Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi Projeleri Belirlendi

Köprüde Buluşmalar bu yıl 14. kez 07 – 12 Nisan 2019 tarihleri arasında düzenlenecek. Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi, Work in Progress ve Komşular atölyelerinde Türkiye’den ve komşu ülkelerden uzun metraj kurmaca ve belgesel projeleri ile post-prodüksiyon aşamasındaki filmlerin ilk sunumları uluslararası sinemacılara yapılacak. Bu yıl Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi’ne Türkiye’den 121 başvuru yapıldı. Katılacak 11 kurmaca, 2 belgesel proje belirlendi.

6. Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali

Bu yıl 6.sı düzenlenecek Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film festivali kapsamında açılan Kısa Film Senaryo ve Kısa Film Yarışmaları başladı. Her yıl 7 şehrin 7 İslam büyüğünü tema edinen festivalde, bu yıl Teknolojinin İlk Kaşifleri konu alınıyor. Festivalde 2 kategorideki yarışmalar kapsamında 11 ödül karşılığı 36.500 TL ödül veriliyor. Festival kapsamında açılan Senaryo Yarışmasında, verilen 7 konu ile ilgili 7 en iyi senaryo seçilecek. Senaryo Yarışmasında verilen 7 temanın birincilerinin eserleri film haline getirilecek. Senaryo Yarışması başvuruları 01 Mayıs 2019′da, Kısa Film Yarışması başvuruları ise 31 Temmuz 2019’da son bulacak.

6. Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali yazısına devam et

Aslı Gibidir Filmi Oyuncuları İzmir Galasıyla Optimum’da Sevenleriyle Buluştu

Yapımcılığını Hann Film’in, yönetmenliğini Ali Yorgancıoğlu’nun üstlendiği, senaryosunu Evren Erdoğan, Ayşe Balıbey ve Bener Karaçor’un kaleme aldığı, başrolünde Aslı İnandık’ın rol aldığı komedi filmi Aslı Gibidir’in İzmir özel gösterimi, oyuncuların katılımıyla Optimum AVM’de gerçekleşti. Gala etkinliği öncesinde, filmin başrol oyuncuları ve film ekibi düzenlenen söyleşiye katılırken film ekibi daha sonra gerçekleştirilen özel gösterimde izleyiciler ile buluştu.

Aslı Gibidir Filmi Oyuncuları İzmir Galasıyla Optimum’da Sevenleriyle Buluştu yazısına devam et

Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Yaşar Kemal Filmleri

Türk edebiyatının kilometre taşı Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015’te aramızdan ayrılmıştı. Yapı Kredi Kültür Sanat, tüm eserleri YKY’den yayımlanan büyük yazarın ölümünün dördüncü yıldönümünde eserlerinden beyazperdeye uyarlanmış veya senaryosunu kendisinin yazdığı dört filmle, Beyaz Mendil, Karacaoğlan’ın Kara Sevdası, Yılanı Öldürseler ve Yer Demir Gök Bakır ile anıyor. Dört gün boyunca günde iki seans olarak Loda’da gerçekleşecek gösterimler ücretsiz yapılacak.

Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Yaşar Kemal Filmleri yazısına devam et

Bu Haftasonu (09 – 10 Şubat 2019) Kundura Sinema’da

Beykoz’da film stüdyosu ve sanat etkinlikleri merkezi olarak kullanılan Kundura Fabrikası içinde açılan Kundura Sinema gösterimlerini sürdürüyor. Sinemada, 09 – 10 Şubat 2019 tarihlerinde Tetikçinin Gecesi (Collateral), Taksi Şoförü (Taxi Driver), Son Adam (The Last Laugh), Dünyada Bir Gece (Night on Earth) ve Teşhis (Diagnosis) adlı filmler gösterilecek. Teşhis (Diagnosis), insan ruhunun kendisi kadar tutkulu, hüsrana uğramış ve umutlu olan adsız bir şehrin görüntüleriyle iç içe geçtiği bir film

Bu Haftasonu (09 – 10 Şubat 2019) Kundura Sinema’da yazısına devam et

Aidiyet’ten İlk Görüntüler Yayınlandı

Burak Çevik’in yönettiği ve dünya galasını bu hafta sonu Berlin Film Festivali’nde yapacak olan Aidiyet’ten ilk görüntüler yayınlandı. Eylül Su Sapan ile Çağlar Yalçınkaya’nın oynadığı, Burak Çevik’in 15 yıl önce İstanbul’da gerçekleşen bir cinayetin mahkeme kayıtlarından ve kendi kişisel hafızasından yola çıkarak yazıp, yönettiği film, Berlinale’nin Forum bölümünde Caligari Ödülü için yarışacak.

  • Basın Bülteni
  • Teaser’ı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Kapan Filminden İlk Teaser

Erkan Petekkaya’nın başrolünü Öykü Çelik, Kemal Uçar ve Ali Gürer ile paylaştığı Kapan filminin ilk teaser’ı yayınlandı. Filmin sosyal medya hesaplarından yayınlanan teaser’ı merak uyandırdı. Yönetmenliğini Kudret Sabancı’nın yaptığı filmin senaryosu Muharrem Gürer ve Mehtap Şahin Altıntaş tarafından kaleme alındı. Filmin oyuncu kadrosunda Ruhi Sarı, Neslihan Acar, Recep Güneysu, Gizem Denizci, Poyraz Eser, İrfan Aslanhan ve Duygu Karaca yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Teaser’ı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Döndüm Ben’in Çekimleri Tamamlandı

Başrollerini Burak Satıbol, Ayhan Taş ve Sadi Celil Cengiz’in paylaştığı yılın komedi filmi Döndüm Ben’in çekimleri İstanbul’da yaklaşık 1 ay sürede gerçekleşti. Yönetmenliğini Ömer Faruk Yardımcı’nın yaptığı filmde, evliliğini bitirme planları yapan Cenk’in, eşi Melda’nın çocuk sahibi olmak istediğini açıklamasından sonra bu durumdan kurtulabilmek için arkadaşı Samet’e danışmasıyla gelişen komik olaylar anlatılıyor.

O İş Bende

Haydar Işık’ın yönettiği ve Betizm, Nilay Toprak, Doğuş ile Nez Demir’in oynadığı O İş Bende, 19 Nisan 2019’da CJ Entertainment dağıtımıyla 11k Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Mert Antalyalı varlıklı bir ailenin tek evladıdır. İstanbul da okuyan ve hayatta tek derdi kadınlar olan Mert, hayatı boyunca hiç çalışmamıştır. Disiplinli ve çalışkan babasının gönderdiği yüklü harçlıkla gününü gün etmektedir. Ta ki babasının verdiği hatır çekleri geri işlem görüp iflâs edene kadar. Babasının iflasıyla Mert’in hayatı bir anda alt üst olur. Üstelik babası da felç geçirmiş hastanede yatmaktadır. Yapacak hiç bir şeyi kalmayan Mert çaresiz Antalya’ya dönmek zorunda kalır.

O İş Bende yazısına devam et

Yaz Kış Demeden

Yaz Kış Demeden (Come Rain or Shine), adlı belgesel filmde yönetmen Zeynep Güzel, Türkiye’den Ermenistan’a yaptığı gezilerin anlatısını oluştururken travma mirası ile kayıp ve aidiyet kavramlarını Ermenistan’ın sanayisizleşmiş kentlerini fon alarak değerlendiriyor. Dilsel ve ulusal ayrımlara rağmen yönetmen, zorlukları göğüsleyen Aşot ve Karin’le yakınlık kuruyor, yabancı olduğu kadar tanıdık bu ülkeyle bağlarını keşfederken onları ailesi kabul ediyor. Şiir gibi mektuplarıyla yönetmen Zeynep Güzel, geçmişin anlamını çözüyor, geçmişle şimdiki zamanın belirsizliğine dikkat çekiyor; geleceğe dair umut dolu bir çözümlemeye ulaşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Turgut Arseven’i Kaybettik

İstanbul Şehir Tiyatroları, sinema ve dizi oyuncusu Turgut Arseven, 01 Şubat 2019 Cuma günü hayatını kaybetti. 1947 yılında İstanbul’da doğan Turgut Arseven sahneye ilk kez 1963 yılında çıktı. Süper Baba, Kurtuluş, Affet Bizi Hocam, Kurtlar Sofrası, Borsa, Sırlar Dünyası, Beşinci Boyut, İnsan Aldandı gibi TV dizileri olan Arseven, rol aldığı tek sinema filmi Milyarder’de bir öğretmeni canlandırdı. Arseven’in cenazesi, 02 Şubat 2019 Cumartesi günü (bugün), Şişli Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Maltepe Üniversitesi 1. Çizgi Film Festivali

T. C. Maltepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü, 18 – 22 Mart 2019 tarihlerinde Maltepe 1. Çizgi Film Festivali düzenliyor. Festival süresince animasyon sanatçıları ve genç sanatçılar bir araya gelecek. Bir hafta sürecek festivalde workshoplar, söyleşiler, film gösterimleri ve yarışma atölyeleriyle animasyon alanında çalışan profesyoneller ve öğrenciler buluşacak. Katılımcılara verilecek 10 adet çizim masası ve 10 adet laptop ile üretilecek işler arasından yapılacak olan seçimde birinci, ikinci ve üçüncüye parasal ödül verilecek. Festival kapsamında yapılacak yarışmaya üniversite ve lise öğrencileri katılabiliyor.

Maltepe Üniversitesi 1. Çizgi Film Festivali yazısına devam et

Anadolu Üniversitesi 12. Palto Film Günleri

Anadolu Üniversitesi 12. Palto Film Günleri 19 – 23 Şubat 2019 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Etkinlik, 19 Şubat 2019 Salı günü Sinema Anadolu’da başlayacak; açılış filmi ise Murat Düzgünoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı Halef filmi olacak. Gösterimin ardından Murat Düzgünoğlu, filmin oyuncularından Baran Şükrü Babacan ve Sanat Yönetmeni Osman Özcan ile söyleşi gerçekleştirilecek. Palto Film Günleri’nin açılış coşkusu film gösteriminin ardından IF Performance Hall’de Cümbüş Cemaat konseriyle zirveye ulaşacak.12. Palto Film Günleri kapsamında 13 uzun, 8 kısa ve 1 belgesel film sinemaseverlerle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Tanıtım Filmi

Anadolu Üniversitesi 12. Palto Film Günleri yazısına devam et

Tavşanlı İngiltere Tarihi

Yunan sinemasına özgü absürd akımın öncülerinden Yorgos Lanthimos’un, 18. yüzyıl başları İngiliz kraliyet sarayını mekân almış bir dönem filmi çektiğini ilk duyduğumda çok şaşırmış olduğumu itiraf etmeliyim. Lakin korkum boşunaymış; yerleşik toplum düzeni ve dikte edilmiş çekirdek aile kurumu üzerine gerçeküstücü bir mizah barındıran ilk filmleriyle bağrımıza bastığımız sinemacı, ‘Köpek Dişi / Kynodontas’ın uluslararası başarısının ardından yerleştiği İngiltere’de bildik normları eğip bükmeyi sürdürüyor.

Yönetmenin günümüz imgeleriyle kurulmuş yakın bir geleceği resmeden İngilizce dilinde ilk filmi ‘İstakoz / The Lobster’ ile Anglosakson bir ailenin suç ve adalet kavramları üzerine yoğunlaşan, Yunan tragedya geleneği esintili öyküsü ‘Kutsal Geyiğin Ölümü’ / The Killing of a Sacred Deer’ daha önce sinemalarımıza gelmişti. Bir dönem hikâyesine soyunduğu ve içinde bulunduğumuz ödül mevsiminin favorilerinden ‘Sarayın Gözdesi / The Favourite’ ise, türün kalıplarını tersyüz eden anlatımı ve tercihleriyle, Lanthimos’un oyunbaz evreninin yeni bir harikası olarak bu hafta gösterime giriyor.

1700’lerin başlarında kraliyet sarayında geçiyor hikâye. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpranmış bir kadındır kraliçe Anne. Tam 17 kez hamile kalmış, çok sayıda düşük ve ölü doğumun ardından dünyaya gelen çocukları fazla yaşamamış. Psikolojik travmasının yanısıra gut ya da bilinen diğer adıyla damla hastalığından muzdarip, sağlık sorunlarıyla cebelleşir kısa ömrünün son yıllarında. Lakin bu giriş okuru yanıltmasın, ağır bir dram nakletmeye hiç niyetli değil Lanthimos. Tarihçiler tarafından hep zayıf, beceriksiz, iradesiz, duygusal açlığını giderememiş karikatür bir monark olarak çizilmiş Anne’ın derin trajedisini son derece eğlenceli, muzır bir atmosfer içinde sunuyor izleyiciye.

Anlatı, kraliyet sarayında üç kadın karakterin ilişkileri üzerinden ilerliyor. Fransa ile savaş sürerken iki soylu kuzen kraliçenin gözdesi olmak için ölesiye bir rekabete tutuşuyor. Kraliçenin sağlığı giderek bozulurken iktidar, hırs, aşk ve kıskançlıktan beslenen saray entrikaları alıp başını gidiyor.

Sarayda geniş bir yetkiye sahip olan Marlborough düşesi Sarah Churchill kraliçenin genç kızlığından beri sadık dostu, sırdaşı, aynı zamanda hükümet meselelerinde güvenilir danışmanıdır. Parlamento başkanıyla ittifak kuruyor, askeri komutan olan kocasının da desteğiyle Fransa ile savaşı sürdürme, toprak sahiplerinin vergisini yükseltme kararları alabiliyor. Onun uzak kuzeni Abigail ise babasının serkeşliği yüzünden beş parasız ortada kalmış bir genç kız. Yüzü gözü çamur içinde saraya geldiğinde büyük kuzeni onu himayesine alıyor. Lakin hayat Abigail’e hiçbir dövüşün adil yapılmadığını öğretmiştir. Yeniden sokaklara düşmemek için, yakışıklı ve kafasız bir soyluyla evlenerek unvanını garantiye alıyor önce. Daha sonra türlü oyunlarla kraliçenin gözünden düşürmeye çalıştığı kuzeni düşesin yerini almaya soyunuyor.

Yazım ekibinde olmadığı bu ilk filminde, tarihi detaylara geniş ölçüde yer vermiş olan ilk senaryo taslağını değiştirmiş, yeniden yazdırmış Lanthimos. Tarihi olaylara uygunluk önceliği değil çünkü. Dönemin sosyal ya da siyasi gelişmeleri üzerinde fazla oyalanmak da istemiyor. Dönem sinemasının geleneklerinin altını oymaya ve tez elden kendi absürd dünyasını inşa etmeye koyuluyor. Alabildiğine tuhaf, girift ilişkiler bütünü eşliğinde, entrikaların gırla gittiği, ittifakların her an değiştiği bir oyun alanı olarak sunuyor saray ortamını. ‘Barry Lyndon’u hatırlatan mum ışığında çekilmiş sahnelerde insan davranışlarını, haseti, hırsı, hayatta kalma güdüsünü mercek altına yatırıyor bir kez daha.

Dışarısıyla pek fazla ilgilenmeden sarayın iç mekânlarında geziniyor kamera. Kraliçenin rahatsızlığı nedeniyle onun yatak odasında cereyan ediyor birçok şey. Balık gözü lenslerle ve şaşırtıcı açılardan resmediyor trajikomik insan serüvenini. Rekabetçi kadınların dünyasını ön plana çıkarırken, abartılı makyaj ve giysileriyle kenar süsü niyetine kullanıyor erkekleri. Lanthimos’un gerçeküstücü evreninin oyunbaz sürprizleri bu kadarla kalmıyor. Sandy Powell tasarımı kostümlerde deri ya da kot kumaşı benzeri dönem dışı materyallere yer verilmiş. Sarayın iç mekânlarında ördekleri yarıştırma, yarı çıplak gariban bir uşağa çürük meyva isabet ettirme oyunlarıyla ya da dönem dışı akrobatik dans gösterileriyle eğleniyor soylu kraliyet erkanı. Müzik bandı da boş durmuyor: Haendel, Vivaldi, Bach gibi Barok dönem ustalarının ezgileri, 19. yüzyıl romantik müziğine karışıyor. Messiaen ve Anna Meredith’in atonal ezgilerinden geçerek, Elton John’un klavsen versiyonuyla yorumladığı ‘Skyline Pigeon’a kadar uzanan bir yelpaze içinde oynanan absürd komedyaya eşlik ediyor müzik.

Yazının başlığında yer alan ‘tavşanlara’ gelince… Kraliçenin yatak odasında yaşayan 17 adet pofuduk tavşan, onun dünyaya getiremediği veya yaşatamadığı çocuklarını simgeliyor. Anne’ın odasında tavşan beslemesi tarihsel gerçekliğe uygun değil belki ancak onun etten kemikten bir insan olarak derin acısını ve dinmek bilmeyen yoksunluğunu ifade eden ve filmin estetiğini ilk plandan duyuran dahiyane bir buluş.

Acısıyla kederiyle, neşesiyle sevinciyle, ihtirası ve zalimliğiyle insan ruhunu eşelemeyi sürdüren son Lanthimos▲ yapıtı, Olivia Colman (Anne), Rachel Weisz (Sarah) ve Emma Stone (Abigail)’den oluşan üçlünün birinci sınıf yorumlarıyla, kolay rastlanmayacak incelik ve hınzırlıkta bir başyapıt. Kaçırmayın.

(08 Şubat 2019)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com