Heba Yousry’nin yönettiği ve Menna Shalabi, Ahmed Dawood, Gihan El Shamashergy ile Ahmad Khaled Saleh’in oynadığı Aşkın Hükmü (El Hawa Sultan), 20 Aralık 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Ceema Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, Sara ve Ali arasında ilkokul günlerine dayanan derin bir dostluk etrafında dönüyor. Yıllar geçtikçe ayrılmaz bir ikili haline gelirler ve günlük yaşamlarının her detayını paylaşırlar. Her biri diğerinde ideal bir arkadaş ve sürekli bir yoldaş bulur. Ancak zaman geçtikçe, bazı şeyler değişmeye başlar ve Sara ile Ali’nin ilişkisi gelişmeye devam eder. Yeni arkadaşlarla tanışırlar, heyecanlı olaylar gerçekleşir.
Aylık arşivler: Kasım 2024
Dreamworks Animation’dan Kim Demiş Kötüyüz Diye? 2 Filminin Afişi ve Birinci Fragmanı Paylaşıldı
Afişi ve birinci fragmanı paylaşılan, DreamWorks Animation’ın 2022 yılına damga vuran aksiyon-komedi filmi Kim Demiş Kötüyüz Diye? filminin yeni bölümünde, suçlu hayvanlar çetesi üyeleri, yeni ve iyi insanlara dönüşmeye çalışırken, güven bulmakta zorlanıyorlar. Tümüyle kadınlardan oluşan bir suçlu çetesi tarafından “son bir iş” yapmaya zorlanarak emekliliklerinden çıkarılıyorlar. Aaron Blabey’in New York Times çok satanlar listesinde yer alan kitap serisinden uyarlanan yeni filmde, ilk filmin yıldız kadrosu yeniden bir araya geliyor. Eski rollerine dönen isimler arasında Marc Maron, Sam Rockwell, Craig Robinson ve Anthony Ramos yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Hint Filmleri Festivali, Tarihi Beyoğlu Sineması’nda Başladı
Beyoğlu Belediyesi ve Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu iş birliğinde düzenlenen Hint Filmleri Festivali başladı. 21 – 24 Kasım 2024 tarihleri arasında dört gün sürecek festivalde ödüllü Hint filmleri izleyiciyle buluşacak. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Shri Miijto Vinito’nun yaptığı açılış konuşmaları ile başlayan festivalde ödüllü Zindagi Na Milegi Dobara (Bir Kez Yaşıyorsun), English Vinglish (İngilizce Vingilizce), Vikram, Iravin Nizhal (Gecenin Gölgesi), Sirf Ek Banda Kaafi Hai (Sadece Bir Adam Yeterli) ve Halahal adlı filmler gösterilecek.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ozan Yoleri’nin Ödüllü Filmi Başlangıçlar 13 Aralık’ta Vizyonda
Dünya prömiyerini 27. Tallinn Black Nights Film Festivali’nde gerçekleştiren ve festivalden Netpac Ödülü’yle dönen, Ozan Yoleri’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi Başlangıçlar 13 Aralık Cuma günü vizyona girmeye hazırlanıyor. Festival yolculuğuna hız kesmeden devam eden filmin başrollerinde Ahsen Eroğlu, Hazal Subaşı ve Özlem Zeynep Dinsel yer alıyor. Aysın Kadirbeyoğlu ve Ozan Yoleri’nin senaryosunu beraber kaleme aldığı filmde beklenmeyen bir kaza sonucu akademik ve özel hayatı alt üst olduğu için Paris’ten İstanbul’a dönen ve yirmili yaşlarının ortasında bocalayan, genç resim restoratörü Defne’nin hikâyesi anlatılıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
2. Fethiye Film Festivali’nde 2. Gün
Fethiye Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği / FEFSAD tarafından, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Fethiye Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen 2. Fethiye Film Festivali’nin ikinci günü kısa film gösterimleri ve diğer etkinliklerle devam etti. Düzce’de çekilen Gözlerin adlı kısa filmin gösterimi sonrasında filmin yönetmenliğini üstlenen Korhan Topçu seyircilerin sorularını yanıtladı. Günün Ustalara Saygı adlı diğer etkinliğinde ise Sinema Eğitmeni Yalçın Savuran, Metin Erksan’ın sinemasını anlattı.
- İkinci Günden Görüntüler: 1 / 2 / 3
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Oz Büyücüsü’ne Farklı Bir Bakış: Wicked (Part I)
Yaşamın inanılmaz güçlü karmaşası insanın aklını da çeliyor. Filme girerken aklımda onlarca soru işareti vardı, kasap çengeli misali. Evet, biliyordum, Oz Büyücüsü’ne “cadı” tarafından bakan bir müzikal ve gerçekten çok uzun. Hele de çocuklar izleyecekse… Ruther Bregman’ın “Çoğu İnsan İyidir” (Mundi Kitap) kitabını anımsadım ilkin, arkasından “Geri Tepme Etkisi” adlı bir makale okudum… “Tamamen rasyonel bir dünyada, inançlarına … Devamı… »
Korkut Akın Yazıyor: Aktör Aktris Yok, Karakter Var: Maria Olmak
Sanatın önündeki en büyük engel yasaklar ve sansürdür. Ancak erkek egemen dünyada bir de kadının aşağılanması var ki, yasak ve sansürden aşağı değil. Paris’te Son Tango (1972), Bernardo Bertolucci’nin, üzerinde en çok konuşulan, doruğa çıkarıldığı kadar da yerden yere vurulan filmi. Bertolucci, dönemin en ünlü oyuncularından Marlon Brando -The God Father filminin hemen arkasından- ile genç, deneyimsiz, üstüne üstlük … Devamı… »
Anılar Bir Lâhzada Oluşmaz, Bir Ömür Alır: Bir Aliye Rona Vardı
Her şeyin yeni başladığı yıllarda, başka bir hayat da başlıyordu; Cumhuriyet kurulmuş, ekonomi, eğitim, sağlık, barınma, beslenme yeniden yol alıyordu. İşte o dönemde bir Rahmi Bey vardı, eşraftan. Başarılı, çapkın, çok evli ve çok çocuklu. Bir ayağı İstanbul’daysa bir ayağı Suriye’de, bir bakmışsınız bir kasabada, bir bakmışsınız Samsun’da, belki Ankara’da, belki Eskişehir’de. Demiryolcuydu Rahmi Bey. Çocuklarının arasından Avni ve Aliye tiyatrocu oldu, pek istemese de. Birileri lâf eder diye çekiniyordu, yoksa pek de umurunda olduğu söylenemezdi… Soyadı Kanunu çıkınca Dilligil hem aile geleneğini yaşatmak hem de farklı olduğu için. Avni, tiyatroya gönül vermişti ve Fransa’ya da gitti ideallerinin uğruna. Döndükten sonra Aliye’yi de yanına aldı.
…ve Aliye tiyatrocu oluyor
“Temaşa sanatı” denen tiyatro, kazandırsa da pek muteber görülmediği için belli bir kararlılık gerektirir. Mahalle baskısı bir yandan, öyle ya “Müslüman Mahallesinde salyangoz mu satılır”, gelecek kaygısı öbür yandan, oyunun tutması gerekir ki hayat sürsün… Tüm zorlukların farkında olan Avni Dilligil, sadece Aliye Dilligil’e değil, diğer kardeşlerine de bu sevgiyi aşıladı zaman içerisinde.
Koşullar tiyatroyu zorladığında sinema yetişti imdatlarına…
Avni evlenmişti, Aliye evlenecekti… Metin Erksan, Fakir Baykurt’un ünlü romanı “Yılanların Öcü”nde, Irazca rolünü Aliye’ye verdi ve yolu açıldı dik başlı, kararlı kadının.
Filmlerde dublaj (o yıllarda filmler sessiz çekiliyor, stüdyoda tiyatrocular tarafından seslendiriliyordu, dublaj o seslendirme işine verilen ad) yapan, tiyatroda da oynayan Zihni Rona ile evlenince, Aliye Dilligil, Aliye Rona olmuştu. Aslında daha önce biriyle evlilik aşamasına gelmiş bile olsa, Aliye, özgüveni ve kimseye ödün vermediği için ayrılmıştı. Tabii, önce çocuk diyemediler, bir ev almaları, uzakta (o zaman Avni İzmir’de, Aliye’de onun yanındaydı) yaşamaktan kurtulmaları gerekiyordu. Sonra da zaten çocukları olmadı.
Sinemanın büyüsü…
Aliye Rona, sinemada başarılı oldu, aranan, sevilen bir oyuncuydu. Gür kara saçları (sahi, o da başka bir ayrıntı, saçlarınızın güçlenmesini istiyorsanız ama kitaptan okumalısınız) kara kalın kaşları, sert hatlı yüzü ile tam bir Anadolu kadınıydı. Zaten Yılanların Öcü de Anadolu’da çekilen ender filmlerden biriydi. Çarşıda, pazarda kadınlarla konuşan Aliye, hem telaffuz öğrenmiş hem uygun giysiler seçmişti.
Setten sete koşan, ama bu arada evliliği biten, sevgili arkadaşıyla ayrı ama birlikte, mutlu mesut yaşayan Aliye’nin peşinden Avni Dilligil de sinemaya adım attı. Kardeşlerinin biri yazar oldu, biri gazeteci, diğeri farklı bir iş tuttu ama hepsi de sanatın içindeydi. Evlilikler sonrası soyadları değişenlerle birlikte o kadar çok “Dilligil” var ki, hâlâ aranan, sevilen.
Sanat ve demokrasi…
Avni Dilligil, İzmir’de oyuncularına, hem mizansen verirken hem de kostümlerini anlatırken, “Tiyatroda demokrasi olmaz. Yönetmen nasıl istiyorsa sahneyi o şekilde oluşturur” deyince, Aliye o çok sevdiği saçlarının topuz yapılmasına ses çıkaramamış, ama sinema seyircisinin aklına topuz yapılmış saçlarıyla kazınmıştı. Sonraları sinemada da tiyatroda da demokrasi gelişti; çünkü iki sanat da bireysel değil ekip işiydi. Tabii ki yönetmenin dediği olacaktı, ama görüş ve öneriler karşısında esnek olunmalıydı.
Ayine Rona, özellikle işletmeci yapımcıların (Ülkü Erakalın örneği yer alıyor) yaptıklarından sonra uzaklaşmıştı sinemadan. Tanıdığı iki oyuncunun da bulunduğu ekiple “Berlin in Berlin” son filmi oldu.
Bir Aliye Rona Vardı
Arın Dilligil Bayraktaroğlu
Yaşam öyküsü
Remzi Kitabevi, Ekim 2024, 183 s.
(28 Kasım 2024)
Korkut Akın
II. Milli Sinema Günleri
Uluslararası Sinema Derneği tarafından düzenlenecek olan II. Millî Sinema Günleri, bu yıl İstanbul’da üç farklı mekânda gerçekleştirilecek. 28 – 30 Kasım 2024 tarihlerinde Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Rami Kütüphanesi ve Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek olan açık oturumlar, söyleşiler ve ücretsiz film gösterimleriyle üç gün boyunca dolu dolu bir program sinemaseverleri bekliyor. Geçen sene Afyonkarahisar’da düzenlenen ilk etkinliğe teveccüh gösterilmesi üzerine bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Millî Sinema Günleri’nin temeli, 1973 yılında Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) tarafından tertip edilen açık oturuma dayanıyor.
Burası Size Göre Değil Şimdi MUBİ’de
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Kıyıdakiler, Küçük Bir Hata gibi filmlerin senaristi ve Fena Şeyler, Mutlu Sonlar romanın yazarı Ceyda Aşar’ın senarist ve yönetmenliğini gerçekleştirdiği, Şebnem Hassanisoughi ve Deniz Karaoğlu’nun başrollerde yer aldığı, görüntü yönetmeni koltuğunda Serkan Gülgüler’in, sanat yönetmenliğinde Natali Yeres’in yer aldığı, ulusal ve uluslararası festivallerden ödüller alan Burası Size Göre Değil (2023) kısa filmi, MUBI Türkiye’de gösterime sunuldu. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin destekleriyle çekilen kısa film, 2025 yılında da festival yolculuğuna devam edecek.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Mutfak
Alonso Ruizpalacios’un yönettiği ve Raul Briones Carmona, Rooney Mara, Anna Diaz, Motell Foster ile Oded Fehr’in oynadığı Mutfak (La Cocina), 29 Kasım 2024’de Başka Sinema dağıtımıyla Mars Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Manhattan’daki The Grill’de kasadan para kaybolduğu söylenir. Kayıtsız aşçıların hepsi zan altındayken Pedro baş şüphelidir. Pedro, Amerikalı garson Julia’ya aşıktır. Mekânın sahibi Rashid, Pedro’ya “yasal olabilmesi” için evraklarında yardımcı olacağına söz vermiştir. Ancak Julia’nın hakkında ortaya çıkan olaylar herkesi şaşırtacak, Pedro da bunun üzerine kentin bu en işlek mutfağının altını üstüne getirecektir.
Yılın İddialı Filmi Paranoya’nın Galası Yapıldı
Paranoya filminin galası, Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşti. 22 Kasım’da vizyona girecek olan filmin galasına sanat, siyaset ve iş dünyasından önemli isimler katıldı. Filmin yönetmeni Cengiz Özkarabekir, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Film, üniversite öğrencisiyken yazdığı bir şiir yüzünden hapse atılan, hapisteyken babasının cenazesine katılamamasından dolayı paranoyası başlayan Muntazam adlı gazeteciyi perdeye getiriyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Yılın İddialı Filmi Paranoya’nın Galası Yapıldı yazısına devam et
2. Fethiye Film Festivali Başladı
Fethiye Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği / FEFSAD tarafından, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Fethiye Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen 2. Fethiye Film Festivali başladı. Festivalin ‘Gösterim Seçkisi’ 23 kısa kurmaca, 19 kısa deneysel, 17 kısa canlandırma ve 11 kısa belgesel olmak üzere toplam 70 kısa filmden oluşuyor. Filmlerin gösterimi sonrasında yönetmenleriyle de söyleşi yapılacak. Ayrıca yedi uzun metrajlı film de festival gösterim programında yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Her Şeyin Başı Merkür
Ali_Balci’nın yönettiği ve Sinem Kobal, Alp Navruz, Derya Alabora ile Neslihan Yeldan’ın oynadığı Her Şeyin Başı Merkür, 13 Aralık 2024’de CJ ENM dağıtımıyla SKY Films tarafından vizyona çıkarılıyor.
Elif, okuduğu üniversitenin gazetecilik bölümünden iyi dereceyle mezun olan genç bir kadındır. Bir gazetenin astroloji yazarı olarak işe başlayan Elif, burçlarla bir ilgisi olmasa da mesleğini yapmaya çalışır. Hayran olduğu bir gazeteci ile aynı gazetede çalıştığını öğrendiğinde daha da motive olan Elif, bu sırada kendisini meslektaşı Fırat ile zorlu bir rekabetin içerisinde bulur. Elif hiç beklemediği maceralar yaşarken, astroloji onun rehberi olur.