Eril Zorbalığa Karşı Tek Başına

Viggo Mortensen’in ikinci yönetmenlik denemesi ‘Dünyanın Sonuna Doğru / The Dead Don’t Hurt’ 1860’larda geçen bir western. Film özgün adına nazireyle bir seri ölüm hadisesi ile açılıyor. Vivienne le Coudy (Vicky Krieps) hasta yatağında son nefesini verirken perdeye görüntüden önce düşen iniltiler bir Bergman filmini akla getiriyor. Aynı saatlerde yakındaki kovboy kasabasının barında mekânın sahibi başta olmak üzere tam 6 kişi bölgenin kabadayısı Weston Jeffries’nin (Solly McLeod) kurşunlarına hedef oluyor. Suç, kasaba civarında sarhoş halde uyurken bulunan Jeffries’nin adamlarından Ed Wilkins’e yükleniyor ve şaşkın adam hızlı bir yargılamanın ardından asılarak idam ediliyor.

Üç kağıtçı belediye başkanını (Danny Huston) parmağında oynatan bölgenin nüfuzlu iş insanı, Weston’ın babası Alfred Jeffries (Garret Dillahunt) Batı’ya hücum döneminin verimli topraklarında yatırımlarını genişletmeye kararlıdır. Küçük oğluyla birlikte karısını toprağa veren şerif Holger Olsen’e (Viggo Mortensen) ise kanunların güçlüden yana işlediği bu diyardan çekip gitmek ve belki de dünyanın sonuna doğru huzurla yaşanacak bir yer bulmak düşecektir. Film bu noktadan başlayarak ana karakterlerin geri dönüşlerle iç içe geçen hikâyesini anlatmaya başlıyor.

Film başlangıçtaki hızlı girişin ardından Mortensen’in bizzat bestelediği, piyano, gitar ve vurmalılarda yoruma eşlik ettiği özgün müziği ile süslenen şiirsel pastoral bir anlatıya kayıyor. İlk kez California güneşi altında karşılaşıyor iki sevgili. Şehir pazarında çiçekçilik yapan Fransız asıllı Kanadalı Vivienne, İngilizlerle yapılan savaşta küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesinin Jeanne D’Arc öyküleri ile büyümüştür. Başına buyruk, alabildiğine özgürdür. Danimarka göçmeni iyi marangoz Holger’in sessiz karizmasına vurulur ve onunla birlikte Nevada’daki evine gitmeyi kabullenir. Kurak bir plato içine sıkışmış küçük köhne kulübeye vardığında gözleri korku filmi görmüşçesine faltaşı gibi açılır. Lakin kısa sürede kadın eliyle ortalığı çekip çevirecek, çorak araziyi ağaçlandıracak, yakındaki kasabanın tek salonunda barmen olarak çalışmayı becerecektir. Ancak burası erkeklerin acımasız dünyasıdır. Kendisinde gözü olan Weston’ı ustalıkla savuşturmayı bilir başlarda. Holger hem biraz para kazanmak, hem de eril yükümlülüğünü yerine getirme arzusu ile orduya katılmak istediğinde genç kadın ‘bu senin meselen değil’ diyerek karşı çıkar. Ancak o ‘sen benim denizimsin’ dediği sevdiği kadını geride bırakarak iç savaşa yollandığında Vivienne erkek zorbalığına karşı kadın başına direnebilecek midir?

Kanadalı ünlü oyuncunun çatışmalı bir baba – oğul öyküsü anlatan 2020 yapımı ilk yönetmenlik denemesi ‘Düşüş / Falling’in ardından gelen ikinci uzun metrajı şiirsel görselliği, zarif kadrajlarına karşın sonlara doğru tempo sorunu yaşıyor ve irtifa kaybediyor. Yine de çağımızın en iyi oyuncularından Krieps’in özgür ve güçlü kadın yorumunun hatırına izlenebilir.

(13 Ağustos 2024)

Ferhan Baran

[email protected]

Korkut Akın Yazıyor: İnsan Olma Hallerine Duygusal Bir Yolculuk: Oyuncağı Çok Olan Mutlu Ölür

Tek mekânda geçen filmler izleyenler için olduğu kadar çekenler için de zordur. İyi bir senaryo gerekir, oyunculukların gerçekten doğal ve hatta görkemli olması şarttır, çerçeveleme belirleyicidir. Tabii, ışık ve ses, müzik de önemlidir. Senaryo tekdüzeliğe düşebilir, reji ilgiyi istenilen düzeyde tutamayabilir, mekânın tek olması nedeniyle hareket olanağı da kısıtlıdır, buna bağlı olarak oyunculuklar da düşer giderek. Christy Hall, senaryosunu bilerek, … Devamı… »

Baba Beni Güldürsene

Emrah Aguş’un yönettiği ve Ahmet Kürşat Öcalan, Aylin Akpınar, Ali Semi Sefil ile Arven Beren’in oynadığı Baba Beni Güldürsene, 08 Kasım 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Wovie, Retropro, DMC tarafından vizyona çıkarıldı.
Okulda yaramaz denerek ötekileştirilen Ayşenaz, babasıyla keyifli vakit geçirememektedir. Kızının kendisini sıkıcı bulduğunu öğrenen Murat, eğlenceli ve komik biri olmaya çalışmaya çabalar fakat beceremez. İkilinin yaşadığı zorlu ve tehlikeli bir macera, birbirlerini daha iyi tanımalarına vesile olacaktır. Bu maceraya eşlik eden Gizem Avcıları adlı çocuk ekibi, Ayşenaz’a arkadaşlığın farklı ve keyifli taraflarını gösterecektir.

  • Basın Bülteni
  • Instagram
  • Fragman
  • IMDb

Baba Beni Güldürsene yazısına devam et

Hellboy: The Crooked Man

Brian Taylor’un yönettiği ve Jefferson White, Joseph Marcell, Hannah Margetson ile Martin Bassindale’in oynadığı Hellboy: The Crooked Man, 06 Eylül 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hellboy ve çaylak bir BPRD ajanı, 1950’lerin kırsal Appalachia’sında mahsur kalır. Orada, cadıların musallat olduğu ve Hellboy’un geçmişiyle sorunlu bir bağlantısı olan yerel şeytan Crooked Man’in yönettiği küçük bir topluluk keşfederler. Bahsedilen kişi, 18. yüzyılda işlediği suçlardan dolayı asılan, ancak bölgenin yerleşik Şeytanı olarak cehennemden dönen cimri savaş vurguncusu Jeremiah Witkins’tir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Hellboy: The Crooked Man yazısına devam et

Ucube: Son Efsane

Raziye Sultan’ın yönettiği ve Deniz Erinç, Zehra Fatma Kızıl, Murat Duran, Özge Soyal ile Gülay Tan’ın oynadığı Ucube: Son Efsun, 06 Eylül 2024’de MC Film dağıtımıyla Gris Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Büyücülerin yaşadığı ve çevrede efsunlu köy olarak bilinen yerleşim birimine gelen Melek ve Ufuk çifti, eski ruhlar tarafından ele geçirilen bu köyde başlarına gelen, yaşadıkları paranormal olaylar nedeniyle geçmişleri ile yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Anlattıkları kısaca “Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtış Şeyâtîn” cümlesinde özetlenen 77 dakika süreli, 2024 yılı yapımı filmin senaryosu da yönetmen Raziye Sultan tarafından kaleme alındı.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Ucube: Son Efsane yazısına devam et

İkizler Takımı

Philippe Duchene ile Cuvelier Jean Baptiste’nin yönettiği ve Manu Payet, Clara Luciani, Jerome Niel ile Kyan Khojandi’in seslendirdiği animasyon film İkizler Takımı (Zak & Wowo – La Legende de Lendarys), 06 Eylül 2024’de Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Fantastik yaratıkların kol gezdiği evrende 13 yaşındaki Zack birdenbire kaybolan ikiz kardeşi Kyle’ı aramaya başlar. Bu macerasında ona, normalde 3 metre olan ama bir büyü sebebiyle ufacık kalmış olan Wowo, büyükannesi NaiNai ve yaratıklarla konuşabilme yeteneği olan Indiana eşlik edecektir. Zack, sihir yetenekler öğrenerek kardeşini bulabilecek midir?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Sema Çeyrekbaşı’nı Kaybettik

Sinema ve tiyatromuzun sevilen oyuncularından Sema Çeyrekbaşı, 05 Ağustos 2024 Pazartesi günü hayatını kaybetti. Ölmez Ağacı, Kuyucaklı Yusuf, Kadının Adı Yok, Koltuk Belası, Düş Gezginleri, Karanlık Sular, Sis ve Gece, Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak, Atlıkarınca, Birleşen Gönüller, Sarıkamış Çocukları adlı sinema filmleriyle hatırladığımız Sema Çeyrekbaşı’nın cenazesi, 08 Ağustos 2024 Perşembe günü ikindi vakti kılınacak cenaze namazını müteakip Çanakkale ili Ayvacık ilçesi Adatepe Köyü Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhumeye Tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Damla Sönmez, Rıza Kocaoğlu, Erkan Kolçak Köstendil’in Başrollerinde Yer Aldığı Tezgah, 11 Ağustos’ta İlk Kez Alaçatı Tarla’da Seyirciyle Buluşacak

Damla Sönmez, Rıza Kocaoğlu ve Erkan Kolçak Köstendil’in oynadığı Tezgah filmi 04 Ekim’de vizyona girmeden önce 11 Ağustos Pazar günü Alaçatı Tarla’da açık hava galasını yapmaya hazırlanıyor. Oyuncuların da katılacağı gösterim sonrası gerçekleşecek partide ekip heyecanını seyircilerle paylaşacak. Ünlülerin cinayetle sonlanan aşk üçgenini odağına alan gerilim – komedi türündeki filmin yönetmenliğinde ve senaryo yazımında Erkan Kolçak Köstendil’in imzası bulunuyor.

Gözlerini Kırp Filminin Yeni Fragmanı Yayınladı

Mad Max: Fury Road, The Batman ve Fantastic Beats: The Crimes of Grindelwald adlı yapımlardaki performanslarıyla tanınan oyuncu Zoe Kravitz’in ilk defa yönetmenlik yaptığı Gözlerini Kırp filminin gerilim dozu yüksek yeni fragmanı yayınlandı. Naomi Ackie ve Channing Tatum’un başrollünde oynadığı ve keyifle izlenecek Gözlerini Kırp (Blink Twice), 23 Ağustos’ta sinemalarda olacak. Teknoloji milyarderi Slater King’in, bağış toplama gecesinde kokteyl garsonu Frida’yla tanışmasıyla yaşanan tuhaf olayları konu alan filmin oyuncu kadrosunda BAFTA ödüllü Naomi Ackie, Channing Tatum, Altın Küre ödüllü Christian Slater, Simon Rex, Adria Arjona, Kyle MacLachlan, Oscar ödüllü Geena Davis ve Alia Shawkat yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yeni fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Adana Altın Koza’dan Demet Akbağ ve Uğur Polat’a Onur Ödülü

23 – 29 Eylül 2024 tarihlerinde gerçekleşecek 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Onur Ödülleri sahipleri belli oldu. Ödüller bu yıl, Neredesin Firuze, Organize İşler, Vizontele, Hükümet Kadın, Kış Uykusu filmleriyle tanıdığımız, 40 yılı aşkın süren oyunculuk kariyerinde sinemamızın unutulmaz güçlü kadın karakterlerine incelikle hayat vermiş oyuncu Demet Akbağ’a ve Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri, Karşılaşma, Salkım Hanımın Taneleri, Filler ve Çimen, Sis ve Gece, Devrim Arabaları ve Anadolu Leoparı’nın da aralarında olduğu klasikleşmiş birçok filmdeki tutkulu ve cesur oyunculuğuyla hafızalarımıza kazınmış usta aktör Uğur Polat’a takdim edilecek.

Adana Altın Koza’dan Demet Akbağ ve Uğur Polat’a Onur Ödülü yazısına devam et

Bogey ve Prenses: Gizemli Macera

Viktor Glukhushin ile Maksim Volkov’un yönettiği ve Lyubov Aksyonova, Aleksey Chumakov, Alyona Doletskaya ile Timur Kerimov’un oynadığı Bogey ve Prenses: Gizemli Macera (Buka: Moyo lyubimoe Chudishche – My Sweet Monster), 06 Eylül 2024’de A90 Pictures dağıtımıyla Angel Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Prenses Barbara, onunla evlenip iktidarı ele geçirmek isteyen kötü kalpli Bundy’den kaçarak babasının krallığından uzaklaşır. Ormanda tek başına kalan Prenses’in işi kolay değildir. Yardımına ormanın huysuz kahramanı Bogey ve Tavşan Bunny yetişir. Böylece Bogey, Tavşan Bunny ve kaçak Prenses heyecanlı bir maceraya başlarlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Film-San Ödül Töreni Sinema ve Dizi Sektörüne Yeni Soluk Getirecek

Film-San Vakfı tarafından ilk kez gerçekleştirilecek olan Film-San Ödül Töreni, 09 Eylül 2024 Pazartesi günü Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek. Düzenlenecek gala gecesinde, 2023 – 2024 yılı sezonundaki başarılı sinema filmleri ve TV dizi yapımlarında yer alan sanatçılara ödül verilecek. Sanat camiasının bir araya geleceği gala ve ödül töreni sinema sektörümüze emek vermiş sanatçıların örgütlenmesi, sosyal haklarının iyileştirilmesi ve emeklilik haklarının sağlanmasına yönelik çalışmalar yürüten Film-San Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve Beyoğlu Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenecek.

New York’ta Bir Gece

Christy Hall’ın yönettiği ve Dakota Johnson, Sean Penn, Marcos A. Gonzalez ile Zola Lloyd’un oynadığı New York’ta Bir Gece (Daddio), 09 Ağustos 2024’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Uçağı John F. Kennedy Havaalanı’na iniş yaptıktan sonra taksi tutan genç bir kadının bir gecede yaşadıklarını konu ediniyor. Manhattan’a doğru ilerlerken taksi şoförü ile kadın arasında başlayan alışılmadık yüzeysel konuşmalar, zamanla beklenmedik, derin, etkileyici bir konuşmaya evrilir. İkili, aşktan sekse, ilişkilerden güç dinamiklerine birçok konuyu ele alırlar ve yaptıkları sohbet unutulmaz, olağanüstü, güzel ve duygusal bir yolculuğa dönüşür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

New York’ta Bir Gece yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Şiddet Katlanarak Büyür

Dünya prömiyerini geçtiğimiz yıl Toronto Film Festivali’nin ‘Geceyarısı Çılgınlığı’ seçkisinde yapmış olan ‘Geber! / Kill!’ bizde fazla bilinmeyen Hint sinemasından kopup gelmiş bir yapım. Özgün ismiyle ‘Öldür!’, romantik bir sevdanın yaşandığı tren yolculuğunda aniden beliriveren şiddetin katlanarak büyümesi üzerinden ilerliyor. İlk bakışta ‘John Wick’ serisi benzeri şiddet yüklü aksiyonlardan biri izlenimi verse de, deneyimli sinemacı Nikhil Nagesh … Devamı…»

Hayat Boşa Gitmesin

Çoğu vasat düzeydeki yaz filmlerinin arasından bir mücevher gibi parıldayan ‘Biraz Yağmur Yağmalı / Some Rain Must Fall’ çağdaş Çin sinemasından gelen güzel bir sürpriz. 1989 doğumlu yönetmen Qiu Yang, Cannes’dan ödüllü kısa filmleri (A Gentle Night, 2017, Altın Palmiye; She Runs, 2019, Leitz Cine keşif ödülü) ile biliniyor. Dünya prömiyerini 75. Berlin Film Festivali’nin prestijli ‘Karşılaşmalar / Encounters’ bölümünde yaparak şenlikten Jüri Özel Ödülü ile dönen bu ilk uzun metrajı, kısa filmlerinde olduğu gibi aile ilişkileri üzerinden ilerliyor.

Kırklı yaşlardaki Cai Zhuo bunalımlı bir dönemden geçmektedir. Boşanma arifesindeki iş adamı kocasıyla aynı evi paylaşmayı, Alzheimer hastası kayınvaldesinin bakımına özen göstermeyi sürdürürken, okul takımının yıldız oyuncusu 13 yaşındaki kızını almaya gittiği basket antrenmanında yanlışlıkla yaşlı bir kadının hastanelik olmasına neden oluyor. Kendi sıkıntıları yetmezmiş gibi aniden meydana gelen bu olay onun hayatının kontrolden çıkmasını hızlandırırken, bilinmez bir geleceğe doğru yalpalayan genç kadın geçmişi ile hesaplaşarak kendine yeni bir yol çizebilecek midir.

Genç sinemacının doğal sesleri kullanıldığı melankolik filmi, usta işi diyalog ve ayrıntılarının yanı sıra görsel yetkinliği ile göz dolduruyor. Kısa filmlerini de birlikte yaptığı Alman asıllı görüntü yönetmeni Constanze Schmitt ile bir kez daha 3:4 oranında karar kılmışlar. Yang, resim eğitimi ve fotoğrafçılık geçmişinin izinde öykülerini dikey olarak görselleştirdiği kare ekranı kullanmayı sevdiğini söylüyor. Aile kıskacından kurtulmaya çabalayan Cai’nin hikâyesindeki sıkışmışlık hissini izleyiciye geçirmek için de iyi bir seçim olmuş bu.

Cai’nin öyküsü bir kendini keşif öyküsüdür. Geçmişinden başlayarak bugününü, kim olduğunu, yaşamak istediği cinselliği, bir zamanlar herşey olduğunu düşündüğü aile tuzağından kaçma çabasını izlerken, bizler de genç kadınla birlikte keşfe çıkıyoruz. Bu amaç doğrultusunda yönetmen olan biteni gözümüze sokmuyor zaten. Açılışta Cai’nin kızgınlıkla geri fırlattığı topun neden olduğu olayı görmüyoruz örneğin. Bunun gibi birçok olay kamera dışında cereyan ediyor ya da olan biteni uzak bir mesafeden izliyoruz. Yang kişilerin yüz hatlarını tırpanlanıyor, tül ya da cam benzeri engellerle perdedeki görüntüyü kısmen flulaştırıyor. Tüm bunlar bir gizem yaratıyor. Cai’nin sırlarla dolu geçmişi adım adım çözülürken aile ortamında yaşananların evrenselliğine tanıklık ediyor, Cai’nin anılarında kendi geçmişimizden izlere rast geliyoruz.

Mütevazı bir başyapıt olarak değerlendirdiğim bu güzel film, sahne sahne incelenmeyi ve keşfedilmeyi beklerken yağmur yağmalı. Hem de biraz değil, bardaktan boşanırcasına temizlemeli tedirgin ruhları.

(08 Ağustos 2024)

Ferhan Baran

[email protected]