Jesse V. Johnson’un yönettiği ve Olga Kurylenko, Tim Barber, Andy Beckwith ile Tom Bennett’in oynadığı Boudica (Boudica: Queen of War), önümüzdeki aylarda Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Bir Kelt savaşçısı olarak eğitim almış Boudica kocası Prasutagus ile birlikte Kuzey Britanya’da yaşayan Iceni kabilesini yönetmektedir. Kocasının ölümü üzerine tahtta oturacak bir erkek varis kalmadığı için, Romalı’lar Boudica’nın tüm mal varlığına ve topraklarına el koyarlar. Boudica, çılgınlığın eşiğinde intikam almaya yemin eder. Etrafında toplanan İngiliz ve Kelt kabileleri ile güçlerini birleştirerek Roma İmparatorluğu’na karşı savaş açarlar.
Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar
Büyük Heyecanla Beklenen Ejderhanı Nasıl Eğitirsin Filminin İlk Fragmanı ve Afişi Paylaşıldı
DreamWorks Animation’ın büyük beğeni toplayan Ejderhanı Nasıl Eğitirsin üçlemesinin arkasındaki yaratıcı görüş sahibi, üç kez Oscar adayı Dean DeBlois’ten, seriyi başlatan filmin canlı oyunculu uyarlaması sinemalara geliyor. Vikingler ve ejderhaların nesiller boyu amansız düşmanlar olduğu Berk adasında Hıçkıdık farklı bir duruş sergiliyor. Vast Şefi Stoick’in yaratıcı ama göz ardı edilen oğlu Hıçkıdık, korkulan bir Gecenin Öfkesi ejderhası Dişsiz ile arkadaş olduğunda yüzyıllardır süregelen geleneklere meydan okur. Aralarındaki alışılmadık bağ, ejderhaların gerçek doğasını tümden ortaya çıkararak Viking toplumunun temellerine karşı gelir.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız: 1 / 2
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Yasaklar Ters Teper: Beraber
Annesi ölünce, başıboş arkadaşlarıyla “serserilik yapmasın” diye babası tarafından Rotterdam’dan İstanbul’a getirilen Zeki (Alihan Şahin), arkadaşlarından uzak kaldığı yetmiyormuş gibi bir de internetsiz bırakılır. Yasaklar başarıya götürmez; sanılanın aksine doğru bir eğitim değildir. Bomboş ama kocaman evde yalnız kalan hareketli Zeki, sokak sporu olarak betimlenen atlamalı, zıplamalı, tırmanmalıdır… Kolaylıkla evden kaçar. Birkaç … Devamı… »
Gökyüzü Çok mu Uzak
74. Berlin Film Festivali ana yarışma seçkisinde dünya prömiyerini yapan ‘Mutfak / La Cocina’ çağdaş sinemanın önemli yeteneklerinden Alonso Ruizpalacios imzasını taşıyor. Fransız Yeni Dalgası tadındaki siyah/beyaz ilk uzun metrajı ‘Güeros’ (2014) ile radarımıza girmiş olan Meksikalı yönetmenin, İngiliz asıllı yazar Arnold Wesker’in 1957’de yayımlanmış aynı adlı oyunundan yola çıkan dördüncü uzun metrajı, dünyanın ve de vahşi kapitalizmin kalbi New York’u mesken almasına karşın filme adını veren mutfakta çalışanlar ağırlıklı olarak kıtanın güneyinden göç etmiş yoksul işçilerden oluşuyor.
Bilinen ışıltısının gerisinde siyah-beyaz Times meydanında lokal bir et lokantasını arayan Meksikalı Estela’nın (Anna Díaz) görüntüsü ile açılıyor film. Genç göçmen kız, köylüsü Pedro’nun (Raúl Briones) çalıştığı yerde bir iş kapma peşindedir. Güney Amerika’nın yoksul beldelerinden türlü umutlarla göç etmiş Dominikli, Kolombiyalı, Meksikalıların, Afrikalı ya da Doğu Avrupalı göçmenlerin yanı sıra alt sınıftan Amerikalıların da çalıştığı fast food servisi veren mutfakta, hiperaktif Pedro ana karakter olarak filme ağırlığını koyuyor daha sonra. Sarı saçlarının yüzündeki
hüznünü gizleyemediği Julia (Rooney Mara) hamiledir ondan. Pedro kürtaj parasını denkleştirmiş olmasına rağmen genç kadının bebeği aldırmaması konusunda ısrarlıdır. Onu ve bebeği alıp götüreceği orman içindeki bakir ‘Siyah İnci’ köyünde kimseye eyvallahlarının olmayacağı bir gelecek hayalinin düşüyle. Ancak bir fabrikanın montaj hattı gibi işleyen klostrofobik mutfak düzeninde böylesine hayallere yer kalmış mıdır. Restoran kasasından 800 dolarlık bir meblağın çalınmış olduğu söylentisi ile birlikte mekânda işler iyice karışacaktır.
Londra’daki öğrencilik yıllarında çalıştığı ‘the Rainforest Café’ deneyiminden süzülenleri Wesker’in tek mekânda geçen ünlü oyununa döşeyen Meksikalı sinemacının mutfağı, çağdaş kapitalizmin mikrozmosu misali tıkır tıkır işliyor. Duygusal paslaşmalardan yeterince nasibini almamış bir dar alanda yaşam savaşı veren yoksul insanların mücadelesini kimi zaman zincirlerinden kopmuş gerçeküstücü komik bir atmosfer içinde
aktaran Ruizpalacios, her birinin ayrı ayrı düşleri, küçük de olsa hayattan beklentileri olan karakterlerine küçük ama etkileyici dokunuşlarla can vermiş. Umut etmeyi inatla sürdürür onlar, ama molalarda hava almaya çıktıkları çöp arabaları ile dolu Manhattan’ın arka sokağında gökyüzü bile uzaktır onlara. Çok güzel bir planda, kaygısızca uçuşan kuşların özgürlüğüne olan açlıklarını duyumsarız.
Mütevazı restoranın yabancı kökenli patronu kendinden sonra gelenlerin sırtından para kazanırken onları küçük vaatler ile daha verimli çalıştırma derdindedir. Böylece, kapitalizmin sömüren özünü irdelerken, onun topluma dayattığı kalitesiz beslenme düzenine de tanıklık ederiz. Çalışanlar bir montaj hattında sürekli üretmelidir, kalite değil miktar önemlidir. Bu süreçte emekçinin değeri olmadığı gibi, üretilenin de fazlaca bir değeri yoktur.
Filmin, çevreci hareketin öncüsü sayılan Henry David Thoreau’nun dizeleri ile açılması rastlantı değil. ‘Sivil İtaatsizlik’ adlı eseri ile Mahatma Gandhi, Martin Luther King ve Nazi karşıtı direnişe ilham vermiş olan, basitliğin ve otantikliğin önemini vurgulamış, çağdaş teknolojinin insani değerleri örselendirmesinden hep endişe duymuş, ‘lokomotif sesleri rüyalarımızı bölüyor’ demiş olan 19. yüzyıl yazar ve filozofu, Meksikalı sinemacının söylemine tercüman olmuş. Tam da bu nedenle ünlü Times meydanı rengarenk şaşaası içinde değil, evsizlerin düş kırıklıkları ile yansıyor perdeye. Mutfak çalışanlarının kapalı bir ortamda ölümü bekleyen ıstakozlara benzeten Ruizpalacios, çağdaş trajedisini görselleştirirken, siyah-beyaz tercihinin ötesinde klostrofobik mutfak ortamında kare format kullanmış. Öykünün mekân dışına taştığı kimi bölümlerde ise genişleyen format ile bir nebze olsun nefes alma fırsatı buluyoruz.
(04 Aralık 2024)
Ferhan Baran
Korkut Akın Yazıyor: Zamanın Köşeleri Yoktur… Mutfak
Arnold Wesker’in 1957 tarihli tiyatro oyunu The Kitchen’dan 1961 yılında filme uyarlanan, şimdi de New York’ta, dünyanın merkezi denilen Times Meydanındaki bir lokantayı göçmenlikle buluşturarak anlatan Mutfak (La Cocina), aradan geçen onca yıla ve farklı ülkelere rağmen hiçbir şeyin değişmediğinin, aslına bakarsanız da yaşamın özeti. Alonso Ruizpalacios’un senaryosunu yazıp yönettiği film, alttakiler ve üsttekiler öyküsü aynı … Devamı… »
Gözü Boynuz, İzi Yaldız: Bir Salyangozun Anıları
Bu yıl, TÜYAP Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Yalvaç Ural’ın tanımıyla başladık. Ural’ın kitabında da güçlü ve güvenli bir öykü vardı, nitelikli… Adam Elliot’un kil canlandırmasında duygulu, öğretici, ama daha çok da soru sorduran ve tabii yine etkili, güçlü bir öykü var.
Adam Elliot’u sinema sevdalıları çok iyi tanır, animasyon filmlerinin en usta isimlerinden… Bu kez, uzun bir aradan sonra, “Bir Salyangozun Anıları” ile gönlümüzü fethetti; bana kalırsa herkesin (özellikle gençlerin ve -genç anne babaların daha da çok) izlemesi gereken bir film.
Dünya değişiyor, buna bağlı olarak insanların tavır ve davranışları da değişiyor alabildiğine. Sadece bireylerin değil, kültürlerin de bakışı farklılaşıyor, bilimsel gerçeklerin ışığında. Bizde, eğitim (hele de şimdiki Bakan’ın küçümseyen yaklaşımıyla) hâlâ yerlerde ve hâlâ yetersiz; bu gidişle düzeleceği de yok. İş, ister istemez hepimizin sırtına yükleniyor. Kendi eğitiminizi kendiniz vereceksiniz. Bunun için de bir rehber gerektiğini düşünüyorsanız, “Bir Salyangozun Anıları” sizi bekliyor.
Bir yaşam…
İkiz kardeşler Grace ve Gilbert, babaları da ölünce koruyucu aileye verilirler; böylelikle iki kardeş ayrı düşerler. Hepimiz biliyoruz ki akran zorbalığı insan yaşamında önemlidir ve ileriki dönemleri de belirler. Grace’i kollayacak kardeşi de yanında değildir ve içine kapanır. En sevdiği salyangoz biriktirmektir ve onunla avunur. Hobiler insanı bir anlamda kurtarırken diğer yanda da yüksek duvarlar arkasına hapseder. Bu, Grace’in yalnızlığının da temel nedenlerindendir.
Çocuk filmi değil, ama…
“Bir Salyangozun Anıları” için, animasyon olduğuna bakarak çocuk filmi demek mümkün değil; çünkü anlatılan hepimizin hikâyesi… Grace’in mutsuz ve yalnızlığı kadar Gilbert da mutlu değildir ve çözümsüzdür. Bütün hayali Paris’te ateş püskürten bir sokak
sanatçısı olmaktır (küçümsememek gerekir, çocuklar kendi hayallerini gerçekleştirsin, bırakın da) ama koruyucu ailesi onun bir satanist olduğuna inanarak öldürmeye bile çalışır. İki kardeşin tek iletişimleri yazabildikleri mektuplardır. Tabii ki, yeniden bir araya gelip mutlu bir yaşam sürmelerinden başka bir talepleri de yoktur.
Grace, yaşlı Pinky (Serçe) ile tanışınca yeni bir pencere açılır önünde. Ancak onun geçebileceği büyüklükte midir o pencere? Kendisini farklı duyumsamayı, geleceğe farklı bakmayı öğrenir. Bir tamirciyle tanışır, evlenir de… Ama yeterli midir bu?
Yerelden evrensele…
Adam Eliot, yerelliği özellikle vurgulasa da, “global” dünyada yerellik de herkes için evrensel artık. 1970’ler Avustralya’sından anlatılan “Bir Salyangozun Anıları”, bir başka ülke için de geçerli. Herkes, bu insanlar için de geçerli kuşkusuz, birçok sorunla yüz yüze yaşıyor ve daha da önemlisi, birbirine benzese de her sorunun ilgili kişide çözümü farklı olabiliyor.
Bir sahnede kahkaha atarken, diğerinde gözlerinizin yaşarmasını engelleyemeyeceğiniz filmde, yönetmenin duygu yüklü bu animasyonunda -yukarıda öğretici dediğime bakmayın- çözüm yolu bulmaya yönelecek ve yaşamı daha esnek kavrayacaksınız.
6 Aralık’tan başlayarak gösterimde.
(03 Aralık 2024)
Korkut Akın
Yeni Barda’nın Yönetmeni Hande Türkel Film Hakkında Konuştu: Filmin İçeriği Gerçek Hayatı Yansıttığı İçin de Sert
Hande Türkel’in yönettiği, senaristliğini ise Cem Özüduru ve Ozan Ağaç’ın kaleme aldığı Barda Cuma günü vizyona giriyor. Sinemamızın en sert filmlerinden Barda’yı 17 yıl sonra günümüz gerçekleriyle yeniden yorumlayan filmin yönetmeni Hande Türkel görüşlerini paylaştı. Kült hale gelmiş bir filmi yeniden yorumlayan yönetmen Türkel, Barda hakkında “Şiddet hayatın içinde olduğu sürece sinemada da var olacak. Spesifik tek bir olay değil ne yazık ki yaşadığımız dünyada sürekli olan olaylar örgüsünü anlatıyoruz. İçeriği gerçek hayatı yansıttığı için de sert.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Büyük Heyecanla Beklenen Kirpi Sonic 3 Filminin Yeni Fragmanı ve Karakter Afişleri Paylaşıldı
Yeni fragmanı ve karakter afişleri paylaşılan Kirpi Sonic 3 (Sonic the Hedgegog 3), Jeff Fowler tarafından yönetiliyor ve başrollerindeki karakterler Ben Schwartz, Colleen O’Shaughnessey, Idris Elba ile Keanu Reeves tarafından seslendiriliyor. Şimdiye kadarki en heyecan verici macerasıyla sinemalara geri dönen Sonic, Knuckles ve Tails, daha önce karşılaştıkları hiçbir şeye benzemeyen güçlere sahip gizemli güçlü yeni bir düşman olan Shadow’a karşı yeniden bir araya geliyorlar. Yetenekleri her yönden geride kalan Sonic Takımı, Shadow’u durdurmak ve gezegeni korumak umuduyla beklenmedik bir ittifak aramalıdır.
- Basın Bülteni
- Yeni fragmanı izlemek için tıklayınız: 1 / 2
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Tom Hanks’li Burada (Here) Filminden Kamera Arkası Görüntüleri
Dünyaca ünlü oyuncular Tom Hanks ve Robin Wright yapay zekâ teknolojisiyle, Burada (Here) filminde 30 sene önceki hallerine, gençliklerine geri döndüler. Kamera arkasından alınan görüntülerinde oyuncuların inanılmaz değişimleri yayınlanan filmin kadrosunda Kelly Reilly, Michelle Dockery ve Paul Bettany gibi isimler de var. İlk kez kullanılan yapay zekâ destekli Metaphysic Live teknolojisi ile oyuncuları 30 sene önceki halleriyle izliyoruz.
- Basın Bülteni
- Kamera arkasından görüntüler için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
C Takımı 2
Özgür Bakar’ın yönettiği ve Murat Akkoyunlu, Toygan Avanoğlu, Sera Tokdemir ile Ömer Kurt’un oynadığı C Takımı 2, 14 Şubat 2025’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla GreenArt Film Prodüksiyon tarafından vizyona çıkarılıyor.
Ekip, Orhan’ın adamlarından kaçarken gittikleri Elazığ’ın Fenk kasabasında mahsur kalır, Murtaza Ağa’nın Çiftliği’ne sığınarak çalışmaya başlar. Murtaza Ağa acımasız bir ağa olmasıyla tanınmaktadır. Ekip canından bezmişken Abdi’nin karısı Neriman’dan gelen telefonla apar topar çiftlikten kaçarak Kastamonu’ya gitmek zorunda kalır. Giderken Murtaza Ağa’nın hem parasını çalarlar, hem de kızını kaçırırlar.
Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Kadim Medeniyetler, 06 Aralık’ta Sinemalarda
Türkiye’nin esprili kahramanı Nasreddin Hoca, yolculuğuna devam ediyor, “Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Kadim Medeniyetler”, 06 Aralık’ta vizyona giriyor. TRT Çocuk’un heyecanla takip edilen animasyon serisi, yepyeni bir sinema filmiyle minik izleyicilere güzel bir deneyim sunacak. Nasreddin Hoca, bu kez antik medeniyetlerin gizemli dünyasında heyecan dolu maceralara atılacak. Anadolu’nun efsanevi figürü Nasreddin Hoca, üçüncü filminde üç boyutlu animasyonları ve yenilenen görsel kalitesiyle beyazperdede sevenleriyle bir araya geliyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Kadim Medeniyetler
Naser Maratibavil’in yönettiği ve Ezel Kalkan, Ekinsu Karaata, Öykü Kılıçaslan ile Deniz Salman’ın seslendirdiği animasyon film Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Kadim Medeniyetler, 06 Aralık 2024’de TME Films dağıtımıyla TRT – Siyah Martı Animation Studios tarafından vizyona çıkarıldı.
Nasreddin Hoca ve genç dostları, geçmişin gizemli izlerini keşfetmek için eski bir medeniyetin kalıntılarını ziyaret etmekteyken kendilerini sürükleyici bir zaman yolculuğu içinde bulurlar. Geçmiş dönemin tarihi bir medeniyetine yolculuk yaparak, genç Prens Balcan ve amcasının oğlu arasındaki krallık mücadelesinin ortasına düşerler.
- Basın Bülteni
- Fragman: 1 / 2 / 3
Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Kadim Medeniyetler yazısına devam et
Forrest Gump ve Back to the Future Serisinin Yönetmeni Robert Zemeckis’in Yeni Filmi Burada, Paribu Cineverse’teki Ön Gösteriminde Yoğun İlgiyle Karşılaştı
Robert Zemeckis imzasını taşıyan, Tom Hanks ve Robin Wright’ı Forrest Gump’tan 30 yıl sonra yeniden bir araya getiren Burada (Here) filmi için vizyondan önce ön gösterim yapıldı. Film, binlerce yıl boyunca aynı odada yaşayan insanları konu ediniyor. Satılığa çıkarılan evine yıllar sonra geri dönen Richard Young, evin her bir köşesinde hayatından izler bulur. Richard’ın anılarını canlandıran bu ev sadece onun değil pek çok kişinin de hayatına iz bırakmıştır. Evin anıları, geçmişten günümüze yıllarca sürecek uzun bir yolculuğun başlangıcı olur.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Bağlantı Hatası
Gökçen Usta’nın yönettiği ve Belçim Bilgin, Onur Tuna, Timur Acar ile Asena Keskinci’nin oynadığı Bağlantı Hatası, 28 Mart 2025’de A90 Pictures dağıtımıyla Böcek Films – Atölye Production tarafından vizyona çıkarılıyor.
Gençleri ve aileleri ilgilendiren, güçlü mesajlarıyla dikkat çeken film, akran zorbalığı, aile içi dinamikler ve modern toplumun sorunları gibi evrensel temaları işliyor ve beyazperdeye getiriyor. Özel bir lisede gençler arasında yaşananları temel alsa da zorbalığın yalnızca okulda değil, ailede başladığını ve bireyin hayatına olan etkilerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor, topluma ayna tutmayı hedefliyor.
2. Fethiye Film Festivali Sona Erdi
2. Fethiye Film Festivali son gününde yapılan etkinlikler, kapanış töreni ve konser ile sona erdi. Festivalin son gününde kısa film gösterimleri ile birlikte, Sinema, Gerçek ve Yapay Zeka başlıklı panel yapıldı. Kapanış töreninde ise festivale destek veren kişi ve kuruluşlara plaket takdimi sonrasında ilgi gören Film Müzikleri Orkestrası, Baba, Arizona Rüyası, Eşkıya, Hababam Sınıfı, Neşeli Günler, Issız Adam filmlerinin de ünlü müziklerini içeren bir konser verdi.
- Basın Bülteni
- Film müziklerini izlemek için tıklayınız: 1 / 2 / 3 / 4
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.