Sınıfsal ve siyasal bilinciniz, size,
yaşamın akışını belirleyici rolü verir.
Muhakkak ki, ipler tümüyle sizin elinizde olmayacaktır, ama yorumlayabilecek ve kendinizce bir yol bulacak çözüm üretebilirsiniz.
Hemen baştan belirtmekte yarar var: Çok zor, çok güçlü, çok sert ve önyargıları parça parça edip yaşamı sorgulamaya yönelten bir film “Animals” (Hayvanlar). Nabil Ben Yadir, 2021’de çektiği “Animals” filminde toplumsal inanışların, duyguların, geleneklerin insanın yaşamını ne denli zorladığını anlatıyor. Brahim (bizdeki İbrahim, aslına bakarsanız ya da İngilizcedeki Abraham), eşcinsel olduğunu ailesine açıklayamaz, gittiği bar çıkışında karşılaştığı dört yabancı gencin (onlar da göçmendir, biri hariç, onların da sosyoekonomik, sosyopolitik, sosyokültürel sorunları vardır) arasında kalır.
Yadir’in filmi, aslında bu kadar. Nereden baktığınıza göre yorumlayabilir ve kendi geleceğinizi de görebilirsiniz. Göçmenlik, cinsel yönelim, bilinçsizlik, yerli-yabancı ayrımı, erkek egemenliğindeki dar bakışlı yaşam ve daha birçok şeye odaklanan filmi, şimdi yazmaya çalışırken de zorlanıyorum. Aklımdan gitmiyor beyazperdeye yansıyanlar. Unutmadan belirtmekte yarar var: Film, gerçek bir olaya dayanıyor. Yani, dünyanın hemen her ülkesinde (bizde de tabii ki) her an yaşanabilen, kimilerine göre sıradan bir olay, tabii, sizin başınıza gelmemişse.
“Onur Haftası” idi, polis izin vermedi insanların kendilerince etkinlik yapmasına, yürümesine, toplanıp basın açıklaması yapmasına. Yine yani, filmde izlediğimiz o “kötülük” burada da yaşandı. LGBTİ+ bireyler, ister kabul edin ister etmeyin, bir gerçek, bilimsel olarak da kanıtlandı ve bir arada yaşamaya alışmalıyız.
Filmin ilk yarısında, ailenin doğum günü kutlama hazırlığı içerisindeyken, kalabalığın dar mekânda, yakın plan çalışan hareketli kamera ile yansıması… bir şeylerin habercisi… Bir şeyler olacak, ama ne! Brahim’in konuştuğu herkesten bir şey bekliyorsunuz. Olmuyor! Bu arada, hareketli kameranın filme ve anlatıma birebir uyduğunu görüyorsunuz ve asla filmden kopmanıza izin vermiyor o hareketlilik…
İşte, evde, arkadaşlarınızla aranızda, sokakta; yaşamsal veya toplumsal, siyasal veya ekonomik sorunlarınızla dolduğunuzda akla ilk gelen sertlik oluyor; ya sesiniz yükseliyor ya itip kakıyorsunuz, karşınızdakinin de benzer koşullarda olduğunu aklınıza getirin. Dikkat edin, birçok insan birbiriyle sudan sebeplerle kavga ediyor, birbirini öldürüyor. Hiç yeri değilken, kimsenin anlam veremediği bu sert tepki siyasal ve sınıfsal bilinç eksikliğiyle şiddete dönüşüyor. Buna, yıllar önce “yeni faşizm” adı konuşmuştu. Brahim’e şiddet uygulayanlar da birer göçmen, birer “öteki”; yaşadıkları ortamda ve koşullarda karşılaştıklarıyla hesaplaşamadıklarından içlerinde büyüyen hıncı ondan alıyorlar. Bilinçli olmadıkları için kendilerince ona hak ettiği (ihkak-ı hak) dersi veriyorlar. Eskişehir’de, Ali İsmail Korkmaz tam da bu şekilde katledildi. Katilleri, kendilerince milliyetçi vatanperverdi… Şimdi herkes biliyor “geminin su aldığını”.
Hayvanlar (Animals), toplumsal, gerilim, Yönetmen: Nabil Bir Yadir, Senaryo: Nabil Bin Yadir, Antoine Cuypers, Oyuncular: Soufiane Chilah, Gianni Guettaf, Vincent Overath, Lionel Maisin, Serkan Sancak… önümüzdeki aylarda gösterimde…
(08 Temmuz 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com