Korku filmleriyle flört eden ‘Stop Motion Animasyon’ furyasına türün ustası Tim Burton’dan parlak bir katkı ‘Frankenweenie’. Hikâye ve karakterler yönetmenin 1984 yılında aynı adla çekmiş olduğu 25 dakikalık kısa filmine dayanıyor. Senaryoyu Burton’ın birçok filminde imzası bulunan John August kaleme almış ve filmin süresi 80 dakikaya kadar çıkmış.
Yönetmenin ilk kısa filmlerinden biri olan orijinal yapım özyaşamsal unsurlar içerir ve Burton’ın kariyeri boyunca ele alacağı favori temalarını barındıran bir antoloji görünümündedir. Köpeği Sparky’den başka dostu olmayan yalnız ve içe dönük Victor, Burton’ın çocukluk yıllarından esinler taşır. 8 mm’lik kamerasıyla can dostunu başrolde oynattığı canavarlı ürkünç öyküler çeken Victor talihsiz bir kaza sonucu Sparky’yi kaybedince dünya başına yıkılır. Çare biyoloji dersindeki deneyle gelir. Elektrik akımıyla ölü kurbağa bacağının hareket etmesinden ilham alan Victor -Dr. Frankenstein misali- mezarından çıkardığı Sparky’yi fırtınalı bir gecede kurduğu elektrik düzeniyle yıldırımın hedefi yaparak hayata döndürmeyi başarır.
İlk deneyiminde aralarında Shelley Duvall’in de bulunduğu gerçek kişilerle çalışan Burton aynı öyküyü bu kez siyah beyaz bir animasyon olarak ve de çağın modasına uygun olarak üç boyutlu çekmiş. Hikâyenin özüne dokunulmamış, ek karakterler eklenerek ya da mevcut karakterler detaylandırılarak uzun metraj süresine yedirilmiş. Tabi ilk filmdeki tek hayata dönüş işlemi bu kez başka ölü hayvanlar üzerinde de deneniyor. Sonuç, 1950’li yılların masum ev hayvanlarının deneyler sonucu yaratıklara dönüşmesini konu alan ünlü B tipi filmlere bir saygı duruşu görünümünde.
Ölüm gerçeği ve öteki aleme merakı tüm yapıtına yansımış olan Burton, korku sineması geleneğinin sıkı takipçisidir. Son filmi bir kez daha sinema tarihinin bu en köklü türüne saygıyla dolu. Victor ve ailesinin soyadı ilk filmde olduğu gibi Frankenstein, Winona Ryder’ın seslendirdiği küçük Elsa efsanevi vampir avcısı Van Helsing’in soyadını taşıyor, sınıf arkadaşlarından Edgar ‘E’ Gore yakın tarihli başka bir animasyonun kahramanı, çılgın bilim adamının kambur asistanı Igor’un tıpkısı. Yeni versiyonda rolü büyüyen ve daha önce ‘Ed Wood’da ünlü korku filmleri oyuncusu Bela Lugosi’yi canlandırmış Martin Landau’nun seslendirdiği biyoloji öğretmeni Bay Rzykruski tiplemesi bariz bir biçimde Burton’ın hayranı olduğu bir diğer korku filmleri efsanesi Vincent Price’ı andırıyor.
Burton çocukluğunun geçtiği sıkıcı Amerikan banliyö hayatını, filmdeki New Holland kasabasının dar kafalı sakinleri üzerinden eleştiri yağmuruna tutmayı da ihmal etmemiş. Sözcüsü konumundaki Doğu Avrupa kökenli görmüş geçirmiş biyoloji öğretmeni vasıtasıyla aktardığı üzere ‘bunların kafaları cahillikleri yüzünden karışık, bilimi anlamadıkları için korkuyorlar ve kendi dar normlarının dışında kalan her şeyi reddediyorlar, bilimin onlara sunduklarını sever ancak sorduğu soruları sevmezler’.
Siyah beyaz dışavurumcu estetiğin desteğiyle hayranı olduğu ürkünç gotik dünyayı bir kez daha yaratan ve öncüllerine saygı duruşunda bulunan Tim Burton bu kez tam formunda.
(07 Kasım 2012)
Ferhan Baran