Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

II. Milli Sinema Günleri

Uluslararası Sinema Derneği tarafından düzenlenecek olan II. Millî Sinema Günleri, bu yıl İstanbul’da üç farklı mekânda gerçekleştirilecek. 28 – 30 Kasım 2024 tarihlerinde Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Rami Kütüphanesi ve Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek olan açık oturumlar, söyleşiler ve ücretsiz film gösterimleriyle üç gün boyunca dolu dolu bir program sinemaseverleri bekliyor. Geçen sene Afyonkarahisar’da düzenlenen ilk etkinliğe teveccüh gösterilmesi üzerine bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Millî Sinema Günleri’nin temeli, 1973 yılında Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) tarafından tertip edilen açık oturuma dayanıyor.

II. Milli Sinema Günleri yazısına devam et

Burası Size Göre Değil Şimdi MUBİ’de

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Kıyıdakiler, Küçük Bir Hata gibi filmlerin senaristi ve Fena Şeyler, Mutlu Sonlar romanın yazarı Ceyda Aşar’ın senarist ve yönetmenliğini gerçekleştirdiği, Şebnem Hassanisoughi ve Deniz Karaoğlu’nun başrollerde yer aldığı, görüntü yönetmeni koltuğunda Serkan Gülgüler’in, sanat yönetmenliğinde Natali Yeres’in yer aldığı, ulusal ve uluslararası festivallerden ödüller alan Burası Size Göre Değil (2023) kısa filmi, MUBI Türkiye’de gösterime sunuldu. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin destekleriyle çekilen kısa film, 2025 yılında da festival yolculuğuna devam edecek.

Mutfak

Alonso Ruizpalacios’un yönettiği ve Raul Briones Carmona, Rooney Mara, Anna Diaz, Motell Foster ile Oded Fehr’in oynadığı Mutfak (La Cocina), 29 Kasım 2024’de Başka Sinema dağıtımıyla Mars Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Manhattan’daki The Grill’de kasadan para kaybolduğu söylenir. Kayıtsız aşçıların hepsi zan altındayken Pedro baş şüphelidir. Pedro, Amerikalı garson Julia’ya aşıktır. Mekânın sahibi Rashid, Pedro’ya “yasal olabilmesi” için evraklarında yardımcı olacağına söz vermiştir. Ancak Julia’nın hakkında ortaya çıkan olaylar herkesi şaşırtacak, Pedro da bunun üzerine kentin bu en işlek mutfağının altını üstüne getirecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Mutfak yazısına devam et

Yılın İddialı Filmi Paranoya’nın Galası Yapıldı

Paranoya filminin galası, Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşti. 22 Kasım’da vizyona girecek olan filmin galasına sanat, siyaset ve iş dünyasından önemli isimler katıldı. Filmin yönetmeni Cengiz Özkarabekir, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Film, üniversite öğrencisiyken yazdığı bir şiir yüzünden hapse atılan, hapisteyken babasının cenazesine katılamamasından dolayı paranoyası başlayan Muntazam adlı gazeteciyi perdeye getiriyor.

Yılın İddialı Filmi Paranoya’nın Galası Yapıldı yazısına devam et

2. Fethiye Film Festivali Başladı

Fethiye Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği / FEFSAD tarafından, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Fethiye Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen 2. Fethiye Film Festivali başladı. Festivalin ‘Gösterim Seçkisi’ 23 kısa kurmaca, 19 kısa deneysel, 17 kısa canlandırma ve 11 kısa belgesel olmak üzere toplam 70 kısa filmden oluşuyor. Filmlerin gösterimi sonrasında yönetmenleriyle de söyleşi yapılacak. Ayrıca yedi uzun metrajlı film de festival gösterim programında yer alıyor.

2. Fethiye Film Festivali Başladı yazısına devam et

Her Şeyin Başı Merkür

Ali_Balci’nın yönettiği ve Sinem Kobal, Alp Navruz, Derya Alabora ile Neslihan Yeldan’ın oynadığı Her Şeyin Başı Merkür, 13 Aralık 2024’de CJ ENM dağıtımıyla SKY Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Elif, okuduğu üniversitenin gazetecilik bölümünden iyi dereceyle mezun olan genç bir kadındır. Bir gazetenin astroloji yazarı olarak işe başlayan Elif, burçlarla bir ilgisi olmasa da mesleğini yapmaya çalışır. Hayran olduğu bir gazeteci ile aynı gazetede çalıştığını öğrendiğinde daha da motive olan Elif, bu sırada kendisini meslektaşı Fırat ile zorlu bir rekabetin içerisinde bulur. Elif hiç beklemediği maceralar yaşarken, astroloji onun rehberi olur.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Her Şeyin Başı Merkür yazısına devam et

Sir-Ayet 4

Gökhan Arı’nın yönettiği ve Elif Fatma Baysal, Zeynep Betül Şahin, Taner Şahin, Ulukan Ağdaş, Esra Çelik, Dilek İntepe ile Görkem Gökalp’ın oynadığı Sir-Ayet 4, 14 Mart 2025′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla MRTFilm tarafından vizyona çıkarılıyor.
?????.

  • Basın Bülteni
  • Fragman

Sir-Ayet 4 yazısına devam et

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin (Yönetmen: Dean DeBlois – 2024)

Dean DeBlois’in yönettiği ve Mason Thames, Gerard Butler, Nico Parker ile Nick Frost’un oynadığı Ejderhanı Nasıl Eğitirsin (How to Train Your Dragon), önümüzdeki aylarda UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarılıyor.
Vikingler ve ejderhaların nesiller boyu amansız düşmanlar olduğu Berk Adası’nda Hıçkıdık farklı bir duruş sergiler. Ejderha Dişsiz ile arkadaş olduğunda yüzyıllardır süregelen tüm geleneklere meydan okur. Aralarındaki alışılmadık bağ, ejderhaların gerçek doğasını ortaya çıkararak Viking toplumunun temellerine karşı gelir. Dişsiz ile olan samimi dostluğu yeni bir gelecek kurmanın anahtarı haline gelir.

  • Basın Bülteni
  • Fragman: 1 / 2

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin (Yönetmen: Dean DeBlois – 2024) yazısına devam et

Sarp Bozkurt’tan Gişe Rekabeti Yorumu: Karşımızda Denzel Washington Olduğu İçin Üzgünüm

Dünya Varmış filminin senaristi ve başrol oyuncusu Sarp Bozkurt, pelüş montu ve turuncu pantolonuyla adeta göz kamaştırdı. Tarzı hakkında, “Şık mı bilmiyorum ama filmimiz gibi renkli. Eskiden insanların ne düşüneceğini kafama takardım, artık umurumda değil.” diyerek cesur moda tercihlerini esprili bir dille savundu. Sarp Bozkurt, “Değişik bir deneyim sunuyoruz. Herkesi bu deneyimi yaşamaya davet ediyorum,” diyerek sinemaseverleri heyecanlandırdı. Aynı vizyon haftası vizyona girecek olan Gladyatör II (Gladiator II) filmi ile gişe yarışına girecek olan Sarp Bozkurt, “Paul Mescal kardeşimiz daha genç, ama asıl korktuğum Denzel Washington.” şeklinde konuştu.

Gece Bekçisi

Colton Tran’ın yönettiği ve Randy Couture, Kathleen Kenny, Reid Miller ile Mike Manning’in oynadığı Gece Bekçisi (The Bell Keeper), 13 Aralık 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Siyah Beyaz Movies tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir efsaneyi çürütmek için gittikleri yerde kendilerini bir kâbusun içerisinde bulan bir grup arkadaşın hikâyesi. Bir grup arkadaş, efsanenin tam olarak yasakladığı şeyi yapmak, gece yarısı gizemli bir zili çalmak için perili olduğu varsayılan bir kampa gider. Efsaneye göre zil çaldığında Hank adında bir katil ortaya çıkar ve herkesi öldürür. Grup, gerçeğin kurgudan çok daha garip olduğunu keşfeder.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Gece Bekçisi yazısına devam et

Sofrada Yeri Öküzümüzden Sonra Gelen Kadınlar: Mukadderat

“…korkunç ve mübarek elleri
ince küçük çeneleri, kocaman gözleriyle,
anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen.
ve soframızdaki yeri,
öküzümüzden sonra gelen
kadınlar…”

Nâzım Hikmet, Anadolu kadınını böyle betimliyor. Çok çalışan, çok yorulan, çok sorumluluk üstlenen ama asla “ikinci sınıf” olmaktan kurtulamamış kadınların öyküsü sinemanın da ilgisini çekiyor en az edebiyat kadar.

Nadim Güç’ün, Erdi Işık’ın, annesini örnek aldığı senaryosunu çektiği “Mukadderat” hem dram, hem komedi, hem gerçekçi, hem de umut aslına bakarsanız. Kocası öldükten sonra, mahalle baskısının da etkisiyle bağımsız yaşamayı isteyen Sultan karakterini Nur Sürer’in canlandırdığı film bir kasabanın gündelik yaşamını da anlatıyor.

Erkek yapsa, kimsenin yadırgamayacağı bir şeyi istiyor Sultan. Erkekler, eşi öldüğünde hemen evlenmeyi düşünür, çünkü birileri olmadan yaşamayı beceremeyecek denli güçsüz ve güvensizdirler. Ölen koca/baba da geleneksel olarak mirasını bölerken yıllarca kahrını çeken eşini görmezden gelince ve daha da önemlisi “aman

ha”, “delirdin mi”, “eski köye yeni adet mi gelirmiş” gibi baskılar nedeniyle, adı deliye çıksa da dediğini yapmaktan vazgeçmeyen Sultan, sonunda herkesin rol modeli oluyor. Kahve köşelerinde pinekleyen erkeklerin diline, hemen her evde kaynatılan dedikodu kazanına düşen Sultan’ın bu kararlı tavrı, değişimin de önünü açıyor.

Tam bir seyirlik film “Mukadderat”. Herkesin kendisi için süzebileceği denli dolu ve anlamlı. Seyircinin ilgisini çekeceği kesin, festivallerin de ilgisini çekti ve ödüller aldı, kendilerinin bile ummadığı kadar. Anadolu kadınının mukadderatını değiştirmek için belki de bir dönemeç.

29 Kasım’dan başlayarak gösterimde…

(26 Kasım 2024)

Korkut Akın

[email protected]

Kabir Azabı 2, 29 Kasım 2024’te Sinemalarda

Murat Toktamışoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği Kabir Azabı II filmi “Her kim ölmüşse onun kıyameti kopmuştur.” mottosuyla 29 Kasım 2024 Cuma günü sinemalarımızda vizyona giriyor. 2018 yılında gösterime giren ve 120.000 kişi tarafından izlenmiş fenomen korku filmi Kabir Azabı’nın devamı olan filmde Dilara Duman, Alanur Tipiler ve Güray Özcan oynuyor. Filmde Adli Antropolog Selim 12 yaşındaki kızı Sema ve hamile karısı ile mutlu bir hayat sürmektedir. Bir sabah tesadüf eseri bulunan ölü kemikleri için aranması ile ailenin hayatı değişir, alt üst olur. Sanat yönetmenliğini Koray Fındıkoğlu’nun üstlendiği filmin müziklerini Berk Bekar, kurgusunu ise Ahmet Eroğlu yaptı.

Cintihar

Tolga Öztürk’ün yönettiği ve Mehmet Nebi Akyol, Merve Yanık, Heja Bayram, Leyla Kavüşt ile Nihal Savaç’ın oynadığı Cintihar, 13 Aralık 2024’de StageOrg dağıtımıyla Stage Film Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Cinci Hoca Süleyman, köyde büyü işleri ile uğraşan biridir. Köyde herkes bunu bilse de hiç kimse sesini çıkartmaz. Süleyman ceylan derisi üzerine büyü ritüelleri yapmaktadır. Kenarda bir cin beklemektedir. Bu cin, Kübra’nın görünüşüne girmiş bir insan gibi gözükmektedir. Süleyman, büyüyü yapar; Esra, büyüden sonra eline aldığı bir bıçakla intihar eder. Süleyman, Esra’nın intihar edeceğini biliyordur, çünkü yaptığı bütün büyüler intihar büyüsüdür.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Cintihar yazısına devam et

Dünya Varmış Filmi ile Yeni Bir Tür Doğuyor

Yönetmenliğini Altın Portakal ödüllü Ali Adnan Özgür’ün üstlendiği post-apokaliptik öğeler taşıyan macera ve komedi filmi Dünya Varmış Cuma günü sinema salonlarındaki yerini alıyor. Başrollerini Engin Altan Düzyatan, Sarp Bozkurt, Melisa Şenolsun’nun paylaştığı film denenmemiş konseptiyle dikkatleri üzerine çekiyor ve birçok türün birleşimden oluşan yapısıyla sinemaya yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Dünya üzerindeki tüm yaşamın sonunu getirecek olan salgının yayılmasının 12 saat öncesinde başlayan film salgından kurtulmak isteyen bir grup seçilmiş insanın sığındıkları fütüristik otelde başlarına gelen ilginç olayları komik bir dille aktarıyor.

Yasaklar Ters Teper: Beraber

Annesi ölünce, başıboş arkadaşlarıyla “serserilik yapmasın” diye babası tarafından Rotterdam’dan İstanbul’a getirilen Zeki (Alihan Şahin), arkadaşlarından uzak kaldığı yetmiyormuş gibi bir de internetsiz bırakılır. Yasaklar başarıya götürmez; sanılanın aksine doğru bir eğitim değildir.

Bomboş ama kocaman evde yalnız kalan hareketli Zeki, sokak sporu olarak betimlenen atlamalı, zıplamalı, tırmanmalıdır… Kolaylıkla evden kaçar. Birkaç gençle tanışır. Ancak bu yeni arkadaş grubunun Rotterdam’daki arkadaşlarından aşağı kalır yanı yoktur. Kendini kanıtlamak uğruna kapkaççılık yapan arkadaşlarına uyar.

İki ülke, iki kültür…

Hollanda’da belli bir serbesti yaşayan Zeki, Türkiye’de belli anlamda daha bir sıkı, daha bir gerilimli bir hayatın içine düşmüştür. Birincisi, yaşadığı büyük ve görkemli ev yüksek duvarlarla çevrili, güvenlikçiler tarafından korunan, her isteyenin girip çıkamadığı bir sitededir. Site içerisinde herkes kendi içinde yaşar, belki hafta sonları ortak yemekler verilerek “sosyalleşir”. Bu da “orman kalabalığı içinde tek başına” kalmaktır -ki hiçbir genç böyle bir tekdüzeliği kabul etmez. Yasaklar da en tam burada gösteriyor kendini.

Osmanlı hanedanı, sarayları göz önüne getirin, yüksek duvarlarla çevrili evlerde yaşıyordu. Evet, belki güvenlik açısından gerekliydi, ama görüldüğü gibi yaşayamadı. Bu gidişle yoksulluktan canı yananlardan evlerini yüksek duvarlarla çevirmiş insanlar da kurtaramayacak kendilerini.

Aklıma Ataol Behramoğlu’nun (benim çok sevdiğim) dizeleri geliyor: “Burjuvalar yüksek duvarlarla / Çevirmişler avlularını / Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün / Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını” Şairin şiirce dillendirdiği gibi her zaman bir kiraz ağacı en çiçekli dalını uzatacaktır dışarıya.

Yönetmen Mete Gümürhan, daha önce “Pehlivanlar” belgeseli çekmişti; şimdi onu kurgu film olarak sunuyor. Chris Westendorp’un senaryosunu, alabildiğine hareketli, alabildiğine hızlı ve gerçekten çok iyi ışık kullanarak çekmiş. Yalın dili ve sakinliğiyle ne anlatmak istediğini bildiğini gösteriyor. Ses

konusunda (boğukluk gösterimden mi kaynaklı yoksa) küçük bir pürüz olsa da asıl sorunun ses eğitimine gereken önemi vermeyen eğitmenlerden kaynaklandığını düşünüyorum. Hızlı konuşmayı seven insanlarız, ağırlıklı olarak sözcükleri yutuyor veya yuvarlıyoruz ağzımızın içinde; sadece Zeki (o da asıl dili olmadığı için) tane tane konuşuyordu.

Filmi genel anlamda beğendim, özel anlamda da anne babaların çocukları üzerinde yasakçı, baskıcı tavırlarının doğru olmadığını görebilmeleri açısından da izlenmeye değer görüyorum.

29 Kasım’dan başlayarak gösterimde…

(25 Kasım 2024)

Korkut Akın

[email protected]