Oscar’ın Yabancıları’nda Hafta Sonu Programı

İstanbul Modern Sinema, Başka Sinema işbirliğiyle ve Türk Tuborg A. Ş.’nin katkılarıyla, 90. Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film kategorisine aday filmlerden oluşan Oscar’ın Yabancıları seçkisi devam ediyor. Oscar’ın Yabancıları programının bu yıl öne çıkan filmleri arasında Avrupa ve dünya sinemasından önemli isimler yer alıyor. 20 – 21 Ocak 2018 tarihlerinde izleyiciyle buluşacak filmler şöyle sıralanıyor: 93 Yazı (Estiu 93 – Summer 93), Foxtrot, Sadakat (Le Fidele), The Insult: Hakaret (Insult), Muhteşem Kadın (Una Mujer Fantastica – A Fantastic Woman), Sevgisiz (Nelyuboy – Loveless). The Insult: Hakaret (Insult), 19 Ocak Cuma günü vizyona giriyor.

Oscar’ın Yabancıları’nda Hafta Sonu Programı yazısına devam et

Karlar Altında Kâbuslar İçin Son 3 Gün

Beykoz Kundura’nın kış filmleri programı için geri sayım başladı. Kar, kâbus ve mahsur kalma temalı üç başyapıtı bir araya getiren Karlar Altında Kâbuslar etkinliği 20 Ocak Cumartesi gecesi sona erecek. Rocky dağlarında bir otel, Antarktika’da bir araştırma istasyonu, şehirden uzakta bir kasaba. Korku sinemasının zirvesi Stanley Kubrick şaheseri Cinnet (The Shining), John Carpenter klasiği Şey (The Thing) ve Harold Ramis’in sinirli komedi harikası Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day), 20 Ocak Cumartesi günü Beykoz Kundura’da.

Karlar Altında Kâbuslar İçin Son 3 Gün yazısına devam et

Enes Batur Hayranları Galaya Akın Etti

5,8 milyon takipçisi ile Türkiye’nin en sevilen Youtuber’ı Enes Batur’un ilk uzun metrajlı filmi Enes Batur: Hayal mi Gerçek mi?’nin galası, 16 Ocak Salı günü Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda gerçekleştirildi. Enes Batur ve filmde rol alan Reynmen, Kafalar gibi ünlü Youtube fenomenlerinin takipçileri galaya akın etti. Tertemiz, argosuz ve eğlenceli bir film olan Enes Batur: Hayal mi Gerçek mi?, 19 Ocak Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak.

Enes Batur Hayranları Galaya Akın Etti yazısına devam et

Tuğba Özay Beyazperdeye Geri Dönüyor

Seda Kement ve Serkan Gürkan’ın başrollerini paylaştığı romantik türdeki Elim Sende filminde Tuğba Özay da yer alıyor. Şubat ayında vizyona girecek filmin yönetmenliğini Banu Kaptanoğulları üstleniyor. Filmin oyuncu kadrosunda Tuğba Özay’ın yanı sıra Fatih Küçük, Gülşah Yavuz, Belkıs Akçil, Cüneyt Tek, Tayfun Sav, Seda Aktuğlu, Destina Su Çare Ramazan Cabalar, Erkan Çelik gibi isimler ve usta oyuncu Eşref Kolçak bulunuyor. Mankenliğe 1994 yılında başlayan Tuğba Özay, 1995 Miss Model Of The World Yarışması’nda ikinci seçildi. Oyunculuk eğitimi aldıktan sonra Sonradan Görmeler, Aynalı Tahir, Çiçek Taksi dizilerinde oynadı.

Güçlü Bir Aşk Hikâyesi ve Korku Aynı Perdede

Erkan Çelik ve Seda Kement’in başrollerini paylaştığı Zohak filmi, 2018’in ilk yarısında vizyona girecek. Özgün konusuyla dikkat çeken filmin yönetmen koltuğunda oturan Adem Uğur aynı zamanda Feride Gören ile birlikte yapımcılığı da üstleniyor. Gerilim filmi Zohak, Türkiye ile eş zamanlı olarak Almanya, Fransa ve Azerbaycan’da gösterime girecek. Filme adını veren Zohak İran mitolojisinde şeytani bir figür olarak geçiyor.

Arada (Yönetmen: Mu Tunç)

Mu Tunç’un yönettiği ve Burak Deniz, Büşra Develi, Eriş Akman ile Deniz Celiloğlu’nun oynadığı Arada, 13 Nisan 2018′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Rue de Pera Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Ozan, doksanlar İstanbul’unda genç bir punk’tır. Kaliforniya’da albüm çıkarmayı hayal eder. Ozan, eski bir şarkıcı olan babası Altan ile geleceği hakkında ateşli bir tartışmaya girer. Ozan evini terk eder. Kaset dükkanı sahibi arkadaşı Deniz, Ozan’a ertesi sabah Kaliforniya’ya giden bir gemi bileti hakkında bir ipucu verir. Ozan ve kız arkadaşı Lara, ev partilerinden, çılgın rave partisine, Nargile Bar’dan birçok yere kadar tüm şehirde bileti ararlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Arada (Yönetmen: Mu Tunç) yazısına devam et

Sevmek Zamanı, Yenilenmiş Kopyasıyla İlk Kez If İstanbul’da Genel Seyirci Karşısına Çıkıyor

/2016/08/31/sevmek-zamani/“>17. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 15 Şubat’ta başlıyor. Yılın merakla bekle-nen bağımsızlarını ve ödüllü filmlerini sinemaseverlerle buluşturmak için gün sayan festivalin bu yılki bir sürprizi de Sevmek Zamanı olacak. Acı Hayat (1962), Yılanların Öcü (1962), Susuz Yaz (1964), Kuyu (1968) gibi etkileyici bir çok klasiğin yönetmeni, sinemamızın auteur’lerinden Metin Erksan’ın yönettiği 1965 yapımı bu efsane film, yenilenmiş kopyasıyla ilk kez genel seyirciyle buluşacak.

Demet Akbağ’ın Fedakâr Türk Annesi Türkan’la Tanışmaya Hazır mısınız?

Demet Akbağ bu kez titiz ve fedakâr anne rolüyle güldürecek. Akbağ’ın Murat Şeker yönetmenliğindeki yeni filminde tipik bir Türk ailesi 9 yıl sonra ilk kez tatile çıkıyor. SugarWorkz ve TAFF ortak yapımı komedisi Görevimiz Tatil’in senaryosu Çakallarla Dans serisinin de yönetmeni Murat Şeker ve Ali Tanrıverdi’ye ait. Demet Akbağ’ın canlandırdığı anne Türkan Mutlu’nun eşi Sıtkı Mutlu’yu Zafer Algöz canlandırıyor. Çiftin çocuklarını ise Deniz Altan ve Alican Parlak oynuyor.

Kelebekler

Tolga Karaçelik’in yönettiği ve Bartu Küçükçağlayan, Tuğçe Altuğ, Tolga Tekin ile Serkan Keskin’in oynadığı Kelebekler, 30 Mart 2018′de Chantier Films dağıtımıyla Karaçelik Film Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
30 yıl ayrı kaldıktan sonra, baba 3 çocuğunu köydeki evlerine çağırır. Nedenini bilmezler. En büyükleri, Cemal, onları alır ve bu garip köye doğru yola çıkarlar. Yıllardır bir araya gelmeyen ve birbirini çok az tanıyan üç kardeş köye vardıklarında babalarının öldüğünü öğrenirler. Babaları, vasiyetinde köyün acayipliklerinden biri olan kelebeklerin geliş zamanında gömülmeyi istemiştir. Kardeşler birbirlerinin kim olduğunu anlamaya çalışırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Kelebekler yazısına devam et

37. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Jürisinin Başkanlığını Pelin Esmer Üstleniyor

İKSV – İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 06 – 17 Nisan 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 37. İstanbul Film Festivali kapsamında yapılacak Ulusal Yarışma filmlerini değerlendirecek Ulusal Yarışma Jürisi belirlendi. 37. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışması jüri başkanlığını, ulusal ve uluslararası birçok festivalden ödüllerle dönen sinemamızın önemli kadın yönetmenlerinden Pelin Esmer üstleniyor. Pelin Esmer başkanlığındaki Ulusal Yarışma Jürisi’nin diğer üyeleri ise görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki, oyuncu Selen Uçer, şair Küçük İskender ve sinema yazarı Barbara Lorey olarak belirlendi.

37. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Jürisinin Başkanlığını Pelin Esmer Üstleniyor yazısına devam et

Arif V 216, Yine Zirvede

Yaklaşık 1,5 milyon seyircinin salonlarda yerini aldığı geçtiğimiz hafta sonunda en iyi Ocak ayı açılışına imza atan Cem Yılmaz’ın yeni filmi Arif V 216, bu hafta sonunda da zirvede yer aldı. Medya takip ajansı Interpress’in derlediği bilgilere göre, film haftasonu 782 bin 598 seyirci tarafından izlenerek on günde toplamda 2 milyon 874 bin 598 biletli seyirci sayısına ulaştı. Hafta sonunda, Gupse Özay’ın başrolünde yer alıp yönettiği ve vizyona girdiği ilk üç gününde 348 bin 689 sinemasever tarafından izlenen Deliha 2, ise açılışını listenin ikinci sırasında gerçekleştirdi.

Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri

57 yıl önce Türkiye’den Almanya’ya göç edenlerin hayatını anlatan Nebil Özgentürk imzalı belgesel Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri’nin prömiyeri, Nâzım Hikmet’in 116. doğum yılı şerefine, Almanya’nın Wuppertal kentinde 20 Ocak Cumartesi akşamı gerçekleşecek. İstanbul Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Köln Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’yla Dayanışma Derneği tarafından organize edilen gecenin sunuculuğunu Selçuk Yöntem üstlenirken, Zülfü Livaneli, Rutkay Aziz, Leman Sam, Tilbe Saran, Melike Demirağ, Ferhat Livaneli gibi sanatçılar şarkı, şiir ve konuşmalarla geceye katılacaklar. Gecede aynı zamanda, Nâzım Hikmet Türk – Alman Dostluk Ödülleri de sahiplerine sunulacak.

Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri yazısına devam et

Hafıza

Mark Palansky’nin yönettiği ve Peter Dinklage, Matt Ellis, Anton Yelchin ile Julia Ormond’un oynadığı Hafıza (Rememory), 26 Ocak 2018’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Filmdom Media tarafından vizyona çıkarıldı.
Gordon Dunn, ünlü bir bilim adamıdır. Çığır açan yeni bir cihaz üreten Gordon, cihazın tanıtımından kısa bir süre sonra gizemli bir şekilde ölü bulunur. Gordon’un eşi Carolyn için bu ani ölüm tam bir yıkım olur. Acılı kadın her şey ile bağını yitirip kendi kabuğuna çekilir. Hayat sıradan akışına dönerken Gordon’u tanıdığını iddia eden gizemli bir adamın ortaya çıkması her şeyi değiştirir. Adam ölümün ardındaki gizemi ortaya çıkarmaya çalışır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Tuzdan Kaide

Burak Çevik’in yönettiği ve Zinnure Türe, Nazan Kesal, Nalan Kuruçim ile Nihal Koldaş’ın oynadığı Tuzdan Kaide, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla ????? tarafından vizyona çıkarılıyor.
Zamanda sabitlenmiş otuz yaşlarındaki münzevi bir hayat sürmekte olan bir kadın, mağarayı andıran bir odada yaşamaktadır. Şehre yaptığı ender ziyaretlerde iblislerin musallat olduğu söylenen bir sandalcıyla sohbet  etmeyi sürdürmektedir. Bu ziyaretlerde ayrıca şehrin ıssız ve ücra köşelerinde ikiz kardeşini de aramaktadır. Zamandan uzak, kopmuş ve mekânı belirsiz, bilinmeyen bu yolculukta aynı rüya yeniden, tekrar tekrar anlatılır.

Tuzdan Kaide yazısına devam et

Çürümüş Bir Toplumda Mutlu Olmak Mümkün mü

2017 yılının en iyi filmleri seçkimde ikinci sırada yer verdiğim ‘Sevgisiz / Nelyubov’ nihayet sinemalarda. Çağdaş Rus sinemasının en önemli isimlerinden Andrey Zvyagintsev’in çarpıcı dramasının açılışında, siyah fon üzerinde tek bir nota piyanodan tekrarlanırken, yükselen volüm tekinsizliğin ve kötüye doğru gidişin alametlerini iletir izleyiciye. Karlar içinde asırlık bir ağacın çıplak gövdesi belirir daha sonra perdede. Buz gibi soğukta bir orman gölünde sakin yüzen ördeklerin huzurunu hissederiz bir an için. Sonrasında birkaç ay öncesine dönerek hikâyeyi izlemeye başlarız. Bir okul binasına sabitlenir kamera. Birazdan zil çalacak ve çocuklar dağılacaktır. Sırtında çantası orman yolundan tek başına yürüyen Alyoşa eve dönmek için acele etmez. Zira Moskova’nın koyu gri sonbaharı kadar kasvet yüklüdür yuvası.

Boşanmış anne ve babası satışa çıkardıkları küçük banliyö dairesini zorunlu olarak paylaşmaktadır bir süreliğine. Bitmiş bir mutsuz evliliğin tüm kâbusu çökmüştür evin her köşesine. Hayalkırıklığı, kırgınlık, kin, öfke patlaması sarmıştır her yanı. Bağırış çağırış içerisinde birbirlerine olan nefretlerini haykıran Zhenya ile Boris yeni birer partner bulmuşlardır bile. Hayatlarında 12 yaşındaki çocuklarına yer yoktur artık. Kapı ardında herşeyi işiten Alyoşa sessiz gözyaşlarını akıtırken ebeveynleri yeni mutluluk arayışlarının peşinden sürüklenecektir.

Ertesi sabah okul için koşar adımlarla uzaklaşan Alyoşa eve bir daha geri dönmez. Sevgilileriyle birlikte olan anne baba, çocuklarının yokluğunu iki gün sonra okuldan gelen uyarıyla öğrenir. Zorlu hava koşullarında köşe bucak aranmaya başlar küçük Alyoşa. Eski karı kocanın zorunlu olarak biraraya geldiği bu süreç boyunca, karşılıklı öfke ve bezginlik giderek doruğa tırmanacaktır.

Usta yönetmen Zvyagintsev’in Sovyet sonrası düzenle hesaplaşması devam ediyor. Rus sinemacının ‘Yeni Rusya’ üzerine daha öfkeli bir politik söylem tutturduğu bir önceki başyapıtı ‘Leviathan’, mikro bir olaydan yola çıkarak Putin yönetiminin yozlaşmış kurumları üzerine tanıklığa dönüşüyordu. Büyümüş ve çürümüş ‘Devlet’i ‘dev bir balina iskeleti aracılığıyla görselleştirmişti günümüz Rusya’sındaki ahlaki ve hukuki çöküntüyü cesurca irdeleyen filminde. ‘Sevgisiz’ ile çürümüş, hayati kurumları ardı ardına işlevsiz hale gelmiş Rus toplumunu otopsi altına yatırıyor bir kez daha. Şiddetle, kavgayla yoğrulmuş bir toplumda mutlu olabilmenin imkansızlığı üzerinde duruyor.

Zhenya ‘ben bir canavar mıyım’ diye soruyor kendinden epeyce büyük sevgilisine bir sahnede. Geçtiğimiz Eylül ayında Adana Film Festivali sırasında yaptığımız görüşmede yönetmenin de altını çizdiği üzere, aslında kadın da, eski kocası da normal sıradan insanlar. Yakınlarına, komşu halklara karşı saldırgan nefret yüklü bir havayı solurken, gelecek ve hayatta kalma kaygısı para, mevki, başıboş bir özgürlüğe takılmış insanların huzurlu ve mutlu olabilmeleri mümkün müdür. Varlıklı ikinci bir eş, lüks içinde bir yaşam, alabildiğine özgür cinsellik ve ‘selfie’lerle idame ettirilmeye çalışılan bir hayat mutluluk getirecek midir. Boris’in hamile sevgilisiyle mutluluk illüzyonu ne kadar sürecektir. Komşu Ukraynalı kadının televizyondan yükselen çığlığına kayıtsız, Rus olimpiyat takımının eşofmanıyla lüks evin balkonunda yürüme bandına çıkmış Zhenya’nın kameraya diktiği gözlerinden mutluluk okunabilir mi. Oysa Alyoşa’yı ararken bir sahnede Boris’e ‘mutlu olmayı öylesine istemiştim ki’ itirafında bulunacaktır genç kadın. En başında korkunç annesinden sevgi görememiş, ondan kurtulmak için Boris’le evlenmiş, ancak dünyaya getirdiği kendi çocuğunu sevmeyi becerememiştir.

Koyu gri atmosferi, mükemmel sinematografisi ve yoğun hüznüyle son dönemin en iyi filmlerinden biri ‘Sevgisiz’. Yönetmenin yazar Oleg Negin ile 2007 yapımı ‘Sürgün’de başlayan dördüncü birlikteliği. Çok iyi yazılmış, yönetilmiş, oynanmış, başta ve sonda Evgueni ile Sacha Galperine ikilisinin piyanoda tek notaya dayalı yükselen çığlığı ’11 Cycles of E’ (Mi’nin 11 Döngüsü) ile boğazımıza düğümlenen kusursuz bir başyapıt.

Zvyagintsev hayatı boyunca ülkesinde yaşamış. Kendi dili dışında başka bir dil bilmiyor. Sorularımızı çevirmeni vasıtasıyla cevaplıyor. Hikâyesinin Moskova’da geçtiğini, ülkesinde gazetecilerin Alyoşa misali iz bırakmadan ortadan kaybolduğunu söylüyor. Ancak çağımızda sevgisizliğin ve çürümüşlüğün yalnızca Rusya ile sınırlı kalmadığının, anlattıklarının evrenselliğinin altını özenle çiziyor. Söylediklerine katılmamak mümkün değil.

(25 Ocak 2018)

Ferhan Baran

[email protected]

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu