İnönü Üniversitesi 13. Uluslararası Kısa Film Festivali

İnönü Üniversitesi 13. Uluslararası Kısa Film Festivali, 26 – 28 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Genç sinemacıları desteklemeyi ve sinema kültürüne katkı sunmayı amaçlayan festivalde belgesel ile kurmaca film dallarında düzenlenecek yarışmalarda toplam 20 bin TL ödül dağıtılacak. Ulusal kategoride birinci esere 5 bin, ikinciye 3 bin, üçüncüye ise 2 bin Türk Lirası para ödülü verilecek. Ayrıca 19 Ağustos 2021 tarihinde aramızdan ayrılan İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali kurucularından Prof. Dr. Kadir Beycioğlu anısına da Kadir Beycioğlu Özel Ödülü verilecek. Festivale 15 Ekim 2021 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.

İnönü Üniversitesi 13. Uluslararası Kısa Film Festivali yazısına devam et

10. Pembe Hayat Kuirfest Afişi Yayında

Pembe Hayat KuirFest, onuncu yılını kutlamaya gün sayarken bugün ise afişini yayınladı. Pembe Hayat KuirFest, her sene hazırladığı program ile dünyadan ve Türkiye’den pek çok kuir yapımı festival perdesine taşırken,  lubunyalara nefes alacak alanlar açmaya devam ediyor. 10 yıl boyunca Türkiye ve uluslararası alanda kuir sinemayı destekleyen KuirFest’in Bella Demhat imzalı onuncu yıl afişi, geçen yılların festival haberlerine göz kırpar nitelikte. Yıllardır yaptığı işlerin, ürettiği sözlerin ve gazete haberlerinin yer aldığı afişte festivalin tarihleri de yer alıyor. Festival Ankara’da 23 – 26 Eylül, İstanbul’da 30 Eylül – 03 Ekim 2021 tarihlerinde düzenlenecek.

Ölümcül Snowboard

Stanislav Kapralov’un yönettiği ve Isabela Merced, Shameik Moore, Odeya Rush ile Liv Hewson’un oynadığı Ölümcül Snowboard (Let It Snow), 18 Şubat 2022′de CJ ENM dağıtımıyla Ela Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Mia ve Max, snowboard yapabilmek için bir tesise giderler. Otele girdiklerinde resepsiyon görevlisi patikalarda gerçekleşen açıklanamayan ölümlerden bahsetse de ikili snowboard yapmaya kararlıdır. Ancak yasak bir bölgeye gizlice girdiklerinde Max aniden ortadan kaybolurken Mia da bir kar motosikleti üzerinde bulunan maskeli birinin saldırısına uğrar. Şimdi onlar sadece doğaya karşı değil çevredeki tehlikelere karşı da savaşmak zorundadırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Altın Koza Heyecanı Başladı, Atatürk Anıtına Çelenk Koyma Töreni Yapıldı

Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar’ın başkanlığında düzenlenen 28. Altın Koza Film Festivali başladı. Başkan Zeydan Karalar, Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar ve Festival Yürütme Kurulu Üyesi Nebil Özgentürk, Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Festival, gün boyu devam edecek uzun film gösterimleri, gondolda açık hava gösterimleri, Çukurova’dan Beyazperdeye Film Afişleri Sergisi, Işıl Özgentürk’ün Kısa Film Atölyesi ile devam edecek.

Altın Koza Heyecanı Başladı, Atatürk Anıtına Çelenk Koyma Töreni Yapıldı yazısına devam et

Murat Çeri’ye İtalya’dan En İyi Yönetmen Ödülü

Murat Çeri, Bir Düş Gördüm  adlı filmi ile uluslararası festivallerde boy göstermeye ve ödüller almaya devam ediyor. Geçen haftalarda İspanya’dan En İyi Film ödülü ile dönen Bir Düş Gördüm bu kez de yönetmeni Murat Çeri’ye İtalya’dan En İyi Yönetmen ödülünü kazandırdı. İtalya’nın Venedik şehrinde düzenlenen 4. First Hermenitic International Film Festival’de Agrippa Ödülü olarak adlandırılan En İyi Yönetmen ödülüne Bir Düş Gördüm adlı filmiyle Murat Çeri layık görüldü.

Saklı Yüzler Bosna

Haktan Özkan ile Gökhan Tunalıgil’in yönettiği ve Gökhan Tunalıgil, Ayhan Krüezi, Deniz Çelik ile Dilara Yılmam’ın oynadığı Saklı Yüzler Bosna, 29 Ekim 2021’de Özen Film dağıtımıyla Çiçek Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Mirsad Cengiç ve Haris Spahiç, Yugoslav ordusuna yerleştirilmiş genç Boşnak subaylardır. Haris yetimhanede büyümüştür ve Sırp Ordusuna bağlı Çetnik Paramiliter Akrepler grubunda yer alır. Bosna ordusundaki komutan Mirsad’a bilgi sızdırıp Sırp baskınlarını önlemeye çalışırlar. Ancak çocukluk arkadaşları Bojan ve Almina’nın ölümüne, tecavüz ve işkencelere tahammül edemez, Bosna ordusuna katılır. Mirsad ve Zahir’le aynı cephede savaşırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Teaser
  • IMDb

Sevgi, Dostluğun Pirinden Yansımaya Devam Edecek

Geçtiğimiz yıllarda Âşık Veysel, Yunus Emre gibi önemli gönül dostu isimler anısına gerçekleştirilen Uluslararası Kızılay Dostluk Film Festivali bu yıl Hacı Bektaş-ı Veli anısına gerçekleşecek. Hacı Bektaş-ı Veli, sınırları aşarak sevgi ve dostluğu yayan bir pirdi. O dünyaya yayılan anlayışıyla arkasında insani duyguları kucaklayan koca bir miras bıraktı. Bu miras bize bir arada yaşayabileceğimizi, doğaya, canlılara saygıyı, dayanışmayı hatırlatıyor. Bu yıl Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali, ulu pirin çağları aşan felsefesini sinema sanatıyla buluşturacak.

  • Basın Bülteni
  • Teaserı izlemek için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Harput Kısa Film Festivali Kazananları Belli Oldu

Bu yıl ilk kez düzenlenen Harput Kısa Film Festivali’nin kazananları belli oldu. Festival yönetmeni Kerim Abanoz, festivalin hem sinemamız hem de Elazığ bölgesi için fayda sağlayacağını söylerken festival danışmanlarından Ertuğrul Karslıoğlu festival sürecinde önemli bir film çalışmasına da başladığı müjdesini verdi. Elazığ bölgesine özgü Ahçik türküsünden hareketle, Raşit Çelikezer’in senaryosundan Osman Sınav tarafından film çekileceğini söyledi.

  • Basın Bülteni
  • Ödül törenini izlemek için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Harput Kısa Film Festivali Kazananları Belli Oldu yazısına devam et

Balkan Panorama Film Festivali’nin Bu Yılki Onur Konukları Erdal Özyağcılar ve Goran Markoviç

7. Balkan Panorama Film Festivali’nin bu yılki onur konukları Türk Sinemasının en önemli oyuncularından Erdal Özyağcılar ve Balkanların dünyaya armağan ettiği en iyi Prag Okulu temsilcileri arasında sayılan yönetmen Goran Markoviç oldu. Sinemaseverler Erdal Özyağcılar’ı Atıf Yılmaz’ın Ölüm Tarlası filmiyle tanıdı. Goran Markoviç ise ‘her iktidarın’ muhalif sanatçısı olarak tanınıyor ve şevkle Belgrad’ta film çekmeye devam ediyor.

Balkan Panorama Film Festivali’nin Bu Yılki Onur Konukları Erdal Özyağcılar ve Goran Markoviç yazısına devam et

Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Üyeleri Açıklandı, Festivalin Afişi Hazır

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 02 – 09 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali için geri sayım başladı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak 10 filmi değerlendirecek jüri açıklandı ve festivalin afişi hazırlandı. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jürisi’nin başkanlığını bu yıl yönetmen Emin Alper üstlenecek. Jüri üyeleri ise görüntü yönetmeni Ahmet Sesigürgil; yazar Ayfer Tunç; şarkıcı Gaye Su Akyol; oyuncu Hazal Kaya; oyuncu Muhammet Uzuner ile yapımcı Senem Tüzen gibi tanınan isimlerden oluşuyor.

Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Üyeleri Açıklandı, Festivalin Afişi Hazır yazısına devam et

Dünya Sineması Altın Koza’da

28. Adana Altın Koza Film Festivali, Dünya Sineması bölümünde bu yıl dünya festivallerinde yarışmış seçkin 10 film yer alıyor. Günümüz sinemasının büyük ustalarının imzasını taşıyan filmlerin bulunduğu seçkideki altı filmin Türkiye prömiyeri Adana’da yapılacak. Bunlardan ilki İranlı Aşgar Farhadi’nin 2021 Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü kazanan filmi Kahraman’da (Ghahreman) kriz karşısındaki insanlık hallerimiz irdeleniyor.

Dünya Sineması Altın Koza’da yazısına devam et

1. Niğde Ulusal Kısa Film Festivali Gerçekleştirildi

1. Niğde Ulusal Kısa Film Festivali, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Toplamda 33 filmin yarıştığı Niğde Ulusal Kısa Film Festivali, Kurmaca, Belgesel ve Öğrenci filmleri olmak üzere 3 kategoride düzenlendi. Festival kapsamında Kurmaca Filmler kategorisinde 12 film, Belgesel Filmler kategorisinde 10 film ve Öğrenci Filmleri kategorisinde ise 11 film finalist olarak yarıştı.

1. Niğde Ulusal Kısa Film Festivali Gerçekleştirildi yazısına devam et

Sinema ve Siyaset Anıları: Hatırlamak

Sinemayı diğer sanat dallarından ayıran en önemli özellik, endüstri oluşudur. Buna da bağlı olarak gerçekten büyük bir ekiple, imeceyle, özveriyle gerçekleştirilir. Bilmeyen, görmeyen, anlatılmayan, on saniyede geçen bir sahnenin belki bir uzun günde çekilebileceğine inanamaz. Sinema dışarıdan bakınca kolay gelir… ancak kabûl etmek gerekir ki, tüm zorluklarına karşın içeriden de dışarıdan da keyifli bir iştir.

Bunun için sektör olması gerekliliğini söylesek de, konuyu oraya çekmenin sırası değil. Geleneksel sinemamızın sıra dışı bir yapımcısı, Sabahattin Çetin, anılarını kaleme aldı ve kitaplaştırdı. “Hatırlamak” üst başlıklı “Sinema ve Siyaset Anıları” sadece yazarının değil, bir dönemin de anlatımıdır. Gerek sosyal gerek kültürel gerek ekonomik gerekse de siyasal yaşam hepimizin gündemini belirliyor.

Bir büyük bela: Sansür

“Kültür sanat alanında bir meslek edineceksem, bu, yirmi yaşımdan beri hayalini kurduğum oyun yazarlığı, yani tiyatro olmalıydı” diyor Çetin. Önceden tiyatro dergisi çıkartmış, oyunlar üzerine yazmışlığına karşın “sinemaya biraderimin iteklemesiyle bodoslama girmiş, iki yılımı ilk filmimizi sansürden çıkarmak için harcamıştım” sözüyle de hayalleriyle gerçeklerin örtüşmemesinin çizdiği yolu anlatıyor.

İlk film, “Sabah” adıyla çekimine başlanan, sansür baskısıyla adı “Kamyon Şoförü” olan, Antalya’da en iyi kadın oyuncu ödülünü alan, tek kopyayla çıktığı vizyondan da istenen hedefe ulaşamayan “Bir Günün Hikâyesi”dir.

Sabahattin Çetin inanılmaz ayrıntılar aktarıyor, aslına bakarsanız polemik bile denemeyecek, ciddi ciddi çatışmalara yol açan, sinemamızın hali pürmelalini aktaran, araştırmacılar ve tarihçiler için önemli ayrıntılar. Onun aktarmadığı bir küçük ayrıntıyı da ben hatırlatayım: İzmit’in Körfez (o zamanlar Yarımca) ilçesinde küçük bir festival düzenleniyor ve yönetim, SİYAD tarafından o yılın filmi olarak seçilen filmi seyirciye izletiyor. Minibüse doluştuk, hep birlikte gittik izlemeye… Filmin yönetmeni Sinan Çetin, açık hava sinemasındaki gösterimde seyircinin film izlerken çekirdek çitleyip birbiriyle konuşmasına sinirlenip, “sizlere çekirdek çitleyebileceğiniz bir film yapacağım.” demişti. Dönüş yolunda, Rauf Ozangil, “İyi ki, Güneydoğu’da değiliz, orada putum yer seyirci, çıt çıt sesi yerini pat küte bırakır.” diyerek Çetin’i eleştirmişti.

Neyse, benim anılarım değil, Sabahattin Çetin’in “Hatırlamak” kitabı üzerine yazıyorum.

Değişimin yansımaları…

Sabahattin Çetin, siyasi hayatıyla birlikte sinema yaşamını birlikte götürürken, “bağımsız film” ithalatçısı olarak da gerçekten çok önemli işlevi olan bir yapımcı. Kendi işinin çerçevesini belirlerken, uzun yıllar sinemanın devletin de desteğiyle kültürel bir yapıya kavuşması için nasıl canla başla çalıştığını, verdikleri mücadelenin kimler tarafından ve nasıl sekteye uğratıldığını da anlatıyor. Usta çırak ilişkisine dayanan yönetmenlik, dergi seçimlerine dayanan oyunculuk ve bölge işletmecilerinden alınan avanslarla sürdürülen bu alanda, sisteme uyum gösterenler kalıcı olabiliyor(du). Ama artık kendisinin de içinde bulunduğu, elini taşın altına koyan fedakâr sinemacıların verdikleri mücadeleyle bazı şeylerin düzelmeye başladığını söyleyen Sabahattin Çetin, bu verilen mücadeledeki köşe taşlarını aktarırken insanın tüyleri diken diken oluyor. Çetin’e göre “Yeşilçam Sineması” 80’lerin ortasında çökmüş ardından “Yeni Türkiye Sineması” filizlenmiş: “Film yapmak için dünyanın dört bir yanındaki fonlardan finans bulan, dil bilen eğitimli yapımcılarımız, yönetmenlerimiz var. Oyunculuk eğitimlerini yurtiçinde ve yurtdışında alan kaliteli oyuncularımız var. Sinema teknolojilerini dünya standartlarında uygulayan stüdyolarımız var. Beğeni düzeyi oldukça gelişmiş bir sinema seyircimiz var. Dünya sinemasının en değerli örneklerini seyirciyle buluşturan film festivallerimiz var. Bütün bu gelişmeler yoz ve geri üretim biçiminin sona erdiği son otuz yıl içinde oldu.” (s.181)

Bir yerde, “Sanıldığı gibi para içinde yüzen bir işkolu değildir sinema. Zaten yakın zamanlara kadar, ticaret odası işkolu tasnifinde, bar-pavyon-genelev esnafıyla birlikte kaydedilmiştik” (s. 268) diyor ve Meslek Birlikleri kuruluşuyla birlikte nasıl bir değişim içinde olunduğunu aktarıyor. Ama yetmez kuşkusuz, sinemamızın kat edeceği daha çok uzun yol(lar) var önünde.

Sabahattin Çetin’in anıları sadece bir dönemin tanıklığı olarak görülmemeli, bu alanda geleceği hedefleyen genç sinemacılar için (ve tabii, seyirciler için de) yol gösterici olarak okunmalı.

Hatırlamak (Sinema ve Siyaset Anıları), Sabahattin Çetin… Pikaresk Yayınevi… Ağustos 2021, 418 s.

(20 Eylül 2021)

Korkut Akın

[email protected]