Allah Hepimize Nefes Demeyi Nasip Etsin

7. Malatya Uluslararası Film Festivali, Ulusal Yarışma bölümü filmlerinden, Buğday filmini ağırladı. En son Tokyo Film Festivali’nden büyük ödülle dönen, yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun son filmi Buğday (Grain) filminin gösterimi yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun katılımıyla MalatyaPark AVM Avşar Sinemaları’nda gerçekleşti. Kaplanoğlu, gösterim sonrası yapılan söyleşide “Bana göre insan olmanın sorumlulukları üzerine bir film. Geldiğim yer, vardığım nokta burası.” dedi.

Allah Hepimize Nefes Demeyi Nasip Etsin yazısına devam et

Pelin Esmer’in Merak Edilen Filmi İşe Yarar Bir Şey Malatya’da Gösterildi

7. Malatya Uluslararası Film Festivali, Ulusal Yarışma bölümü filmlerinden, İşe Yarar Bir Şey filmini ve ekibini ağırladı. Filminin gösterimi yönetmeni Pelin Esmer, oyuncularından Ayşenil Şamlıoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Şair Leyla’nın istemeden de olsa çıktığı yolculuğu farklı ve gizemli bir hale getirme çabasını anlatan Esmer, Leyla’nın kendi varoluşuna dair dertlerinin ötesinde bambaşka hayatların varlığına ilişkin merakını anlattığını ifade ediyor.

Pelin Esmer’in Merak Edilen Filmi İşe Yarar Bir Şey Malatya’da Gösterildi yazısına devam et

Bu Filmi Onur Ünlü Filmi Olduğu İçin de Kabul Ettim

7. Malatya Uluslararası Film Festivali, Ulusal Yarışma bölümü filmlerinden, Kırık Kalpler Bankası ve ekibini ağırladı. Gösterim sonrası gerçekleşen söyleşide soruları yanıtlayan Onur Ünlü, “Bu senaryoyu yazdığımda 2000’lerin başıydı. Bir Shakespeare metnini beyazperdeye aktarmak istiyordum. Tam olmasa da bu filmin alt metninde Shakespeare var. Filmi yazdığım zaman çekemezmişim, Bir zaman geçmesi gerekiyormuş. İyi ki bugünleri beklemişim.

Bu Filmi Onur Ünlü Filmi Olduğu İçin de Kabul Ettim yazısına devam et

Seyirci Olma Oyuncu Ol

Mart ayında Florya’da kapılarını açan 2.300 metrekarelik alana kurulu olan Ortadoğu Sinema Okulu, sahne, stüdyo ve derslikleriyle öğrencilerin profesyonel çalışmalar yapmasına imkân sağlıyor. Alanında uzman ve yıllardır sahnede gördüğümüz eğitimci kadrosu ile dikkat çeken okul, katılımcıların hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyor.

Seyirci Olma Oyuncu Ol yazısına devam et

Dersu Yavuz Altun: Türkiye Uyduruk Komedi / Mavra Sineması Mezarlığına Dönüştü

2008 yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi Münferit ile sinemamıza taze bir soluk getiren Dersu Yavuz Altun, 9 yıllık uzun bir aranın ardından Ayaz ile geri döndü.

Münferit’in üzerinden 9 yıl geçti, oldukça uzun bir süre… Sinemaya neden bu kadar ara verdiniz?

Ayaz gibi senaryoları olan yönetmenlerin yapımcı bulması çok zor. Bu bütçeyi bir araya getirmek zaman aldı. Tiyatroyla ilgili yapmamız gereken bir sürü işte arka arkaya gelince ara vermek zorunda kaldım.

9 yıl önce gerçekleştirdiğimiz röportajımızda Ayaz’dan bahsetmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından onaylandığını söylemiştiniz… Daha sonra ne oldu da rafa kalktı? Bu süre boyunca tiyatro çalışmalarınıza devam ettiniz diye biliyorum, öyle mi?

Türkiye çok hızlı dönüştü ve maalesef yaptığımız filmlerin seyirciye ulaşma şansı gittikçe azaldı. Sinema tekelleri, dağıtım şirketlerinin tercihleri, sinema sahiplerinin kaygıları bir araya gelince Türkiye uyduruk komedi/mavra sineması mezarlığına dönüştü. Artık ülke sineması adına kalıcı olacak işlerin, sinemayı toplumsal bir yüzleşme alanı olarak gören yönetmenlerin seyirciyle buluşma şansı neredeyse sıfırlandı. Sistem “Ya bize benzeyeceksin, ya da yok olacaksın.” diyor. Sistemin içerisinde bu durumu ranta dönüştüren sinema salonu tekel yöneticileri, dağıtımcılar, yapımcı, oyuncu, yönetmen, senarist arkadaşlar ülkenin geleceğiyle ilgili bir kaygı duymuyorlar çünkü kendilerine ve çocuklarına başka ülkelerde bir gelecek kurmanın derdindeler. Bu seviye kaybını ranta dönüştürerek yurtdışındaki hayatlarını finanse edecekler. Gitmeyenler, gidemeyenler, bu ülkenin yarınından kaygı duyanlar umudu çoğaltmaya devam edecekler.

Cezaevlerinde gerçekleştirdiğiniz bir sosyal sorumluluk projesi sırasında namus cinayeti nedeniyle ceza alan bazı mahkûmların yaşadığı derin pişmanlığı gözlemledikten sonra bu filmi yapmaya karar verdiniz, bundan hareketle bizimle gözlem ve deneyimlerinizi paylaşabilir misiniz?

Beni en çok etkileyen yoksulluk ve eğitimsizliğin yanı sıra sürekli olarak şiddet ve öfke üreten ataerkil söylemin içerde çok baskın olmasıydı. Çoğu mahkûma göre ellerinde “namustan” başka hiçbir şeyleri yoktu. O’nu da kaybettiklerini düşündüklerinde yaşamak için hiçbir nedenleri kalmıyordu. Bu müthiş bir yoksulluk; hem maddi hem manevi yoksulluk. Baş başa görüşmelerimizde pişmanlıklarını dile getirenler, diğer mahkûmlar olduğunda hemen susuyorlardı.

Namus cinayetleri bu ülkenin en büyük sorunlarından… Filmin 10 yıllık yapım sürecini de göz önünde bulunduracak olursak neler gözlemlediniz?

Cinayet sayıları giderek arttı. Sanki erkeklerle kadınlar arasında bir iç savaş var. Her gün birkaç kadının öldürülmesi sıradanlaştı. Bu ülkede kadın cinayetleri, iş cinayetleri ve çocuk tacizleri istatistiklerine bakıp ürkmeyecek vicdan sahibi hiçbir insan yoktur.

Ayaz’ın seyirciyi zorlayan bir anlatım dili var. Ana karakterlerin çıkmazlarını ve çaresizliklerini bizde iliklerimize kadar hissediyoruz. Katılıyor musunuz bu yoruma?

Seyircide oluşturmak istediğim duygu tam da buydu… Sonuna kadar katılıyorum…

Hasan’ın hiç konuşmaması seyircilerde merak uyandırıyor… Gerçekten ihtiyacı yok muydu Hasan’ın kelimelere?

Yoktu, çünkü O söyleyeceği şeyi en iyi susarak söyleyebilirdi. O’nun susması, bakması, nefes alıp vermesi karakter ve hikâye açısından daha etkileyici anlatım olanakları sağlıyordu. Sessizlikte bir sestir aslında. Biz o sesin seyirci tarafından yürekten duyulmasını sağlamaya çalıştık.

Ayaz’ın bundan sonraki yolculuğu nasıl ve nerelerde devam edecek? Özel gösterimler planlıyor musunuz?

Zor da olsa vizyona girmeye çalışacağız. Sonra da festivallerde seyirciyle buluşmayı deneyeceğiz. Konuya duyarlı kadın örgütleriyle birlikte özel gösterimler yapmayı düşünüyoruz…

Bundan sonraki projeleriniz neler? Sinemaya bir daha bu kadar uzun ara verecek misiniz?

Bir kara-komedi hazırlığımız var. Para bulur bulmaz sete çıkabiliriz. Ama kolay görünmüyor.

(22 Kasım 2017)

Gizem Ertürk

[email protected]

İranlı Usta Yönetmen Rakhshan Banietemad Malatya’da

İran sinemasının büyük ustalarından Rakhshan Banietemad, 7. Malatya Uluslararası Film Festivali’nin kapanış töreninde Onur Ödülü almak üzere Malatya’ya geldi. Rakhshan Banietemad, 15 Kasım saat 18:30’da en sevilen filmlerinden Mavi Yaşmaklı (Rusari Abi) filminin restore edilmiş versiyonunun gösterimi ardından başrol oyuncusu, festivalin jüri üyesi Fatemeh Motamed Arya ile birlikte, Doç. Dr. Sabire Soytok’un modere edeceği bir söyleşi yapacak.

İranlı Usta Yönetmen Rakhshan Banietemad Malatya’da yazısına devam et

Yılın En İyi Aile Komedisi Aile Arasında’nın Fragmanı Yayınlandı

Sezonun en iddialı komedi filmleri arasında yer alan Aile Arasında’nın fragmanı BKM’nin sosyal medya hesaplarında yayınlandıktan kısa bir süre sonra binlerce kişi tarafından izlendi ve yorum aldı. Fragmanda yayınlanan görüntüler bol kahkahalı filmin sinyallerini verirken izleyiciler tarafından “Tam bir aile komedisi” olarak yorumlandı. “Aile dediğin nüfus kağıdıyla mı kurulur, kalp bağıyla mı?” sorusunun cevabını öğreneceğimiz film 01 Aralık’ta sinemalarda.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

TRT Arşivini İlk Kez Bir Belgesel ile Malatya Film Platformu’nda Açtı

7. Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Malatya Film Platformu; yapım atölyeleri, söyleşiler, paneller ve masterclass etkinlikleriyle, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen yapımcı ve yönetmenlere ev sahipliği yapıyor. Malatya Film Platformu’nun iş ortağı TRT, 14 Kasım Salı günü Anemon Hotel’de gerçekleştirilen etkinlikte “Geçmişten Günümüze Türkiye’de Arşivcilik Kültürü ve Arşiv Teknikleri” paneli yapıldı.

TRT Arşivini İlk Kez Bir Belgesel ile Malatya Film Platformu’nda Açtı yazısına devam et