Halil İbrahim Gezer’in yönettiği ve Sefa Köksal, Belin Çekmece, İpek Sonsoy ile Ali Uysal’ın oynadığı Son Akşam Yemeği, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla ????? tarafından vizyona çıkarılıyor.
Son Akşam Yemeği, babalarının ölümüyle bir araya gelen üç kardeşin cenazenin defnedilmesinden sonra düzenledikleri akşam yemeğini konu alıyor. Babalarını anmak için bir araya gelen kardeşler aslında bu akşam yemeğinin bir intikam planı olduğunu öğrenirler. Şimdi tek çareleri kaçarak hayatta kalmaya çalışmaktır. Fakat hiç hesapta olmayan biri tüm planları bozacak ve kardeşler tahmin edilemez bir sonla karşı karşıya kalacaktır.
Aylık arşivler: Mart 2022
İnsanlık Tarihi Sessiz Kalmayı Reddediyor
Yetmişli yaşlarında ülkesinin demokrasi ve özgürlük mücadelesine ışık tutmayı sürdüren Pedro Almodóvar’ın Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapmış ve baş oyuncusu Penelope Cruz’a en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış son filmi ‘Paralel Anneler / Madres Paralelas’ İspanyol ustanın en iyi çalışmalarının sentezi olarak görülmeyi hak ediyor.
Kadınların özeni ve şefkatiyle büyümüş Almodóvar bir kez daha onların renkli ve savaşçı dünyalarına konuk ediyor bizleri. Doğum yapmaya hazırlanan iki kadın hastane odasında karşılaşıyor. İkisi de bekâr ve istemeden hamile kalmışlar. Kırklı yaşlardaki Janis bu belki de son şansını değerlendirmeye, evli partnerinden hiç bir talepte bulunmadan çocuğunu tek başına büyütmeye kararlıdır. Bir toplu tecavüz ertesinde çok genç yaşta hamile kalan, ilgisiz annenin ve ortalarda gözükmeyen babanın küçük kızı Ana ise geleceğine dair endişeler içindedir. Adını küçük yaşta kaybettiği Janis Joplin hayranı annesinin koymuş olduğu orta yaşlardaki kadın ile toy genç kız arasında gelişen şefkat bağı, beklenmedik bir gelişme ile farklı bir yöne evrilecektir.
İspanyol sinemacı bir kez daha tek başlarına yaşamı sırtlayan güçlü kadınlar üzerinden geliştiriyor hikâyesini. Erkeklerin sıvıştıkları bir dünyada birbirlerine destek oluyor, aile kuruyor kadınlar. Hippi annesini küçük yaşta aşırı dozdan kaybetmiş Janis’i büyükannesi büyütmüştür. Yaşlı kadın ise henüz kundaktayken falanjistler tarafından katledilmiş babanın yetimidir. Janis ülkesinin acı geçmişi ile hesaplaşmak arzusundadır. Kızının babası adli arkeolog Arturo’nun girişimi ve İspanya’da geçtiğimiz Temmuz ayında parlamentodan geçen Tarihsel Hafıza Yasası ile devreye giren destek fonuyla faşist Franco yıllarında evlerinden alınıp katledilmiş Venezuella asıllı büyük büyük babasının da aralarında bulunduğu fail-i meçhullerin toplu mezarlarını ortaya çıkarma çabasını sonuçlandırmaya kararlıdır.
Almodóvar’ın 27 Mart’ta açıklanacak Oscarların en iyi kadın oyuncu adaylarından biri olan Cruz ile ilk kez çalıştığı 1997 yapımı ‘Çıplak Ten / Carne Trémula’, Franco diktatörlüğünün sonlandığı 70’li yılların soğuk bir kış akşamında Madrid’de bir yolcu otobüsünde doğum yapan bekâr annenin görüntüleriyle açılır. İspanyol sinemacı bir çocuğun doğumunu ve özellikle annelik kavramını Franco sonrası özgürlük yıllarının bir sembolü olarak kullanmayı, kadınların penceresinden Franco rejimi ile hesaplaşmayı sürdürüyor. Günümüz Madrid’inin şık apartmanları, zarif sokak kafeleri ve kırmızıdan sarıya, yeşilinden moruna parlak renklerin hüküm sürdüğü coşkulu Almodovaryen alem Alberto Iglesias’ın ustalığını konuşturduğu müzik çalışmasıyla bir kez daha sarıp sarmalanıyor.
Cruz, İspanyol ustanın alter ego’su bu filmde. Genç kuşakların (ve bu filmde Ana’nın) ‘geleceğe bakmalıyız, eski yaraları yeniden açmayalım’ söylemine karşın onlara ‘yaşadığın ülke hakkında gözlerini açma zamanıdır’ şeklinde karşılık veriyor Almodóvar. Katolik dininin buyurduğu ataerkil dayatmacı aile düzenine alternatif olarak, sevgi ve şefkat odaklı bekâr anne ailelerini öne çıkartıyor. Yönetmenin bu incelikli politik filmi, benzer bir acı geçmişten muzdarip Uruguaylı aktivist gazeteci yazar Eduardo Galeano’nun şu dizeleriyle sonlanıyor:
‘Sessiz bir tarih yoktur
Onu ne kadar yaksalar da
Ne kadar ezseler de
Ne kadar tahrif etseler de
İnsanlık tarihi sessiz kalmayı reddediyor’
(17 Mart 2022)
Ferah Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Adanış: Kutsal Kavga’nın Görkemli Gala Gecesi
Adanış: Kutsal Kavga filmi 09 Mart Çarşamba akşamı Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda gerçekleştirilen muhteşem gala gecesiyle seyirciyle buluştu. Büyük ilgi gören organizasyonda Türkiye’nin en iddialı aksiyon filmini izlemek üzere seyirci salonlara adeta akın etti. Filmin senaryo yazarı ve başrol oyuncusu Baki İlhan, davetlilere “Türk sinema tarihinin en iddialı en iyi aksiyon filmini çekmeye karar verdik ve bugün buradayız.” sözleriyle seslendi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Adanış: Kutsal Kavga’nın Görkemli Gala Gecesi yazısına devam et
Akbank Kısa Film Forum Senaryo Yarışması Finalistleri Belirlendi
18. Akbank Kısa Film Festivali kapsamında 24 – 25 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek Akbank Kısa Film Forum bünyesinde düzenlenen Akbank Kısa Film Forum Senaryo Yarışması finalistleri belirlendi. Yarışmaya başvuran 692 senaryo arasından ön seçici kurulca seçilen 8 senaryo, festivalde ana jüri tarafından değerlendirmeye alınacak. Bu değerlendirmenin ardından seçilen proje, Akbank Kısa Film Forum En İyi Senaryo Ödülü’nün sahibi olacak. Bölüm kapsamında atölye çalışmaları ve eğitimler gerçekleştirilecek.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Hayatla Barış: Milli Gururumuzun Hayatı Film Oluyor
Ülkemizde son yıllarda ivme kazanan ve sinemasever seyircilerin büyük ilgi gösterdiği biyografi filmlerinin en yeni halkası bu kez yaşayan bir isimle beyazperdeye taşınıyor. Sporun pek çok dalında ama özellikle futbolda kazandığı üst düzey başarılarla Türkiye’de ve dünyada “Ampüte Messi” olarak anılan Barış Telli’nin ilham veren hayatı, 4 Story Production tarafından Hayatla Barış ismiyle sinema filmi haline getiriliyor. Film, sonbaharda vizyona girecek. Henüz dört yaşında, oyun oynarken peşinden koştuğu top yüzünden sağ bacağını kaybeden Barış Telli, küçücük bir çocukken hayatını, hayallerini altüst eden engelinin kendisine engel olmasına izin vermedi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Solgun Ağaçlar Altında
Çağdaş Çağrı’nın yönettiği ve Ebru Cündübeyoğlu, Baki Davrak, Zafer Ayden ile ?????’in oynadığı Solgun Ağaçlar Altında, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla And Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Toplum tarafından dışlanmış, örselenmiş iki ıssız, iki yalnız ruh olan Sema ve Salman, aynı istasyonun yolcuları arasında yer almaktadırlar. İstanbul’un gri, sisli sokaklarında patlayan siren sesleri kimliksiz kahramanlarımızın iç dünyasına acı bir tebessüm olarak düşerken cami minarelerinden yükselen sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi geçmişi, anı ve geleceği buruk bir düş ile yeniden sorgulamalarına neden olur.
MAÜ Anifest 3. Çizgi Film Festivali
Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü tarafından düzenlenen MAÜ Anifest 3. Çizgi Film Festivali, 17 Mayıs 2022 tarihinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında sadece ödüllü Animasyon Film Yarışması yapılacak. Yarışmanın son başvuru tarihi 30 Nisan 2022 olarak belirlendi. Bölüm hocalarından oluşan ön jüri değerlendirmesinden sonra finale kalan ilk 10 film, 09 Mayıs 2022 tarihinde festivalin web sitesinden duyurulacak. Ödüller 17 Mayıs 2022 tarihinde Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Süha Arın Konferans Salonu’nda düzenlenecek anime film gösterimi ve törenle sahiplerini bulacak.
Çağrı: İslamiyet’in Doğuşu
Moustapha Akkad’ın yönettiği ve Anthony Quinn, Irene Papas, Michael Ansara ile Johnny Sekka’nın oynadığı Çağrı: İslamiyet’in Doğuşu (The Message: İslam’ın Doğuş Hikayesi), 15 Nisan 2022′ 2022’de Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
6. yüzyılda şehrin ileri gelenlerinin Mekke’yi köleliğin, alkol ve uyuşturucu gibi maddelerin pençesinde yönettiği rivayet ediliyor. Böyle düzensiz bir zamanda, Hz. Cebrail tarafından ziyaret edilen Muhammed insanları tek bir Tanrı’ya tapmaya davet ediyor ve hükmedenlerin vahşi metotlarına karşı çıkıyor. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğu, Allah’tan başka tanrı olmadığı haberi Arap yarımadasına yayılıyor.
Korkut Akın Yazıyor: Temel Sorun: Söyleyecek Bir Şeyi Olması Sanatçının
Yaşanmışlıkları, kazanımları veya kayıplarımızı yazılar anlatır en çok. Tarih dediğimiz, okullarda öğretilen, sadece hamaset ve kahramanlık övgüsüdür. Oysa sözlü tarih diye de nitelendirilen söyleşiler, yazılar, hatta filmler bize yaşamın izini sürdürür. Sosyal, siyasal, ekonomik hatta yaşamsal ipuçları ile doludur o yazılanlar. İlerleyen süreçte de geçmişi, geçmişteki toplumsal yaşamı, insanlara o yazılar aktaracaktır. Gogol’ün … Devamı… »
Ambulance: Yakın Plan Takip
Tek suçu, Taksim Meydanına, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamak için çıkmak olan 89 yaşındaki doktoru yerlere düşüren polisten çok, onların amirleri, yöneticileriydi haksız ve hadsiz olan…
“Ne işi var bu konunun filmle?” dediğinizi duydum, itiraz etmeyin! Ambulance (Ambulans) filminde de, bırakın küçük dağları, dünyayı ben yarattım havasındaki polis amiri hatalı tutumuyla onlarca insanın kanına girdi… Yani doğrudan bağlantılı…
Savaş gazisi, doğal olarak da işsiz ve hasta çocuğunu ameliyat ettirmek için çırpınan Will Sharp, düşüncesini okuyabilecek denli tanıdığı çocukluk arkadaşı, birlikte büyüdükleri, birçok maceradan birlikte sıyrıldıkları ama hâlâ suç dünyasında olan Danny’den yardım ister…
Yardım için yardım etmek gerekir
Danny, ikna kabiliyeti güçlü, yetenekli biridir ve Will’i de hemen takımına katar, hem çocuğunun ameliyat parasını çıkaracak hem de sonrasında rahat bir yaşam sürecektir. Danny “olmaz” demez. Will’den, kentin en iyi korunan bankasını soymalarına yardım etmesini ister. Her şey ayarlanmıştır, tereyağından kıl çeker gibi halledilecek bir iştir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz…
Ama polisin bu soygundan haberi vardır.
…sonrası filmde.
Pedersen’in yazdığı Ambulancen adlı 2005 yılı Danimarka filminin orijinal hikâyesine ve senaryosuna dayandırarak Chris Fedak, Laurits Munch Petersen ve Lars Andreas tarafından senaryolaştırılan, Michael Bay tarafından çekilen film müthiş bir aksiyon filmi. Yönetmen, özellikle yakın plan çalışarak izleyiciyi tedirgin, huzursuz ve merak içerisinde bırakmayı başarıyor. Güçlü kreşendolarıyla ritmik müziğin etkisi ve oyuncuların da başarılı performanslarıyla filmi nefes nefese izliyorsunuz: Acaba ne olacak?
Yaralı polisi taşıyan bir ambulansın içinde kentin neredeyse bütün yollarında inanılmaz bir kovalamacayı yakın planda izlerken ister istemez seyirci de kendisini kaptırıyor. Ne kamera yerinde duruyor ne müzik susuyor ne gerilim bitiyor. Paramedik doktor, yaralı polisle mi ilgilensin, istemeden yaraladığı ve ölmesiyle ciddi cezalar alacağı kaygısıyla yardım etmeye soyunan soyguncuyla mı ilgilensin? Üvey de olsalar iki kardeş soyguncudan birinin koşullara göre değişen çıkış aramaları ve çare çabalarının karşısında eşi ve çocuğunun ameliyat parasıyla onları yalnız bırakma hüznü içerisindeki yardıma soyunması filmin psikolojik çatışmasının da doruğu aynı zamanda. Paramedik doktordan yana olsanız bir türlü, zorunlu nedenlerle istemeden soyguna katılan gaziden yana olsanız bir türlü, ama gönlünüzden aranan çıkar yolun onları kurtarmaya yeteceği düşüncesinin geçtiğini yadsımayın.
Birbiri ardına çözümler…
Özellikle bu tür, kovalamacanın ana etken olduğu filmlerde yakın plan sadece ayrıntıları vurgulamak amacıyla kullanılır. Ancak bu kez yepyeni bir anlayışla karşılaşıyoruz. Yakın plan izleyicinin de heyecanını yükseltiyor. Yönetmen Bay’in, baştan sona hareketli kamera ile yakın plan çektiği film, polisiye seven izleyici için biçilmiş kaftan. İki saati aşkın filmde sürekli bir koşuşturmayla sürekli çare arayan ama yeni sorunlarla karşı karşıya kalınınca sorun yumağı daha bir dağılan filmi izlerken yorulacaksınız. Kim bilir, belki de kendinize o polis yetkilisi işleri çıkmaza sürüklemese, acaba nasıl bir sonuç olurdu diye soracaksınız. Sahi, film sizin kafanızda devam edecek, salondan çıktıktan sonra bile…
Ambulans (Ambulance), Polisiye, aksiyon, macera, psikoloji… Yönetmen: Michael Bay, Senaryo: Chris Fedak, Laurits Munch Petersen ve Lars Andreas, Oyuncular: Jake Gyllenhaal, Yahya Abdul Mateen II, Eiza Gonzalez, Devan Long… 18 Mart’tan başlayarak gösterimde…
(16 Mart 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com
Murat Özer’i Kaybettik
Sinema Yazarı Murat Özer, 09 Mart 2022 Çarşamba günü hayatını kaybetti. 23 Şubat 1966 Adapazarı doğumlu Özer, 1990 yılında 2000’e Doğru Dergisi’nde sinema yazılarına başladı. Çeşitli yayın organlarında film eleştirileri ve sinema yazıları yazdı, Hazal, At, Bekçi, Su da Yanar, Çıplak, Mektup ve Seni Seviyorum Rosa filmlerinin kitaplarını yayına hazırladı. 2007 – 2010 yılları arasında Sinema Yazarları Derneği Başkanlığını da yapan Murat Özer’in cenazesi, 10 Mart 2022 Perşembe günü Adapazarı Şeker Hilal Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazını müteakip toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Külahıma Anlat
Ahmet Karaağaç’ın yönettiği ve Tuğba Özay, Okan Karacan, Ahmet Dursun ile Naci Taşdöğen’in oynadığı Külahıma Anlat, 15 Temmuz 2022’de Özen Film dağıtımıyla EGC Prodüksiyon tarafından vizyona çıkarıldı.
Kahramanmaraş’ta babadan kalma dondurmacı dükkânını ayakta tutmaya çalışan Mehmet’in yaşı ilerlemektedir. Babadan kalma işin devamı için bütün umudunu İstanbul’dadaki oğlu Mert’e bağlamıştır. Mert, hayalperest biridir. Amacı dedesinin ona anlattığı gibi Kahramanmaraş dondurmasını bir dünya markası yapmak, bir taraftan da çocukluktan beri aşık olduğu Mine ile yuva kurmaktır. Ancak Kahramanmaraş’ta onları şaşırtıcı sürprizler beklemektedir.
Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali Düzenlenen Ödül Töreniyle Sona Erdi
5. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali, Tire Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapılan kapanış ve ödül töreniyle sona erdi. Ulusal ve Uluslararası kategoride verilen ödüller sahiplerini buldu. Bu sene festival kapsamında SİYAD – Sinema Yazarları Derneği jürisi de En İyi Belgesel ve En İyi Kısa Film dallarında ödül verdi. Yapılan açıklamaya göre Ulusal En İyi Kısa Film ödülünü Siz Biraz Uzak Kaldınız, Ulusal Kamera Göz En İyi Belgesel Film ödülünü ise Sıradan Birkaç Gün adlı film kazandı.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali Düzenlenen Ödül Töreniyle Sona Erdi yazısına devam et
Yedi, 15 Nisan 2022 Sinemalarda
Yedi, birbiriyle bağlantılı Yedi farklı hikâyenin anlatıldığı olaylar serisi. Kocasına kızgın bir kadının işlediği cinayetler sonrası yaşanılan olayları konu alıyor. Ölmek üzere olan bir kadının son anlarındaki sözleri ile başlayan seride, kayıp bir kitabı arayan İngiliz bir kadın, eski sevgilisine zorbalık eden bir genç, yaşadığı kötü olaylardan sonra aşık olan genç bir kadının karşılıksız aşkı, canlı bomba olarak kendisine yapılanlardan dolayı intikam almaya çalışan bir adam, oğlunun pisliğini temizlemeye çalışan bir anne – baba ve cezaevinden çıkan bir kadının yaşadıkları ve tüm bunların birbiri ile bağlantıları anlatılıyor. Film, 15 Nisan Cuma günü vizyona girecek.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Sinema & Psikiyatri Seminerleri Mart 2022 Programı
Akbank Sanat ve Psikesinema & Psikeart iş birliğiyle düzenlenen Sinema & Psikiyatri Seminerleri yeni sezonda Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri başlığı ile devam ediyor. Koordinatörlüğünü Prof. Dr. M. Emin Önder’in yaptığı seminer dizisi Kasım 2021 – Haziran 2022 döneminde Akbank Sanat YouTube kanalında yayınlanacak. Serinin üçüncüsü 16 Mart Çarşamba günü Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri: Ötekileştirme başlığı altında Bilmemek filmi üzerinden gerçekleşecek. Yönetmen Leyla Yılmaz’ın Bilmemek filminin konuşulacağı oturumda Prof. Dr. M. Emin Önder, Hande Öğüt, Caner Fidaner, Leyla Yılmaz ve Serpil Vargel konuşacak.
Sinema & Psikiyatri Seminerleri Mart 2022 Programı yazısına devam et