Hep Yek 4: Bela Okuma Altan

Özgür Bakar’ın yönettiği ve Ulaş İnan Torun, Önder Açıkbaş, Yıldırım Memişoğlu, Orhan Aydın ile Serdal Genç’in oynadığı Hep Yek 4: Bela Okuma Altan, 15 Ekim 2021’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla 2506 Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Altan ve Gürkan ikilisi bu sefer mafya karmaşasına sülaleleri de karıştırıyorlar ve belâ üstüne belâ çekmeye devam ediyorlar. İkili bu sefer daha büyük bir belâ olan Ali Kapan’ın kucağına düşer. Ali Kapan ezberlerin dışına çıkmış işkence yöntemleri ile Şeytan’ın yeryüzündeki gölgesi olarak nam salmıştır. Şimdi işe Gürkan’ın aşiret reisi dayısı Ferruh karışacak ve yeğenlerini kurtarmaya çalışacak ve işler karışacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Ferit Karahan’ın Okul Tıraşı, Türkiye Prömiyerini Altın Portakal’ın Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Yapacak

Ferit Karahan’ın, uluslararası festivalleri ödüller toplayarak dolaşan yeni filmi Okul Tıraşı, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ndaki adaylar arasında. Başrollerini Ekin Koç, Mahir İpek, Cansu Fırıncı, Melih Selçuk ile çocuk oyuncu Samet Yıldız’ın paylaştığı film, Karahan’ın kendi hayatından izler de barındırıyor. Festival kapsamında Türkiye prömiyerini de gerçekleştirecek Okul Tıraşı’nın gösterimi, 05 Ekim Salı akşamı saat 19:15’te Cam Piramit yanındaki Yıldızların Altında 1 Açık Hava Sineması’nda gerçekleşecek. Film, bir yatılı okulda hastalanan arkadaşını doktora götürmeye çalışan Yusuf’un dokunaklı hikâyesini anlatıyor.

Emre Kayiş’in Ödüllü İlk Filmi Anadolu Leoparı, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda

Emre Kayiş’in yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi Anadolu Leoparı, dünya prömiyerini yaptığı 46. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’ne layık görüldü. Film şimdi de, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Türkiye prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması finalistleri arasında yer alan Anadolu Leoparı’nın gösterimi, 05 Ekim 2021 Salı akşamı saat 21:45’te, Yıldızların Altında 1 Açık Hava Sineması’nda gerçekleşecek. Başrollerini Uğur Polat ve İpek Türktan’ın paylaştığı filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Tansu Biçer, Ege Aydan, Seyithan Özdemir, Osman Alkaş, Nuri Gökaşan yer alıyor.

Milyonda Bir

Semra Dündar’ın yönettiği ve Melih Selçuk, Bestemsu Özdemir, Suzan Aksoy ile Ali Erkazan’ın oynadığı Milyonda Bir, 08 Ekim 2021’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Patron Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Şehir hayatını terk edip yaşamını doğada sürdüren modern derviş bir kızın, antika arabasıyla uzun yola çıkmış bir şehir delikanlısına rastlamasıyla gelişen olaylar. 3 ayrı genç, günümüz ilişkilerine kıyasla yaşadıkları farklı duygular, karşılarına çıkan milyonda bir olasılıklar ve Mevlana’nın aşka, hayata dair evrensel mesajlarıyla kendilerinde ve birbirlerinde gerçek aşkı ve hayattan beklentilerini bulabilecekler midir?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Onur Buldu’nun Rol Aldığı Tebessüm Filminin Çekimleri Bitti

Yönetmenliğini Sezgin Cengiz ve Şiyar Gedik’in birlikte yaptığı Tebessüm filminin çekimleri tamamlandı. Filmin ulusal ve uluslararası festivallerdeki yolculuğundan sonra vizyona girmesi planlanıyor. BKM kadrosundan Onur Buldu’nun dramatik bir karakteri canlandırdığı Tebessüm filmi; 35 yaşlarında bir devlet kurumunun arşiv bölümünde çalışan Mustafa’nın yaşamına odaklanıyor.

Engelsiz Filmler Festivali Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu

11 – 17 Ekim 2021 tarihleri arasında çevrim içi ve fiziksel gösterimlerle sinemaseverlerle buluşacak olan Engelsiz Filmler Festivali’nin Ulusal Uzun Film Yarışması’nda, ulusal ve uluslararası festivallerde önemli başarılara imza atmış filmler yarışacak. Sinemamızdan beş filmin yer aldığı yarışmanın jüri üyeleri arasında, yönetmen senarist ve yapımcı Emine Yıldırım ve yönetmen İnan Temelkuran yer alıyor. Jüri üyelerinin belirleyeceği En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülleri ile seyircilerin belirleyeceği Seyirci Özel Ödülü, 17 Ekim 2021 Pazar günü akşamı çevrim içi yayınlanacak ve tüm Türkiye’den takip edilebilecek ödül töreninde sahiplerini bulacak.

Engelsiz Filmler Festivali Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu yazısına devam et

4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali’nin Ana Jürisi Açıklandı

Başvuruları devam eden 4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali’nin ana jürisi açıklandı. Geçtiğimiz yıllarda Yüksel Aksu, Reis Çelik ve Vedat Özdemir’in Jüri Başkanlığı yaptığı festivalde bu yıl Jüri Başkanlığını Atalay Taşdiken yapacak. Mommo: Kız Kardeşim, Meryem, Arama Moturu, Kar Kırmızı gibi filmleri ile çeşitli ödüller kazanmış yönetmen Atalay Taşdiken’in başkanlığını üstlendiği jüride Gürcü yönetmen Giorge Ovashvili, Kosovalı yönetmen Isa Qosja, oyuncu Serdar Orçin ile Akademisyen Profesör Eda Nazlı Noyan yer alıyor.

4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali’nin Ana Jürisi Açıklandı yazısına devam et

Hatırlamak Yasak, Anlatmak Yasak

Novoçerkassk, 02 Haziran 1962. Kazak kentinde huzursuzluk had safhadadır. Artan gıda fiyatlarına karşın ücretlerde kısıntıya gidilmesi işçi sınıfını ayağa kaldırmıştır. Ülkenin önemli işletmelerinden biri olan elektrikli lokomotif fabrikasında başlayan grev olacak şey değildir. Demiryolu faaliyetleri durmuş, sosyalist bir düzende yaşanan grev yönetici eliti çileden çıkarmıştır. Merkez Komite toplanır, bir gün önce işçilerin ücretlerini düşüren fabrika müdürü görevden alınır. Ordu komutanı ve KGB yetkilisinin de dahil olduğu ekip soruna çözüm aramaya koyulur. Lakin zincirlerinden boşanmış kalabalık işçi grubu ellerinde Lenin portresi ve kızıl bayraklarla kent merkezine doğru ilerlemektedir.

Bu protestonun fabrikadan kente yayılması engellenmelidir. Don bölgesinde oluşacak bir karşı hareketlenmenin diğer halkları isyana sürüklemesinden endişe duyulmaktadır. Kente giriş çıkışlar durdurulacak, telsizler dinlenecek, mektuplar okunacak ve abluka başlayacak; askere cephane dağıtılarak, durdurulamayan yürüyüşü bastırmak için Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen halka ateş açılması gündeme gelecektir. Ok yaydan çıktığında KGB görevlileri devreye girer, çatılara konuşlandırılan keskin nişancılar silahsız halkı hedef almaya başlar.

Sinemanın yorulmaz ustalarından 83 yaşındaki Andrei Konchalovsky’nin geçtiğimiz yıl Venedik Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü ile dönen ve adını ironik bir biçimde eski bir Sovyet marşından alan son filmi ‘Sevgili Yoldaşlar / Dorogie Tovarishi!’, yaklaşık 60 yıl önce 29 sivilin vahşice katledildiği, 70 yıllık Sovyet tarihinin kanlı sayfalarından birini geniş kitlelere duyurma işlevini taşıyor.

Yaşananlar gerçek anlamıyla bir insanlık suçudur. Genç yaşlı dinlemeden protestocu sivil halk bilinçli olarak mermi yağmuruna tutulmuş, KGB’nin günahı Ordu’nun üzerine yüklenmiştir. Sonrası daha da trajiktir. Yaz sıcağında kuruyan kan temizlenememiş, vahşete sahne olan yollara taze asfalt dökülmüş, üzerinde gece boyu danslı eğlence tertip edilmiştir. Ölü bedenler ise kamyonlara yüklenerek ücra mezarlıklarda gizlice gömülmüştür. Bu da yetmemiş, kent halkı ile teker teker bir gizlilik sözleşmesi imzalanmak suretiyle yaşananları hatırlamak ve anlatmak yasaklanmıştır.

Film bir belgesel titizliğiyle yaşananları gözler önüne seriyor. Konçalovski 60’lı yılların Sovyet sineması görüntü standardına uygun biçimde siyah-beyaz kare formatta çektiği filmiyle hem dönemin estetiğini yakalamayı, hem de baskıcı rejimin kıstırılmışlığını ifade etmeyi hedeflemiş. Belgesel üslûbu taşıyan kalabalık dış çekimler kadar, ev içi çekimleri de son derece ustalıklı. Ancak yaşlı ozanın filmi bir belgesel değil. Olan bitene, partiye ve ülküsüne sadık bir yoldaşın gözünden tanıklık ediyoruz. Komünizm ülküsüne ve Stalin düzenine yürekten bağlı, Kruşçev dönemine ait çekinceleri olan kent konseyi görevlilerinden Lyudmilla yaşanan katliam sonrasında ergen yaşta kızını evde bulamaz. Sokaklarda, hastane morglarında, uzak mezarlıklarda onun izini sürerken anavatana bağlılık ilkeleri ile annelik duygusu çatışmaya girecek, sapına kadar bağlı olduğu inanç ve ilkeleri ile hesaplaşma başlayacaktır.

Tam 30 yıl gizlenen, 1992’de SSCB dağıldıktan sonra ortaya çıkarılan ve sorumlular hakkında soruşturma açılabilen katliamın hikâyesini kapitalist kanada yaranmak için çekmediğini, ülkesinin geçmişiyle hesaplaşma amacı taşıdığını belirtiyor Rus yönetmen bir söyleşisinde. Lyudmilla rolünü bir kez daha sevgili eşi ünlü oyuncu Yuliya Vysotskaya’ya teslim eden usta sinemacının filmi sadece haftanın değil son dönemin en ilgiye değer yapıtlarından biri olarak görülmeyi hak ediyor.

(05 Ekim 2021)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com