Arkanıza yaslanıp da gözlerinizi kapattığınızda, aklınızdan geçenlerin (toplumsal umutlar, kişisel hüzünler, mutlu sevinçler vb.) hemen hepsi sizi siz yapandır aslında. Belleğinize işleyen, en olmadık zamanda, en olmadık şekilde aklınıza gelen o tatlar duyarlılığın da simgesidir bir bakıma.
Kimi öncelikli sevinçlerini anımsar, kimi şarkılarla, kimiyse filmlerle canlanır gözlerinizde. Çınlar kulaklarınız. Doğrudur, insanın bu duyguları olmasaydı ne farkı kalırdı diğerinden. Sonra koşar anlatmaya, aktarmaya başlarsınız, çünkü yalnız bırakmaz o duygular sizi. Aktardıkça büyür, genişler, o birlikteliğin coşkusunu hissedersiniz. Yol açılmıştır artık, birlikte yürürsünüz, çoğalarak.
Sinema en büyük gücümüz…
Belli bir yaşın üzerindekiler için beyazperdenin büyüsü asla unutulmaz; ne televizyon silebilir o etkiyi ne de ekonomik zorlukların baskısı; varsa yoksa sinemadır. Çocukluğun (ve tabii gençliğin de) temiz, duru, içten ve sımsıcak duygularının unutulması mümkün değildir. Geçin yılları, yolları; su içmeyi unutursunuz da sinemanın içinize işleyen o hevesini asla unutmazsınız. Sağlığınızı yitirseniz de aklınızın bir köşesinden hep capcanlı bakar filmler, oyuncular…
Mesut Kara, o duyguyu çocukluğunda damarlarında hisseden, bir daha asla bırakmayan, alabildiğine yalın ve bir o kadar da ayrıntılı anlatanlardan biri. Film çekemezse dergi çıkarır, dergi çıkaramazsa söyleşi yapar, o da olmazsa kitap yazar. Ne umudu üzer ne başkasının üzmesine izin verir. Mesut’u tanıyan mesuttur hep.
Sinemaya bağlılığı bir vefadır onun; yaşamının belirleyicisidir çünkü. Filmlerle, yönetmenlerle, oyuncularla, büyülü beyazperdeye yansıyan hayatlarla nefes alır çünkü. Anlattıkları belki bilinendir, ama onun dilinden dinlemek, okumak daha bir farklıdır ve hep elinizin altında olmasını istersiniz.
Bu vefalı insana vefa gösteren Klaros Yayınları, Mesut Kara’nın kitaplarını yayımlıyor bir süredir birbiri arkasına. Bu, “bütün eserleri”nin 9.su; daha da artacağından başka. Biliyoruz ki, Mesut Kara okuruyla buluşuyor Evrensel Gazetesi’nde her hafta bir sinema yazısıyla… Biliyoruz ki, daha çok proje oluşturuyor güç bulsa da gerçekleştirse diye…
İz bırakanlar…
Beyazperde üzerine yansıyan hayalet görüntü artık yaşamın içine giriyor teknolojinin maharetiyle. Sanal bir dünya oluşturuyor izleyeninin de bir parçası olduğu ve kendisini saran duvarları yıkıyor birer birer. O zaman işte, geçmişini bilmeyenler geleceği kuramazlar.
Sinemanın geçmişini, bir masalcasına yumuşak ve anlaşılır bir dille belleklerimize nakşeden Mesut Kara, “Sanatlarıyla İz Bırakıp Geçtiler Hayatımızdan” diye adlandırdığı oyuncuları, yönetmenleri anlatıyor biz okurlara, gelecek kuşaklara.
Kimler yok ki… Muhsin Ertuğrul’dan Alp Zeki Heper’e, Ö. Lütfü Akad’dan Halit Refiğ’e, Yavuz Özkan’dan Zeki Ökten’e yönetmenler. “Karpuz kabuğundan gemiler yapan” sinemacıların en güzellerini buluşturuyor bizimle. Hepsini saymak sayfayı adlarla doldurmak işin kolayı, ama Tarık Akan’ı, Fatma Girik’i, Necdet Tosun’u ve oğullarını, Kemal Sunal’ı, Ayşen Gruda’yı, Aytaç Arman’ı anmadan geçmek de olmaz yani. küçük İskender de yer alıyor, Kartal Tibet de, Neyzen Tevfik de, Agah Özgüç de, İlhan İrem de var yaşamımıza bir yerinden muhakkak dokunan.
Mesut Kara, belgeselci de olduğu için yalınlığından ödün vermeden, süslemeden anlatıyor bu sevdiklerimizi… Onları kendi belleklerimizdeki halleriyle, okuduklarımızı da üzerine katarak bir kez daha anıyoruz. Ben inanıyorum, sizin de bir anınız vardır muhakkak bu iz bırakanlarla… Kiminin sesi, kiminin görüntüsü, kiminin çalgısından dökülen nağme, kiminin bir dizesi sizi taşıyacaktır anılar denizinin üzerinden kendi ülkenize…
Sanatlarıyla İz Bıraktılar Geçtiler Yaşamımızdan
Mesut Kara
Sinema (anılar, belgeler, bilgiler)
Klaros Yayınları, Ağustos 2022, 132 s.
(18 Ekim 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com