Komedinin Yeni İkilisi: Seni Gidi Seni Filmi Yeni Bir İkiliyi Müjdeliyor

Genç komedyenlerin usta isimlerle buluştuğu, geniş oyuncu kadrosu ile dikkat çeken komedi filmi Seni Gidi Seni vizyon için gün sayıyor. Bir mahalle komedisi olan filmde, taksi şoförü ve mobilyacı iki arkadaşın başına gelen komik ve macera dolu olaylar 17 Kasım’da seyirci ile buluşacak. Komedi filmlerine yeni bir ikilinin doğuşunu müjdeleyen filmde Ahmet Kayakesen ve Serdar Sezgin Güvenç birbirlerine uyumlarıyla dikkat çekiyor. Genç isimler Kayakesen ve Güvenç’in komedi filmi denince akla gelen isimler Ayhan Taş ve Burak Satıbol’un yanı sıra usta oyuncular Turgay Tanülkü ve Zihni Göktay’la buluştuğu filmde, İlay Erkök de kadroda yer alıyor.

Antalya Film Forum’un Finalistleri Belli Oldu

54. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında, 22 – 26 Ekim 2017 tarihleri arasında düzenlenecek olan Antalya Film Forum’da platformlara seçilen finalistler açıklandı. Kurmaca Pitching Platformu, Belgesel Pitching Platformu, Work in Progress Platformu ve Yapımcısını Arayan Projeler Platformu: Senaryo Geliştirme ve Projelendirme kategorilerinde yarışacak olan finalist projeler, yapılan yüzlerce başvuru arasından seçildi. Antalya Film Forum Direktörü Zeynep Özbatur Atakan, Forum’a gösterilen yoğun ilgiden bir hayli memnun olduklarını belirtti.

Antalya Film Forum’un Finalistleri Belli Oldu yazısına devam et

Çavdar Tarlasındaki Asi

Sanatın birçok dalında, karşımıza çıkan ürünleri çok farklı açılardan değerlendiririz. Kimi zaman bu doğrudur, kimi zaman da yanlışa sürükler. Çavdar Tarlasındaki Asi de o filmlerden.

Film, Salinger’ın başyapıtlarından Çavdar Tarlasındaki Çocuklar romanını yazışı ekseninde, gençlik yıllarını ve kendisine ağır bir travma yaşatan İkinci Dünya Savaşında cephedeki günlerini anlatıyor.

Önce sinema…

Film gerçekten başarılı… Zaten kimse ne ritmine ne temposuna ne de oyuncularına laf ediyor. Çekimler çok başarılı. Montajı kusursuz. Oyuncular ellerinden geleni yapmış. Tipik bir biyografi filmi… Bir dönemi, o dönem yaşananları, yaşayanların duygularını ve tabii, başta Salinger’in içine kapanık ama sanki açıkmış gibi göstermesi de içinde hayatının önemli bir kısmını anlatıyor. Dünyaca ünlü yazar oluşunu bilmeseniz de, bilip de göz ardı etseniz de başarılı bir film izlemiş olacaksınız.

Sonra edebiyat…

J. D. Salinger, 20. yüzyılın hem çok beğenilen hem de çok merak edilen yazarı. Yazarın bilinen tek romanı, 16 yaşındaki bir yeniyetmenin gözüyle yaşamını ama aslında tümüyle kapitalizmin eleştirisi olarak kabul ediliyor. Okumanızı öneririm… (Yapı Kredi Yayınları, 52. baskı, Haziran 2017)

Tartışmanın boyutu…

Edebiyat ile sinemayı birbiriyle kesinlikle karşılaştırmamak/kıyaslamamak gerekir. Yazarların en çok yakındığı konudur bu, çünkü edebiyat bir imaj yaratır, sinema ise imajın imajıdır, dolayısıyla başka bir yere gider okurun gözünde.

Salinger, inzivaya çekilmiş, bırakın öykülerinin basılmasını, bir daha yazmaktan bile kaçınmış biri. Eskilerin, nevi şahsına münhasır dedikleri cinsten, farklı, farklı olduğu kadar değerli, değerli olduğu kadar ilginç, ilginç olduğu kadar merak edilen bir yazar.

Kendi üzerinden…

Salinger, babasının isteklerine annesinin desteğiyle karşı durabilmiş, yazar olmak amacıyla üniversiteyi yarıda bırakmış, hocası Whit Burnett (Kevin Spacey) ondaki cevheri görüp, belki biraz da sıkıştırarak, ezerek yazmasını sağlamış… Oona O’Neill’in aşkını kazanmak için İkinci Dünya Savaşında bile yazmayı bırakmıyor. O’Neill, Charles Chaplin ile evlenince Salinger, içinde var olan o kapalılık daha da artıyor ve dünyaya küsüyor.

Film, romanın uyarlanması değil… Zaten Salinger, sağlığında böyle bir şeye asla izin vermemiş… Telif hakları düşene kadar da sinemacılar, beklemek zorunda, yıllardır süregelen böylesi düşlerini.

Bir çıkar yolu, kitaptan yola çıkıp Salinger’in (zaten otobiyografik özellikler taşıyan bir kitap) hayatını anlatmak olarak gözüküyor. Ölmez sağ kalırsak o tarihe (2079) kadar, izleriz hep birlikte…

Çavdar Tarlasındaki Asi, Yönetmen: Danny Strong. Oyuncular: Nicholas Hoult, Kevin Spacey, Sarah Pauson, Zoey Deutch, 06 Ekim’den başlayarak gösterimde…

(04 Ekim 2017)

Korkut Akın

Tarkan Güçlü Kahraman, Kolsuz Kahramana Karşı

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Şu sıra, yıllar öncesinin bir gazoz reklamı, firmanın 50. yılı sebebiyle yeniden ekranlarda dönmeye başladı. Zamanında “On yüz milyon baloncuk yuttum” sözleri ve gülen yüz ifadesiyle ekranlara gelen sevimli kız çocuğu Ayşe Mat’ın reklâmdaki sevimliliği dikkat çekmiş ve başrollerini Hakan Balamir ve Hale Soygazi’nin oynadığı “Kördüğüm” adlı bir sinema filminde beyazperdeye de gelmişti. Yıllar çabuk geçti ve bu sevimli oyuncuyu 19 Temmuz 2011 yılında çok genç, 39 yaşında kaybettik. Yeniden yayınlanan reklamı her izlediğimde genç yaştaki bu kaybımıza üzülüyorum. Ailesinin rencide olmamasını dilerim. (22 Temmuz 2017)

“Dereye düşen alkollü adam kurtarıldı” haberi yüzünden Fox Haber’in 1 puanını sildim. Heyecanla bir sonraki benzer olayın haberi bekliyorum. Umarım “Dereye düşen alkolsüz adam kurtarıldı” diye vermezler, yoksa 1 puan daha sileceğim, şimdiden haber vereyim. (24 Temmuz 2017)

Şu sıralar Taksim’de devam etmekte olan Beyoğlu Festivali’ndeki standı vesilesiyle öğrendiğim, sinema sektörümüzün en uzun isimli kurumu “Yeşilçam Sinema Emekçileri Sosyal Dayanışma Yaşatma ve Yardımlaşma Vakfı – YESEV” 2015 yılında faaliyete başlamış. (25 Temmuz 2017)

Yeşilçam başımızın tacıdır ancak arada sırada onun da şaşırdığını inkâr edemeyiz. Web sitesinde yayınladığım bir önceki yazımın “Karaoğlan: Camoka’nın İntikamı” adlı başlığından ilham alarak meseleyi şöyle vuzuha kavuşturabiliriz: Öncelikle Suat Yalaz’ın en ünlü çizgi roman karakteri Karaoğlan’a, Abdullah Ziya Kozanoğlu ile birlikte -sanıyorum 8, 9 cilt- yayınladığı “Kaan” serisinden müptela olduğumu belirteyim. Karaoğlan’ın filme alınmaya karar verildiği yıllarda -yanlış hatırlıyorsam düzeltin- önce Karaoğlan’ı canlandıracak aktör için yarışma yapılmıştı. Sonra yarışmadan müspet netice alınamayınca o sıralar Ankara Devlet Tiyatrosu kadrosundaki genç Kartal Tibet’te karar kılındı. Yarışma deyince, nedense zaman zaman böyle geniş çerçeveli yarışmalar yapılır ondan sonra da piyango yarışmaya müracaat eden gençlerden birisine vurmaz da giderler bir profesyonelle anlaşırlar. Araya bu dikkat çekici teferruatı da sıkıştırmış olayım. Suat Yalaz’ın yönetmenliğinde çekilen ilk Karaoğlan filmi “Altay’dan Gelen Yiğit” olağanüstü ilgi görünce doğal olarak seri devam etti, sonra “Baybora’nın Oğlu”, 3. olarak da “Yeşil Ejder” filmleri çekildi. Derken serinin bir filminde Camoka karakterinin hayli ilgi görmesi üzerine “Camoka’nın İntikamı” çekildi. Bundan sonra Yeşilçam’ın şaşırdığı bölüme geliyoruz. Sinemamızda örneği bir hayli fazladır; çok ilgi çeken bazı filmlerin başrol oyuncuları sonraki devam filmlerinde yüklüce para istemeye başladıklarında hemen Yeşilçam’ın özel formülleri devreye girer, o filmlerdeki yan karakterlerden yeni filmler üretilmeye başlanır. İlk akla gelen Turist Ömer’dir. Turist’i başka bir facebook notuna konu ederiz, o kenarda dursun. “Camoka’nın İntikamı”ndan sonra başrolünü Danyal Topatan’ın oynadığı “Camoka’nın Dönüşü” çekilir. Bu filme de havası yansısın diye önceki Karaoğlan filmlerinden -bilhassa Kartal Tibet’li- görüntüler eklenir. Başka filmlerden görüntü eklemenin bir diğer örneği de Yücel Çakmaklı’nın yönettiği “Oğlum Osman”dır. Bu filmde de yerli değil yabancı filmlerden eklemeler görmüştük. Yalan olmasın bir tanesi de ünlü “On Emir” filminden yapılmıştı, hatta film sinemaskop olduğundan normal çerçeveli filmde bu bölümü yandan basık, oyuncuları uzun uzun boylu olarak izlediğimizi hatırlıyorum. Çok uzun oldu ama günümüzde moda olduğu için mecburen yazı da uzun oluyor. Karaoğlan filmlerinde Camoka da tüketildikten sonra isim benzerlikleri üzerinden hareket edildi. Tarık Tibet adlı oyuncunun başrolünü oynadığı “Karaoğlan’ın Kardeşi Sargan” çekildi. Yönetmenliğini Suat Yusuf’un yaptığı bu filmdeki isimlerin Kartal Tibet, Tarkan ve Suat Yalaz’ı çağrıştırdığını yazmıyorum, onu siz anlayın. Bundan sonraki aşamada bir başka firma da başrolünü Tamer Yiğit’e verdiği “Akbulut, Malkoçoğlu ve Karaoğlan’a Karşı” adında, tam çorba gibi isimli bir film yaptı. Böyle çorba isimli bir diğer film de “Tarkan Güçlü Kahraman Kolsuz Kahraman’a Karşı” adlı filmdir. Bu film de Yeşilçam’ın o sıralar sinemalarda hayli ilgi çeken Wang Yu’lu yabancı “Kolsuz Kahraman” filmlerinin rüzgârından faydalanma işlemidir. Yeri gelmişken görüntü sanatında en beğendiğim Karaoğlan’ın Abdullah Oğuz’un TV dizisindeki Kaan Urgancıoğlu olduğunu belirteyim. Orhan Günşiray, Kartal Tibet ve Kuzey Vargın’ı hep yadırgamışımdır. Kayda geçsin diye yazayım. Karaoğlan filmlerinin yapımcı şirketi Olcay Prodüksiyon adını Suat Yalaz’ın oğlu Olcayto Yalaz’dan alıyor. Onu da belirtmiş olayım, bilgi bilgidir. (01 Ağustos 2017)

Hadi sinema salonlarıCineminimum, Cinebig, Cinehour, Cineminute şeklinde isimlendirmenizi cinemaseverlere İngiltere’de film izleme zevki tattırma jesti olarak kabul ettik diyelim. Sevgili dağıtımcılarımız gelecekteki filmleri duyurduğu listelerde neden “Untitled CKM Project” şeklinde ifadeler kullanıyor? “İsimsiz CKM Projesi” yazsanız olmuyor mu? Yoksa sinema yönetimlerinde hiç Türkçe bilen eleman kalmadı mı? How are you today? (02 Ağustos 2017)

Küçük harf i’nin İngilizce’de büyük harfe dönüştüğünde I olarak yazıldığını eskiden ben de bilmezdim. “Faith Warrior LLC, Automatic Entertainment GL LCC” isimlerini “FAİTH WARRİOR LLC, AUTOMATİC ENTERTAİNMENT GL LCC” şeklinde yazardım. Oysa FAITH WARRIOR LLC, AUTOMATIC ENTERTAINMENT GL LCC” şeklinde yazılması gerekiyormuş. Atalarımız ne kadar doğru söylemişler: Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. (02 Ağustos 2017)

(04 Ekim 2017)

Sadi Çilingir

[email protected]

Mutlu Son

Michael Haneke’nin yönettiği ve Isabelle Huppert, Jean Louis Trintignant, Mathieu Kassovitz ile Fantine Harduin’in oynadığı Mutlu Son (Happy End), 13 Ekim 2017’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Haneke, sorunlu aileler, bastırılmış suçluluk duygusunun yarattığı tahribat gibi özel temaları yeniden ele alıyor. Fransa’nın kuzeyindeki Calais’de görünüşte oldukça rahat ve zengin bir şekilde yaşayan Laurent ailesinin hayatı, beklenmedik olaylar sonucu hayatlarına giren Eve’in gelmesi ile rayından çıkar. Bitmek bilmeyen aile sorunları ve özenle sakladıkları sırları artık başa çıkılabilecek gibi değildir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

Mutlu Son yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Sinemam ve Ben -Türkan Şoray-

Bir dönem erkeklerinin, istisnasız hepsini kendine âşık eden bir efsane, bir mit, bir simge Türkan Şoray. Beyazperdeye yansıyan iri ve güzel gözleri, hülyalı bakışları, büründüğü her rolü gerçekten benimseyen duruşu ve kuşkusuz kurallarıyla bir bütün olduğu için tektir sinemamızda da, hayatımızda da… Bu çerçevede -birçokları gibi- Türkiye’nin yüzü olarak kabul etmekten başka ne gelir elimizden (sahi, sorsalar, hâlâ en çok oy alacak yüzdür … Devamı… »

Mor Ufuklar’a Hindistan’dan Ödül

Mor Ufuklar, Hindistan’da gerçekleşen 8. Jagran Film Festivali’nden jüri özel ve mülteci Meryem’e hayat veren Zeynep Sevi Yılmaz da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ile döndü. Asya prömiyerinden de eli boş dönmeyen Olgun Özdemir imzalı Mor Ufuklar’ın festival yolculuğu devam ediyor. Mumbai’deki kapanış törenine katılan Özdemir: “Sinemanın dünyadaki iki kalbinden birisi olan Bollywood’da bulunmak ve ödüllendirilmek son derece sevindirici.” dedi. Hindistan’da halkın sinemaya olan ilgisi karşısında etkilendiğini söyleyen Özdemir: “Burada geçirdiğim bir hafta benim hayata ve sinemaya bakış açımda da besleyici olacaktır.” diye de ekledi.

Mor Ufuklar’a Hindistan’dan Ödül yazısına devam et

Atalay Özçakır’ı Kaybettik

Sinemamızın Yeşilçam döneminin ünlü oyuncularından Atalay Özçakır, 23 Eylül 2017 tarihinde, yaşamını sürdürmekte olduğu Berlin’de vefat etti. 1951 yılında Beni Mahvettiler adlı filmle oyuncu olarak sinemaya başlayan Özçakır, Kibar Ali ve Kardeş Kanı adlı iki filmin de yapımcılığını yaptı. Sanatçının rol aldığı diğer filmler arasında Beyoğlu Esrarı, Zalim Kader, Kaybolan Yıllar, Oyuncu Kız, Şimal Yıldızı, Kara Sevda, Gelin Ayşem, Kamelyalı Kadın, Ağlarsa Anam Ağlar, Başa Gelen Çekilir, Çömlekçinin Kızı, Mecnun, Ali Derler Adıma, Hak Yerini Bulur adlı filmler var. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Cingöz Recai: Bir Efsanenin Dönüşü

Onur Ünlü’nün yönettiği ve Kenan İmirzalıoğlu, Haluk Bilginer, Meryem Uzerli ile Musa Uzunlar’ın oynadığı Cingöz Recai: Bir Efsanenin Doğuşu, 13 Ekim 2017’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Content Turkey tarafından vizyona çıkarıldı.
İyiliksever hırsız Cingöz Recai yıllar sonra yeni bir soygun için ekibiyle sahalara döner. Soygunu kendi ekibiyle yapmaz, karanlık bir çeteye dahil olur ve bir teknoloji dehasının evini soymak için kılıktan kılığa, oyundan oyuna geçerek, kimsenin bilmediği gerçek hedefine yaklaşmaya başlar. Yıllardır aradığı, kin güttüğü Hayalet, artık ona nefesi kadar yakındır, tabi ki belalısı Baş Komiser Mehmet Rıza da peşindedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Cingöz Recai: Bir Efsanenin Dönüşü yazısına devam et

Sonbaharın Rengi Filmekimi, Ek Seanslarıyla Birlikte 29 Eylül’de Başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl Vodafone Red sponsorluğunda düzenlenen 16. Filmekimi, 29 Eylül’de başlıyor. 51 filmlik programıyla Filmekimi yoğun istek üzerine 10 ek seansla bir kez daha sinemaseverlerin gözdesi olacak. Filmekimi, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünya festivallerinde gösterilmiş, ödüller almış, eleştirmenlerin ve izleyicilerin ilgisini çekmiş, merakla beklenen yeni yapımları içeren zengin programıyla Ekim ayının en çok konuşulan sinema etkinliği olacak. İstanbul’da 10 gün sürecek Filmekimi, bu yıl Beyoğlu Sineması, Atlas Sineması, Nişantaşı City’s Sineması ve Kadıköy Rexx Sineması’nda gerçekleştirilecek.

Sonbaharın Rengi Filmekimi, Ek Seanslarıyla Birlikte 29 Eylül’de Başlıyor yazısına devam et

Tereddüt’e Batum’dan 2 Ödül Birden

Yeşim Ustaoğlu’nun ulusal ve uluslararası alanda eleştirmenlerden övgüler toplayan son filmi Tereddüt, dün gece (24 Eylül) sona eren 12. Batum Uluslararası ArtHouse Film Festivali’nden iki ödül birden kazandı. Mohsen Makhmalbaf’ın jüri başkanlığını yaptığı uluslararası yarışma bölümünde Yeşim Ustaoğlu En İyi Yönetmen Ödülü’nün, Ecem Uzun da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Tereddüt, 36. İstanbul Film Festivali’nin Altın Lale Ulusal Yarışması’nda En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Müzik Ödülü, 20. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nden de FIPRESCI ve Genç Cadı Ödülü kazanmıştı.

Aytaç Ağırlar’ın Yeni Filmi Bölük’ün Afiş ve Fragmanı Hazır

Yapımcılığını TAFF’ın üstlendiği Bölük filminin afişi ve fragmanı görücüye çıktı. Merakla beklenen filmin ilk görüntüleri çok beğenildi. Bölük filminde, Kaan Yıldırım, Hakan Kurtaş ve Alina Boz’un başrollerini paylaştığı Bölük, 20 Ekim’de gösterime girecek. Film için neredeyse yeniden bir kışla inşa edildi. Bir bölük askerin dokunaklı hikâyesini anlatan film için, 5 yıl önce terk edilmiş bir kışla, haftalarca çalışılarak tekrar yaşanır hale getirildi. Kapı kollarından pencere camlarına kadar tüm eksikler 1,5 ay gibi kısa bir süre içinde titizlikle çalışılarak tedarik edildi. 400 dönümlük arazi karış karış yeniden düzenlendi. Restorasyon süresince sanat ekibine toplamda 51 kişi eşlik etti.

Ferhan Baran Yazıyor: Doğanın ve Kadınların İsyanı

Polonyalı yönetmen Agniezska Holland’ın geçtiğimiz Berlin Film Festivali’nden Gümüş Ayı ile dönen son çalışması ‘İz / Pokot’un bizdeki gösterimi sürüyor. Deneyimli kadın sinemacının Amerikan televizyon dizileriyle stil denemeleri yaptığı altı yılın ardından beyazperdeye dönüş yaptığı ve kimi yabancı yazarlar tarafından Avrupa usulü ‘Fargo’ olarak tanımlanan son filmi, Polonya ile Çek Cumhuriyeti sınırında küçük bir dağ köyünde geçiyor. Filmin baş … Devamı… »

Türk Sinemasında Yerel Kodlar Sempozyumu Tamamlandı

Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından 09 – 16 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenecek olan 7. Malatya Uluslararası Film Festivali, bu yılki yenilikler kapsamında, Festivale Doğru başlığıyla önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. Festivale bir ay kala gerçekleştirilen Türk Sinemasında Yerel Kodlar başlıklı sempozyum 22 – 23 Eylül 2917 tarihleri arasında, 20 konuşmacının katılımıyla 5 oturum halinde takipçilere sunuldu.

Türk Sinemasında Yerel Kodlar Sempozyumu Tamamlandı yazısına devam et