Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

Ayvalık Açık Hava Film Geceleri 15 Haziran’da Başlıyor

Seyir Derneği tarafından Ayvalık Belediyesi ortaklığıyla düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin habercisi Açık Hava Film Geceleri için geri sayım başladı. Yılın en çok dikkat çeken ve dünya festivallerinden ödüllerle dönen ödüllü sinema filmleri Kurukahveci Mehmet Efendi sponsorluğunda düzenlenen Açık Hava Film Geceleri kapsamında 15 – 23 Haziran 2024 tarihleri arasında Ayvalık’ta gösterilecek.

Ayvalık Açık Hava Film Geceleri 15 Haziran’da Başlıyor yazısına devam et

Kaybolmak İçin Gelinen Yer, İstanbul: Geçiş

Sosyal, siyasal, ekonomik, duygusal ve/veya yaşamsal nedenlerle bir göç hareketi yaşanıyor yeryüzünde, her zamankinden daha fazla. Sizin gitmek istediğiniz yerlerden birileri belki de sizin bulunduğunuz yere göçmeyi tasarlıyor ya da deniyor. Sorunlar o kadar çok, o kadar geniş alana yayılmış ve o kadar yoğun ki, kimseye niye, neden, nasıl diye sor(a)mıyorsunuz bile.

İstanbul, Levan Akın’ın filminin ana odağı olması nedeniyle de kuşkusuz, bir geçiş kenti. Onun için de zaten kültürler mozaiği diyoruz. ’68 kuşağı için “dünyanın merkezi”ydi, tabii çok daha öncesinden, “milyon taşı” için de aynı tanım yapılıyordu. Refik Durbaş, bir şiirinde “Anadolu’nun merkezi Sirkeci, dünyanın merkezi Sultanahmet” diyor, en tam da bu nedenle. Gürcü yönetmen Levan Akın, İstanbul’un bir diğer “merkez”ini anlatıyor hepsiyle birlikte: Kuir yaşam.

Gürcü, emekli öğretmen Lia (Mzia Arabuli), kardeşine verdiği söz üzerine yeğeni Tekla’yı aramak için kendisine yardımcı olmak isteyen ama aslında gönüllü göçmen/sığınmacı/mülteci olmayı aklına koymuş Achi (Lucas Kankava) İstanbul’a gelir. Pembe Hayatlar gönüllüsü, Avukat Evrim (Deniz Dumanlı) ile yolları kesişir ve İstanbul’un o kendine has hercümercinde Tekla’yı ararlar. Bu aramada insan yaşamlarına tanık oluruz. Kim nedir, nasıl davranır, kimi kandırmaya çalışır, kanan ile kandırılan kimlerdir sorularını sordurur film bize. Akın’ın filmi, İstanbul’a bir pencere açar ve film boyunca o pencerenin önünden geçenleri izleriz; aslında her gün, her saat yaşadığımızdır izlediğimiz de. Bir belgesel tadında yaşamdan manzaralar gelir beyazperdeye; hani şu bildiğimiz, hep görüp geçtiğimiz evsiz çocuklar, küçük hırsızlıklar, şaşaalı lokantalardan arta kalanlar, martılar, kediler…

Umutlar ne zaman artar, niye söner kim bilebilir ki!

Dış çekimleri, oyuncuların kalabalık içinde kaybolmalarını yönetmen iyi çözümlemiş. Oyuncuları da titizlikle seçmiş, röportajlarında belirtmişti. Şerif Gören, çok yıllar önce Eyüp Halit Türkyazıcı ile Hüseyin Kuzu’nun senaryosundan “Beyoğlu’nun Arka Yakası”nda, arka sokaklardaki yaşamı sergilemişti. Aradan geçen 40 yıla yakın zamanda değişen pek bir fazla şey yok, olmamış. Yine yoksulluk, yine ötekileştirme, yine aşağılanan insanlar… İstanbul’u tanımayanlar (daha doğru deyişle “arka sokaklardan geçmeyenler) böyle bir öykü oluşturamazlar. Levan Akın da Hüseyin Kuzu ve Eyüp Halit Türkyazıcı gibi o sokakları yaşamış besbelli.

Diyalektik bağlantılı…

Eskilerin “köprü altı yaşamları” dedikleri artık çok daha renkli, çok daha karmaşık, çok daha zorlu ve çok daha hüzünlü artık. Her ne kadar kuir biri aranıyorsa da filmde, asıl amaç yaşamı yansıtmak ve böyle bir sorunun varlığını da kabul etmeyen farklı kesimlere göstermek. Berlinale’den sonra İstanbul Film Festivali’nde de izleyiciden olumlu not alan Geçiş, bir dönemin tanıklığını da yapıyor.

31 Mayıs’tan başlayarak gösterimde…

(28 Mayıs 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Merakla Beklenen Filmler Engelsiz Filmler Festivali Ulusal Uzun Film Yarışması’nda

“Bir arada film izlemek mümkün” sloganıyla on iki yıldır sinemaseverlerle buluşan Engelsiz Filmler Festivali, 07 – 13 Haziran 2024 tarihleri arasında Türkiye ve dünya sinemasının merakla beklenen yapımlarını erişilebilir olarak Ankaralı sinemaseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Paribu Cineverse ANKAmall Sineması ve Goethe-Institut Salonu’nda izleyicilerle buluşacak Engelsiz Filmler Festivali 2024′ün Ulusal Uzun Film Yarışması’nda bu yıl Mete Gümürhan’ın Beraber, Aslı Özge’nin Kara Kutu, Büşra Bilginer’in Kıyıda, Aslıhan Ünaldı’nın Suyun Üstü ve Nehir Tuna’nın Yurt filmleri yer alıyor. Yarışmanın jürisinde ise sinema yazarı Evrim Kaya, yönetmen Somnur Vardar ve akademisyen Ali Karadoğan bulunuyor.

Merakla Beklenen Filmler Engelsiz Filmler Festivali Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yazısına devam et

Garfield Yaratıcısından Dikkat Çeken Açıklamalar: Kediler Tıpkı Bizim Gibi Tembel, Bencil ve Aç

Dünya çapında ünlü, Pazartesileri sevmeyen ama lazanyayı seven, tembel, şişman ve alaycı ev kedisi Garfield, yeni maceralarıyla beyazperdede sinemaseverlerle buluşmak için gün sayıyor. Vizyon öncesi Garfield filmi hakkında açıklamalarda bulunan Garfield’in yaratıcısı Davis ve filmin yapım ekibi, bu tembel ve alaycı kedinin nasıl ortaya çıktığını ve yeni filmde seyirciyi nelerin beklediğini anlattı.

Sayara Filmi Uluslararası Prömiyerini Cannes’da Yaptı

Türünün nadir örneklerinden biri olan Türk filmi Sayara, Cannes Film Festivali’nde gösterildi. Yönetmen ve senaristliğini Can Evrenol’un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Emre Kızılırmak, Duygu Kocabıyık ve Özgül Koşar yer alıyor. Sayara’nın Cannes Film Festivali’ndeki gösterimi 18 Mayıs Cumartesi akşamı Cinema Olympia 3’te gerçekleştirildi. Inter Medya ekibi ve yönetmen – senarist Can Evrenol’un da katılımıyla gerçekleşen gösterime izleyiciler büyük ilgi gösterdi.

Eclipse Filmine Öğretmen ve Öğrencilere Film Davetiyesi ve Patlamış Mısır Team Paribu’dan

Türkiye’nin spor tarihinde unutulmaz bir dönemi anlatan ve milli cimnastikçilerin pandemi dönemindeki mücadelesini beyazperdeye taşıyan Eclipse filmi Türkiye’de 29 şehirde vizyona girdi. İpek Kent ve Efe Öztezdoğan’ın yönettiği filmde, Ferhat Arıcan, İbrahim Çolak, Adem Asil, Nazlı Savranbaşı ve Ahmet Önder başrolde oynuyor. Team Paribu, bu özel filmi herkesle buluşturmak için özel bir kampanya başlattı. Team Paribu, Paribu Cineverse gişelerinde kimliğini gösteren tüm öğretmen ve öğrencilere filmin davetiyesiyle birlikte orta boy patlamış mısır hediye ediyor. Diğer izleyiciler içinse bilet fiyatları 50 lira olarak belirlendi. Eclipse, 17 – 24 Mayıs 2024  tarihleri arasında Paribu Cineverse Sinemaları’nda gösterimde.

  • Basın Bülteni
  • Kampanya Filmi
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Exhuma

Jang Jae Hyun’un yönettiği ve Choi Min Sik, Kim Go Eun, Yoo Hai Jin ile Lee Do Hyun’un oynadığı Exhuma, 31 Mayıs 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla CGV Mars Dağıtım tarafından vizyona çıkarıldı.
Exhuma, paranormal birtakım olaylarla çevrili olan varlıklı bir ailenin, çocuklarını kurtarmak için yükselen genç Şaman ikilisi Hwa Rim ve Bong Gil’den yardım alması sonrası gelişen olayları konu ediniyor. Zengin bir aile tarafından işe alınan ünlü bir Şaman ve onun koruyucusu, doğaüstü bir hastalığın nedenini araştırmaya başlarlar. Bu hastalığın kökenini kutsal topraklarda bulunan uzun zamandır gizli bir aile mezarına kadar izlerler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

Exhuma yazısına devam et

Yeter Artık Filmine Hüzünlü Gala

Çekimleri Çorum’da tamamlanan ve 17 Mayıs’ta vizyona giren Murat Kuşçu yönetmenliğinde, kadına şiddete hayır sloganıyla yola çıkılan Yeter Artık isimli sinema filminin oyuncu kadrosunda Feyza Aydın Kılıç, Deniz Oral, Aleyna Kılıç, Şevki Özcan, Ergun Sözen, Belkıs Akçıl, Metin Akkuş, Yusuf Özdek, İsmail Akkaş, Senar Gören gibi oyuncular yer aldı. Filmin Çorum Metropol Bahar Sineması’nda yapılan galasına izleyiciler yoğun ilgi gösterdi, hüzünle seyredilen film büyük alkış aldı.

Yeter Artık Filmine Hüzünlü Gala yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Sinemaya ve İşçi Sınıfına Saygı Duruşu

Yaşayan büyük ustalardan Aki Kaurismäki 6 yıl aradan sonra harika bir filmle sinemaya dönüş yaptı. ‘Sararmış Yapraklar / Kuolleet Lehdet – Fallen Leaves’ geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapmış ve prestijli ‘Jüri Ödülü’ne layık görülmüştü. Sinemacı çağımızın kanayan yaralarından mülteci sorunu üzerine çektiği iki güzel filmin (‘Umut Limanı / Le Havre, 2011; Umudun Öteki Yüzü / Toivon Tuolla Puolen … Devamı…»

İki Dünya Arasında Sıkışmak

Yazar yönetmen Nehir Tuna’nın geçtiğimiz yıl Venedik Film Festivali resmi seçkisinde yer alan Orrizonti (Ufuklar) bölümünde dünya prömiyerini yapmış olan ilk uzun metrajı ‘Yurt’, 90’lı yılların ikinci yarısı Türkiye’sinin siyasi kutuplaşma ortamında geçen bir büyüme hikâyesi anlatıyor. Babasının beklentilerinin sınırladığı dünyasında kimlik mücadelesi veren 14 yaşındaki lise hazırlık öğrencisi Ahmet (Doğa Karakaş) hafta içi özel bir koleje devam ederken, kendini İslam’a adamış cemaat mensubu babasının zoruyla dini esaslar doğrultusunda eğitim veren bir erkekler yurduna yatılı olarak yerleştiriliyor. Ahmet alıştığı aile ortamından koparılmanın çaresizliğini yaşar ve babasının beklentilerini karşılamanın ağırlığı altında ezilirken, bir yandan da seküler okul ve dini yurt arasındaki ikili hayatında sıkışmışlık duygusu ile mücadele eder. Yurdun tecrübeli öğrencisi Hakan (Can Bartu Arslan) onun tek sığınağı olacaktır.

Tuna, 26. Adana Altın Koza Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda birincilik ödülünü alan ‘Ayakkabı’(2019) ile alıştırmasını yaptığı ‘Yurt’un çıkış amacının kendini anlatabilmek olduğunu söylüyor. Ergenlik çağında kendi tercihini yapamayacak yaştaki genç çocuğun gözünden yarı otobiyografik bir öykü olarak şekillenen film, yönetmenin kendi yaşadıklarından yola çıkarak babasının istediği gibi bir insan olmaya çabalayan Ahmet’in sevgi yoksunluğu ve sevgiye ulaşma mücadelesi üzerine kurulmuş. Baba sevgisi, sıcak bir aile ortamı özlemi, lisedeki kıza aşık olup ondan romantik bir beklenti içerisine giriş, en yakınında olan ve her sırtından bıçaklandığında onu koruyan Hakan ile olan ilişkisi, Ahmet’in farklı sevgi formları yumağında bir sörf yapmasına neden oluyor. Ahmet’in kendi sesini bulması, içsel olarak özgürleşmesi ve kendi seçimlerini yapabilmesi, başkalarının sevgisini kazanmak için başka birisi olmaması gerektiğini idrak ettiğinde gerçekleşecektir.

Son jenerikte filmini ‘babasına’ ithaf ettiğini öğrendiğimiz Tuna’nın kişisel bir terapi özelliğini barındıran ilgiye değer projesi, Florent Herry’nin klasik başyapıtlardan esinlenmişe benzeyen olağanüstü siyah – beyaz çalışması, Avris Alptekin’in hızlı kurgusu, Avi Medina’nın etkileyici müzik çalışması ve iki gencecik oyuncusunun başarılı performansları ile sivriliyor. Ahmet’in siyah – beyaz’dan renkliye, statikten hareketli kamera hareketlerine dönüşecek olan özgürlük adımları bir auteur sinemacının doğuşunu müjdeliyor.

(25 Mayıs 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Bab-ı Cin

Yannie Sukarya’nın yönettiği ve Michelle Joan, Ryaas Randa, Cut Ashifa Al’ar, Soraya Rasyid, Egi Fedly ile Tien Kadaryono’in oynadığı Bab-ı Cin (Iblis Dalam Darah), 31 Mayıs 2024’de MC Film dağıtımıyla Mercury International tarafından vizyona çıkarıldı.
Haruni’nin bedeni bir cin tarafından ele geçirilmiştir. Dr. Ahmad, Haruni’nin bu esrarengiz hikâyesini duyar. Daha sonra Haruni’yi tedavi etmesine rağmen bir sonuç alamaz. Haruni penceresinden atlayınca Dr. Ahmad, bu olayın bir intihar vakasıyla bağlantısı olduğundan şüphelenir. Haruni bir cin tarafından ele geçirilmiştir; Ahmad ve bir polis olayın üzerinde çalışmaya başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Bab-ı Cin yazısına devam et

Yeşilçam’ın Unutulmayan Filmleri 2, SESAM Etkinliği Hakkında

Bu topraklarda doğduğum için Allah’a şükrettiğim anlardan birini dün, 24 Mayıs 2024 günü Beyoğlu Sineması’nda SESAM’ın Yeşilçam’ın Unutulmayan Filmleri 2 etkinliği kapsamında izlediğim Son Osmanlı: Yandım Ali filminin sonunda yaşadım. Aynı duyguyu büyük bir Türk senfonisi dinlediğim veya operası izlediğim, benzersiz müzelerimizi gezdiğim, Anadolu’nun büyülü doğasını ve tabii anlatım, ifade ve temaşanın zirvelerini yakalamış bir Türk filmi izlerken de yaşıyorum.

Filmde Mustafa Kemal Atatürk’te sembolleşen, uğruna seve seve can verilecek ülke sevgisi, vatan aşkı, sarsıcı, yoğun bir duygusallıkla seyirciye geçiyordu. Uzun seneler sonra bir filmi izlerken yüreğimin titrediğini hissettim. Gururdan gözlerini yaşarmaması ise nerdeyse olanaksızdı.

Etkinlik afişinde yazıldığı gibi, aynen unutulmaz bir filmle karşı karşıya idik ve salonda bir düzine izleyici. Bu filmi izlemeye gelmemek, üniversitelerin sinema öğrencileri, hocaları, sinema yazarları, akademisyenler için bence bir utançtır.

Filmin yapımcısı Mehmet Soyarslan, yönetmen Mustafa Şevki Doğan ve kameraman Zekeriya Kurtuluş hiç alışık olmadığımız bir alçakgönüllülükle tebrikleri kabul ettiler. Ortaya çıkardıkları eserin değerinin farkında olarak ama asla kibre kapılmadan olağanüstü bir tevazu ile.

Yurtdışında ödül kazanmak için ülkesini karalayanların aksine bu filmde Anadolu insanının cesareti, adaleti, cömertliği, ez cümle müstesna insanlığı, yani gerçeği ortaya çıkarılmıştı. Hem de sinema sanatının, yönetim, oyunculuk, kostüm tasarımı, mekân seçimi, aksiyon gibi güçlü yaratıcılık, ustalık, özel yetenek gerektiren sanatsal dokunuşunda zirveleri zorlayarak. Hepsi şiirsel bir ahenkle bir araya gelerek.

Sovyetlerin devlet desteği, batının sermaye gücüne sahip olmayan Yeşilçam Sineması; yalnız seyircinin ilgisi, yani gişe hasılatı ile ayakta duran, işçisinden oyuncusuna, yönetmenine kadar tüm ekibin tek yürek olarak sadece güzel bir film yapmak için, büyük çabalar, fedakârlıklar, insan üstü emekler ve sinema aşkıyla yaratılan bir mucizeydi ve bu özelliği ile dünyada biricikti. Müziği konunun ruhuyla böylesine örtüşen kaç sinema örneği vardır?

Bu anlamlı etkinlikte izlediğimiz birbirinden çok farklı filmler ve değişik anlatımlarla Yeşilçam’ın zengin sanat yelpazesi de sergilendi. Hepsi de etkileyici ve ustalık eseriydi.

Bir araya gelip birlikte şarkı söylemek istediğimizde, hatırladığımız ilk örnekler Yeşilçam filmlerinin şarkılarıdır. Aynen Son Osmanlı: Yandım Ali filminin müzikleri gibi.

Atatürk’ü yüzünün aydınlığı, gözlerinin ışığı ile bizlere umutla gülümserken görmek de bir ilkti sanıyorum. Emeği geçen herkese ancak şükranlarımızı ifade edebiliriz.

Büyük bir teşekkür de anlı şanlı festivallerimizde adı bile geçmeyen Türk Sinemasının büyük yönetmenlerine, filmlerine kahramanca sahip çıkan, bu etkinliğin cesur yüreği, planlayıcısı Nil Gürpınar ve SESAM’ın değerli çalışanlarına. Gelecek için umut ve rehber olmaları dileğimle.

Gülper Refiğ

(25 Mayıs 2024)

Mendebur

Ali Aslan’ın yönettiği ve Aslı Bekiroğlu, Ahmet Kayakesen, Cem Özer ile Selahattin Taşdöğen’in oynadığı Mendebur, 31 Mayıs 2024’de Lion Distribution dağıtımıyla Desam Yapı tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, gittikleri kamp yerinde kendilerini beklenmedik olayların içinde bulan bir grup arkadaşın hikâyesini konu ediyor. Üniversite zamanlarında yakın olan altı arkadaş, aradan geçen yılların ardından yeniden bir araya gelir. Yıllar sonra görüşmenin mutluluğunu yaşayan grup, kamp yapmak için Malatya’ya gitmeye karar verir. Kamp yerine vardıklarında her şey keyiflidir. Ancak çok geçmeden kendilerini beklenmedik olayların içerisinde bulurlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Mendebur yazısına devam et

Dünya Prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nde Yapacak Olan Yorgos Lanthimos’un Son Filmi Merhamet Hikâyeleri’nden Yeni Afiş Yayınlandı

Son filmi Zavallılar ile geçtiğimiz sene Venedik Film Festivali’nde büyük ilgi gören Yorgos Lanthimos, yeni filmi Merhamet Hikâyeleri’nin açılışını 77. Cannes Film Festivali ile yapacak. Tüm karakterleri gördüğümüz afiş merakı artırırken, filmin ilk gösteriminde ne kadar alkış alacağı ise şimdiden heyecan yarattı. Kendi hayatının kontrolünü ele geçirmeye çalışan bir adamın hikâyesini anlatan üç parçalı filmde izleyiciler, denizde kaybolan karısının geri döndüğünü ancak farklı biri gibi göründüğünü fark eden bir polis memuru ve kaderinde bir ruhani lider olmak olan ve özel yeteneklere sahip birini bulmaya çalışan bir kadının özel dünyasına davet ediliyor.