Beyoğlu Sineması, 01 Temmuz’da Hayaletler’le Açılıyor

Beyoğlu Sineması kapılarını Azra Deniz Okyay’ın ödüllü filmi Hayaletler’in gösterimiyle 01 Temmuz’da açılıyor. Perşembe günü 19:00’da yapılacak gösterimin hemen ardından film ekibinin katılımıyla bir de söyleşi düzenlenecek. Filmin konusu şöyle: Şehirde uzun süren bir elektrik kesintisi olur. Hiphop dansçısı olmak isteyen Didem, belediye temizlik görevlisi İffet, kentsel dönüşüm fırsatçısı Raşit ve mahallenin çocuklarına film dersleri veren Ela’nın yolu bu özel günde kesişir. Film, o gün İstanbul’un Sucular semtinde yaşananları anlatıyor.

Amerikalı Yapımcılar Tecrübesine Güvendi

Merkezi Amerika, Los Angeles, California’da bulunan ve Tremor Doyle, Alexa Khan, Nadira Akhonova ortaklığıyla kurulan Three Flames Pictures şirketi Türkiye’de çektiği Shame isimli gerilim filmiyle hedefini yüksek tutuyor. Yönetmenlik tecrübesine güvendiği Türk yönetmen Kayhan Başoğlu ile çalışma kararı alan şirket ortakları dünya pazarında usta yönetmenle gövde gösterisi yapmaya hazırlanıyorlar.

1. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali Başladı

İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali başladı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan açılış töreninde, sinemamızın müzik ustaları Yalçın Tura, Arif Erkin ve Cahit Berkay ile yitirdiğimiz Atilla Özdemiroğlu ve Timur Selçuk’un film müziklerinden bir seçki seslendirildi. Ödüller, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından takdim edildi. Timur Selçuk’un ödülü eşi Handan Selçuk’a Atilla Özdemiroğlu’nun ödülü ise eşi Hepgül Özdemiroğlu’na verildi.

1. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali Başladı yazısına devam et

Transformers: Canavarların Yükselişi

Steven Caple Jr.’ın yönettiği ve Anthony Ramos, Dominique Fishback, Luna Lauren Velez ile Peter Cullen’ın oynadığı Transformers: Canavarların Yükselişi (Transformers: Rise Of The Beasts), 09 Haziran 2023’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Transformers: Canavarların Yükselişi (Transformers: Rise Of The Beasts) filmi, sinemasever izleyicileri 1990’lı yılların tüm dünyayı dolaşan olağanüstü heyecanlı macerasına yeniden geri götürecek ve Otobotlar ile Decepticon’lar arasında sürmekte olan mevcut savaşa, yepyeni ve özel bir Transformer türü olan Maximal’leri, Predacon’ları ve Terrorcon’ları dahil edecek.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragmanı: 1 / 2 / 3 / 4
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Transformers: Canavarların Yükselişi yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: 40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 2: Genç Ustalar ve Belgesel Film Kuşağı

İKSV festivallerinin ilgiyle izlenenler ‘Genç Ustalar’ bölümünde bugüne kadar 4 ilginç film gösterildi. Maltalı sinemacı Alex Camilleri’nin yazıp yönettiği ve kurgusunu yaptığı ‘Luzzu’, adını yöreye özgü geleneksel ahşap balıkçı teknesinden alıyor. Jesmark, büyük büyük dedesinin kullandığı, gözü gibi baktığı aile yadigarı teknesiyle balığa çıkmakta, çekirdek ailesini geçindirmeye çalışmaktadır. Ancak küçük bebeğinin büyüme … Devamı… »

40. İstanbul Film Festivali’nden İzlenimler 3: Çiçek İstemez ve Antidepresan Bölümlerinden

Festivalin kadın hakları ve kadın dayanışması temalarını öne çıkaran gözde seçkilerinden ‘Çiçek İstemez’ bölümünde 4 film izledik. Polonya sinemasının gündemde olan yetenekli isimlerinden oyuncu, yazar yönetmen Piotr Domalewski’nin ikinci uzun metrajı ‘Asla Ağlamam / I Never Cry’, 40. İstanbul Film Festivali’nin güzel keşiflerinden biriydi. Polonya’nın bir taşra kasabasından, henüz 18’ini bile doldurmamış gencecik Ola’nın, gurbette inşaat işçisi olarak çalışan babasının naaşını almak üzere İrlanda’ya yaptığı yolculuğu sırasında hayata bakışının değişimi üzerine film. Benzer büyüme öykülerinden kolaylıkla sıyrılan, ustaca kaleme alınmış senaryosu ve ilk başrolünde gencecik Zofia Stafiej’in performansıyla dikkati çeken yapım, geçmişin Demir Perde ülkelerinden ekmek parası için gelişmiş AB ülkelerine çalışmaya giden işçilerin yaşamları üzerine ilginç anekdotlar aktarıyor.

Baştan söylemeliyim, aynı seçkide yer alan İran yapımı ‘180 Derece Kuralı / Khate Farzi’, son derece kederli bir film. Daha önce kısa filmleriyle övgüler kazanmış kadın yönetmen Farnoosh Samadi’nin filmin ilk 30 dakikalık bölümünde karakterlerini ve yaşadıkları çevreyi inşası gayet başarılı. Toplumda saygın bir yeri olan ancak şehir dışına bir yolculuk için kocasının rızasına mahkum Sara’nın özelinde, ataerkil bir toplumda kadınların durumu ve yaşamlarını sürdürebilmek için sırlar ve yalanlara başvurmalarına tanıklık ediyoruz. Sara’nın kocasının izni olmadan, küçük kızını da yanına alarak, teyze kızının düğününe kaçması ve ardından yaşanan beklenmedik felaket Sara kadar izleyiciye de büyük bir şok yaşatıyor. Çok başarılı müzik bandının da desteğiyle, psikolojik ve toplumsal gerilimi tıkır tıkır işleyen film, yaşanan trajedi sonrasında, Sara’nın çaresiz derin sessizliği eşliğinde koyu bir melodrama doğru hızla yol almaktan ne yazık ki kurtulamıyor. Samadi bu ilk uzun metrajının ardından, yalanlar, sırlar ve bunların yol açtıkları hakkında tasarladığı üçlemesine devam edeceğini söylüyor. Bundan sonraki çalışmalarında melodram klişelerine saplanmadan yoluna devam etmesini temenni ediyorum.

İlk gösterimini yaptığı Sundance’de ilgiyle karşılanmış ‘Ateşle Yazmak / Writing with Fire’, yoğun olarak Hindistan’ın kuzeyindeki Uttar Pradeş bölgesinde yaşayan ve kast sisteminin dışında bırakılmış en alt sınıftan Dalit kadınlar üzerineydi. Katı hiyerarşik sistemin vahşetine doğrudan maruz kalan bu kadınlardan bir grup, 2002 yılında bölgenin kadınlar tarafından idare edilen tek haber ajansı olan Khabar Lahariya’yı kuruyor ve erkeklerin ağırlıkta olduğu habercilik dünyasında, şiddet ve hoşgörüsüzlüğe karşı hukuk mücadelesine girişiyor. Belgesel, dijital çağda haberciliğin nasıl şekillenmesi gerektiği üzerine kafa yoran bu yılmaz savaşçıların serüvenini aktarırken, onların Covid salgınından önce yapılmış 2019 genel seçimlerindeki çalışmalarına da tanıklık ediyoruz. Bilindiği üzere başbakan Modi ve partisi ezici bir çoğunlukla bu seçimin galibi olmuştu. Ancak, ajans ekibinin seslerini duyuramayanların sesi olan youtube kanalı bugün 150 milyon takipçiyi aşmış durumda. Başkan Modi, küresel güç olmaya ilişkin boş vaadlerini tekrarlaya dursun, Tanrı Rama ve inek sembolizmini, eğitimsizlik, işsizlik ve yoksulluğun paravanı olarak kullanan hükümet güçlerine karşı Dalit kadınların mücadelesi kararlı bir şekilde sürmekte olduğunu öğreniyoruz.

Geçtiğimiz Şubat ayında kaybettiğimiz Tunuslu öncü sinemacı Moufida Tlatli’nin 1995 yılında 17. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanmış ilk uzun metrajı ‘Sarayın Sessizliği / Les Silences du Palais’, sinemacının anısına yine bu seçki içerisinde gösterime sunuldu. Annesinin yaşamından esinlenen Tlatli’nin, senaryosunu Nouri Bouzid’le birlikte yazdığı, müziklerini Anouar Brahem’in bestelediği bu ‘feminist sürprizli evrensel büyüme hikayesi’, ataerkilliğin, sömürgeciliğin, sefaletin getirdiği şiddeti şiirsel görüntülerle güç ilişkileri bağlamında ele alıyordu.

Bu kadar hüznün ardından biraz neşelendiğimiz filmlere yer veren ‘antidepresan’ kuşağında iyi filmler izledik bu yıl. Cannes 2020 seçkisinde yer almış, Fransız oyuncu, yazar yönetmen Emmanuel Mouret imzalı, dilimize ‘Söylediğimiz Şeyler, Yaptığımız Şeyler’ şeklinde çevirebileceğimiz ‘Les Choses Qu’on Dit, Les Choses Qu’on Fait’, İngilizce (Love Affairs) karşılığı olarak ‘Gönül İşleri’ adıyla festivalin programında yer almıştı. Fransız filmlerini değerlendiren ‘Lumières Akademisi’nin yılın en iyi filmi seçtiği yapım, insan denen gizemli varlığın duygusal dünyası, aşk kavramı ve arzunun o değişken nesnesi üzerine hınzır bir deneme. Sekiz karakterin iç içe geçen duygusal yakınlaşmalarını geriye dönüşlerle izlerken, Sandra’nın dediği gibi’ iyi anlaşan iki bedenin birbirinden zevk almasında ne kötülük var’ diye düşünebilirsiniz. Daphne’nin bakış açısıyla ‘benim için aşk ciddi bir şey, zevk ise bambaşka bir mesele’ diyebilirsiniz. Ya da filmin içindeki belgeselde konuşan filozof gibi ‘aşk yüzünden intikam almayız, öldürmeyiz, gerçek aşk diğerinin iyiliğini düşünmektir, sahip olma kaygısı yoktur’ fikrinin yanında durabilirsiniz. Mouret aşkta kural nedir diye soruyor. Arzulamak ve sevmek arasında kararsız kalan karakterlerinin uykusuz gecelerine ortak ediyor bizleri. Birbiri içine örülmüş sevda ilişkilerinde birbirinden yetenekli oyuncular izliyoruz. Bruno Dumont’un ‘Rosetta’sı Emile Dequenne 20 yıl sonra, Cesar ile ödüllendirilmiş, olgun Louise performansıyla karşımıza çıkıyor. Acı tatlı öykülere Chopin’den Schubert’e, Debussy’ye, Puccini’ye klasik repertuvarın çok bilinen anıtsal yapıtları eşlik ediyor.

Yine Fransız sinemasından hoş bir örnek olan ‘Le Bonheur des Uns… / Birilerinin Mutluluğu…’ (festival ‘Arkadaşlar Arasında’ ismini uygun görmüş), yönetmen Daniel Cohen’in çok tutmuş oyunu ‘L’île Flottante / Yüzen Ada’dan uyarlamış. Léa, Marc, Karine ve Francis birbirilerini pek seven iki çift, dört iyi arkadaştır. En kalenderleri Léa’nın kaleme aldığı ilk romanıyla büyük bir üne sahip olması, bu uyumlu yakınlığı zedeleyecektir. Cohen küçük burjuvaların haset ve kıskançlık duygularını, bazı bölümlerde abartmış olsa da, iyi gözlemlemiş. Vincent Cassel, Bérénice Béjo, harika Florence Foresti ile François Damiens bu şirin güldürünün başarılı oyuncuları.

Her festivalin badem şekerlerine ihtiyacı vardır. Cesc Gay imzalı ‘Üst Kattakiler / Sentimental’ işte böylesine eğlenceli filmlerden. Katalan yönetmenin sinemaya uyarladığı kendi oyunu, aslında daha önce ‘Kim Korkar Hain Kurttan? / Who’s Afraid of Virginia Wolf?’ ya da yakın bir örnek olarak, bizde ‘Vahşet Tanrısı’ adıyla sahnelenmiş ‘Carnage’ benzeri, iki aykırı çiftin bir ev ziyaretinde buluşması, sonrasında bastırılmış duyguların, üzeri örtülmüş şeylerin açığa çıkması üzerinden ilerliyor. Ancak bu kez, konuk çiftin sebeb-i ziyareti daha alışılmadık, daha kışkırtıcı. 15 yıllık evlilikleri tatsız ve heyecansız bir birlikteliğe dönüşmüş Julio ve Ana çifti, onlardan biraz daha genç, daha hareketli (!), daha sıcak komşuları Salva ile Laura’nın şaşırtıcı grup seks teklifi üzerine, ilişkilerini sorgulamaya başlayacaktır. Bu diyalogları iyi yazılmış oyunun ilk saatinde çok eğleneceğinizi garanti ederim. Nitekim yönetmen de bir söyleşisinde ‘gülmenin herkes için en iyi iyileşme aracı olduğundan’ dem vuruyor. 80 dakikalık oyun/filmin finalinin ise benim için tatmin edici olmadığını söylemeliyim. Ancak, çok başarılı oyuncularıyla, tek mekanda ve dört kişi arasında geçen, gerçek zamanlı filmi, şen kahkahalar atmak istiyorsanız kaçırmayın.

(26 Haziran 2021)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Köprüde Buluşmalar Kapsamında Almanya – Türkiye Ortak Yapım Geliştirme Fonu Başvuruları Başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Anadolu Efes’in desteğiyle İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen Köprüde Buluşmalar Medienboard Berlin-Brandenburg ve Hamburg Schleswig – Holstein Film Fonları işbirliği ile iki ülke arasındaki uzun metraj ortak yapım projelerini desteklemeyi amaçlayan Almanya – Türkiye Ortak Yapım Geliştirme Fonu 2011 yılında başladı. Bu yıl 11. kez geliştirme aşamasındaki projelere destek verecek olan fonun son başvuru tarihi 01 Eylül Çarşamba olarak belirlendi.

Köprüde Buluşmalar Kapsamında Almanya – Türkiye Ortak Yapım Geliştirme Fonu Başvuruları Başlıyor yazısına devam et

Ödüllü Yönetmen Özcan Alper’in Bütün Filmleri BluTV’de

Özel yapımları ilgiyle takip edilen BluTV, Özcan Alper’in yazıp yönettiği üç filmini koleksiyonuna dahil etti. Alper’in Onur Saylak, Megi Kobaladze ve Serkan Keskin’in oynadığı filmi Sonbahar, siyasi mahkum Yusuf’un 12 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 18serbest kalmasını ve köyüne geri dönmesini konu alıyor. 2011 yapımı Gelecek Uzun Sürer, bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru’nun ağıt derlemelerini konu alan tez çalışması için güneydoğuya çıktığı yolculuğu seyirciye aktarıyor. 2015 yapımı filmi Rüzgarın Hatıraları, ise 2. Dünya Savaşı döneminde çevirmen ve ressam Aram’ın hayatını kurtarmak için İstanbul’a kaçışını mercek altına alıyor.

Uluslararası Mentorlarla Gerçekleştirilecek Olan M2 Film Lab Senaryo Geliştirme Atölyesi Başvuruları Açıldı

Türkiye’deki sinemacılara senaryo / proje geliştirme, yazım ve yapım mentorluğu sağlayan sektörel gelişim platformu M2 Film Lab, ilk atölye çalışmasını  gerçekleştiriyor. İlk veya ikinci uzun metraj filmi üzerine çalışan sinemacıların başvurabileceği atölye, 20 – 22 Ağustos ve 16 – 17 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek. Atölyeye seçilen 5 proje ekibi, Film Independent’ın senaryo ve yönetmenlik atölyeleri mentoru Ruth Atkinson, Prague Film School’dan Neal Dhand ve senarist yönetmen Ali Vatansever’le senaryo çalışması gerçekleştirecek.

Uluslararası Mentorlarla Gerçekleştirilecek Olan M2 Film Lab Senaryo Geliştirme Atölyesi Başvuruları Açıldı yazısına devam et

Klaros Yayınları Sinema Kitaplığı Temmuz – Ağustos Kitapları Yayınlandı

Klaros Yayınları Sinema Kitaplığı’nın Temmuz – Ağustos ayı kitapları yayınlandı ve https://www.shopier.com’da ön satışa sunuldu, haftaya kitapçılarda ve internet kitap satış sitelerinde satışa devam edilecek. Klaros Yayınları Sinema Kitaplığı’nın editörlüğünü Mesut Kara kapak tasarımlarını ise Sertaç Altuntepe yapıyor. Klaros Yayınları Sinema Kitaplığı’nın Temmuz – Ağustos ayı kitapları Yalçın Özgül’ün Edebiyattan Sinemaya: Sinemamızda Edebiyat Uyarlamaları, Pınar Basmacı’nın Televizyon Haberleri ve Temsil: Ötekinin Sunumu FEMEN ve LGBTİ ve Demet Öztürk’ün Türk Sineması’nda Kara Komedi Filmlerde Kadın Temsili adlı yeni kitaplardan oluşuyor.

Klaros Yayınları Sinema Kitaplığı Temmuz – Ağustos Kitapları Yayınlandı yazısına devam et

Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda Ödüller Sahiplerini Buldu

Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda kazanan isimler ödül töreninde açıklandı. Atlas Sineması’nda gerçekleştirilen yarışmanın ödül töreninde Ahmet Keçili’nin yönetmenliğini yaptığı Seval, Ulusal Yarışma’da En İyi Film ödülünü kazandı. Uluslararası Yarışma kategorisinin birincisi Migrants filmi olurken; Yunus Emre anısına verilen Jüri Özel Ödülü’ne ise yönetmenliğini Mehmet Oğuz Yıldırım’ın yaptığı Lekesiz adlı film layık görüldü.

Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda Ödüller Sahiplerini Buldu yazısına devam et

7. Balkan Panorama Film Festivali’nde Sarı Şemsiye Ödülü İçin Uluslararası Dallarda Yarışacak Filmler Açıklandı

27 Eylül – 03 Ekim 2021 tarihleri arasında düzenlenecek7. Balkan Panorama Film Festivali’nde yarışacak yabancı filmler festivalin resmi sitesinde açıklandı. 16 Balkan ülkesinden başvuruları kabul eden festival yoğun ilgiyle karşılandı. 106 yabancı uzun metraj film, 472 yabancı kısa metraj film, 19 yerli uzun metraj ve 135 yerli kısa metraj film başvuruda bulunarak, toplamda 732 filmin başvurusu alındı. Ön jüri yaptığı değerlendirme sonrası festivalin Sarı Şemsiye Ödülü için Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda 4 dalda (Film, Yönetmen, Kadın ve Erkek Oyuncu) yarışacak filmleri belirledi.

7. Balkan Panorama Film Festivali’nde Sarı Şemsiye Ödülü İçin Uluslararası Dallarda Yarışacak Filmler Açıklandı yazısına devam et

Dünya Sinemasının En Etkili İsimleri 12 Punto’da Jüri Koltuğuna Oturacak

3. 12 Punto TRT Senaryo Günleri’nin uluslararası jüri üyeleri belli oldu. 22 – 29 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek programda görev yapacak jüri üyeleri arasında, Oscar adayı Quo Vadis Aida? filminin yönetmeni Jasmila Zbanic, Ken Loach filmlerinin yapımcısı Rebecca O’Brien, Berlin Film Festivali Ortak Yapım Marketi Direktörü Martina Bleis, Asya Pasifik Ödülleri Başkanı Tracey Vieira ve Memento firması Alım Direktörü Sata Cissokho yer alıyor.

Marvel Studios’un Heyecanla Beklenen Filmi Black Widow’dan Altyazılı Yeni Video

Natasha Romanoff’un geçmişiyle yüzleşme ve tamamlanmamış işleriyle başa çıkma mücadelesini konu alan, Marvel Studios’un uzun zamandır ilgiyle beklenen filmi Black Widow’dan yeni bir video yayınlandı. Natasha Romanoff, nam-ı diğer Black Widow, geçmişiyle bağlantılı tehlikeli bir komplonun ortaya çıkmasıyla defterinin karanlık tarafıyla yüzleşir. Onu alt etmek için hiçbir zaman vazgeçmeyen bir güç tarafından takip edilen Natasha, bir casus olarak geçmişiyle ve Avengers ekibine katılmadan çok önce ardında bıraktığı parçalanmış ilişkileriyle uğraşmak zorundadır. Filmde Natasha rolünde Scarlett Johansson ve Yelena rolünde Florence Pugh yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Altyazılı yeni videoyu izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Nedim Akanlar’ı Kaybettik

Sinemamızın Yeşilçam dönemi Görüntü Yönetmenlerinden Nedim Akanlar, 17 Haziran 2021 Perşembe günü hayatını kaybetti. Kamera Asistanlığı, Set Amirliği, Kameramanlık ve Oyunculuk da yapan Akanlar’ın Görüntü Yönetmenliği yaptığı filmler arasında Liman Yosması, Genç Osman, Aşkın Kanunu, Fakir Bir Kız Sevdim, İzmir’in Kavakları, Sevgili Halam, Cilalı İbo: İstanbul Kaldırımlarında, Urfa İstanbul, Sevdiğim Adam, Ağrı Dağının Gazabı, Babaların Günahı, Bütün Aşklar Tatlı Başlar, Şerefimle Yaşarım, Alemin Keyfi Yerinde, Haydi Gençlik Hop Hop Hop, Kazım’a Ne Lazım, Red Kit, Bizim Düğün Ne Zaman gibi filmler var. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.