Yönetmenliğini Yüksel Aksu’nun üstlendiği filmden uzun fragman yayınlandı. Müzikle geçen elli sekiz yıllık bir ömrün içindeki büyük başarıları, çatışmaları, aşkları ve iniş çıkışları beyazperdeye taşıma hazırlığı yapan Cem Karaca’nın Gözyaşları seyirciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Aynı zamanda Cem Karaca’nın mücadele dolu yaşamına odaklanarak, Türkiye’nin sosyo – politik atmosferine dokunup insanları geçmişin izlerini de sorgulamaya davet ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.