Altın Portakal’da Söyleşilerle Dolu Bir Gün

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gün söyleşilerle başladı, söyleşilerle bitti. Festivalin neredeyse tüm gösterimlerinde tüm salonlar, seyircilerle birlikte film ekiplerini ağırladı. Festivalde 08 Ekim Salı günü Ulusal Uzun Metraj Yarışması’ndan iki film ekibi, gösterim sonrası seyircilerin sorularını cevapladı. Acı Kahve ve Balinanın Bilgisi filmlerinin ekipleri, AKM Aspendos Salonu’ndaki gösterimlerin ardından seyircilerle bir araya geldi.

Altın Portakal’da Söyleşilerle Dolu Bir Gün yazısına devam et

Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor

Michael Morris’in yönettiği ve Renee Zellweger, Hugh Grant, Emma Thompson ile Colin Firth’in oynadığı Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor (Bridget Jones: Mad About the Boy), 14 Şubat 2025’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarılıyor.
?????.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor yazısına devam et

Altın Palmiye Ödülü’nün Sahibi Anora Filminin Ana Afişi Paylaşıldı

Sinemalarımızda 01 Kasım 2024 tarihinde gösterime girecek olan Anora filminin ana afişi paylaşıldı. Altın Palmiye Ödüllü filmi Sean Baker yönetiyor. Başrollerini Mikey Madison, Mark Eydelshteyn, Yura Borisov ve Karren Karagulian’ın  paylaştığı filmin yapımcılığını ise Alex Coco, Samantha Quan ve Sean Baker üstleniyor. Filmin konusu şöyle: Brooklyn’li genç bir seks işçisi Anora, oligarkın oğluyla tanışıp aniden evlendiğinde bir Külkedisi hikâyesini yaşama şansını yakalar. Haber Rusya’ya ulaştığında, oligarkın ailesi evliliği iptal ettirmek için New York’a doğru yola çıkınca Anora’nın yaşadığı masalı tehlikeye girer.

Ankara Film Festivali’nin 2024 Afişi Belli Oldu

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından 07 – 15 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan 35. Ankara Film Festivali’nin afişi belli oldu. Festivalin Türkiye’deki grafik tasarımı bölümlerinin öğrencileri ve mezunlarına yönelik düzenlediği yarışma sonucu seçilen afiş, bu yıl festivalin yüzü olacak. Ressam Habip Aydoğdu, akademisyen Birsu Semra Çeltek, görsel iletişim tasarımcısı Mahir Akkoyun, karikatürist Aslı Alpar ve Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol’dan oluşan jüri, 106 başvuruyu değerlendirdi ve Zeynep Bozkır’ın tasarımını en iyi afiş olarak belirledi. Bozkır ayrıca, 15 Bin TL değerinde para ödülü kazandı.

Yaşama Tutunmak İçin: Son Ana Kadar

Tüm canlılar doğar, büyür ve ölür. İçlerinde sadece insan kalıcı olmak ister, ölmemek arzusundadır, ölse bile adının yaşaması için hep bir şeyler yapma çabasındadır. Belki de sadece bizim ülkemizde, insanlar öldükten sonra da yaşamak için çocuk yaparlar. Oysa kalıcılık çok daha farklı, çok daha özel bir şeydir.

Yönetmen John Crowley, Nick Payne’in senaryosunu, Andrew Garfield, Florence Pugh, Adam James’in oyunlarıyla gerçek bir duygusal filme ve bir anlamda da güçlü bir mesaja dönüştürmüş. Geleceği parlak olsa da bazı şeyleri gizlemeyi başaran şef Almut, bir gece boşanmak üzere olan Tobias’a çarpar. Tobias açık ve nettir, sakin ve mutlu bir yaşamdan başka bir talebi yoktur. İki genç arasında duygusal bir bağ oluşur. Ancak Almut’un hastalığı birlikteliklerinin önüne dikilir.

Uzun zamandır böylesine duygusal/romantik bir film girmiyordu gösterime. Teknolojik gelişmenin etkisiyle gösterilen onca filmde belki de duygusallığa yer yoktu bu derecede. Oysa Yeşilçam’dan bu yana ailecek izlenen “mendil ıslatan” filmler çok tutulurdu. Sımsıcak bir ilişki, tertemiz bir aşk ama içten içe işleyen doğanın kanunu… Almut bazı kararlarını gizler eşi ve çocuğundan, çünkü amacı kendisinden sonra da adının, sevgisinin yaşamasıdır.

Yönetmen Crowley, seyircinin merakını güçlendirecek, heyecanını arttıracak bir film kurmuş. Sıradan bir olayı/öyküyü güçlü bir yapıta dönüştüren bu kurgu zaten. Hemen herkesin her an başına gelebilecek aksilikler bile öylesine ayrıntılı, öylesine güçlü ve öylesine açık/şeffaf verilmiş ki, insan soluksuz izliyor.

“Ne olacak ki, altı üstü bir yaşam” diyemeyiz; o yaşam hepimizin değil mi? En zor anda, en kötü zamanda, en olmadık yerde bir terslik çıkar ya karşınıza… Aslında çok da doğaldır olanlar, ama kültür, gelenek, görenek, örf ve adetler engeller olanların doğallığını. Bir kadının doğurması kadar doğal ne olabilir; tabii tuvalette, hem de bir benzinci tuvaletinde doğurması dışında. Eşinin, benzincide çalışanların, telefonla destek olmaya çalışan doktorun canla başla mücadelesini, o en hızlı yüz metre koşusunun heyecanını soluk soluğa izliyoruz.

Anı yaşamak en doğrusu kuşkusuz; izin verilirse… Bir çocuk sahibi olmak büyük mutluluk; tabii, o olanak yakalanırsa. Filmden çıkarken, inanıyorum ki, herkes hayatın güzelliğini doğruluyordu, kesinlikle.

18 Ekim’den başlayarak gösterimde…

(16 Ekim 2024)

Korkut Akın

[email protected]

Rosinante

Baran Gündüzalp’in yönettiği ve Nilay Erdönmez, Fatih Sönmez, Can Demir ile Sedat Kalkavan’ın oynadığı Rosinante, 15 Kasım 2024’de Başka Sinema dağıtımıyla Alkali Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Salih ve Ayşe, İstanbul’da yaşarlar. Salih’in hayatı, işten çıkarılması ile sekteye uğrar. Ayşe ise telefonla sigorta satışı işinde evden çalışma sistemine geçirilmiştir. Oturdukları evin kirası artınca bütçelerine uygun ev aramaktadırlar. Motosikletle yolcu taşınan yeni bir iş modeli olduğunu öğrenince sisteme Salih’in adına kayıt olurlar. Rosinante adını verdikleri motosikletleriyle yolcu taşırken bilmedikleri bambaşka bir İstanbul’la karşılaşırlar.

  • Basın Bülteni
  • Instagram
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Rosinante yazısına devam et

Paranoya, 22 Kasım’da Sinemalarda

Başrollerinde Onur Buldu, Ege Kökenli ve Bülent Şakrak’ın yer aldığı filmin ilk tanıtımı sinemaseverlerin beğenisini kazandı. 22 Kasım’da vizyona girecek olan Paranoya filmi, bir gazetecinin paranoyası nedeniyle başına açtığı komik ve tuhaf işleri konu alıyor. Filmin ilk fragmanı sinemaseverlerden tam not aldı. Fragmanda, bir gazetecinin paranoya nedeniyle başına açtığı absürd olayları dram ile harmanlayarak anlatan filmin hikâyesinin sinyalleri veriliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

2. Digital Film Festival İstanbul İçin Geri Sayım Başladı

Bu sene 2. kez 17 – 24 Ekim 2024 tarihlerinde sinemaseverlerle buluşacak olan Uluslararası Digital Film Festival İstanbul için geri sayım başladı. Yürütücülüğünü New York merkezli Digital Film Academy’nin üstlendiği festivalin ana jüri başkanlığını ise duayen Yeşilçam oyuncusu Hale Soygazi üstleniyor. Festival kapsamında İstanbul’un farklı noktalarında gerçekleşecek film gösterimleri ve söyleşiler sinemaseverlere açık olacak. 24 Ekim’de yapılacak ödül töreninde ise Ana Jüri Heyetinin belirlediği ödüller sahiplerini bulacak. Festivalin ana partneri Doğuş Üniversitesi, diğer partnerleri ise Crea Centers ile Digital Film Center oldu.

2. Digital Film Festival İstanbul İçin Geri Sayım Başladı yazısına devam et

Beyazperde ve Ekranların Efsanevi Oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan Kırk Yıllık Samimi Gözlemler

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yapılan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu. 1985 yılından itibaren sinema filmleri ve TV dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz filmleri arasında Yengeç Sepeti, Bir Kadının Anatomisi, Akrebin Yolculuğu gibi filmler var. Mehmet Aslantuğ, Antalya’dan 3 kez En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldı.

Beyazperde ve Ekranların Efsanevi Oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan Kırk Yıllık Samimi Gözlemler yazısına devam et

Atlas 1948’de Sanatla Dolu Bir Kış

Beyoğlu’nda film festivalleri, gala, ülke sinemaları ve vizyon filmlerinin yanı sıra sahne sanatları ve konserlere de ev sahipliği yapan Atlas 1948 Sineması’nda bu ay Hiçbir Şey Yerinde Değil vizyon filmi ile Eksik, Herkesin Bildiği Sırlar, Kırık Plak, Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor, Leyla ile Mecnun Değil, 12 Numaralı Adam ve Yalnız oyunları sanatseverlerle buluşacak. İstanbul Sinema Müzesi de bu ay Sen Balık Değilsin ki performansına sahne olacak. Burak Çevik’in yönettiği ve 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Yönetmen dahil 3 ödül kazanan Hiçbir Şey Yerinde Değil, İstanbul prömiyerini Atlas Sineması’nda yapacak.

Altın Portakal’da Film Ekipleri Seyirciyle Buluştu

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, seyircilerle film ekiplerini bir araya getirerek sinema ruhunu beslemeye devam ediyor. Festival kapsamında 07 Ekim’de ilk buluşmalar yaşandı; belgeselden kısa filme, ilk filmden usta işi örneklere, yerli – yabancı dokuz yapım, ekiplerinin de katılımıyla seyirci karşısına çıktı. Festivalde 07 Ekim günü Ulusal Uzun Metraj Yarışması’ndan iki filmin, Mukadderat ve Hatırladığım Ağaçlar filmlerinin ekipleri seyirci karşısına çıktı.

Altın Portakal’da Film Ekipleri Seyirciyle Buluştu yazısına devam et

Sinemanın Sorunlarına Çözüm, Sinema Çalıştayı’nda

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinemanın güncel sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla meslek örgütleri, dernekler, sendikalar ve sinema akademisyenlerini bir araya getiriyor. Festival kapsamındaki Sinema Çalıştayı’nda buluşacak katılımcılar, Türkiye’de sinemanın güncel sorunlarını farklı başlıklar altında ele alacak. 10 – 12 Ekim tarihlerinde Su Hotel’de gerçekleşecek Sinema Çalıştayı’nda sinema filmlerinin yaratım, yapım ve dağıtım sürecine ilişkin temel sorunlar toplam dokuz oturumda tartışılacak. Çalışma grupları, düzenlenecek oturumlarda ilgili başlıkları değerlendirerek bildirgeler hazırlayacak.

Hayat Sanatı Taklit Ediyor

20. Yüzyıl Rus edebiyatının doruk yapıtlarından biri olan Mikhail Bulgakov romanı ‘Usta ile Margarita / Master i Margarita’nın yepyeni bir uyarlama ile sinemalarımızda gösterime girmesi güzel bir sürpriz.

Mikhail Lockshin’in yönettiği filmin ülkemizde basına gösterilmeden sessiz sedasız gösterildiğine bakmayın. Sovyet yaşam tarzına yönelik sert eleştirilerinin yetkililerin kabul edemeyeceği bir noktaya geldiğinde yapıtlarının yayımlanması fiilen yasaklanmış olan Bulgakov’un yaşamının son günlerine dek üzerinde çalıştığı, ancak ölümünden yıllar sonra, o da sansürlenmiş haliyle 1966’da yayınlanma imkânı bulacak olan çileli eserinin son sinema serüveni bir asrın ardından Rusya’yı hayli karıştırdı. Putin yönetimi ve yandaş basın 1930’lu yılların karanlık Stalin diktatörlüğünde geçen anlatı ile günümüz Rusya’sı arasındaki paralelliklere fazlasıyla takılmış olmalı ki, Amerikan vatandaşlığını ve Ukrayna işgalini kınayarak ülkeyi terkedişini bahane ederek Rus asıllı Lockshin’i terörist ilan etmeye kadar vardı iş. Ancak tüm bunlar filmin Rus izleyici tarafından büyük ilgiyle görmesinin önüne geçemedi. Halkın yasaklanır endişesiyle sinemalara akın ettiğini ve bitiminde filmi alkışlara boğduğunu biliyoruz.

Tüm bunlar Bulgakov’un ‘her iktidar toplum üzerinde baskı kurar’ söylemini doğruluyor. Günümüz Rusya’sında yazarlar, sinemacılar ve farklı disiplinlerden sanatçılar üzerindeki baskılar, yasaklamalar ve sürgünleri düşündüğümüzde ‘tarih tekerrür ediyor’ diyebiliriz. Ya da filmin yarattığı tartışmalardan yola çıkarak, çağdaş bir baskıcı rejimin ifade özgürlüğünü sansürleme çabasını 100 yılın ardından ‘hayat sanatı taklit ediyor’ şeklinde yorumlayabiliriz.

Bulgakov’un Stalin diktatörlüğünün karanlık yıllarında geçen kült romanı üç farklı ve yarı bağımsız anlatıdan oluşur. Kara Büyü profesörü ya da Şeytan’ın cisme bürünmüş hali olan Woland ile maiyetindekilerin (bunlara dev bir fantastik kedi de dahil) 1930’lu yıllarda Moskova’ya gelişi, Yahudilerin Romalı valisi Pontius Pilatus’un -kitapta Yeshua Ha-Notsri olarak geçen- Hazreti İsa’yı yargıladığı bölümler ve yazarın alter egosu Usta ile sevgilisi Margarita’nın aşk hikâyesi iç içe geçmiş olarak nakledilir.

Lockshin’in filmi 500 küsur sayfalık romanın bire bir uyarlaması değil. Daha önce Netflix’de gösterilen 2020 yapımı ‘Titanic’ tarzı sınıflararası bir aşk hikâyesini anlatan ilk uzun metrajı ‘Gümüş Patenler / Serebryanye Konki’ ile bilinen genç sinemacı Bulgakov’un üç temel anlatısının bileşimine toparlayıcı bir meta unsur eklemiş: Usta’yı Bulgakov olarak yorumlarken, yazarı canlandıran Evgeniy Tsiganov’un Bulgakov ile benzerliğinden yararlanmış.

Film görünmez Margarita’nın Usta’nın baş düşmanlarından tiyatro eleştirmeni Latunsky’nin dairesine sızması ve ortalığı karıştırması ile başlıyor. Daha sonra bir yıl öncesine dönerek Usta ile tanışıyoruz. Pontius Pilates’in ünlü Hz. İsa yargılamasını konu alan son oyununun prömiyer öncesi provasına geliyor yazar. Ancak dinci gericiliğin propagandasını yaptığı, İsa ve Hristiyanlığı ele

alarak rejimi eleştirdiği gerekçesiyle oyun programdan çıkartılıyor. Usta akabinde yazarlar birliği ‘Masselit’ten atılıyor. Okura ulaşamayacağını bildiği halde esin perisi Margarita’nın teşvikiyle fantastik kurgusunu oluşturmayı sürdürüyor, kültürel ortamlarda ispiyonlayacak adam arayanların hırs tuzakları ve haksız yere kapatıldığı tımarhanede başına gelenlere rağmen.

‘Usta ile Margarita’ hazmı kolay olmayan bir metin. Film de romanı bilmeyenler için özel bir çaba istiyor. Ancak bu emeğin karşılığında Lockshin’in kurgusu keyifli bir deneyim sunuyor. Gerçek hayatta çift olan Evgeny Tsiganov ile Yulia Snigir’in tutmuş kimyası , Woland’da Alman oyuncu August Diehl’in nihilist yorumu zevkle izleniyor.

Bulgakov aynen Usta gibi yaşarken kendisine verilmeyen huzurlu sessizliğe kavuşmuşken, hüzünlü olduğu denli hınzır ve komik anlatısının 100 yıl sonra ortalığı nasıl karıştırdığına başka bir alemden tanıklık ederek keyifleniyordur belki. Bu vesileyle korkuyu yenerek baskıcı otoritenin gücünü kırmak için üreten dünyanın tüm cesur sanatçılarına selam gönderiyoruz.

(14 Ekim 2024)

Ferhan Baran

[email protected]

Nurgül Bayram’ın Yönettiği Belgesel, Gençlik Tiyatrosu 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Gösterildi

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ilk gününde Ulusal Yarışma filmlerinden Ayşe ile Galata, Ulusal Belgesel Özel Gösterim kapsamındaki Gençlik Tiyatrosu ile Oya’nın gösterimleri sonrasında film ekipleri, izleyicilerin sorularını cevaplandırdı. Festivalin Belgesel Özel Gösterim programında yer alan Gençlik Tiyatrosu’nun AKM Perge Salonu’nda düzenlenen söyleşisinde, yönetmen Nurgül Bayram ve belgesel katılımcıları Aslı Öngören, Yasemin Arpa, Kenan Mortan soruları cevapladı.

Nurgül Bayram’ın Yönettiği Belgesel, Gençlik Tiyatrosu 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Gösterildi yazısına devam et

Japonya’nın En Cesur Kahramanları, Dördüncü Filmiyle Beyazperdede: My Hero Academia: You’re Next, 11 Ekim’de Vizyonda

Kōhei Horikoshi tarafından yazılan süper kahraman serisinin yeni filmi My Hero Academia: You’re Next beyazperdede seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. My Hero Academia’nın son filminde, Japonya’nın cesur kahramanları, yeni bir tehditle karşı karşıya kalıyor ve dünyayı kurtarmak için Dark Might’a karşı kıran kırana bir mücadele başlıyor. My Hero Academia: You’re Next, 11 Ekim’de sinemalarda vizyona giriyor.