Korkut Akın Yazıyor: Irkçılığı Gördüm Tanıyorum

Hemen her gün gazetelerde, televizyon yorumlarında, arkadaş konuşmalarında “Hiç bu kadar kötü bir dönem yaşamamıştık” sözünü duyuyoruz. Sosyoekonomik, sosyopolitik, sosyokültürel, sosyopsikolojik sorunlar gerçekten de yağmur gibi üzerimize üzerimize geliyor ve sürekli yakınıyoruz. Şöyle bir dönüp baktığınızda, bu sorunların hemen hepsinin aynı oranda sürekli yaşandığını görmemek mümkün değil. On yıl, hatta … Devamı… »

Fatma Girik’i Kaybettik

Sinemamızın sevilen oyuncusu Fatma Girik, 24 Ocak 2022 Pazartesi günü hayatını kaybetti. 1942 yılında doğan sanatçının hatırlanan filmleri arasında Mahalleye Gelen Gelin, Ömrümün Tek Gecesi, Avare Mustafa, Badem Şekeri,  Beş Şeker Kız, Keşanlı Ali Destanı, Namusum İçin, Karakolda Ayna Var, Yaprak Dökümü, Ezo Gelin, Boş Beşik, Sevenler Ölmez, Menekşe Gözler, Şoför Nebahat, Kızgın Toprak, Kambur, Kuma, Acı, Ağrı Dağı Efsanesi, İntikam Meleği gibi filmler var. Sanatçının cenazesi, 27 Ocak Perşembe günü Teşvikiye Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Bodrum’a uğurlanacak. Merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Hayri Çölaşan Yazıyor: 2021 Yılı Film Festivalleri Değerlendirmesi

2009 yılından başlayarak her yıl tekrarlanmakta olan bu çalışma, sinema araştırmacısı Hayri Çölaşan tarafından kameraarkasi.org web sitesi veri tabanından yararlanılarak yapılmıştır. Bu çalışmada yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen yerli film festivalleri ile ilgili verileri bir araya getirerek, araştırmacılara, sinema yazarlarına, yönetmenlere, öğrencilere, festival çalışanlarına değerlendirmelerinde yardımcı olabilecek bir … Devamı… »

Yaşar Aydaş’ı Kaybettik

Bağlama ve Kaval sanatçısı Yaşar Aydaş, 23 Ocak 2022 Pazar günü hayatını kaybetti. 1936 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Aydaş, babasının memuriyeti nedeniyle ilkokulu Bolu’nun Göynük ilçesinde bitirdi. Ortaokul yıllarında başlayan saz çalma tutkusu nedeniyle liseden ayrılmak zorunda kaldı. Halk müziğine bilinçli olarak, 1953 – 1954 yıllarında halkevlerinde Ferruh Arsunar’ın korosunda, bağlama çalarak başladı. Yaşar Aydaş, yönetmenliğini Semih Evin’in gerçekleştirdiği 1971 yılı yapımı Keloğlan ve Yedi Cüceler adlı filmin müziklerine katkıda bulundu. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

2021 Yılı Film Festivalleri Değerlendirmesi

2009 yılından başlayarak her yıl tekrarlanmakta olan bu çalışma, sinema araştırmacısı Hayri Çölaşan tarafından kameraarkasi.org web sitesi veri tabanından yararlanılarak yapılmıştır.

Bu çalışmada yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen yerli film festivalleri ile ilgili verileri bir araya getirerek, araştırmacılara, sinema yazarlarına, yönetmenlere, öğrencilere, festival çalışanlarına değerlendirmelerinde yardımcı olabilecek bir kaynak oluşturulması amaçlanmaktadır. Başka bir benzerini bulamadığımız bu kaynak, festival organizasyonu çalışanlarına başka festivallerle ilgili olumlu anlamda fikir verebilir. Genel istatistikler, festival içi değerlendirmelerin dışında/üzerinde bir kavrayışı beraberinde getirecektir.

Öğrencilerin piyasayla ve festivallerle ilgili genel bir bakış elde etmesi, yönetmenlerin başkalarının çalışmalarını ve sonuçlarını değerlendirmesi, sinema yazarlarının istatistiklerden yararlanması, eğitimcilerin yönelimleri, eksikleri ve gerekleri izleyip değerlendirebilmesi de bu çalışmanın amaçları arasındadır.

Bu kaynak, aynı zamanda gelecek nesiller için ülkemiz sinemasında bu yıl neler olup bittiğine dair veriler sağlamaktadır.

Önceki yıllarda yapılan geri dönüşler, bu ve benzeri çalışmaların çoğalmasının konuyla ilgili herkes için değerli olacağını göstermektedir.

En çok ilgimi çeken olaylar;

2021 yılında uzun kurmaca ve kısa kurmaca filmler arasında en fazla ödül alan yönetmenlerin Muş’lu olması.

Okul Tıraşı (Brother’s Keeper) / 2021 / Uzun Kurmaca / Ferit Karahan / 01:25:00
Suçlular (Les Criminels) / 2021 / Kurmaca / Serhat Karaaslan / 00:23:00

Kısa belgesel yarışmalarında ise en fazla ödül alan 4 filmin çekim ve kurgu tekniğinin benzerliği.

Bulak (Fount) / 2020 / Belgesel / Evrim İnci / 00:04:17
Le Périple d’Abélla (Abélla’nın Yolculuğu) / 2020 / Belgesel / Enis Manaz / 00:04:55
Sürgünde Bir Yıl (A Year in Exile) / 2020 / Belgesel / Malaz Usta / 00:18:58
Beautiful Remains / 2020 / Belgesel / Céleste Galliot-Dollet / 00:14:12

Emel Gürsoy’un 4 kez en iyi kadın oyuncu ödülü alarak sinema tarihinde en fazla en iyi kadın oyuncu ödülü alan beşinci kişi sıralamasına yükselmesi.

Hakan Ünal’ın yurtdışında düzenlenen 3 yarışmada jüri olarak ülkemizi temsil etmesi ve bir yılda en fazla yurtdışında jüri üyeliği yapan kişi olarak sinema tarihine geçmesi.

2009 yılından bugüne yazılan kitaplar aşağıdaki linklerden takip edilebilir:

2010 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2011 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2012 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2013 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2014 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2015 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2016 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2017 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2018 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2019 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2020 Film Festivalleri Değerlendirmesi
2021 Film Festivalleri Değerlendirmesi

(23 Ocak 2022)

Hayri Çölaşan
Sinema Yazarı, Araştımacı,
Festival Danışmanı
http://www.hayricolasan.com
hayri.colasan@gmail.com
0535 566 7340

12 Burç Bir Filmde Buluştu

Zodyak’ın 12 burcunu bir aşk hikâyesinde buluşturan Burçlar filmi, renkli oyuncu kadrosu, sıradışı hikâyesi ve astrolojiye getirdiği eğlenceli bakış akışıyla gökyüzünün büyülü dünyasını sinema perdesine taşıyacak. 11 Şubat’ta vizyona girecek film, yıldızların hareketlerinin aşk hayatını nasıl etkilediğini komik bir dille anlatacak. Ali Ersan Duru ve Gözde Mutluer’in başrolleri paylaştığı filmin oyuncu kadrosunda Cengiz Küçükayvaz, Nedim Saban, Suna Yıldızoğlu, Parla Şenol, Çiğdem Tunç da yer alıyor.

TRT’den Büyük Başarı, TRT Ortak Yapımı Filmlere 2021’de Tam 107 Ödül

TRT ortak yapımı filmler geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2021’de de ulusal ve uluslararası film festivallerinde yarışarak ödüller kazandı. 2021 yılında festivallerde yarışan TRT ortak yapımı 31 film, ulusal ve uluslararası arenada toplamda 107 ödül kazandı. Türk sinemasının deneyimli yönetmenlerinin ve genç yeteneklerinin ürettiği nitelikli filmlere ortak olan TRT, uluslararası ve ulusal festival dağıtım süreçlerinde de desteğe devam ediyor.

41. İstanbul Film Festivali Ulusal Jürileri Belli Oldu

08 – 19 Nisan 2022 tarihleri arasında yapılacak 41. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma, Seyfi Teoman İlk Film, Ulusal Belgesel Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması jürileri açıklandı. Başvuruların 21 Ocak’ta sona erdiği festivalin Ulusal Yarışma jüri başkanı Onur Ünlü olurken, Demet Evgar, Barış Özbiçer, İnci Eviner ve Marsel Kalvo jüri üyeleri oldu. Seyfi Teoman İlk Film Yarışması jürisinde Nisan Dağ, Cedric Succiavalli ve Çağıl Bocut; Ulusal Belgesel Yarışması jürisinde Melis Behlil, Kıvılcım Akay ve Yunus Emre Yalçın; Ulusal Kısa Film Yarışması jürisinde Cihan Aslı Filiz, Aslı İnandık ve Malaz Usta var.

Semra Güzel Korver Yazıyor: Hangi Festival? Hangi Ödül?

kameraarkası.org platformunun kurucusu, görüntü yönetmeni, memleketin televizyon ve sinema üretimleri üzerine kafa yoran sevgili arkadaşım Hayri Çölaşan ile 10. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde farklı kategorilerde jürideydik. Malûm festivaller sinemanın bileşenlerinin buluşma noktası. Bu buluşmalarda sinemaya dair pek çok mesele konuşuluyor, tartışılıyor. Hayri ile belgesel sinema festivalleri, jüriler ve ödüller … Devamı… »

Trabzonlu Aileler, Kesişme: İyi ki Varsın Eren’le Buluştu

Kesişme: İyi ki Varsın Eren filmi tüm Türkiye’de büyük ilgi görüyor. Trabzon Dernekler Federasyonu (TDF) da, 200 aileyi filmle buluşturdu. TRT ortak yapımı olan filmin İstanbul Airport AVM Sineması’nda düzenlenen özel gösterimine, Eren Bülbül’ü canlandıran Rahman Beşel, şehit Fethi Sekin karakterini oynayan Kemal Balıbaş, aynı saldırıda şehit düşen kahraman Astsubay Ferhat Gedik’in eşi Cemile Gedik ile çocukları Perizat Kayra Gedik, Alp Koray Gedik ve Eren Bülbül’ün kardeşleri katıldı.

Trabzonlu Aileler, Kesişme: İyi ki Varsın Eren’le Buluştu yazısına devam et

3. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali

Yeni nesil dünya dilindeki film yapımcılarının dikkatini çekmeyi ve dünyanın her yerindeki internet kullanıcılarına dünya sinemasına olan isteklerini paylaşma şansı vermeyi amaçlayan 3. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali, 18 – 24 Ağustos 2022 tarihleri arasında düzenleniyor. Festival, kısa filmleri tanıtmak ve film yapımcılarının kariyerlerinde bir adım daha ileri gitmelerine destek vermeyi amaç ediniyor. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali’nde verilecek En İyi Kısa Film Ödül kategorileri arasında Drama, Komedi, Bilim Kurgu, Korku, Belgesel, Fantastik, Gerilim, Fragman, Poster gibi çeşitli En İyi Kısa Ödülleri yer alıyor.

3. Fotofilm Uluslararası Kısa Film Festivali yazısına devam et

Yalnızlık Paylaşılır

Kusursuz bir başyapıt karşısında duyguların coşması ve gözyaşlarını tutamamak. ‘Drive My Car’ı izleme deneyimim işte böyle bir şey. Çağdaş Japon sinemasının usta yönetmeni Ryûsuke Hamaguchi’nin imzasını taşıyan filmi epeyce beklemiş, dolu festival salonlarında ya da özel gösterimlerde izleme fırsatı bulamamıştım. Sinemalarda gösterime girdiği günün tenha bir sabah seansında nasıl geçtiğini fark etmediğim dolu dolu 3 saati nasıl anlatsam, nerden başlasam.

Film acıların ve kayıpların ağırlığı ile yüklü hayatımıza katlanabilmek üzerine bir deneyimi usul usul, katman katman örüyor. Saygın Japon yazar Haruki Murakami’nin ‘Kadınsız Erkekler’ başlıklı antolojisinde yer alan aynı adlı kısa öyküden yola çıkmış Hamaguchi. Ancak izlediğimiz film 30 sayfalık bu kısa metni hayli aşan gelişmeler ve yorumlamalarla yüklü. Sinema tarihinin belki de en uzun giriş bölümü tam 40 dakika uzunluğunda. Kırklı yaşlardaki tiyatro yönetmeni ve oyuncu Yûsuke Kafuku ile öykü ve senaryo yazarı eşi Oto’nun özel yaşamına tanıklık ediyoruz giriş bölümünde. Seyir zevkini bozmamak ve merak unsurunu korumak adına fazla ayrıntıya girmeyeceğim ancak çiftin yıllar önce 4 yaşındayken yitirdikleri küçük kızlarının acısı ile başa çıkabilmek için özel ve sanat yaşamlarında birbirlerine tutunduklarının altını çizmeden geçemeyeceğim.

Hamaguchi’nin filmine detaylı bir girişle başlaması ve özgün öykünün geriye dönüşler üzerinden ilerleyen yapısı yerine lineer bir anlatımı tercih etmesinin nedeni, kapalı ve suskun ana karakteri Kafuku’nun metnin ana gövdesinde deneyimleyecekleri üzerine izleyicisini hazırlamak amaçlı imiş. Karısı ile kopuşunun ardından tam iki yıl sonra, Hiroşima Kültür Sanat Tiyatrosu’nun düzenlediği festivalde daha önce üzerinde çalıştığı ve başrolünü oynadığı ‘Vanya Dayı’yı sahnelemek üzere yola çıkıyor Kafuku. Festival yönetmeliği doğrultusunda kendisine bir şoför tahsis edilmiştir. 15 yıldır gözü gibi baktığı, taşıma aracı olmaktan öte onun için koruyucu bir zırh, metinler üzerine yoğunlaşabildiği bir çalışma odası değerinde olan kırmızı arabasının sürücülüğünü gönülsüzce de olsa 23 yaşındaki Misaki’ye devreder. İki ay sonra sahnelenecek oyunun seçmeleri ve okuma provaları sürerken, Kafaku’nun özel şoförü ve oyuncuları ile Çehov’un insan ruhunu neşter altına yatıran metni üzerinden ilişkileri onu ve izleyen herkesi kendi benliği ile yüzleşmeye çağıracaktır.

Film her ne kadar Murakami öyküsünden yola çıkmış olsa da Hiroşima’da Çehov ekseni üzerinden yoluna devam ediyor sinemacı. 1945’de yerle bir olmuş ve acılar üzerinden yeniden hayata tutunmuş Hiroşima kentinin göbeğinde Vanya Dayı’nın replikleri anlam kazanıyor. Kafuku bir sahnede Çehov’un metni içinde dolaştığında katılaşan bedeninin harekete geçtiğini ifade ediyor. O satırları okuduğunda kimliğinin ve gerçek benliğinin apaçık ortaya dökülmesinden endişeli de gerçi. Ama hayatla başa çıkabilmek için önce kendine karşı dürüst olması gerektiğinin de bilincinde.

‘Drive My Car’ yalnızlık, kayıplar, hafıza ve dil üzerine çok katmanlı bir film. Evet yitirdiklerimizi çok özlüyoruz. Hayatta kalanlar olarak gidenleri düşünmeden edemiyoruz. Elimizden kayıp gitmişleri görmezden geldiğimiz, umursamadığımız için dertleniyoruz. Ama oyunun finalinde Sonya’nın dayısına dediği gibi ‘Kaderin önümüze çıkardığı sınavlara katlanacağız. Yaşayacağız ve çalışacağız. Son dakikaya kadar çalışacağız’. Filmin önemli bölümünü oluşturan prova sahneleri çalışmanın, ortak üretimin, sanatsal çabanın hayatın acıları ile baş etmedeki kıymetini vurgulamak açısından önemli. Hamaguchi tam bu noktada ‘oyunculuk’ üstüne ilginç sorular soruyor. Kendi çalışmalarında tüm diyalogların senaryoda yazılı hazır olduğunu ifade ederek, oyuncularından metni defalarca okumalarını ve sindirmelerini istediğini belirtiyor. Oyun yönetmeni Kafuku’nun da okuma provalarında aynı metodu benimsediğine şahit oluyoruz. İlk çalışma döneminde oyuncularından duygu çıkarmalarını talep etmiyor. İlerleyen provalarda motor dendiğinde ya de sahne performansı sırasında içselleşmiş diyaloglar üzerinden duyguyu açığa çıkarmanın zamanı geliyor. Bütünlük hali metnin gücü ve duyguların paylaşımı ile sahnede gerçekleşiyor. İşte bu yüzden üst yazılar kullanarak çok dilli sahnemeler yapıyor Kafuku. Sahnedeki oyuncuların Japonca, Mandarince, İngilizce diyalogları duygusal gerçeği ortaya çıkarmak için bir engel oluşturmadığını savunuyor çünkü. Keza Sonya’yı canlandıran konuşma engelli sanatçının Kore işaret dilinde oyunun final repliklerini iletmesi duygu yoğunluğunu azaltmıyor. Çünkü Kafuku’nun sahnesinde ve Hamaguchi’nin filmlerinde beden dili, bakışlar ve jestler diyaloglar denli işlev taşımaktadır.

Geçmişin trajik yükünü taşıyan Hiroşima’yı soğuk ve pastel renklerle modern bir kent olarak sunmuş Hamaguchi. Ama biraz nefes almamız için ruhsuz otoyoldan öteye ormanlık alanda bir küçük sıcak mekâna uğramadan edememiş. Festivalin Koreli yöneticisi ve onun konuşma engelli eşinin bahçeden toplanmış sebzelerle konukları için hazırladığı mütevazi akşam sofrası filmin trajik dokusuna alternatif bir umut ışığı olarak sızıyor. Ve yalnızlık da acılar da paylaşılıyor. Hokkaido adasının ücra köyündeki karlı yamaçta Kafuku ile Misaki arasında geçmiş trajedilerden örülmüş bir bağ kuruluyor. İtiraflar ortak pişmanlıkları dile getiriyor. Kafuku bir aktör ve yönetmen olarak Çehov’un sözcükleriyle bu hayata katlanırken, çiçeği burnunda Misaki onun uzattığı eli tutarak yaşam tekerini döndürmeye çabalıyor.

Film içinde oyunun final repliklerinden alıntılarla bitirirsek ‘Ve hayat böyle sürüp gidecek. Son ana kadar çalışacağız, başka insanlarla omuz omuza birlikte üretmeye devam edeceğiz. Vanya gibi bizler de iyi insan olmaya devam edeceğiz. Çünkü dünya kötülerden ibaret değildir. Bu yolculuk sona erdiğinde Tanrı’ya çektiğimiz acıları, nasıl gözyaşı döktüğümüzü anlatacağız. Ve Tanrı bize acıyacak, işte o zaman dinlenebileceğiz.’

(29 Ocak 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Usta Oyuncu Rıza Akın İlk Öykü Kitabını Yayınladı

Tiyatro, sinema ve TV dünyasının yakından tanıdığı Rıza Akın’ın Babamın Yalanları ismini verdiği öykü kitabı Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Akın’ın çocukluğuna dair anılardan izlerin olduğu, özellikle Adana sıcağının derin hissedildiği Babamın Yalanları, 10 samimi öyküden oluşuyor. Bugüne kadar 22 film ve dizide oynayan Rıza Akın bu sezon atv’nin Kalp Yarası adlı dizisinde rol alıyor. Akın, Erzincan / Tercanlı bir ailenin çocuğu olarak 1955 yılında Adana’da doğdu. Tiyatroyla Adana Halkevi’nde tanıştı; gazeteciliğe Adana Ticaret Lisesi’nde çıkardığı duvar gazetesiyle başladı. Liseyi bitirdiğinde Ankara’dan aldığı oyunculuk daveti üzerine profesyonel oldu.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu