Yalçın Yusufoğlu’nun Sinemanın Dünü adlı kitabı h2o Kitap Yayınları’ndan çıktı. Sinemanın da bir tarihi var. Bu tarihi her aktarma, anlatma çabası gerçekte akıp giden olayların nesnelliğine anlatıcının öznelliğini katar. Sinemanın Dünü bu bakış açısını benimseyen biri tarafından yazıldı, dolayısıyla sinemanın tarihini değil dününü anlatıyor. Sinemanın tarihi film arşivlerinde duruyor, istenildiği zaman izlenebilir. Yusufoğlu sinemanın dününe tanıklık etmek isteyeceklere sinemanın loşluğunda yol gösterici oluyor. Yönetmenlerin siyasal duruşlarına değinip sanatsal yönelişlerini açımlayarak sinema dilinin yenilenmesi ve anlatımının dönüşmesindeki katkılarını ayrıntılarıyla sunuyor.
2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması Onur ve Destek Ödülleri Verecek
Sultanbeyli Belediyesi tarafından düzenlenecek 2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması, 15 – 18 Aralık tarihleri arasında gerçekleşiyor. Kısa film türüne destek vermek ve sinema profesyonelleriyle izleyicileri buluşturmak amacıyla ikincisi yapılacak olan ve 47 ülkeden 619 filmin başvuru yaptığı yarışmada sinemamıza verdikleri emekten dolayı Onur Ödülleri, kişi ve kurum olmak üzere iki kategoride de Kısa Filme Destek Ödülleri verilecek. Ödüller, 18 Aralık 2022 tarihinde Atlas 1948 Sineması’nda yapılacak kapanış töreninde sunulacak.
- Basın Bülteni
- Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması Onur ve Destek Ödülleri Verecek yazısına devam et
23. Uluslararası Frankfurt Türk Filmleri Festivali Başvuruları Başladı
Türk Film Festivali Frankfurt, 23. yılında 11 – 16 Haziran 2023 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Festival Başkanı Hüseyin Sıtkı ve Türkiye ekibi, Kültürlerarası İletişim Derneği’nin ev sahipliğinde Frankfurt’ta gerçekleşecek film festivalinin çalışmalarına başladılar. 23. Türk Film Festivali Frankfurt’a başvuracak adaylar, yarışmaya dair yönetmelik ve bütün bilgilere festivalin resmi internet sitesi olan https://www.turkfilmfestival.de web adresinden ulaşabiliyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
23. Uluslararası Frankfurt Türk Filmleri Festivali Başvuruları Başladı yazısına devam et
Öğle Güneşinde Yıldızlar
Claire Denis’in yönettiği ve Margaret Qualley, Joe Alwyn, Danny Ramirez ile Benny Safdie’in oynadığı Öğle Güneşinde Yıldızlar (Stars at Noon), 16 Aralık 2022’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
1984 yılında Nikaragua Devrimi sırasında geçen film, görev nedeniyle Orta Amerika’da yaşayan dik kafalı Amerikalı bir kadının, görev sırasında tanıştığı İngiliz iş insanı ile arasındaki tutkulu aşkı konu alıyor. Çift bir süre sonra komplolar ve yalanlar ile dolu bir labirentin içine girecek ve ülkeden kaçmaya çalışacaklardır. Bunu gerçekleştirmek için ise yalnızca ve sadece birbirlerine güvenmeleri gerekmektedir.
27. Gezici Festival, Sinop’a Veda Etti, Yolculuğuna Kastamonu’da Devam Edecek
Ankara Sinema Derneği tarafından düzenlenen 27. Gezici Festival, 02 Aralık’ta Ankara’dan başladığı yolculuğunun ikinci durağı Sinop’a veda etti. Martin Ritt yönetmenliğindeki Paravan (The Front) ve Belmin Söylemez imzalı Ayna Ayna filmlerinin gösterimiyle başlayan festivalin açılış gecesi Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan ve Amerika Büyükelçiliği Kamu Diplomasisi Ataşesi Aryani Manning’in katılımıyla Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
27. Gezici Festival, Sinop’a Veda Etti, Yolculuğuna Kastamonu’da Devam Edecek yazısına devam et
09 – 11 Aralık 2022, Hafta Sonu Gişe Verileri
09 – 11 Aralık 2022, Hafta Sonu (Weekend) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Hayal Sirer’i Kaybettik
Yeşilçam oyuncularından Hayal Sirer, 11 Aralık 2022 Pazar günü 77 yaşında hayatını kaybetti. Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde yaşayan Sirer, dün gece saatlerinde evinde rahatsızlandı. Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Sirer, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Sanatçı, yarın öğle vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Uncalı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Sirer’in, bir süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü öğrenildi. Sanatçı, Kadırgalı Ali, Çirkin ve Cesur ile Boş Beşik’in de aralarında bulunduğu çok sayıda sinema filmi ve dizide rol almıştı. Merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
AFSAD Uluslararası Kısa Film Festivali Yayınları
AFSAD Uluslararası Kısa Film Festivali Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
6. AFSAD Uluslararası Kısa Film Festivali (Katalog).
AFSAD Uluslararası Kısa Film Festivali Yayınları yazısına devam et
Görkemli Su Senfonisi
James Cameron imzalı 2009 yapımı ‘Avatar’ emperyalist dünya güçlerinin cennet Pandora gezegeninin yer altı zenginliğini ele geçirme planını anlatır. Dünyalılar (burada Amerikalılar oluyor) ve Pandora yerlileri Na’vilerin DNA karışımlarından üretilmiş Avatar eşleşmeleri ile gezegene adım atan bilim adamları, özel şirketlerin emrindeki askeri milislerce korunur. Amaç, köyleri çok değerli maden rezervinin üzerinde kurulmuş yerliler ile anlaşma yoluna gitmek, olmadı onları zorla yerlerinden yurtlarından etmektir. Bu süreçte kaderin cilvesi ile programa dahil olan, felçli bir savaş gazisi iken Avatar marifetiyle ayağa kalkan Jack Sully, cennet doğaya aşık oluyor ve onunla derin bir ruhani bağ kurmuş yerel halkla omuz omuza verdikleri gerilla savaşı sonucunda emperyalist güçlerin karşısına dikiliyor. Devrimci bir ton taşıyan ilk ‘Avatar’ın emperyalist ABD’nin dünyaya hükmeden Hollywood endüstrisinin bir ürünü olması kuşkusuz ironiktir. Ancak dünyanın dört bir köşesine doğayı koruyan anti sömürgeci mesajını iletmesi hiç yoktan iyidir. Avatar’ın sinema teknolojisine kattıkları ile birlikte gelmiş geçmiş en çok izlenen yapımlardan biri olması geniş perdede film izleme deneyiminde ulaşılan tartışılmaz bir zirvedir.
‘Avatar’ın yaratıcısı yönetmen James Cameron 13 yıl aradan sonra hikâyenin beklenen devamı ile karşımıza geliyor ve yeni epizod ‘Avatar: Suyun Yolu / Avatar: The Way of Water’ kaldığımız yerden devam ediyor. Na’vilere sadık bir avuç bilim adamı dışındaki yabancılar ölmekte olan dünyalarına geri postalanırken, yeni bedeninde yeni baştan doğan Jack Sully, aradan geçen zaman içinde yuvasını kurmuş, çocuklarını büyütmüştür. Bu eşsiz doğada mutluluk basittir ama en kötü yanı bir anda uçup gidebilmesidir. Hava insanları eskisinden daha yıkıcı güçleriyle geri döner. Bu defa maden işletmeye değil, ölen dünyalarına ikame olmak üzere Pandora’yı ele geçirme niyetindedirler. Gezegendeki en saldırgan askerlerin zihinlerini almak suretiyle onları Na’vi bedeninde savaşa yollayan
emperyalist güçler topları, tüfekleri, alev makinalarıyla amaçlarına ulaşırlar da. Askerlerin başındaki Albay Miles Quaritch’in anılarının yüklü olduğu Avatar bunun ötesinde intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Jack Sully ve ailesi Orman Halkı’nı bu yakıcı intikamdan korumak üzere yurtlarını terkedecek ve binlerce ada içine yayılmış deniz klanlarına karışarak kaybolmayı seçeceklerdir. Avatar serisinin ikinci epizodu, Jack Sully ve ailesinin deniz halkları ile kaynaşması, karadaki becerilerini suda geliştirmeleri ve onların yerini eninde sonunda bulacak olan ezeli düşmanına karşı bu defa Resif klanı ile omuz omuza suda verdikleri mücadele üzerinedir.
Cameron yeni öyküyü görkemli bir senfoni tadında görselleştirmiş. Ormandan ve Hallelujah dağlarından kaçış ile sonlanan başlangıç bölümü Allegro tempoda ilk filmden anıları tazelerken, ikinci bölüm Andante dinginliğinde deniz ülkesinin şiirini ve deniz altının büyüleyici dünyasını görselleştiriyor. Suyun hayatı ölüme, karanlığı aydınlığa, herşeyi birbirine bağladığı düsturundan hareketle yeni yuvalarını kuran Sully’lerin ve deniz halklarının mutluluğu, çok geçmeden balina avcılarının rehberliğinde adalara çıkartma yapan askerlerin gelişiyle kararacaktır. İnsanoğlunun yaşlanmasını durduracağı ileri sürülen -şişesinin 80 milyon dolar ettiği- ‘Amrita’ sıvısını elde etme pahasına deniz halklarıyla dost olan zeki ve duygusal dev balinaların (Tulkunlar) insafsızca katledildiği bir ara bölüm, izlenmesi kolay olmayan kederli bir geçiş olarak hafızalara kazınıyor. Ve bu görkemli ‘su senfonisi’nin Molto Vivace final bölümüne ulaşıyoruz. Topyekün savaş kaçınılmazdır artık. Bu noktada Cameron sinema tarihinin iz bırakmış görkemli felâket filmlerine atıf yapıyor. ‘Poseidon Macerası’, ‘Jaws’, Cameron’un kendi klasiği ‘Titanic’ten anı sahneler perdede canlanıyor. Bu mahşer evresinde Jack Sully’nin alev alev yanan sudan yarısı çıkmış yüzü Martin Sheen’in ‘Kıyamet / Apocalypse Now’daki siluetini andırıyor.
‘Suyun yolunun ne başı vardır, ne de sonu. Deniz alır, deniz verir. Doğada hiçbir şey yok olmaz’. ‘Avatar: Suyun Yolu’ geldikleri dünyada yeşilin kökünü kazıyan, denizleri kirleten, doğanın dengesini bozan en büyük tehdit insanoğlunun durdurulamaz zulmüne karşı duruyor. İsyanı, doğal yaşamın hayrına çalışmayan çağımızın baş döndürücü teknolojisinin sinemada ulaştığı zirvede dile geliyor. Aranızda bu ne yaman çelişki diyenleriniz çıkabilir. Bu yine de dünya halklarına iletilen mesajın önemini azaltmıyor. Sinema perdesinde daha önce yaşadığımız deneyimlere eşsiz bir halka daha ekleyen filmin büyüleyici görselliği (hele bir de IMAX fırsatı yakalanmış ise) göz kamaştırmayı sürdürüyor.
(17 Aralık 2022)
Ferhan Baran
2. Sultanbeyli Kısa Film Yarışması’nın Uluslararası Jürisi Açıklandı
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla, Sultanbeyli Belediyesi tarafından düzenlenecek 2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması, 15 – 18 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek. Kısa film türüne destek vermek ve sinema profesyonelleriyle seyirciyi buluşturmak amacıyla 2.si gerçekleşecek olan ve 47 ülkeden toplam 619 filmin başvuru yaptığı yarışmanın uluslararası jürisinde Azerbaycan, Macaristan ve Türkiye sinemasının değerli oyuncu ve yönetmenleri yer alıyor. Jüride Azerbaycan’dan yapımcı ve yönetmen Elçin Musaoğlu, Macaristan’dan oyuncu Marina Gera, Türkiye’den ise yapımcı ve yönetmen Ensar Altay bulunuyor.
- Basın Bülteni
- Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
2. Sultanbeyli Kısa Film Yarışması’nın Uluslararası Jürisi Açıklandı yazısına devam et
Roza
Mustafa Kotan’ın yönettiği ve Fikret Kuşkan, Belçim Bilgin, Bahar Şahin ile Burak Sevinç’in oynadığı Roza, 06 Ekim 2023’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Akiz Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Filmde, eğitimsizliğin, ekonomik sıkıntıların ve törenin yıkıcı etkileri altında mevsimlik işçi olarak Urfa’dan Mersin’e göç eden bir aile anlatılıyor. Kürt genç kız, ailesinin istediği adamla evlenmek istemeyerek evden kaçar ve âşık olduğu başka bir adamla evlenir. Ancak bu aşık olduğu adam daha sonra değişir, kızı terk eder ve ailesine kızlarının onu aldattığını söyler. Annesi kızının masumiyetini temizlemek adına öldürme emri verir.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2 / 3
- IMDb
42. İstanbul Film Festivali
İstanbul Film Festivali, 2023 yılında 42. kez düzenlenecek. 42. İstanbul Film Festivali’nin 07 – 18 Nisan 2023 tarihleri arasında yapılması planlanıyor. Dünya sinemasının en çok konuşulan örneklerinden sinemamızın en yeni yapımlarına, uluslararası festivallerde prömiyer yapmış ödüllü filmlerden klasiklere ve yeni keşiflere; söyleşiler, özel gösterimler ve sohbetleriyle Türkiye sinema endüstrisinin kalbinin attığı festivale başvurular açıldı. Programda yer alacak filmler için son başvuru tarihi 20 Ocak 2023 olarak belirlendi. İnternet başvuruları için geniş bilgi festivalin resmi sayfası film.iksv.org’da yer alıyor. Festival yönetmeliklerine de aynı adresten ulaşılabiliyor.
02 – 08 Aralık 2022, Haftalık Gişe Verileri
02 – 08 Aralık 2022, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Haftalık Seans Bilgileri, 09 – 15 Aralık 2022
Gösterimdeki filmlerin 09 – 15 Aralık 2022 seansları için tıklayınız. (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
İnsan Neden Anavatanını Bırakır: Avatar: Suyun Yolu
Günümüzün en önemli sorunu göçler. Sadece insanlar değil, neredeyse bütün canlılar göçüyor. Küresel ısıtmanın getirdiği iklim değişikliği, ekonomik koşulların zorlaması, savaşlar ve tabii kültürel değişim talebi temel etkenler olarak giderek artan göçlerin nedenleri arasında.
İnsan neden anavatanını bırakır? “Doğduğu yer değil, doyduğu yerdir vatan” diye kendimizi avuttuğumuz bu geniş göç coğrafyasında küçük bir azınlık, o da belki, mutlu olabiliyor.
Sinemanın dahi yönetmeni James Cameron, işte bu önemli ve asla göz ardı edilemez sorunu seriyor gözlerimizin önüne… Müthiş bir teknoloji, olağanüstü güzel görüntüler, neredeyse kusursuz bir uygulama (ve tabii, görüntünün, müziğin, montajın da aynı oranda kusursuz olduğunu belirtmek gerekir) ile Avatar’ı büyük bir heyecan ile izlettiriyor, soluksuz…
Ama arkadaş, bunu insan izleyecek! (Cem Yılmaz’ın epey eskise de dillerden düşmeyen reklâmdaki büyük yapılmış çakma cips için “doktor, bunu insan yiyecek” demesi gibi, salondan “artık bitse de çıksak” beklentisi yükseliyordu. Salon çıkışında gözlerden okunan oydu.
Mutluluk haram!
Avatar’ın ilk filmini anımsıyorsunuzdur; hoş kimse unutamadığı için bu kadar bekledi “Avatar: Suyun Yolu”nu. Jake Scully ve Neytiri (Zoe Saldaña), üç biyolojik çocukları Neteyam, Tuk ve Lo’ak ile birlikte Nav’is olarak Pandora’da yaşıyorlar. Felç olup da kurtulduklarını düşündükleri Albay Miles Quaritch, bir Na’vi/insan avatarı biçiminde hayata geri döner ve Pandora’nın kontrolünü ele geçirmek için Na’vilere karşı savaş açar. Doğal olarak Jake ve ailesi, Metkayina klanının sığınır.
Sonrasını filmden izleyeceksiniz. Olağanüstü görüntülerin verdiği mesaj, yukarıda da değindim (filmde iki kez yinelenerek vurgulanıyor): Göçmenlik. Yeni bir mekân, yeni bir toplum, yeni bir çevre, yeni bir yaşam biçimi… Uyum sağlamak pek kolay değil. Sabırsız gençler arasındaki çekişme çatışmaya ramak kala kesiliyor. Merak ve heyecanın doruğundayken. Acaba ne olacak?
Burası sizin de eviniz…
Bu birkaç günü saymazsanız (çocuk, hâtta bebek istismarı ve İBB Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında verilen hüküm nedeniyle gündem değişti) büyük küçük herkesin dilinde göçmenler ya da mülteciler vardı. Suriyeli veya Afgan kaçak göçmenler üzerine herkes bir şey diyordu… Kimi kovmaktan kimi ise ucuz işgücü olduğu için kalmasından yanaydı. Zaman zaman küçük çaplı kalkışmalar da yaşanmadı değil…
İşte Avatar: Suyun Yolu tam da bunu anlatıyor. Tabii ki, kendi diliyle, kendi yaklaşımıyla… Müthiş bir teknikle, denizin içinde, suyun altında, gökyüzünde, sadece öldürmek için gelen düşman (!) ile sadece yaşamaktan başka bir beklentileri olmayanların (!) savaşını izliyoruz. Yönetmenin sualtı flora ve faunasının gerekliliğinin, korunması gerektiğinin altını çizdiği çevreci yaklaşımını unutmamalı…
Avatar: Suyun Yolu, duygusal, fantastik, aksiyon, Yönetmen ve Senaryo: James Cameron, Oyuncular: Sam Worthington, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Stephan Lang, Kate Winslet… 16 Aralık 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…
(15 Aralık 2022)
Korkut Akın