Mavka: Ormanın Şarkısı

Oleh Malamuzh ile Oleksandra Ruban’ın yönettiği ve Sarah Natochenny, Marc Thompson, Alyson Leigh Rosenfeld ile Laurie Hymes’ın seslendirdiği animasyon film Mavka: Ormanın Şarkısı (Mavka: The Forest Song), 27 Ekim 2023’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ormanın ruhu Mavka, çok yetenekli ve kabiliyetli müzisyen Lukash’ı gördüğünde, sevgisi ve Ormanın Kalbi’nin Koruyuculuğu arasında çok zor bir seçim yapmak zorunda kalmıştır. Bu karşı konulamayan sevgi, insan doğasının sihrini, yeteneklerini ve bütün niteliklerini güçlendirip kötülüğe karşı konulmasına mutlaka yardımcı olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Mavka: Ormanın Şarkısı yazısına devam et

Kemal Teksöz’ü Kaybettik

Türkiye’de film ve sinema işletmeciliği alanında büyük emekleri olan, United International Pictures’ın (UIP) Türkiye ofisinin açılışında yer alan, uzun yıllar bu şirketin finans müdürlüğü görevini yürüten mali müşavir Kemal Teksöz tedavi gördüğü hastanede, 16 Ekim 2023 Pazartesi günü hayatını kaybetti. Kemal Teksöz’ün cenazesi, 17 Ekim 2023 Salı günü Üsküdar Şakirin Camii’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Merakla Beklenen Fragman Yayınlandı, Efendiler, Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz

Yönetmenliğini Levent Onan’ın üstlendiği Son Akşam Yemeği filminden beklenen fragman geldi. 28 Ekim 1923 Pazar gecesi, Mustafa Kemal Paşa’nın “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği Çankaya Köşkü’nün mutfağında yaşananları anlatan film, yılın merakla beklenen filmleri arasında bulunuyor. Engin Şenkan, Azra Aksu, Onur Tuna, Pelin Akil, Necip Memili’nin başrollerini paylaştığı Son Akşam Yemeği 27 Ekim Cuma gösterime giriyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Türkler Çıldırmış Olmalı 2: Mavi Vatan

Murat Aslan’ın yönettiği ve Ömer Başdoğan, Kadir Çöpdemir, Peker Açıkalın ile İnan Ulaş Torun’un oynadığı Türkler Çıldırmış Olmalı 2: Mavi Vatan, 09 Şubat 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Avşar Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Serinin ilk filminde, Türkiye’nin en zengin iş adamı ailesi ile dünya turuna çıkar ve Güney Afrika kıyılarında kaçırılırlar. Korsanlar iş adamı ve ailesi için Türkiye’den yüklü miktarda fidye isterler. Türk Hükümeti de iş adamı ve ailesinin kurtarılması için askeri bir tim gönderilmesine karar verir. Yeni filmde kahramanlarımızın yaşadığı olaylar ilk filmin kaldığı yerden devam eder ancak bu kez mavi vatandadırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Türkler Çıldırmış Olmalı 2: Mavi Vatan yazısına devam et

34. Ankara Film Festivali Jürileri Açıklandı

34. Ankara Film Festivali’nde jüriler belli oldu. Yılın öne çıkan yapımlarını bir araya getiren Ulusal Yarışma Filmleri 02 – 10 Kasım 2023 tarihleri arasında sinemaseverlerle bir araya geliyor. Ulusal Yarışma jüri başkanlığını yönetmen ödüllü Derviş Zaim üstleniyor. Jüride ayrıca yazar Mine Söğüt, kurgucu Mustafa Preşeva, Oyuncu Murat Kılıç ve Oyuncu Selin Yeninci yer alıyor. Jüri, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yer alacak yedi filmi değerlendirecek. En İyi ödülleri 10 Kasım 2023 Cuma akşamı yapılacak kapanış töreninde sahiplerine takdim edilecek.

34. Ankara Film Festivali Jürileri Açıklandı yazısına devam et

Birkaç Mısraymış Meğer

Hüsamettin Elçi ile Arin Arjen Öztürk’ün yönettiği ve Seyit Taha Elçi, Şermin Güven, Ahmet Fırat İçigen, İsmail Hakkı İnan ile Deniz Ceylan’ın oynadığı Birkaç Mısraymış Meğer, 17 Kasım 2023’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Elçi Belgelendirme Sertifikasyon Ltd. Şti. tarafından vizyona çıkarıldı.
Eskiden aşklar böyle yaşanmıştı ama hiç böyle anlatılmamıştı. Birkaç Mısraymış Meğer filmi bir ilke imza atıyor. Dünyanın ilk diyalogsuz aşk filmi olan bu hikâye, geçmiş yıllarda tutkuyla birbirlerine bağlı olan iki genç insanın yaşadıkları duygu durumlarını ortaya çıkartıyor. 73 dakikalık dramanın senaryosu da yönetmen Hüsamettin Elçi tarafından yazıldı.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Youtube
  • Fragman

Sinemaseverler Afyonkarahisar’da 2. Büyük Taarruz Uluslararası Kısa Film Festivali’nde Buluşuyor

Sinema kültürünün gelişmesi için üretilen filmler kadar sinemaya dair yapılan çalışmaların da büyük önemi bulunuyor. Afyonkarahisar bu anlamda son iki yıldır önemli bir festivale ev sahipliği yaparak sinema alanına önemli katkılar sunuyor. Ülkemizin kurtuluş mücadelesinde özel bir yeri olan Afyonkarahisar, aynı zamanda sinemanın büyülü dünyasına da ev sahipliği yapıyor. 2. Büyük Taarruz Uluslararası Kısa Film Festivali, dünyanın dört bir yanından gelen filmleri izleyicilerle buluşturarak sinema sanatına büyüleyici bir katkıda bulunuyor.

Alya

Jandae Perçem’in yönettiği ve Jandae Perçem, Edis Görgülü, Hande Ataizi, Gonca Vuslateri ile Alper Atak’ın oynadığı Alya, 17 Kasım 2023’de CJ ENM dağıtımıyla Oceans Filmworks tarafından vizyona çıkarıldı.
Amerika dönüşü annesi Betül ve babası Orhan ile birlikte yaşadıkları malikaneye gelen Deniz, nişanlısı Burak ile evlilik hazırlıklarına başlar, en yakın arkadaşı Elif de onu bu süreçte yalnız bırakmaz. Karanlık bir hükümetin maşası haline gelen ajan, kim olduğunu bulmak için mücadele eder. Yavaş yavaş geçmişini hatırlamaya başlaması ve geçmişiyle ilgili sırları çözmesiyle hem gerçek kimliğini hem de şok edici gerçekleri ortaya çıkarır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Cemal Hünal: Senaryoyu Okuyunca Duygulandım

Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde Son Akşam Yemeği filmi tıpkı Çankaya Köşkü’nün mutfağında olduğu gibi, farklılıklarımıza rağmen bir araya geldiğimizde “imkansızı başarabiliriz” mesajı veriyor. Sıcak ve samimi hikâyesiyle 28 Ekim 1923’te yaşananları anlatan filmde yetenekli oyuncu Cemal Hünal’la birlikte Engin Şenkan, Onur Tuna, Pelin Akil, Necip Memili, Aslı Tandoğan, Azra Aksu gibi yıldız isimler rol alıyor. Bu özel ve tarihi filmde İngiliz Komutan Wilson olarak izleyeceğimiz Cemal Hünal; “Çok şaşırtıcı, tanımaya değer karakterlerin bulunduğu, çok güzel bir senaryoydu. Duygulu bir okuma seansıydı, bu açıdan da rol çok ilgimi çekti.” dedi.

Güven Bana Vizyondaki Yerini Aldı

Yılın merakla beklenen iddialı komedi filmi Güven Bana vizyona girdi. Senarist ve yönetmenliğini Selçuk Aydemir’in üstlendiği Güven Bana salonlardaki yerini aldı. Ailesinden kalan miras yüzünden kendilerini istemeden de olsa ucu mafyaya kadar dayanan bir olaylar zincirinin içinde bulan Özcan ve Sercan kardeşlerin yaşadığı macerayı komedi unsurlarıyla anlatan film izleyicileri çok güldürecek. İki farklı kuşaktan usta isimleri bir araya getiren film karakterleri, anlatımı, hikâyesi ile komediye yeni bir soluk getiriyor. Filmin başrollerini Cihangir Ceyhan, Ufuk Bayraktar, Okan Cabalar, Erdal Özyağcılar, Özgür Emre Yıldırım ve Pelin Karahan paylaşıyor.

TRT Ortak Yapımı Aslan Hürkuş 3: Anka Adası 10 Kasım’da Vizyona Giriyor

TRT ortak yapımı Aslan Hürkuş 3: Anka Adası filmi, 10 Kasım Cuma günü sinemalarda gösterime giriyor. İlk iki sinema filmiyle küçüklerden ve büyüklerden tam not alan serinin yeni filminde de göklerdeki macera hız kesmeden devam ediyor. Bu yıl vizyona giren TRT ortak yapımı dokuzuncu animasyon film olan Aslan Hürkuş 3: Anka Adası, TRT Çocuk bünyesindeki psikolog, pedagog, çocuk gelişim uzmanları ve içerik editörleri tarafından detaylı ve teferruatlı bir değerlendirme sürecinden geçti. Eğlence, dostluk ve heyecan dolu filmde, TUSAŞ’ın yerli üretim eğitim uçağı Hürkuş, insansız hava aracı Anka ve uçak mühendisi olma hayali kuran Aslan, çocukları büyük bir serüvene eşlik etmek için sinemalara 31davet ediyor.

34. Ankara Film Festivali Dünya Sineması Programı Açıklandı

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 34. Ankara Film Festivali Dünya Sineması programı açıklandı. Ustalardan bölümünde Almanya, Japonya ve İngiltere olmak üzere birçok ülkeden bu sene en yeni filmleri ile festivallere damga vuran yönetmenlerin filmleri Ankara seyircisiyle buluşacak. Vietnamlı yönetmen Anh Hung Tran’ın Şeflerin Aşkı (The Taste of Things) adlı filmi Ustalardan bölümünde yer alıyor.

34. Ankara Film Festivali Dünya Sineması Programı Açıklandı yazısına devam et

Petrol Kadar Kara

Unutulmuş tarihi süreçleri derin bir inceleme sonucunda gün ışığına çıkarmasıyla bilinen araştırmacı gazeteci yazar David Grann’in 2017 yılında yayımlandığında büyük yankı uyandıran kitabı ‘Dolunay Katilleri: Osage Cinayetleri ve FBI’ın Doğuşu’ bir ulusun geçmiş günahlarını belgeleri ile ortaya koyan dehşetengiz bir Amerikan suç ve ırkçılık öyküsüdür. Kitabın merkezinde ABD hükümeti tarafından Oklahoma’daki Kızılderili Bölgesi’ne yerleştirilen yerli kabilesi Osage Halkı yer alır. Ohio ve Mississippi nehri vadilerindeki verimli topraklardan batıya sürülenler için Tanrı’nın başka bir planı olacaktır. Gündüz kıtlığın gece aç kurtların dolaştığı bu olabilecek en berbat topraklarda 19. yüzyıl sonlarında ‘kara altın’ın bulunmasının ardından kabile maden haklarını elinde tutmak ve arazilerini müteahhitlere kiralamak suretiyle fevkalade zenginleşecek, 1920’lere gelindiğinde Osage halkı kişi başına en yüksek gelire sahip toplululuk olarak anılacaktır.

Lakin Beyaz Amerikalı’nın topraktan fışkıran baş döndürücü zenginliği yerli kabilelere bırakma niyeti yoktur. Önce gözü dönmüş vurguncular bölgeye akın eder. Göz dikme ve el koyma, ABD hükümetinin onayıyla devreye giren, -yetersiz’ görüldükleri için- Kızılderili servetlerinin beyazlar tarafından yönetildiği çarpık, düpedüz ırkçı ‘vasilik’ sistemi ile ayyuka çıkar. Daha da kötüsü, yine 1920’lerin başlarında ‘Korku Krallığı / The Reign of Terror’ olarak adlandırılan süreçte düzinelerce Osage insanı, arsenik katılmış viski ile yavaş yavaş zehirlenme dahil korkunç yöntemlerle infaz edilir. Böylece evlenme yoluyla yerli ailelere sızan beyazlar hunharca katledilenlerin mirasçısı olarak petrol hisseleri dahil ‘kelle hakları’nın üstüne oturur. Yeni kurulmuş olan FBI, 1923 yılında Osage ileri gelenlerinin talebi üzerine soruşturma başlatır. New Yorker ekibinden yazar Grann’in büronun başarı ile yürütülmüş ilk cinayet davaları üzerinden ilerleyen yaman araştırmacı gazetecilik öyküsünün ana kahramanı ise soruşturmayı yürüten eski Teksas korucusu FBI dedektifi Thomas Bruce White’dan başkası değildir.

Leonardo DiCaprio kitabı ilk keşfedenlerden biri olarak film haklarını yayım öncesinde satın almış ve ‘hep bir Western yapmak istemiş’ olan hamisi Martin Scorsese ile uzun bir çalışma dönemi geçirmiş. Araya oyuncunun ve yönetmenin başka filmleri girmiş, senaryo yazarı Eric Roth ile birlikte birkaç taslak üzerinde çalıştıktan sonra hikâyeyi romanın ana kahramanı olan FBI görevlisi yerine, Osage zenginliğine gözünü dikmiş beyaz dayı-yeğen üzerine kurma fikri tercih edilmiş.

80 yaşındaki Scorsese’nin yönettiği, Amerikan tarihinin utanç verici sayfalarından birini konu alan ‘Dolunay Katilleri / Killers of the Flower Moon’ doğrudan mahkeme tutanaklarından ve Grann’in Osage cinayetleri davası üzerinden yürüyen Roth’un dramatik kurgusundan yola çıkmış. Birinci Dünya Savaşı’ndan iç organlarından hasarlı bir biçimde dönen Ernest Burkhart (Leonardo DiCaprio), Fairfax şerif yardımcılığını da yürüten sığır çiftliği sahibi dayısının başrolde olduğu suç kampanyasına dahil olmak suretiyle köşeyi dönme planları peşindedir. Kaba saba genç adam üstünü başını düzeltir düzeltmez dayısının önerisi üzerine, biraz da deniz mavisi gözlerinin yardımıyla babasız zengin Osage ailesinin büyük kızı Mollie (Lily Gladstone) ile evlenmeyi başarır. Karısının akrabaları meçhul cinayetler sonucu bir bir ortadan kaldırıldıktan sonra sıra kronik şeker hastası Mollie’ye gelecektir.

Deneyimli Scorsese Amerikan tarihinin petrol kadar kara geçmişini neşter altına yatırdığı ilk Western’inde kariyerinde önemli bir yer teşkil eden suç ve kara film unsurlarını tarihi belgelerle kaynaştırmak üzere yola çıkmış. Öte yandan Osage halkının yaşadığı yerlerde topluluğun yaşayan gerçek üyeleri ile işbirliği yaparak bölgenin otantik kültürünü, düğün, cenaze törenlerini, dua ritüellerini belgesel tadında yansıtmayı arzulamış. Bir de zaman içinde filizlenen bir aşk hikâyesine yer vermek istemiş. Bu da çok amaçlı destansı yapımın hayli uzaması, tekrara ve hantallığa düşmesine neden olmuş. Romanın etrafında şekillendiği FBI hadisesi ve dedektif Tom White’ın (Jesse Plemons) perdede gözükmesi için 2 saati aşkın bir sürenin geçmesini bekliyorsunuz örneğin. Burkhart çiftinin üç çocuğunun dünyaya geldiği 8-10 yıllık süreçte ana karakterlerin değişim süreci ve Scorsese’nin bir söyleşisinde ifade ettiği ‘masum olmayan karakterlere insanlık katmak’ çabası da maalesef pek işlemiyor. De Niro’nun çok bildik yorumuyla canlandırdığı William ‘King’ Hale’in Osage halkı için ‘çok nazik ve cömertler ama hastalar’ diyerek ‘şansın seçtiği insanları’ yok etmeyi olağan sayması, ‘yollar, okullar hastaneler yaptım, onları 20. yüzyıla taşıdım’ kibrinin, geleneksel ‘Beyaz Amerikalı Irkçılığı’nın (filmde bir sahnede eş zamanlı olarak zencilerin katledildiği Tulsa olaylarına da yer verilmiş) mahkûm edilişi değerli kuşkusuz, ancak deneyimli oyuncuları ve teknik ekibi ile görselliği sorunsuz duran yapım dağınıklığı yüzünden 4 bölümlü mini dizi duygusunu fazlaca hissettiriyor. Bu hakiki Vahşi Batı kâbusunun, petrol kadar kara hikâyenin ruhunu yakalayabilmek için ise David Grann’in soruşturma belgelerini, birinci ağızdan tarihi kayıtları, verilen ifadeleri yıllarca titizlikle inceleyerek kaleme aldığı, film ile aynı adı taşıyan dilimize de çevrilmiş (İthaki Yayınları) kurgusal olmayan romanına göz atmanız gerekiyor.

(20 Ekim 2023)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com