Bazen zaman geçirmek amacıyla (hele de bu günlerde olduğu gibi, oruç tutanların özellikle yaptığıdır) bazen de güzellikleri paylaşmak, arada sırada da bilgilenmek amacıyla gideriz sinemaya. Sinemanın eğitmek amaçlı olmadığını Sovyetler dağıldıktan sonra herkes kabul etti artık.
Dolayısıyla o birkaç saati keyifle, belli anlamda, sınırlı da olsa bir şeyleri düşünerek (ya da düşünmeyerek) geçirmek için hâlâ en geçerli araç sinema.
Komiğini çıkarmak…
Yeşilçam’da yer almış insanlar, özellikle istenilen düzeyde olmayan filmler için “komiğini çıkarmış” derler. Ağırlıklı olarak gerçekten gülünesi bir yapıt (veya sekans) olmadığını, abartıldığını, zorlama koktuğunu ifade eder bu söz. Çok seyrek olarak da “cuk oturmuş”, gerçekten çok iyi olmuş anlamını taşır.
Düzenbazlar, yeniden çevrim olsa da istenilen düzeyde gelmedi bana. Erkek versiyonu “Kirli, Çürük ve Adi” (Dirty Rotten Scoundrels) hatırlayanlar için çok daha keyifli idi. Peki, kadınlar olunca mı, bu denli sevilmedi? Bence hayır! Özenmemek, içselleştirmemek, umursamamak sayılabilir nedenlerin başında. Yoksa kadınlar çok daha akılcı yapıyor “düzenbazlığı”.
İki kadın, birbirine rakip oluyorlar… Ama özellikle kadın peşine düşen (“bilmemnebiti” derler ya… işte onların) yaşlıları kandırarak soymak için. Kimi zaman güldüren, kimi zaman da esneten bir film. Kadınların akılcı yaklaşımı, erkeklerin sadece kadınlarla -ve o da sadece cinselliğiyle- ilgilenmeleri nedeniyle çok daha izlenebilir, keyifli filmler çıkıyor.
Bu olağanüstü sıcak günlerde, sinema salonlarının serinliği için değer izlenmeye…
(28 Mayıs 2019)
Korkut Akın