Vahşi Kapitalizmin Yükselişi: Dolunay Katilleri

Martin Scorsese, sinemanın o kendine özgü izlenirliğini, anlatıcılığını ve yorumlayışını muhteşem bir şekilde yansıtıyor beyazperdeye. Deneyimli sinemacı, daha ilk kareden hem izleyiciyi hem de izleyicinin ruhunu kavramayı başarıyor (bana göre hep olduğu gibi).

Bu kez bir uyarlama… Tarihin içinden, sadece Amerikalıları değil, (isimleri değiştirin, istediğiniz ülkeye uyarlayabilirsiniz; maden için İngiltere, çevre korumacılığı için Türkiye, hatta son İsrail saldırılarına bile…) herkesi ilgilendiren bir öykü ve geleceğe yönelik dersler içeren.

Muhteşem bir açılış

Bir aşk öyküsü çerçevesinde, aslında bir soykırımın anlatıldığı filmde; William Hale (Robert De Niro), topraklarını çalmak ve petrol haklarını almak için Yerli Amerikalıları öldürüyor. Yeğeni Ernest Burkhart’ı (Leonardo DiCaprio), petrol haklarını devralma planının bir parçası olarak bir Osage kadını olan Mollie Burkhart (Lily Gladstone) ile evlenmeye ikna eder. Ernest, Mollie’ye aşık olur ve bu da planın bozulması anlamına gelir. Yeni kurulmakta olan (aslında hep var da, kurumsallaşmaya başlayan) FBI’ın bir ajanı (Jesse Plemons) cinayetleri araştırmak için şehre gelir.

Petrolün bulunmasıyla tarihin akışının da değiştiğini anlatarak başlıyor büyük usta filmine. Petrol, dünün yoksul ve hor görülen Osaka halkını, zengin ve Avrupa’ya gidip gelen, her birinin altında birer otomobille yaşayan insanlara dönüştürüyor. Birilerinin ağzı sulanmaz mı, böylesi bir durumda. Irkçılık kendini gösteriyor ve kukuletalı (Ku Klux Klan) katiller gecenin karanlığında değerlerin el değiştirmesini sağlıyor.

Evrensel bir öykü…

Yukarıda da değindiğim gibi, Birinci Dünya Savaşı sonrası, gelişme ve medeniyet adı altında bir katliam yaşanıyor. Bunu ister açgözlü para babaları, ister devletler, isterse devlete sırtını dayamış illegal örgütler yapsın; biliyoruz ki bugünlerin temelinde yatan gerçek bu.

Bu arada, kişisel kin, nefret ve intikam da giriyor devreye… Burkhart, Mollie’nin kişisel servetine göz koymuş ve mirasın paylaşılarak azalmaması için sanki ailenin yanındaymışçasına duruşu, genel anlamda insanın yaşananlar karşısında aldığı tutumu yansıtıyor.

Scorsese, gerçekten uzun olan filmde izleyiciyi sıkmadan, yormadan yılların birikimi ve deneyimiyle anlatıyor anlatacaklarını. Oyuncuları ünlü olsa da filmi taşıyan sinema dili ve çerçevenin görüntülediği estetik tat.

20 Ekim’den başlayarak gösterimde…

(19 Ekim 2023)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

11. Engelsiz Filmler Festivali’nin Programı Açıklandı

Puruli Kültür Sanat tarafından “Bir Arada Film İzlemek Mümkün” diyerek on birinci kez gerçekleştirilecek Engelsiz Filmler Festivali, Türkiye ve dünya sinemasının öne çıkan, ödüllü ve sinemaseverler tarafından beğenilen filmlerini seyircisiyle buluşturmaya devam ediyor. Festival bu yıl 20 – 26 Ekim tarihleri arasında Ankara’da Paribu Cineverse ANKAmall, Goethe – Institut ve 04 – 05 Kasım’da Eskişehir’de Cinema Pink Kanatlı AVM salonlarında izleyicilerle buluşacak. Kısa Film Yarışması kapsamındaki 14 film ise tüm Türkiye’den 20 – 26 Ekim tarihleri arasında eff2023.muvi.com linkindeki internet adresinden de çevrim içi olarak izlenebilecek.

11. Engelsiz Filmler Festivali’nin Programı Açıklandı yazısına devam et

Yılın En Ciddi Komedi Filmi Güven Bana’nın Galası Gerçekleşti

Yılın merakla beklenen komedi filmi Güven Bana’nın galası geçtiğimiz akşam Levent Paribu Cineverse Kanyon Sineması’nda gerçekleşti. Senarist ve yönetmenliğini Selçuk Aydemir’in üstlendiği Güven Bana Cuma günü itibariyle sinemalardaki yerini alıyor. Gerçekleştirilen gala gecesinde Aytaç Ağdağ ve Anıl Oğuz ile filmin oyuncuları Cihangir Ceyhan, Ufuk Bayraktar, Okan Cabalar, Erdal Özyağcılar, Özgür Emre Yıldırım, Pelin Karahan, Serap Önder ve Selçuk Aydemir tam kadro olarak yer aldı. İki farklı kuşaktan komedinin usta isimlerini bir araya getiren film gösterim sonunda izleyiciden tam not aldı. Seyirciyle birlikte filmi izleyen ekip, film bittiğinde ayakta alkışlandı.

Yılın En Ciddi Komedi Filmi Güven Bana’nın Galası Gerçekleşti yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Üzerinde Fırtınalar Koparıldı: Kanun Hükmü’nde Yasak

Kimsenin izlemediği, ama çuval dolusu (boş) laf ettiği “Kanun Hükmü” belgeselini izledim. Birkaç gazeteci için düzenlenen özel gösterime davet edilip de gelmeyenlerin, bir festival iptaline varan, siyasal ve mesleki sıkıntılar yaratan bu önemli çalışmanın hiç de söylendiği gibi olmadığını baştan bilmelerini isterim. Yönetmen Nejla Demirci, gerçekten titiz çalışmış ve temiz bir film yapmış. Beş yıla varan çekimlerle birlikte sadece ve sadece … Devamı… »

Atatürk Filminin Afişi Yayınlandı

Yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin’in yaptığı, senaryosunu Necati Şahin’in kaleme aldığı, Atatürk rolünü Aras Bulut İynemli’nin, Zübeyde Hanım’ı Songül Öden, Enver Paşa’yı Sarp Akkaya’nın ve Madame Corinne’i Esra Bilgiç’in canlandırdığı 1. Atatürk filminin sinema afişi ilk kez yayınlandı. Türkiye ve dünyada eş zamanlı olarak vizyona girecek ve iki film olarak izleyiciyle buluşacak Atatürk’ün 1. filmi 03 Kasım’da sinemalarda olacak. Filmde, Atatürk’ün Millî Mücadele’ye giden yolda kahramana dönüşerek hem kendisinin hem de ülkesinin kaderini değiştiren olağanüstü hayatının hikâyesi anlatılıyor.

Başka Sinema Rota: Eskişehir 2023

19 – 22 Ekim 2023 tarihleri arasında Eskişehir’de yapılacak olan Başka Sinema Rota: Eskişehir etkinliğinin programı açıklandı. Programda bu yıl uluslararası film festivallerinde beğeni toplayan filmlerin yanı sıra sinema klasikleri de yer alıyor. Gösterimler ise Eskişehir Cinetime Özdilekpark Sineması’nda gerçekleştirilecek. Açılış filmi, 2023 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü alan Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomie d’une Chute – Anatomy of a Fall) filmi olacak. Daha önce Toni Erdmann filmindeki başarılı performansı ile tanıdığımız Sandra Hüller’in eşinin gizemli ölümünden sorumlu tutulan bir kadını canlandırdığı film yılın en beklenen filmlerinden.

Başka Sinema Rota: Eskişehir 2023 yazısına devam et

Tehlikeli Sular

John Barr’ın yönettiği ve Odeya Rush, Eric Dane, Saffron Burrows ile Ray Liotta’nın oynadığı Tehlikeli Sular (Dangerous Waters), 13 Ekim 2023’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Rose ve annesi, annesinin eskiden polis olan yeni erkek arkadaşının yelkenlisiyle 10 gün sürmesi planlanan deniz tatiline çıkarlar. Bu tatilde açık denizlerde şampanyalar içilecek ve sürpriz bir doğum günü kutlanacaktır. Fakat açık denizin ortasında tatillerinin ilk sabahında hızla gelen bir tekne yelkenliye çarpar; tehlikeli ve silahlı adamlar yelkenliyi basar. Rose, annesinin erkek arkadaşının karanlık yüzünü ortaya çıkartır, her şey tamamen kontrolden çıkar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Tehlikeli Sular yazısına devam et

Engin Şenkan: Hasretini Çektiğim Bir Roldü

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünde, 27 Ekim’de vizyona girecek Son Akşam Yemeği’nin başrol oyuncusu Engin Şenkan, Çankaya Köşkü’nün mutfağında tarihi değişimlere tanıklık ederken kendilerince çok önemli katkılar sunan, torunu ile birlikte yaşam mücadelesi veren aşçı Ahir Usta karakterini canlandırıyor. Geçmişle geleceğin kesişme noktasında, Cumhuriyet’in ilanından önceki gece önce hazırladığı yemeklerle çok özel bir görev üstlenen Ahir Usta, değişen Türkiye’de Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer almış, yetmiş yaşında bir Çanakkale gazisidir.

Wonka

Paul King’in yönettiği ve Timothee Chalamet, Calah Lane, Keegan, Matt Lucas, Michael Key, Paterson Joseph, Mathew Baynton, Sally Hawkins ile Rowan Atkinson’un oynadığı Wonka, 15 Aralık 2023’de TME Films dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünyanın en büyük mucidi, sihirbazı ve çikolata üreticisinin bugün bildiğimiz, tanıdığımız sevilen Willy Wonka’ya nasıl dönüştüğünün büyüleyici hikâyesini anlatan film, izleyiciyi ünlü Çikolata Fabrikası’nın ilk yıllarına götürecek. Wonka filmi sihir ve müziğin, kargaşa ve duygunun muhteşem bir yürek ve mizahla anlatıldığı, baş döndürücü, sevimli bir karışımı seyirciye sunuyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Wonka yazısına devam et

34. Ankara Film Festivali’nde Yarışacak Ulusal Kısa ve Belgesel Film Finalistleri Belli Oldu

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından 02 – 10 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 34. Ankara Film Festivali Ulusal Kısa ve Belgesel Film Yarışması’nda yarışacak finalistler belirlendi. Ulusal Belgesel Yarışması’nda yönetmen Hacer Yıldız, yönetmen Enver Özüstün, yönetmen Sezer Ağgez’den oluşan ön jüri tarafından 105 film arasından yapılan değerlendirme sonucu 8 belgesel sinemaseverlerle buluşacak.

34. Ankara Film Festivali’nde Yarışacak Ulusal Kısa ve Belgesel Film Finalistleri Belli Oldu yazısına devam et

İbi: Doğu Ekspresinin Gizemi

Sinan Ölmez’in yönettiği ve Elifcan Küçük, Alp Pazarlı, Hakan Bozbey, Akif Yardımcı, Emine Sergen ile Hakan Coşar’ın seslendirdiği animasyon film İbi: Doğu Ekspresinin Gizemi, 20 Ekim 2023’de CJ ENM dağıtımıyla Koza Yayın A.Ş. – Studio Galaktik tarafından vizyona çıkarıldı.
TRT Çocuk’un çok sevilen çizgi film dizisi İbi’nin ilk sinema filmine hazır mısınız? İbi, ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte Doğu Ekspresi’yle Kars’a seyahat ederken gizemli bir masal kahramanının yapacağı bütün kötülükleri engellemek, sevdiklerini korumak ve Doğu Ekspresi’nin Kars’a ulaşmasını sağlamak için geri dönülemeyen bir fedakârlık yapmak zorundadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Her Şey Aşk İçin

Ahmet Kapucu’nun yönettiği ve Safa Sarı, Zafer Algöz, Gizem Sevim ile Özlem Türkad’ın oynadığı Her Şey Aşk İçin, 20 Ekim 2023’de CJ ENM dağıtımıyla Sky Films – 2518 Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Sedef ve Alper aşklarının taçlandırmak üzeredirler. Alper ve ailesi Sedef’i istemeye giderler. Sedef’in dedesi Emekli Albay İskender, Alper’in askerliğini bedelli yaptığını öğrenince bu evliliğe rıza göstermez. İskender bu evliliğe tek bir şart ile izin verecektir. O da Alper’i kendisinin çiftliğinde 30 günlük zorlu bir askeri eğitime tabi tutmaktır. Alper teklifi kabul etmek zorundadır ancak sandığından çok daha güç ve zorlu durumlarla karşılaşacağından haberi yoktur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Her Şey Aşk İçin yazısına devam et

Çözümler Kitabı

Michel Gondry’nin yönettiği ve Pierre Niney, Blanche Gardin, Françoise Lebrun ile Frankie Wallach’ın oynadığı Çözümler Kitabı (Le Livre des Solutions – Book of Solutions), 20 Ekim 2023’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yapımcıları ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu filmini teyzesinin evinde bitirmek zorunda kalan Marc, bir taraftan da ilhamını geri kazanmaya çalışmaktadır. Hikâyesini güzelleştiren birçok eğlenceli, komik noktalar yakalasa da kariyeri ve akli dengesini korumak arasında bunalmaktadır. Tepe taklak giden bir süreç içinde komik ve şiirsel yetenekleri geri dönecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Çözümler Kitabı yazısına devam et

Sanat İyileştirir: Antakya Film Festivali Üzerine

Yaşamı kuran, güçlendiren, güzelleştiren ve daha da önemlisi sürdürülebilir mutluluk haline getiren sanattır. İlk(sel) insanın mağara duvarına çizdikleri, bugün bize geçmişten bugüne yaşananları gösteriyor.

Yaşanan deprem felâketi sonrasında yeni bir heyecan ve gelecek için yeni bir umut olan 11. Antakya Uluslararası Film Festivali, konteynır kentlerde yapılıyor. Taş üstünde taş kalmamış Antakya’da, kapalı alanda bir etkinlik yapmak mümkün olmadığını göz önünde bulundurursanız (asıl önemlisi, halkın konteynır kentlerde barındığını da unutmadan) en iyi yöntem olarak açık hava etkinlikleri çıkıyor karşımıza. Festival Başkanı Mehmet Oflazoğlu ve ekibi gerçekten canla başla mücadele ediyor; birçok aksamaya rağmen, istenen (değil aslında amaçlanan) hedefe ulaşamasa da önemli bir iş başarıyor.

Eksikler hep olacaktır

En kurumsal, en örgütlü projelerde de eksiklikler, aksaklıklar oluyor. Yıkılmış bir kentin, umutsuz insanların içinde böylesine yoğun bir çaba içerisinde olmak, insanların yüzünü bir nebze için bile olsa güldürebilmek (https://sadibey.com/2023/10/07/korkut-akin-yaziyor-11-uluslararasi-antakya-film-festivali-deprem-yaralarini-gulen-filmlerle-saracak/) için çaba harcamak sadece Antakya veya Hatay halkı için değil, ülkenin tümü için geçerli ve önemli.

Atakan Metin (Sağdaki fotoğrafta sağ başta) öncülüğünde buluşan basın çalışanları hem Antakya’yı hem de festivalin dağıttığı o umut heyecanını yaşadı. Antakyalı, gerçekten umutsuz, gerçekten umarsız, gerçekten yılgın. Ancak “Festival” adını duyduklarında yüzleri gülüyor, destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Gönüllü arkadaşlar (hepsinin adını anmak isterim, hak ediyorlar, ama adlarını yazamadığım gönüllülerin gönlünü kırmadan herkese, her emek verene teşekkür ediyorum), bizimle birlikte deprem mağdurlarının da yeniden ayağa kalkacaklarının farkında, dört döndüler…

Koşullar belirleyici…

Deprem olmasaydı, duyurular hedefine daha kolay ulaşacak, etkinliklere katılım daha çok olacaktı. Muhakkak ki, suçun tümünü koşullara atmak pek de doğru değil. Etkinlik yapılan konteynır kentlerde hoparlörlerle duyuru yapılabilir, kentin girişine (hepsinde güvenlik var, özellikle hırsızlıkları önlemek amacıyla) bir pankart asılabilirdi. Şehir merkezinde (zaten beton yığınıydı, bitişik nizam binalar nedeniyle) bırakın bir ağacı, bir direk, bir küçük yükselti bile kalmadığı için duyuru yapılabilmesi pek de mümkün değil. Bu gerçekten üzücü, şimdi yazarken bile içim acıyor.

Moda oldu…

Antalya Altın Portakal sonrası (haklı bir protestoydu) yönetmenler filmlerini çekince moda oldu; Ankara Film Festivali’nden sonra burada da bir yönetmen filmini çektiğini duyurdu. Oraya gelmişsiniz, koşulları biliyorsunuz, biraz esnek davranmak, biraz empati yapmak gerekmez mi?

Devlet nerede?

İkizdere’de, Akbelen’de, Kaz Dağlarında doğayı katledenlerin yanında olan devlet güçleri Antakya’da bu kez depremin yaralarını sarmak için yapılan film gösterimlerinde, panel ve söyleşilerde yoktu.

Vali, işi vardıysa yardımcılarından biri, Belediye Başkanı, yoğunsa bir elemanını, Milli Eğitim Müdürü, Kültür Dairesi Başkanı, Emniyet Müdürü, Sağlık… ve diğer tüm yetkililer neredeydiniz? Siz de sanatın yanında yer almazsanız, kim nasıl destekleyecek bu çileli insanların ayağa kalkmasını?

Biz, üç gazeteci, iki yönetmen, beş gönüllü izledik filmleri… Dışarıda sorduklarım ise “Festival mi var, hiç duymadık” dedi; devlet dairesinde, belediyede veya kurumsal işlerde çalışanlar da aynı sözlerle yanıtladı sorumu. Oysa onlara bildirilse, belki kendileri değil, ama eşleri, çocukları, komşuları gelirdi…

Peki, siz neredesiniz?

Aramızda gazeteci(!!!) olarak bulunan birileri vardı; daha yola çıkmadan ne olduklarını belli ettiler. Havaalanında, bir sonraki uçağa kalırsanız, hepinize şu kadar para, öğle yemeği veririz diyen çığırtkana(?) kanıp ekibi bozdular. Onların transferine harcanan zaman ve para da boşa gitti; çünkü bırakın yazmayı, sözünü bile etmeyeceklerdir bulundukları ortamlarda (biri hele, etkinliğe yetişmeye çalıştığımız aracımızı yoldan döndürdü, meğer akıllı saat alacakmış, çok ucuzmuş… Saat alacağına onun aklını alıp kendisine kullansın).

Biri daha vardı; kukla tiyatrosu etkinliğinde, çocukları kaldırıp yerine oturan… Niye kaldırdınız çocukları diye sorduğumda, ne olduğunu bilmediklerini söylediler (-ler, çünkü iki kişiydiler; hani şu hem sahneyi çekip hem de telefonu kendilerine çevirip kendi reklamını yapmaya çalışanlar). Kukla tiyatrosundan arp konserine giderken, kendisinin müteahhit, sürücü eğitmeni, sürücü, petrolcü ve youtuber (hemen bütün sosyal medya platformlarında olduğunu belki kırk kez tekrarladı) olduğunu söyleyen (ve yanındaki) yine ön sıralardaki çocukları kaldırıp yerlerine oturdu. Ayıp demekten başka ne gelir elden!

Bunun yanında…

Genç gazeteci arkadaşlar, sürekli haber hazırladılar. Gün boyu çektikleri fotoğraf ve hareketli görüntüleri hedef kitlelerine ulaştırmak için sabaha kadar çalıştılar. Onlara (yine adlarını, olası bir eksik bırakmamak için vermekten kaçınıyorum) çok teşekkür borçluyuz. Sadece etkinlikle sınırla kalmadı onlar, gittiğimiz, gezdiğimiz yerlerde ve tabii, konteynır kentlerde herkesle konuşmaya, onları duyurmaya çalıştılar.

Ne yapmalı?

11. Antakya Uluslararası Film Festivali’ni sanat festivali olarak yeniden organize edip diğer sanat dallarının yaygınlığından daha çok yararlanarak bu etkinliği halka indirmek gerekir. Bir fotoğraf sergisi, bir resim çalıştayı (insanların içinde birlikte çalışmak), bir folklor gösterisi eklemek, bu festivali daha da güçlendirecektir. Kısafilm maratonu bile düzenlenebilir. Farklı mahallelere giren sanatçılar halka ulaşmış onların derdini dinlemiş olur. Festivalin omurgası, ana teması yine sinema olur, diğer etkinlikler de sinemayı destekler; böylelikle hem yaygınlaşır hem de etkisi artar.

(17 Ekim 2023)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com