IV. Çalı Köy Filmleri Festivali, 26 – 28 Temmuz 2019 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Bir film düşünün ki çekildiği köyde hâlâ yaşasın. O dönemde doğan çocukların isimleri, oyuncuların ve karakterlerin isimleri olsun. Festivalin hikâyesi 1934 yılına dayanıyor. Türkiye sinema tarihinin duayenleri film çekmek için Bursa’nın Çalı Köyü’ne gelirler. Çalı’da film platosu kurarlar. Köylüler sinemacılarla tanışırlar, figüran olarak filmde oynarlar, evlerinin kapılarını açar ve misafir ederler. O dönemden sonra doğan çocukların isimleri filmde oynayan oyuncuların isimleri olur. Nesilden nesile bir masal gibi anlatılan bu filmin adı hep akıllardadır: Aysel: Bataklı Damın Kızı.
Aylık arşivler: Temmuz 2019
Günışığında Dehşet
Marvel uyarlamalarının aşkın teknolojisinden yorulmuş Hollywood, tür sinemasının izinde taze yaratıcılarını ararken genç sinemacı Ari Aster’e can simidi gibi sarılmışa benziyor. Geçtiğimiz yaz başında gösterime giren yönetmenin ilk uzun metrajı ABD’de olduğu gibi bizde de ilgiyle karşılandı. ‘Rosemary’nin Bebeği’ ya da ‘Şeytan / The Exorcist’ benzeri klasiklerin etkisi altında Hollywood korku sineması geleneğinin izini süren ‘Ayin / Hereditary’yi, öncülerinin yanına pek de yaklaşamayan sıradan senaryosu ve hantallığı nedeniyle pek de sevememiştim açıkça söylemek gerekirse.
33 yaşındaki New York’lu sinemacı, kişisel travmalarından yola çıkmak suretiyle aile üzerine filmler yapmayı seviyor. ‘Ayin’ feci bir kazanın ardından ailenin parçalanması ve yeni yetme oğulun şeytansı güçlere tapan bir tarikatın bünyesinde yeni bir aileye kavuşmasının hikâyesidir. Aster, ilkinin hemen ardından çektiği ve sıcağı sıcağına bizde de gösterime giren yeni filmi ‘Ritüel / Midsommar’ ile aile sorunsalını tekrar gündeme getiriyor. Topluca intihar eden aile bireylerinin ardından yapayalnız kalan Dani, dört yıldır birlikte olduğu ancak aralarındaki sevgi bağlarının yıprandığı erkek arkadaşına sığınmaktan başka yol bulamıyor önceleri. Yalnız kalmamak için, Christian ve arkadaşlarının İsveç gezilerine zorla ortak oluyor. Kendi ayrılma hikâyesi sebebiyle Aster’in özdeşlik kurduğu Dani, yeni ailesini ve kaybolmuş kahkahasını ülkesinden kilometrelerce uzağında saklı bir diyarda bulacaktır.
Karlı Utah atmosferinden yaz ortası İsveç kırsalına düşüyor gençlerimiz. Varış noktası, ünlü Ingmar Bergman filmi ‘Bir Yaz Gülüşleri / Sommarnottens Leende’den anımsayacağınız geceleri güneşin batmadığı cennetten bir belde. Burada yaşayan pagan-komünal topluluğun 90 yılda bir gerçekleşen geleneksel bahar ayinleri için bir festival düzenlenmiştir. Gruptaki İsveçli arkadaş Pelle’nin önerisiyle, kimi akademik araştırma, kimi cinsel maceralar yaşamak için Avrupa’nın bu gizli köyüne gelen gençler, huzurlu görünümlü doğada yapılan kutlamaların göründüğü kadar masum olmadığını anlayacaklardır.
Bir aile travmasının ardından eli kulağında bir ayrılık hikâyesine yol alan film, Aster’in gösterişli teknik numaralarıyla 70’lerden miras ‘teen slasher’ türüne ya da daha yakın tarihli ‘Hostel’ serisine göz kırpmaya başlıyor. İsveç kırsalında -maddi koşullar nedeniyle çekimler Macaristan’da yapılmış- karşımıza çıkan manzara bizlere ‘Lanetli Ada / The Vicker Man’ filmini hatırlatıyor daha sonra. Ve filmin varacağı noktayı sezinlemeye başlıyoruz. Ancak yönetmenin de bir söyleşisinde belirttiği üzere, bol kanlı infaz sahneleri beklemeyin bu filmden. Gerilimin giderek doruğa tırmandığı bir ‘folk korku’ türü örneği beklemeye başlıyoruz bizler de.
‘Ayin’de izleyiciyi bir evin içine hapseden, karanlık ve gölge oyunlarıyla dehşeti aktarma yoluna giden Aster, bu defa parlak günışığı altında çekilmiş bir korku denemesine soyunuyor. Bu yaratıcı tercihi takdire şayan. Mekân, kostüm tercihleri ve Polonyalı görüntü yönetmeni Pawel Pogorzelski ile ekibinin görsel başarısına diyecek yok. ‘Narayama Türküsü’nü izleyenlerin çok iyi hatırlayacağı türden yaşlı insanların intihar ritüeli ve cehennemi final sekansları da korku sineması antolojisine geçecek denli iyi. Lakin, aynı ‘Ayin’de olduğu gibi hikâye akmıyor. Gerilim başta beklediğimiz gibi adım adım tırmanamıyor. Senaryonun hantallığı, kurgudaki aksamalar ve de kötü oyunculuklar yüzünden filmin uzunluğu (yaklaşık 2.5 saat) daha fazla göze batmaya başlıyor.
Biz ‘Ritüel’i özellikle iki bölümü için türü sevenlerin izlemesine bırakalım. Ve bundan yıllar önce fantastik korku türüne yeni bir soluk getiren ve düzenli olarak taklit edilen ‘Yaratık / Alien’ın 40. yaşını ve yaratıcısı Ridley Scott’ı kutlayalım.
(27 Temmuz 2019)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Reşat Çalışlar’ın Yeni Kitabı Gariplikler Raflardaki Yerini Aldı
Orhan Veli konulu bir film projesi etrafında gelişen tuhaf olayları anlatan Reşat Çalışlar’ın yeni romanı h2O Kitap Yayınlar’ndan çıktı. Roman, sosyal medya, show dünyası, sanal alem, eğlence sektörü, futbol camiası ve play station durakları arasında geziniyor. Ancak tüm bu mecralar, kitapta, romanın konusu değil gerçekliğimizin parçaları olarak yer alıyor. Emine Patan, Orhan Veli ve Garip Akımı konulu bir fantastik film projesine girişir. Yıldız adayı, makyaj videolarıyla ünlü youtuber Miray’dır. Orhan Veli’nin dizelerinden sosyal medyanın labirentlerine, oradan Türk şiirinin tuzaklarına uzanan, 1940’lar, 1990’lar ve 2010’lar arasında mekik dokuyan dijital bir macera.
Hakan Güngör’ün Yeni Kitabı Biz Güzel Bir Aileyiz Raflardaki Yerini Aldı
Muğlalı Yazar Hakan Güngör’ün Yeşilçam aile filmlerinin bilinmeyen sırlarını, anılarını ve ayrıntılarını ele aldığı yeni kitabı Biz Güzel Bir Aileyiz raflardaki yerini aldı. Güngör, Bülent Ulus ile Demokrat Parti iktidarı döneminde Ankara’da “Beşinci ayın beşinde, saat beşte, Kızılay’da” parolasıyla düzenlenen eylemi Parola 555K adıyla kitaplaştırmıştı. Güngör’ün Yeşilçam aile filmlerini kaleme aldığı, okuyucuyla buluşan Biz Güzel Bir Aileyiz kitabında sinemamızın klasikleşmiş Arzu Film yapımı filmleri Sev Kardeşim, Oh Olsun, Oh Olsun, Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler gibi filmleri geniş bir şekilde ele alınıyor ve inceleniyor.
Konuşan Hayvanlar
Mustafa Kotan’ın yönettiği ve Emir Özyakışır, Ayça Erturan, Ferit Aktuğ ile Hülya Duyar’ın oynadığı Konuşan Hayvanlar, 09 Ağustos 2019’da CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Hann Media & Motion Content Group tarafından vizyona çıkarıldı.
Can, 9 yaşında hayvanları çok seven bir çocuktur. Can’ın ailesi hayvan koruma parkında çalıştığı için ailesiyle birlikte parkta yaşamaktadır. Can’ın diğer çocuklardan çok farklı bir özelliği vardır, hayvanları duyar ve konuşur. Bir gün sahibi Şaheste Hanım, parkın arazisini satıp yerine rezidans yapmaya karar verir. Ama Şaheste’nin babası, hayvanların bakımı yapıldığı için parkın satılmasına izin vermez.
Hemen Döneriz Sinema Filminin Çekimleri Başladı
Yapımcılığını oyuncu Gökhan Mumcu’nun üstlendiği, yönetmenliğini Haydar Işık’ın, görüntü yönetmenliğini Ömer Yılmaz’ın yaptığı, senaryosunu Aytuğ Topaloğlu ve Salim İnan’ın yazdığı, Hemen Döneriz sinema filminin çekimlerine başlandı. Filmin başrollerinde Kadir Polatçı, Murat Genç, Burak Satıbol ve Çorumlu Amir oynuyor. Keşan, Enez, İstanbul ve Barcelona’da gerçekleşecek filmin 2 milyon lira bütçe ile bitirilmesi planlanıyor, vizyon tarihinin ise 29 Kasım 2019 Cuma olması öngörülüyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Türk Telekom Prime ile Açık Hava Sineması Kanyon’da
Kanyon AVM, en beğenilen müzikal filmleri her Cuma akşamı açık hava sinemasında misafirleri ile buluşturacak. İlk film Mamma Mia bu akşam 21:00’de ücretsiz olarak gösteriliyor. Phyllida Lloyd’un yönettiği ve Meryl Streep, Pierce Brosnan, Colin Firth ile Billy Nighy oynadığı film babasının kimliğini arayan Sophie Sheridan’ın öyküsünü, ünlü pop grubu Abba’nın şarkıları eşliğinde anlatılıyor. Sophie evlenme aşamasına gelmiş genç bir kızdır. Nikâhtan bir gün öncesinde annesi Donna, 20 yıl önceki geçmişinden üç erkek birden getirir.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Emin Alper’in Ödüllü Filmi Kız Kardeşler Saraybosna Ana Yarışma’da
Emin Alper’in son filmi Kız Kardeşler, 25. Saraybosna Film Festivali Uluslararası Yarışma bölümüne seçildi. 16 – 23 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek festivalin bu yıl jüri başkanlığını İsveçli yönetmen Ruben Östlund üstleniyor. Türkiye prömiyerini 38. İstanbul Film Festivali’nde yapan film festivalde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Müzik ve FIPRESCI ödüllerini kazanmıştı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Şans Tanrıçası
Ferzan Özpetek’in yönettiği ve Stefano Accorsi, Jasmine Trince, Edoardo Leo ile Serra Yılmaz’ın oynadığı Şans Tanrıçası (La Dea Fortuna), 25 Mart 2022′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, yönetmenin yaşamından yola çıkarak, gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlandı. Mutluluk, sevgi ve dostluk üzerine çok güçlü bir aile olma hikâyesi. Annamaria hastalığı sebebiyle bazı kontroller için birkaç gün hastaneye yatmak zorunda kalır. Bu süreçte iki çocuğunu yakın arkadaşları Alessandro ve Artura’ya bırakır. Fakat hastaneden gelen haberler çocukların, Alessadro ve Artura’nın hayatını geri dönüşsüz bir değişime sürükleyecektir.
12 – 18 Temmuz 2019, Haftalık Gişe Verileri
12 – 18 Temmuz 2019, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
İmparator: Yeraltı Dünyasının Hükümdarı, 19 – 25 Temmuz 2019 Seansları
İmparator: Yeraltı Dünyasının Hükümdarı (L’Empereur de Paris – The Emperor of Paris), 19 – 25 Temmuz 2019 seansları için tıklayınız.
Haftalık Seans Bilgileri, 19 – 25 Temmuz 2019
Gösterimdeki filmlerin 19 – 25 Temmuz 2019 seansları için tıklayınız: 1 / 2 (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Mahalle Baskısına Karşı Yeteneğin Gücü Ya Da Putları Yıkan Yetenek
İnsanın yaşamı aile içinde başlar… ilk baskılar da aileden gelir, arkasından sokaktaki, çevredeki baskılar, artık toplumsal baskıya dönüşür. Dünyanın en büyük -ama aynı zamanda da en masum gibi görünen- en zalim baskısıdır mahalle baskısı. Giderek tabuya dönüşür bu baskı, “put”ları kırmak en zorudur.
Hepimiz yaşamışızdır… Saçını uzatmak istersin, aşağılarlar hemen. Kırmızı giymek istersin yaftalarlar anında. Şu işe soyunursun (biraz da kıskançlık vardır muhakkak altında) kötülerler. Size bakışlar değişir, imalı lâflar atılır, iğnelerler olur olmaz her yerde her an… İster istemez çekinir, korkar, vazgeçersiniz. Yeteneğinizin farkına bile varamazsınız. İçinizde ukde kalır bir süre sonra…
Babanın dirayeti
Küba’da, babasının yeteneğini fark ettiği Yuli, mahalle baskısından da kaynaklanan isteksizlikle bale yapmaktan kaçar. Ancak o kadar yeteneklidir ki, eğitmenleri başta olmak üzere herkes onu çalışmaya iter. Sonunda, bütün baskılara galip gelir mahalle baskısı kırılır, tabular yıkılır ve Yuli Londra Kraliyet Balesi’nde bile başrole çıkan ilk siyahi olur.
Eğitim de yetenek odaklı olmalı
Filmin, bizim için bir diğer özelliği de -tam da bugünlerde okul sınavları, tercihler yapılırken- çocuğun yeteneğine göre eğitilmesidir. Bizim hiç bilmediğimiz, ama aslında en öncelikli olarak yaşamımıza sokulması gereken bir olgudur bu. Liseler, üniversiteler hatta meslek liseleri bile ya puan üzerinden -ki, puanı tutmuyor diye yıllarca eğitimini aldığı alanda ilerleyememiş insanlar var, üzgün ve kayıp- ya da sadece parası çok diye hiç yapamayacağı alanda eğitim almaya zorlanan gençleri çağırıyor.
Bizim için de…
Bu yanlıştan kaçamadığımız sürece (üretimi günden güne eriyen ülkemizde) hem işsizlik artacak hem beyin göçü sürecek hem de kaliteli bir yaşam olmayacak. Yuli, tek başına bir hayat hikâyesi değil, bir rehber bana kalırsa, anne babalar için, eğitimle ilgili tüm yetkililer için… Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olan herkes bu filmi izlemeli ve ders almalı.
(25 Temmuz 2019)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com
Sadi Çilingir Yazıyor: Hindistan Eşkıyaları
20. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nde yaşlılığın güzel bir özelliğini daha keşfettim. Belirli bir yaştan sonra görünmez oluyorsunuz. Film festivalinde, Üniversite kampüsü içindeki konuk evinde misafir edildik. Filmlerin bazılarını da kampüs içindeki Anadolu Sineması’nda izliyoruz. Konukevine yürüyerek 10 dakika mesafedeki sinemaya yüzlerce gencin arasından geçerek gidiliyor. Gençler kendi aralarında şakalaştıklarından, … Devamı… »
Adı İnsan
Eriş Akman’ın yönettiği ve Ümit Sural, Oğuzhan Yıldız, Ayşe Kemikoğlu ile Aliye Mutlu’nun oynadığı Adı İnsan, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla Eks Production tarafından vizyona çıkarılıyor.
Hikâye, İstanbul`un eski mahallesi Galata’da geçer. Geçimini bir gece kulübünde şarkıcılık yaparak kazanan Meli, işten eve dönerken çöpe bırakılmış bir bebek bulur ve onu evine getirir. Meli, Madam Despina ve bakire bir homoseksüel Evgenia ile birlikte yaşamaktadır. Meli aslında onların kiracısıdır ama evin tüm geçimini o karşılamaktadır. Önceleri bebekten çok şikayetçi olan Meli, bir süre sonra bebeği kaybetmemek için bir savaşa girer.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb