Galaktik Saldırı: Uzaylı İstilası

Fred Searle’nin yönettiği ve Sarah T. Cohen, Amber Doig Thorne, May Kelly, Benjamin Colbourne, Nikolai Leon, Matthew Baunsgard, Richard Kovacs, Bao Tieu ile Leah Glater’nin oynadığı Galaktik Saldırı: Uzaylı İstilası (Alien Invasion), 13 Temmuz 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Wediacorp tarafından vizyona çıkarıldı.
“Barış İçin Gelmedik” sloganıyla gösterime giren Galaktik Saldırı: Uzaylı İstilası (Alien Invasion) filminde bir grup arkadaş oldukça büyük bir yumurta bulur. Ancak onların bilmediği şey, yumurtanın içerisinde çok yırtıcı bir hayvan olduğudur. Yumurta ile ilgili özel gerçekleri öğrenen grup, onun uygarlığa ulaşmasını engellemek zorundadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Nosferatu

Robbert Eggers’in yönettiği ve Aaron Taylor Johnson, Bill Skarsgard, Willem Dafoe ile Nicholas Hoult’un oynadığı Nosferatu, 03 Ocak 2025′de UIP Filmcilik dağıtımıyla ????? tarafından vizyona çıkarılıyor.
Bir genç kadın ile ona aşık olan ve sonrasında daha önce hiç anlatılmamış bir dehşete neden olan korkunç vampir arasındaki takıntının gotik bir hikâyesi.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Ayvalık Açık Hava Film Geceleri Sona Erdi

Seyir Derneği tarafından düzenlenen Ayvalık Açık Hava Film Geceleri sona erdi. Ayvalık Belediyesi Yeni Binası’nın denize nazır bahçesinde gerçekleşen gösterimlerde ödüllü filmler beyazperdedeydi. Etkinlik kapsamında Christopher Nolan imzalı Oppenheimer, David Pujol yönetmenliğindeki Dali’yi Beklerken (Waiting For Dali), Nuri Bilge Ceylan’ın Merve Dizdar’a Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran filmi Kuru Otlar Üstüne gösterildi.

  • Basın Bülteni
  • Tanıtım Filmi
  • Geceler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Ayvalık Açık Hava Film Geceleri Sona Erdi yazısına devam et

Tarih, Bir Kez Daha Tarih: Horizon: An American Saga – Chapter 1

Bir dönemin en belirgin, en sevilen (hâlâ da seviliyor, pazar günleri TRT 2 tekrar yayınlasa da ekran başına çivileniyoruz, deyim yerindeyse) film türü western’di, bir diğer adıyla kovboy…

Tarihe, kim nereden nasıl bakarsa baksın, şu ya da bu ölçüde hep kendine yontacağı için kuşkuyla yaklaşılması gerekir. Hatırlayın okullarda okutulan tarihleri; hiç yenildiğiniz anlatılır mı, hep yenersiniz, yenildiğinizde de muhakkak bir “dış güç” girmiştir işin içine. Resmi tarihte olduğu gibi kişisel ve/veya sözlü tarihte de böyledir, işinize geleni işinize geldiği gibi anlatırsınız. Sizin “düşman” dediğiniz rakibiniz tam tersini anlatacaktır muhakkak… Kim daha yaygınlaştırabilmişse, kim daha önce davranmışsa, kim daha göz alıcı anlatmışsa onun tarihi öne çıkar. Bir de devlet(ler)in, “toplumun birlik ve beraberliğini bozacak, toplumu kutuplaştıracak, toplumun itibarını zedeleyebilecek nitelikte iddialar” nedeniyle yasakları da söz konusu…

Epik bir destan

Dört bölüm olacağı ve ikincisinin de bir yıl içinde gösterime gireceği belirtilen “Horizon: Bir Amerikan Destanı – Chapter 1” epik bir western. Yönetmeni (aslında tavan taban her şeyi… oyuncusu, yönetmeni, senaristi, yapımcısı) Kevin Costner, gerçekten güçlü ve güzel bir “destan” çekmiş. Uzun olmasına rağmen sıkılmadan izlenebiliyor, ancak koca bir tarihi bir filme sıkıştırmak alabildiğine zor, buna bağlı olarak da kopukluklar ya da bir şeylerin birden bire olması ile karşı karşıyasınız. Tabii ki, izleyicinin sinemasal zamanı kendince geliştirmesi, yorumlaması doğru bir şey, ama çoğalınca ipin ucu kaçabiliyor bazen.

1860’larda, “İç Savaş” sırasında, Kızılderilileri yerlerinden koparıp, sürüp yerine konmayı iş edinen beyazlar (arada Afro – Amerikanlar da var) silahlarının ve örgütlü güçlerinin (devlet, asker, ordu) yardımıyla kendilerine yeni bir dünya kurmak istiyor. Bunun karşısında ise Kızılderililer, kurulu düzenlerini bozup kendilerini “köleleştirmek” isteyenlere karşı topraklarını savunuyor. Tabii ki yaşam sadece bunlarla sınırlı değil, kardeşlik ilişkileri, alışveriş gibi zorunlu haller, sevgililik ve/veya kaçamaklar da söz konusu… Kim, neyi niye ne kadar başarır sorusunun yanıtı (tarihi kim yazıyorsa onun istediği çerçevede gelişir ama) izleyicinin düşüncelerinde…

Günümüzde olduğu gibi Amerika’ya da -“altına hücum”- akın akın göç etmiş insanlar. Suçlular önce, işsizler ardından, yeni maceralar yaşamak isteyenler de peşinden ulaşmış yeni kıtaya. Öyle ki, “savaş” nedir bilmedikleri için lügatlerinde “barış” sözcüğü olmayan Kızılderililer “barış çubuğu” tüttürüp sulh içinde yaşarken, gelenler onlara yaşamı zehir etmiş. Kendilerini savunan Kızılderilileri Hollywood kötü gösterdiği için hepimiz onların ahlâksız, hırsız, katil, soyguncu olduğunu sanıyoruz. Bakalım “Horizon: Bir Amerikan Destanı – Chapter 1” bu algıyı nereye kadar yıkacak.

Sinemasal açıdan…

Baştan belirtmeliyim: Gerçek bir görsel şölen bu destan. Çerçeveler, ışık, oyuncular, karakterler, mekân ve sahne tasarımı çok iyi. İzlerken sanki yaşıyormuşçasına kendinizi orada hissediyorsunuz. Bunda mizansenin katkısı kadar kameranın konumunun da etkisi büyük. Bir de müzik… Hiç aksamıyor, iyi kotarılmış.

Din, filmin gelişmesinde alabildiğine belirleyici; milliyetçilik zaten dorukta, buna bir de İncil’den katkılar eklenince izleyicinin beğenmemesi mümkün mü? Geleneksel ve yerel kültür izleri filme gerçekten katkıda bulunuyor. Küçük kızın savaşa giden askerlere, yorganından kestiği çiçekler duygusal bir atmosfer yaratıyor. Yönetmen Costner, geleneksel western çizgisini ve ritmi tutturmuş; yerel ve dinî, besbelli iyi çalışmış dersine… Özellikle kavga ve çatışma sahnelerinde yakın plan kullanması ilginin odaklanmasını sağladığı gibi filmin uzunluğunu da kapatıyor.

Şimdiden diğer bölümlerini merak ediyorum. Umarım bu ekip, bu kadro sonuna kadar devam eder.

05 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…

(02 Temmuz 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

On5 Sıfır7 4. Film Haftası

On5 Sıfır7 4. Film Haftası, 15 Temmuz Derneği’nin insanlık dışı darbe girişimine karşı çıkan, yaşananları unutturmayan ve olanlardan bir ders çıkarmaya matuf her yıl gerçekleştirdiği kültürel etkinliklerden biri olarak 08 – 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında sinemasever seyircilerle buluşuyor. Direniş ve özgürlük temaları çerçevesinde düzenlenen film haftası, bu yıl da, Uzakdoğu’dan Ortadoğu’ya, Orta Asya’dan Amerikalara, Filipinler, Japonya, Özbekistan, İran, Filistin, ABD, Şili olmak üzere dünya sinema literatüründe adından en fazla söz ettiren, aralarında belgesellerin de bulunduğu uzun metraj yapımlarla ve zengin bir repertuarla seyirci önüne çıkıyor.

  • Kolaj Fragman
  • Web Sitesi

On5 Sıfır7 4. Film Haftası yazısına devam et

Gelecekten Bir Mektup: Bir Zamanlar Gelecek: 2121, 28 Haziran’da Vizyona Giriyor

Türkiye’nin ilk uzun metraj kadın bilim kurgu yönetmeni Serpil Altın’ın filmi Bir Zamanlar Gelecek: 2121, 28 Haziran 2024 Cuma’da günü sinemalarımızda gösterime giriyor. Gelecekte dünyamızda sınırlı yaşamlara sebep olacak iklim krizi nedeniyle hayatlarımızda ne tarz değişikliklerle karşılaşacağız? Yeni doğan bir birey yaşlı bir bireyin yerini mi alacak? İklim krizi ve yoksunluk insanlara bu tarz ikilemde bırakacak hayatlar mı sunacak? Bazı seçimler elimizde olabilecek mi? Türkiye’nin ilk yeşil film girişimi olma özelliğini de taşıyan film yakın bir gelecekte yeraltında yaşamak zorunda olan bir ailenin çelişkilerini, sorgulamalarını ve isyanlarını konu alıyor.

New York’ta Bir Dilim Pizza Yemeden Ölmek Yok

New York’ta 90 desibel olarak ölçülen ortalama gürültü seviyesi sürekli duyulan bir çığlık ile eş değermiş. ‘Sessiz Bir Yer’ serisinin üçüncüsü ‘Sessiz Bir Yer: Birinci Gün / A Quiet Day: Day One’ tam da bu veri doğrultusunda, görmeyen ama sese karşı duyarlı istilacı uzay yaratıklarının iştahla harekete geçeceği düşüncesinden yola çıkıyor. İlki pandemi öncesinde, ikincisi pandemi sonrasında dünya çapında sinema salonlarının açılması ile birlikte büyük ilgi gören serinin yaratıcısı, yazar – yönetmen, oyuncu ve yapımcı John Krasinski, gerçek hayattaki eşi Emily Blunt ve çocuk oyuncularla birlikte hayat verdiği Abbott ailesinin kırsaldaki yaşam savaşına –şimdilik kaydıyla- bir ara verip kıyametin ilk gününe geri dönmek istemiş. Başlangıç öyküsünün yönetmenliği ve ortak yazarlığı için de başrolünde Nicolas Cage’in yer aldığı 2021 yapımı bizde de gösterilen çok başarılı yas filmi ‘Domuz / Pig’ adlı ilk uzun metrajı ile sinema dünyasına parlak bir giriş yapan Michael Sarnoski’de karar kılınmış.

Film kanserli hastaların tedavi gördüğü New York banliyösünde bir bakım evinde başlıyor. Çektiği ağrılardan mutsuz, öfkesini yazdığı şiirlerle dışarı vurmak isteyen hastalardan yazar Samira (muhteşem Lupita Nyong’o) şehrin merkezinde bir kukla gösterimi için düzenlenen geziye gitmeyi önce reddediyor, ancak pizzacıya uğramak şartıyla yola çıkmayı kabûl ediyor. Daima yanında taşıdığı uysal kedisi Frodo ile gösteriyi izlerken sahnede patlayan balon onu huzursuz etmiştir. Biraz nefes almak için salonun dışına çıktığında ise şehirde beklenmedik bir telâşın yaşanmakta olduğunu fark eder, sonrasında gökyüzünden düşen ateş toplarının hayatı felç ettiğine tanıklık eder. Dahası tepeden inen korkunç yaratıklar çığlıklar atan insanları toplu halde imha etmektedir. Öksürmenin dahi canavarları harekete geçirdiği öğrenildiğinde alevler içinde yangın yerine dönmüş mega kent sessizliğe bürünür. Bundan sonrası hayatta kalanların ölüm – kalım mücadelesidir.

Bağımsız sinemadan gelen genç Sarnoski filmin yapımcılarının yüzünü kara çıkarmamış. Tansiyonun her daim yüksek tutulduğu ilk bir saatlik bölüm, hele bir de IMAX formatında izlendiğinde, son derece başarılı. Serinin ilk iki filminde bir ailenin hayatta kalma mücadelesini izlemiştik. Bu defa kedisi ile birlikte kaçış yolu arayan yalnız bir kadının su basmış metro istasyonundan can havliyle kurtulmaya çalışan İngiltere’den hukuk okumaya gelmiş New York sevdalısı Eric (Joseph Quinn) ile önce zoraki de olsa dayanışması ve kendine özgü bir aile kurulması üzerine odaklanıyor hikâye. Genç adam hakkında fazla bir bilgi sahibi olamıyoruz ancak babasının piyano çaldığı Harlem kulübünde geçen çocukluk anılarını yaşayan Sam’in duygusal deneyimini paylaşıyoruz. Samira’nın bazen kedisini, bazen yiyecek ya da ilaçlarını taşıdığı heybesinin üzerinde ‘New York’u Seviyorum’ yazısı okunuyor. Yönetmen ve yapım ekibinin distopik bir dünyayı başarıyla kurdukları dünyanın bu güzelim kentinin sevilecek nesi kalmış diyebilirsiniz. Samira öyle düşünmüyor gerçi, kulaklığında Nina Simone’un güzelim şarkısı ‘Feeling Good’ çalarken sessiz olduğunda şehrin şarkı söylediğini duymanın mutluluğunu deneyimliyor.

(28 Haziran 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Korku Kapanı: Sessiz Çığlık

Bedel Art’ın yönettiği ve Adem Gerçek, Elif Yaşar Aslan Erarslanoğlu, Leyla Göküş ile Şeyma Yücel’in oynadığı Korku Kapanı: Sessiz Çığlık, 19 Temmuz 2024’de Lion Distribution dağıtımıyla Renas Yapım – Bulut Prodüksiyon Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
Filmde, kısa yoldan zengin olmak isteyen Cengiz büyük fedakârlıklar gerektirecek bir büyü yaptırır. Zengin olması karşılığında cinlere kurbanlar verecektir. Arkadaşlarını toplayıp bir köye giderler. Başta işler istediği gibi gitse de cinlere itaat etmeyen arkadaşı yüzünden cinler Cengiz’e musallat olur. Herkes beklenen sondan kaçamayacak, ölüm onları bulacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Korku Kapanı: Sessiz Çığlık yazısına devam et

Horizon: An American Saga – Chapter 1

Kevin Costner’in yönettiği ve Kevin Costner, Sienna Miller, Sam Worthington ile Jena Malone’un oynadığı Horizon: An American Saga – Chapter 1, 05 Temmuz 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Horizon: An American Saga – Chapter 1, Amerika’nın batısında yapılmış olan İç Savaş’ın öncesi ve sonrasındaki 15 yıllık uzun bir dönemi kapsıyor ve olayları birçok farklı karakterin gözünden anlatıyor. Batı’ya doğru yapılan genişleme, doğal unsurlardan, bu topraklarda yaşayan yerli halklarla etkileşimlere ve bu toprakları kolonileştirmeye çalışanların acımasız kararlılığına kadar birçok zorlukla doludur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2 / 3
  • IMDb

Horizon: An American Saga – Chapter 1 yazısına devam et

MaXXXine Filminin Türkçe Alt Yazılı Birinci Fragmanı ve Ana Afişi Paylaşıldı

Ti West’in yönettiği ve Mia Goth, Elizabeth Debicki, Moses Sumney ile Michelle Monaghan’ın oynadığı MaXXXine filminin ana afişi ve Türkçe alt yazılı birinci fragmanı internet ortamında yayına verildi. MaXXXine filmi 12 Temmuz 2024 tarihinde UIP Filmcilik tarafından sinemalar gösterime çıkarılacak. Filmin konusu şöyle: 1980’lerin Hollywood’unda, yetişkin film yıldızı Maxine Minx sonunda büyük çıkışını yaşar. Ancak gizemli bir katil Hollywood’un yıldız adaylarını takip ederken, kan izleri onun uğursuz geçmişini ortaya çıkarır.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Sinema Örgütlerinden Çağrı

Sinemamızın farklı disiplinlerini temsil eden 10 sinema meslek birliği, dernek ve vakıf, film festivallerine ilişkin ortak bir açıklama yayınladı. Açıklama şöyle: “Ülkemiz sıkıntılı günlerden geçiyor. Ekonomik koşulların giderek ağırlaştığı bir ortamda kamu kurumlarına (Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel yönetimlere) önemli bir sorumluluk düşüyor. Bu sorumluk halkın yaşamsal ihtiyaçlarını karşılanmasının yanı sıra, toplumun kültürel değerlerinin korunması, sanat yoluyla toplumun eğitimine katkıda bulunulmasını da kapsar. Ekonomik koşullar bahane edilerek, sanatsal etkinliklerin iptal edilmesi, tasarrufa sanattan başlanılması kabul edilemez. Bu çağrıyı yapmamızın ….”

Sayara’yı İzlemeye Cesaretin Var mı? Korku, Suç ve Aksiyonu Buluşturan Türk Filmi Sayara Sinemalarda

Türünün nadir örneklerinden biri olan Türk filmi Sayara’nın vizyona girmesine sayılı gün kaldı. 21 Haziran Cuma (bugün) günü sinema seyircisiyle buluşacak olan Sayara’yı izlemek büyük bir cesaret gerektiriyor. Yayınlanan fragmanlarıyla sinemaseverlerin dikkatini çeken, gösterildiği festivallerde seyircilerin kanını donduran Sayara’nın hikâyesi artık sinema seyircisinin karşısında olacak.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız: 1 / 2
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Ferhan Baran Yazıyor: Motorcuların Altın Çağına Ağıt

Çağdaş Amerikan Bağımsız Sineması’nın öne çıkan isimlerinden Jeff Nichols ülkesinin yakın geçmişine belgeselci bakışını sürdürüyor. Danny Lyon’ın 1968 tarihli fotoğraf albümünden yola çıkan ‘Motorcular / The Bikeriders’ ABD’de baş döndürücü bir kültürel değişimin yaşandığı 60’lı yılların gözde alt kültürlerinden ‘asi motosikletlilerin’ özel dünyasına içerden bir bakış atıyor. James Dean ekolünün boylu poslu karizmatik temsilcisi Benny (Austin … Devamı…»

Ferhan Baran Yazıyor: Duygular Çarpışıyor

Pixar’ın belki de en yaratıcı animasyonlarından biri olan ‘Ters Yüz / Inside Out’ 9 yıl aradan sonra serinin devam filmi ile dönüş yapıyor. İlk film ailesiyle birlikte taşradan büyük şehre taşınan 11 yaşındaki Riley’nin duygusal bocalamaları üzerine kuruludur. Doğup büyüdüğü Minnesota’da mutlu bir hayatı olan küçük kız buz hokey takımı arkadaşlarından uzakta San Fransisco’daki yeni hayatına adapte olmaya çalışırken beş temel duygu hayatı onun için … Devamı…»